Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2248 E. 2019/1929 K. 30.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2248 Esas
KARAR NO : 2019/1929
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2016
NUMARASI : 2014/1039 E. – 2016/901 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/09/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, davalı tarafından müvekkilinin kişisel hesabından yetkisiz ve onaysız olarak müvekkilinin yazılı talimatı olmaksızın para çekildiğini, davalıya bu konuda çekilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının müvekkili banka nezdinde … numaralı vadesiz hesabı ile … numaralı hesabının bulunduğunu, ilgili hesaba davacı tarafından 08/06/2012 tarihinde 320.000,00 TL yatırıldığını, 12/06/2012 tarihinde davacı ve eşinin birlikte bankaya gelerek ortak hesap açmak istediklerini, davacıya ait … numaralı hesaptaki tüm bakiyenin yeni açılacak ortak hesaba aktarılmasını, açılacak ortak hesabın vadeli olarak tanımlanmasını talep ettiklerini, bunun üzerine 12/06/2012 tarihinde … numaralı TL hesabının açıldığını ve ortak hesap sözleşmesi gereğince ilgili hesabın teselsüllü ortak hesap olarak tanımlandığını, davacının …numaralı hesabında bulunan 300.000,00 TL’nin 12/06/2012 tarihinde davacının talebi üzerine … nolu hesaba aktarıldığını, bu ortak hesaptan davacı tarafından aynı gün 5.000,00 TL’nin çekildiğini, yine ortak hesaptan ortak hesap sahibi …’ın talimatına istinaden 21/06/2013 tarihinde 315.490,46 TL’nin …’ın sahip olduğu …numaralı hesaba aktarıldığını, davacının bu işlemin rızası dışında olduğuna dair iddiasının gerçeği yansıtmadığını, ortak hesap sözleşmesi gereğince diğer hesap ortağının hesaplardan para çekmesinin hukuka uygun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; 12/06/2012 tarihinde davacı ile eşinin ortak hesap sözleşmesi imzalayıp vadeli ve teselsüllü hesap açtırdıkları, aynı gün bu hesaptan davacıya 5.000,00 TL ödeme yapıldığı, davacının hesabından 12/06/2012 gününde yapılan 300.000,00 TL’lik virmanın da davacının bilgisi dahilinde olduğunun anlaşıldığı, diğer yandan yeni açılan hesaba yatan parayı gösterir cüzdanında alındığı, davacının hesabından virman yapılarak hesap açılmadıysa bu hesabın hangi para ile açıldığı konusuyla davacının bir dayanağının bulunmadığı, teselsüllü hesaba yapılan 300.000,00 TL’lik virmanın davacının iradesiyle gerçekleştiği dolayısıyla bankadan istenemeyeceği, yine davacının şahsi hesabı olan … nolu vadesiz hesaptan 1 gün sonra yani 13/06/2012 tarihinde hesapta kalan bakiye 20.076,87 TL’nin ortak olan vadeli hesaba virman yolu ile aktarılıp ilk hesabın kapatıldığı, davalı bankanın şahsi hesaptaki paranın aktarılması hususunda davacının şifahi talimatı bulunduğunu belirtmekte ise de, bu tür virman için şifai talimatın yeterli olmayıp yazılı talep alması gerektiği, bu durumun bankacılık usul ve tekniklere uygun olmadığı, bu miktar yönünden davanın kusurlu olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davanın itirazına, 20.076,87 TL asıl alacak olmak üzere 21.900,29 TL üzerinden iptali ile takibin devamına ve davanın inkar tazminatıyla sorumluluğuna, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; müvekkilinin eşi ile ortak hesap açtığını müvekkilinin eşinin parayı alıp hemen akabinde boşanma davası açtığını, davalı bankanın bankacılık esaslarına ve mevzuata aykırı şekilde müvekkilinin kendi hesabındaki parayı başka bir hesaba aktarma niyeti, iradesi, talimatı ve muvafakati olmadığı halde başka bir hesaba aktardığını, davalının yazılı talimat sunamadığını, müvekkilinin telafisi güç zararlara uğradığını, mahkemenin ise bankacılık esaslarını dikkate almadığını, niyet okuma yoluyla alacağın büyük kısmını reddettiğini bildirmiştir.Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; davacının fon kazanımı ve günlük faiz kazancı izlendiğinde müşterinin sözlü talimatı ile 20.076,00 TL’lik işlemin gerçekleştiğini, hesap haraketleri incelendiğinde durumun anlaşıldığı, buna rağmen bu tutarın kabulünün doğru olmadığını, yapılan bütün işlemlerden davacının bilgisi olduğunu, ihbar olunan davacının eşi …’ın beyanlarında dava konusu tutardan davacının haberdar olduğunun anlaşıldığını, ilk derece mahkemesince celp edilen ancak inceleme yapılmayan Mal Rejiminin tasfiyesine ilişkin İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesinin 2012/622 Esas sayılı dosyası incelendiğinde dava konusu tutarın anlaşılacağını, bu dosyanın incelenmeksizin karar verilmesinin doğru olmadığını, alacak yargılamayı gerektirdiğinden müvekkili inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını bildirmiştir.Davaya esas alınıp İstanbul…. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasının bir kısım fotokopilerinin incelenmesinde; davacının davalı aleyhine 25/12/2012 tarihinde 315.000,00 TL’si asıl alacak olmak üzere 329.671,23 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, davanın borcun bulunmadığından bahisle itirazda bulunduğu ve takibin durduğu anlaşılmıştır.Davalı bankanın talebi üzerine kendisine dava ihbar edilen … cevabında; müvekkilinin bir dostunun gayrimenkulü 270.000,00 TL’ye müvekkilince satın alındığını ve eşi olan davacı adına tapuda tescil ettirildiğini, daha sonra bu taşınmazın 08/06/2012 tarihinde dava dışı bir şahsa 320.000,00 TL’ye satıldığını bu meblayı eşlerin ortak hesabına yatırılması gerekirken davacının bu tutarı aynı gün kendi hesabına yatırdığını, ….’ın uyarısı üzerine bu paranın ortak hesaba yatırıldığının, bu paranın tamamının müvekkilinin ticari faaliyetlerinden elde edildiğinin 320.000,00 TL’nin ortak hesabına aktarılmasında davacının talebi ve rızasınında olduğunu, ortak hesap sözleşmesinde davacının imzasının bulunduğunu, daha sonra müvekkilinin kendi işi için kullanacağı parayı davalı bankadaki başka bir hesabına aktardığını bildirmiştir.Yargılama sırasında alınan 15/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ve eşinin 12/06/2012 gününde ortak hesap sözleşmesi imzadıkları ve vadeli teselsüllü hesap açtırdıkları cüzdanın taraflara verildiği, bu hesaptan aynı gün 12/06/2012 günü davacıya 5.000,00 TL ödendiği, bankacılık uygulamasında yeni bir hesap açılırken hesap açtıranın diğer bir hesabından yapılan virman için hesap sahibinden yazılı talimat alınmasının usulden olmadığı, zira hangi hesaptan hangi hesaba para gittiğinin zaten işlem izahatında bulunduğundan davalı bankanın 12/06/2012 günü teselsüllü hesabı açarken davacıdan yazılı bir t alimat almadan şahsi hesabından virman yoluyla yaptığı işlemden bir usulsüzlük bulunmadığı, kaldı ki hesaba ilişkin hesap cüzdanı düzenlenerek taraflardan birine verildiğini, banka kayıtlarında sabit olduğu, davacıya yeni açılan hesaptan 5.000,00 TL’de ödendiği de tartışma konusu olmadığından davacının hesabından 12/06/2012 günü yapılan 300.000,00 TL virmanın davacının bilgisi dahilinde olduğunu gösterdiği dolayısıyla davacının 300.000,00 TL’yi isteyemeyeceği ancak davacının şahsi hesabı olan vadesiz mevzuat hesabından 13/06/2012 tarihinden hesabındaki bakiye 20.076,87 TL’nin ortak hesaba virman