Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2282 E. 2019/2090 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2282 Esas
KARAR NO : 2019/2090
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2016
NUMARASI : 2013/194 E. – 2016/259 K.
DAVA TÜRÜ : Manevi Tazminat İstemli
BİRLEŞEN DAVA : Hükümsüzlük
KARAR TARİHİ: 11/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı şirket ortak ve yöneticilerinden …, müvekkili şirkette hizmet akdi ile müşteri temsilcisi olarak çalışırken ayrıldığını ve davalı şirketi kurduğunu, bu nedenle …’ın, müvekkilinin çalışma yol ve yöntemleri ile ürettiği markalar ve mamuller hakkında detaylı bilgi sahibi olduğunu, davalının müvekkili adına 2010/41690 başvuru numarasıyla tescilli bulunan “…” markası ile ürettiği aydınlatma armatürlerini pazara sunduğunu, ayrıca internet sitesinde bu markanın sanki kendileri adına tescilliymiş gibi yayın yaptıklarını ve katalog bastırdıklarını, bunun üzerine müvekkili tarafından Bakırköy …. Noterliği’nin 03/06/2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile marka tecavüzün son verilmesi hususunda davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak marka tecavüzü fiilinin durdurulmadığını, www….com.tr isimli internet sitesinden yayın ve marka tecavüzü fiilinin devam etmekte olduğunu iddia ederek, tecavüzün men’ini ve durdurulmasını, yoksun kalınan kazanç olarak şimdilik davalıdan 150.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin haksız rekabet ve marka tecavüzü oluşturan herhangi bir eylemi, ticari faaliyetinin söz konusu olmadığını, davacının kişisel gerekçelerle haksız davaya mesnet yaratmaya çalıştığını, müvekkili şirketin ortak ve yöneticilerinden olan … şirket yetkilisinin davacının eski çalışanı olmasının dava ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacının tescilli markası olduğunu iddia ettiği … isminin ürün grubunun adı olduğunu ve marka olma özelliği bulunmadığını, … İngilizce kökenli bir kelime olduğunu ve salyangoz anlamına geldiğini, söz konusu ürünün Türkiye’de aydınlatma sektöründe … grubu ürün olarak tanındığını, haksız ve kötü niyetli marka tescilinin söz konusu olduğunu, ayrıca … ürün grubunun ilk olarak müvekkilinin 2010-2012 kataloglarında yer aldığını, davacının 2007-2009 kataloglarında … ürünün yer almadığını, müvekkilinin 2013-2014 kataloglarında ve internet sayfasında gönderilen ihtarnameye istinaden … ürününe yer verilmediğini ve kullanılmadığını, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin dayanağının bulunmadığını ve istenilen miktarın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Birleşen İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/217 Esas sayılı dosyasında davalı- birleşen davanın davacısı vekili dava dilekçesinde; …’in İngilizce kökenli bir kelime olduğunu ve salyangoz anlamına geldiğini, bu ürünlerin Türkiye aydınlatma sektöründe Salyangoz-… grubu ürünü olarak tanınmakta olduğunu, davacının tescil ettirdiği … isminin bir ürün grubunun adı olduğunu ve marka olma özelliği bulunmadığını, davaya konu markanın hükümsüz sayılması için 42. Maddenin (a) bendindeki şartların mevcut olmasının yanı sıra, … ürün grubunun ilk olarak müvekkilinin 2010-2012 kataloglarında yer aldığını, davacının 2007-2009 kataloglarında …’in yer almadığını, müvekkilinin 2013-2014 kataloglarında ve internet sayfasında gönderilen ihtarnameye istinaden yer verilmediğini ve kullanılmadığını beyanla davalı adına haksız ve kötü niyetli olarak tescil edilen “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilerek TPE sicilinden terkinini talep ve dava etmiştir.Davacı- birleşen davanın davalısı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ürettiği … markalı aydınlatma cihazına bakıldığında, dikey eksende 70, yatay eksende de 350 derece yönlendirilebilir bir cihaz olduğunu, bu döndürülme özelliği sayesinde burgu, sarmal eğri anlamına gelen … ibaresini kullandığını, toplumun genelinde salyangoz denildiğinde aydınlatma gelmediğini, bu durumda da, . ibaresinin KHK’nın 7/c maddesinde sayılan tanımlayıcı işaretlerden olmadığını ve hükümsüzlüğünün talep edilemeyeceği anlamına geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/12/2016 tarihli 2013/194 Esas-2016/259 Karar sayılı kararıyla; ” … ibaresinin İngilizce … = Helis, sarmal eğri, helezon, salyangoz adı anlamlarına geldiği, tecavüz iddiasına konu davalının kullanımlarını gösterir katalogda ki … kelimesi yerine kullanılan trendy (en moda), Linear (çizgi) vb. kelimelerin, ürünü doğrudan ifade eden kelimeler olmayıp, ürün şeklinin benzerliği sebebiyle veya kullanım amacı itibariyle ürünleri gruplayan ibare olarak katalogda kullanıldığı ” gerekçesiyle, asıl davadaki markaya tecavüzün tespiti ve ref’i ile bu talebe bağlı maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesi’nin birleşen İstanbul 2. FSHHM’nin 2013/217 Esas sayılı dosyasında ; hükümsüzlük davasının KHK’da öngörülen beş yıllık süre içerisinde açıldığı, birleşen dosya davalısı vekilince dosyaya sunulan Aydınlatma Gereçleri İmalatçıları Derneğinin yazısında, … ibaresinin aydınlatma literatüründe gerek ülkemizde, gerekse dünya ölçeğinde ürün grubu veya ürün adı olarak sektörünün geneli tarafından kabul edilen bir tabir olmadığı, yine Avrupa, Amerika ve diğer farklı kaynaklı resmi kurum ve kuruluşlarının yanında meslek birlikleri tarafından da yayınlanan her türlü dokümanda da böyle bir tanımlamanın söz konusu olmadığı yolunda bilgi verildiği, davalı/birleşen dosya davacısının bu derneğin üyesi olduğu iddia olunduğundan, bu görüşe itibar edilmediği, İTÜ bünyesinde faaliyet gösteren Aydınlatma Türk Milli Komitesi Başkanlığınca gönderilen yazı içeriğinden de, aydınlatma bilim alanında kullanılan terimlerde anlam birliğinin sağlanması için Uluslararası Aydınlatma Komisyonu (CIE) tarafından 1956 yılından itibaren dönem dönem yayımlanan sözlükte … ibaresinin aydınlatma sektöründe bir ürün ya da ürün grubunun adı olarak kullanılmadığı gibi, Türkiye’de sektörde bulunan dokümanlardan da … sözcüğüne rastlanmadığı yolunda bilgi verildiği görülmekle, her iki bilginin örtüştüğü, … ibareli markaların belirlenmesi için tpe.gov.tr’den yapılan araştırmada da, ilk olarak 1979 yılında … ibaresinin 4. Sınıfta … Firması adına, 1993 yılında 25. Sınıfta …A.Ş adına, yine devam eden yıllarda muhtelif tarihlerde sadece … ibareli veya … esas unsurlu markanın muhtelif sınıflarda değişik şirketler adına tescilli olduğu, bir kısmının müddet olduğu ancak, halen geçerli olan … ibareli birçok markanın farklı sınıflarda tescilinin devam ettiği, dolayısıyla İngilizce olan … kelimesinin salyangoz ya da sarmal eğri olarak Türkçe karşılığının olduğu, … ibaresinin iddia olunduğu ve bilirkişi raporlarında da işaret edildiği üzere, 556 Sayılı KHK’nın 7/1-c maddesinde ifadesini bulan ürünün cinsini, çeşidini, vasfını ya da bu maddede belirtilen diğer özellikleri içermediği, işaret etmediği, aynı maddenin d bendinde yer alan ve ticaret alanında herkes tarafından kullanılan belirli bir meslek ya da sanat grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan bir işaret de olmadığı gerekçesiyle; raporlardaki bu yöndeki görüşe itibar edilemediği açıklanarak, hükümsüzlük talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf dilekçesinde ; marka tescilinden doğan haklarının istisnasının KHK 12. Madde de düzenlendiğini, kişilerin markayı kullanmamasının tecavüz sayılmaması için, kullanımın ticaret ve sanayideki dürüstlük kurallarına ve MK 2 deki dürüstlük kurallarına uygun olmasının gerektiğini, iltibasa neden olacak şekilde marka sahibinin elde etmiş olduğu itibar ve tanınmışlıktan yararlanmak amacını taşıyan her durumun dürüstlüğe aykırı olduğunu, davalı şirket ortaklarından … vaktiyle müvekkili şirkette müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, yurt dışına eğitime gönderildiğini, müvekkili şirketin mamulleri hakkında bilgi sahibi olduğunu, ortağı olduğu davalı şirketin … markasının davalının www….com.tr internet sitesinde yayınlandığını, katalog bastırdığını, müvekkilinin katalog ve davalının katalog sayfaları karşılaştırıldığında davalı şirketin ürün ve ürünün katalogda yer alış şeklini bire bir taklit ettiğini, 21/10/2013 tarihli cevap dilekçesinde 2013-2014 kataloğundan … markasını kaldırdığını söyleyerek marka tecavüzünde bulunduğunu kabul ettiğini, müvekkilinin itibar ve tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını, …. markasının