yoluyla aktarılması için yazılı tahlimat gerektiği, dolayısıyla davalı bankanın bu tutardan sorumlu olduğu konusunda görüş bildirdiği görülmüştür.Tarafların itirazı üzerine aynı bilirkişiden alınan 06/06/2016 günlü ek raporda ise; tarafların itirazlarının yerinde olmadığı yolunda görüş bildiridiği görülmüştür.Ortak hesap sözleşmesi örneğinin incelenmesinde; 12/06/2012 tarihinde imzalandığı sözleşmenin 2.1 maddesinin son kısmında iş bu sözleşmenin sonunda açıkça hesap sahiplerinin birlikte tasarruf edeceği bildirilmiş olmadıkça hesap sahiplerinin tek başına vereceği talimatlar üzerine yerine getirilen işlemler veya yapılacak ödemeler sebebiyle banka diğer hesap sahiplerine karşı ibraz edilmiş olacaktır. Hesap sahiplerinden her biri diğer hesap sahibinin ortak hesabı tek başına kullanmasında doğacak sonuçlardan sorumlu olmayıp önceden kabul ve taahhüt eder. Şeklinde bir düzenleme bulunduğu, sözleşmenin son sayfasında sözleşme tarihi kısmının hemen üzerinde “hesap üzerinde birlikte tasarruf görülüyorsa lütfen belirtiniz.” şeklinde bir açıklama bulunduğu, devam eden noktalı kısmı ise herhangi bir açıklamanın yapılmadığı görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, hesabındaki paranın kendi talimatı olmaksızın başka bir hesaba aktarıldığını iddia etmiş davalı ise, yapılan işlemden davacının bilgisi ve onayı olduğunu savunmuştur. Davacının davalı bankada … numaralı vadesiz hesabı mevcut olup bu hesaba 08/06/2012 tarihinde davacı tarafından 320.000,00 TL yatırıldığı, 12/06/2012 günü davacı ile dava dışı eşinin davalı bankaya giderek ortak hesap sözleşmesi imzaladıkları ve…. numaralı vadeli ve teselsüllü hesabı açtırdıkları, davalı banka tarafından hesaba ilişkin cüzdanın taraflara verildiği ve bu ortak hesaptan aynı gün yani 12/06/2012 günü davacıya 5.000,00 TL ödeme yapıldığı, söz konusu ortak hesap açılırken hesapta hiç para bulunmadığından ve bu hesaptan davacının hesabın açıldığı gün 5.000,00 TL para çektiği gözetildiğinde davacının kendi vadesiz hesabından ortak hesaba 12/06/2012 günü yapılan 300.000,00 TL virmandan haberi ve bilgisinin olduğunun kabulü gerekir. Nitekim, oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunan bilirkişi raporunda da bankacılık uygulamasında yeni bir hesap açılırken hesap açtıranın diğer bir hesabından yapılan virman için hesap sahibinden yazılı talimat alınmasının usulden olmadığı belirtilmiştir. Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir.Davalının istinaf talebine gelince, davacının şahsi hesabı olan … numaralı vadesiz mevduat hesabından 13/06/2012 tarihinde (yani ortak hesap açılmasından 1 gün sonra) bu hesapta kalan bakiye 20.076,87 TL’nin ortak hesaba virman yoluyla kapatılmasında davacının yazılı bir talimatı bulunduğu, davalı tarafından ispatlanamamıştır. Davalı banka yazılı talimat alması gerekirken bu görevini ihmal ettiğinden mal rejimi tasfiyesine ilişkin dosyanın incelenmediğine dair istinaf talebi yerinde değildir. Ayrıca alacak bankacılık işleminden kaynaklandığından likit (hesap edilebilir) niteliktedir. Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.
Hal böyle olunca, usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince taraf vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL’den mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Alınması gereken 1.496,01 TL harçtan, peşin alınan 374,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.122,01 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/09/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.