markasal kullanıldığını beyanla asıl davada mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; davacı – birleşen davanın davalısının tescil ettirdiği … isminin ürün grubunun adı olduğunu ve marka olma özelliği bulunmadığını, ürünün Türkiye’de aydınlatma sektöründe salyangoz-… grubu olarak tanındığını, toplum genelinde biliyor olmasının gerekmediğini, aydınlatma sektöründe biliniyor olmasının yeterli olduğunu, müvekkilinin firması dışında Türkiye aydınlatma sektöründe faaliyet gösteren başkaca firmaların da … ismini kullandığına dair ad ve adresleri ile internet sayfalarına ait çıktıları 30/12/2013 ve 07/12/2015 tarihlerinde mahkemeye sunmuşlarsa da mahkemenin gerekçesinde dikkate alınmadığını,- Mahkemenin 23/12/2014 ve 08/10/2015 tarihli bilirkişi raporları aldığını, bilirkişi raporlarında … isminin ürün grubunu ifade ettiğini ve aydınlatma sektöründe niteleyici ibare olduğunu belirtmelerine rağmen bilirkişi görüşlerine itibar edilmediğini, davacı birleşen davanın davalısı tarafından tarafsızlığı ve bilimselliği tartışmalı uzman ve teknik görüşler sunulduğunu, mahkemenin bunları esas aldığını, – Davaya konu … ürün grubu adının ilk olarak müvekkili şirketin 2010 – 2012 kataloglarında yer aldığını, davacı-birleşen dosya davalısı şirketin 2007/2009 kataloglarında ise … grubu ürünlerin bulunmadığını, …’in her iki tarafın 2010-2012 kataloglarında yer aldığını, müvekkilinin kataloglarının fatura örneklerini de ibraz ettiklerini, müvekkili şirkete ait kataloğun davacı-birleşen dosya davalısı kataloğundan önce basıldığını ve Mart sonunda dağıtıldığını, davacının marka tescil başvurusunun 24/06/2010 tarihli olduğunu, Davacı-birleşen dosya davalısının, müvekkili şirket yetkilisi ve ortağının eski çalışanları olması nedeni ile kişisel gerekçelerle hareket ettiğini, hasmane tutum ve kötü niyetle davrandığını gösterdiğini,-Dosyaya sunulan … şirketlerine ait internet sitelerinde …’in ürün grubu olarak kullanıldığının görüleceğini beyanla, reddedilen birleşen dava yönünden mahkeme kararının kaldırılarak birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.TPMK’dan gelen kayıtlardan, 2010/41690 sayılı … ibareli markanın, 9 ve 11. Sınıflarda 24/06/2010 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 02/07/2013 tarihinde davacı-birleşen dosya davalısı adına tescil edildiği tespit edilmiştir.İlk Derece Mahkemesince dosya kapsamında alınan 15/01/2015 tarihli raporda; yapı marketlerde ve avize dükkanlarında satılan çoğu ürünün … kelimesi ile anıldığı, bu ibarenin ürünü niteleyen bir sıfat olduğunu ve aydınlatma armatürlerinden bir grubu ifade ettiği, üçlü yapıda ve tekli yapıda yaygın olarak kullanıldığı, bu sebeple davacı-birleşen dosya davalısı markasının KHK’nın 7/1-c ve d hükümlerine aykırılık teşkil ettiği, dolayısıyla hükümsüz kılınması gerektiği, marka tecavüzü ile ilgili yapılan değerlendirmede ise, … kelimesinin dolana dolana oluşmuş, bir birini izleyen, salyangoz, spiral yapı anlamlı olarak kullanıldığı, … armatür denildiğinde bir grup kastedildiğinden, marka tecavüzünün oluşmayacağı, zira … ibaresinin katalogda bizatihi ürün üzerinde yer almadığı, ürün grubunu belirtmek için kullanıldığı yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır.İlk Derece Mahkemesince dosya kapsamında alınan 08/10/2015 tarihli raporda; … ibaresinin davalı tarafça ürün adı olarak kullanılmaması ve farklı iş disiplininde üretilen ürünler için teknik özellikleri tamamlayıcı sıfatta kullanılması sebebiyle, marka tecavüzü iddiasının yerinde olmadığı, ancak birleşen davada hükümsüzlüğü istenilen davalı markasının 9 ve 11. Sınıflarda tescilli olduğu, beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde hükümsüzlük talebinde bulunulduğu, … ifadesinin aydınlatma sektöründe benzer özelliklere sahip aydınlatma eleman grubunu tanımlamak üzere kullanıldığı, bir ürün adı olmadığı ve birçok farklı iş disiplininde üretilmiş ürünler için teknik özelliklerin tanımlandığı, dolayısıyla tek bir ürün için marka adı olarak kullanılamayacağı, ancak davacının faaliyet gösterdiği aydınlatma cihazları alanında zarar gören kişi olması sebebiyle davalı markasının 11. Sınıfta tescil edildiği “taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri” için kısmen hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır.Mahkemece itirazlar sebebiyle ve aydınlatma sektöründe faaliyet gösteren AGİD ve ATMK’dan gelen yazılar da değerlendirilmek suretiyle ilk heyetten itirazları karşılar ek rapor istenildiği bilirkişi heyetinin 14/06/2016 tarihli ek raporda; her iki yazının da kapsam ve içerik itibariyle denetime elverişli olmadıklarını, dolyısıyla … ibaresinin düzenlenen faturalarda açıklayıcı marka adı olarak kullanıldığının tespit edilemediği ve marka ihlalinin söz konusu olmadığı hususlarında görüş belirttikleri anlaşılmıştır.Mahkemece, … Üniversitesinden Enerji Verimli Aydınlatma Teknolojileri Araştırma ve Geliştirme Uygulama Merkezinden ve İTÜ bünyesinde çalışan Aydınlatma Türk Milli Komitesinden … ifadesinin aydınlatma sektöründe bir ürün ya da ürün grubunu niteleyip nitelemediği hususunda görüş sorulmuş, … Üniversitesinin cevabi yazısında, bahsi geçen konu ile ilgili üniversite bünyesinde herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığı hususunda cevap verildiği, Aydınlatma Türk Milli Komitesinin 14/11/2016 tarihli cevabi yazısında ise, aydınlatma bilim alanında kullanılan terimlerde anlam birliğinin sağlanması için uluslararası aydınlatma komisyonu ilk olarak 1956 yılında olmak üzere belirli aralıklarla aydınlatma terimleri sözlüğü (International Lighting Vocabulary) yayımladığını, bağımsız bir kuruluşun yaptığı yayın olan sözlüğün son baskısında uluslararası aydınlatma terimleri sözlüğündeki terimlerin birçoğunun Türkçe karşılıklarının da www…om’da bulunduğunu, bu terimler incelendiğinde … sözcüğüne rastlanmadığını belirtiği görülmüştür.556 Sayılı KHK’nın 42/1-a bendinde, 7. Maddede sayılan hallerde markanın hükümsüzlüğüne karar verilebileceği belirtilmiş olup, 7/1-c maddesinde ise, ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların başvurularının reddedileceği, tescil edilmiş ise hükümsüz kılınacağı belirtilmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı şirket ortak ve yöneticilerinden …’ın, müvekkili şirkette hizmet akdi ile müşteri temsilcisi olarak çalışırken ayrıldığını ve davalı şirketi kurduğunu, müvekkili adına 2010/41690 başvuru numarasıyla tescilli bulunan “…” markası ile ürettiği aydınlatma armatürlerini pazara sunduğunu beyanla, tecavüzün men’ini ve durdurulmasını, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği, davalı- birleşen davada davacı vekilinin davacının tescil ettirdiği … isminin bir ürün grubunun adı olduğunu ve marka olma özelliği bulunmadığını, beyanla davalı adına haksız ve kötü niyetli olarak tescil edildiğini iddia ettiği “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilerek TPE sicilinden terkinini talep ve dava etmiştir.İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/12/2016 tarihli 2013/194 Esas-2016/259 Karar sayılı kararı ile; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.TPMK kayıtlarından, 2010/41690 sayılı … ibareli markanın, 9 ve 11. Sınıflarda 24/06/2010 başvuru tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 02/07/2013 tarihinde davacı-birleşen dosya davalısı adına tescil edildiği tespit edilmiştir.Dosya kapsamında alınan ve sektör bilirkişilerinin de bulunduğu, bilirkişi heyet raporlarında; İngilizce ve Fransızca kullanılan … kelimesinin “helisel, helezon şekilli, sarmal” anlamlarında kullanıldığı, tarafların faaliyet gösterdiği aydınlatma sektöründe, “helisel lamba, helis ampul, helis (…) ” kelimesinin kullanıldığı ve aydınlatma armatürünün nitelik ve nicelik bakımından özelliklerini ifade ettiği, aydınlatma sektöründe benzer özelliklere sahip aydınlatma eleman grubunu tanımlamak üzere kullanıldığı gibi yaşamın her alanında yaygın şekilde kullanıldığının beyan edildiği, anlaşılmakla; davacı- birleşen davanın davalısı adına tescilli markanın, tescilli olduğu 11. Sınıfta ” Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri ) emtia grubunda vasıf, cins bildirdiği, 556 Sayılı KHK 7/1-c maddesi gereğince ayırt ediciliği ve marka olma özelliği bulunmadığı ve bu ibarenin tek bir kişinin tekeline verilemeyeceği kanaatine varılmakla; birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesinin dosya kapsamında sektör bilirkişilerinin de bulunduğu bilirkişi heyetlerinden rapor almasına rağmen, bağlayıcılığı bulunmayan Aydınlatma Türk Milli Komitesinin 14/11/2016 tarihli yazı cevabını hükme esas alarak birleşen davanın reddine karar vermesi yerinde görülmediğinden, birleşen davanın davacısı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.Asıl davada, davalının … ibaresini katalogda kullanımının markasal kullanım olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; birleşen davada 2010/41690 sayılı … markasının 11. Sınıfta ” Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri ) emtia grubunda hükümsüzlüğüne karar verilmekle, davalı- birleşen davacının kullanımının da aydınlatma cihazlarında markanın kullanımı iddiasına dayandığı anlaşılmakla, hükümsüzlük kararı 556 Sayılı KHK 44. Madde gereğince baştan itibaren hüküm ifade edeceğinden , asıl davanın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.Yukarıda açıklanan gerekçelerle; asıl davada, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, mahkeme gerekçesi Dairemizce düzeltilmekle, kararın kaldırılmasına, davanın reddine , birleşen davada davalı- birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, davacı adına tescilli 2010/41690 sayılı … markasının 11. Sınıfta ” Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri ) emtia grubunda kısmen hükümsüzlüğüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,2-Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmekle KABULÜNE, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, İstanbul (Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 15/12/2016 tarihli 2013/194 E. – 2016/259 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, A-Asıl davanın REDDİNE,B-Birleşen davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,Davacı-birleşen davada davalı adına tescilli 2010/41690 sayılı …. markasının 11. Sınıfta ” Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri ) emtia grubunda kısmen hükümsüzlüğüne, fazlaya ilişkin talebin reddine,C-Asıl davada alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından, davacı tarafça yatırılan 5.423,25 TL harcın mahsubu ile bakiye, 5378,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı-birleşen davada davalıya iadesine,D- Birleşen davada alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından, davacı tarafça yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye,15,20 TL harcın davacı-birleşen davada davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,E-Asıl davada davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,F-Birleşen davada, davalı-birleşen davanın davacısı tarafından yapılan 29,20 TL harç ile 3.649,00 TL yargılama giderinin davacı-birleşen davada davalıdan tahsili ile davalı-birleşen davanın davacısına (….) ödenmesine,G-Asıl davada, davalı-birleşen davanın davacısı lehine, reddedilen markaya tecavüz davası yönünden 3.931,00 TL maktu, maddi tazminat davası yönünden 17.900,00 TL nispi ve manevi tazminat davası yönünden 3.931,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilerek, davacı-birleşen davada davalıdan tahsili ile davalı-birleşen davada davacı (…)’ya ödenmesine,Ğ-Birleşen davada, davalı-birleşen davanın davacısı lehine, marka hükümsüzlüğü davası yönünden 3.931,00 TL maktu, vekalet ücretine hükmedilerek,davacı-birleşen davada davalıdan tahsili ile davalı-birleşen davada davacı ( …)’ya ödenmesine,4-İstinaf yargılaması yönünden; a-Asıl davada davalı-birleşen davada davacı ….) vekilinin, istinaf talebi yerinde görülmekle talep halinde istinaf karar harcının iadesine, b-Asıl davada davacı-birleşen davada davalı (…) vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden, alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 13,00 TL’nin asıl davada davacı-birleşen davada davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına, c-Asıl davada davalı-birleşen davada davacı tarafın yapmış olduğu, 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 41,00 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 126,70TL’nin asıl davada davacı-birleşen davada davalı taraftan alınarak, Asıl davada davalı-birleşen davada davacı’ya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.