Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2176 E. 2019/869 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2176 Esas
KARAR NO : 2019/869
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2017
NUMARASI : 2016/27 E. – 2017/17 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının, sahibi bulunduğu “…” isimli “… Cad. No:… … /İstanbul” adresinde bulunan mağazada … markalarını taşıyan taklit ürünleri satışa arz ettiğinin, ticari amaç ile bulundurduğunun tespit edildiğini, buna istinaden İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Savcılığına yapılan başvuru sonucu 2015/103378 soruşturma numarası ile açılan soruşturmada arama ve el koyma talebine bulunulduğu, İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliğinden 18/08/2015 tarihinde 2015/2418 D.iş sayılı dosya ile verilen arama ve el koyma kararı üzerine söz konusu davalının bildirilen adresinde arama yapıldığını, bahsi geçen aramada müvekkillerinin ismi ve şekli ile satışa arz vaziyette 21 adet tek ayakkabının ticari amaçla bulundurulduğunun tespit edildiğini, dolayısı ile söz konusu taklit ürünleri davalının bir lisans antlaşması ile hukuka uygun kullanmış olması halinde ödeyeceği lisans bedelinin 556 sayılı KHK’nin 66/c maddesi kapsamında hesaplanmasını ve tecavüz uyarınca ortaya çıkan zararların karşılanabilmesi adına bu aşamada 5.000 TL maddi tazminat ile 30.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermemiş delil bildirmemiş ve duruşmalara katılmamıştır.Davacı vekili 26/10/2016 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu ile belirlenen miktar üzerinden maddi tazminat talebini 10.255,00 TL olarak ıslah etmiştir.İstanbul 2.FSHHM’nin 26.01.2017 tarihli 2016/27 E. – 2017/17 K. Sayılı kararıyla; “Bilirkişi raporu, İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin ceza dosyası, hep birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketin taklit ürünleri satışa arz eder şekilde şubelerinde bulundurmasının, marka haklarına yönelik tecavüz oluşturduğu, bu nedenle davacının 62/2-c maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat talep etme hakkının bulunduğu, davacının tercihine göre tarafların ekonomik durumları, kapasiteleri, markanın kullanım oranı ve tüm deliller ışığında somut olayın özelliğine göre TBK’nun 50 ve 51. maddeleri uyarınca takdiren 10.255,00 TL maddi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı ve davacının manevi zararına yönelik de takdiren 10.000 TL manevi tazminatın uygun olacağı ve davacının hukuki yararı bulunduğundan verilen hükmün ilanına” karar vermiştir. TPMK’dan celp edilen kayıtlardan; 25.02.2003 başvuru tarihli 2003/03729 sayılı “…”, 05.10.2011 başvuru tarihli 2011/111414 sayılı “qp” şekil markası ve 03.06.2016 başvuru tarihli 2014/93874 sayılı şekil markasının “…”, “…” ayak giysileri emtialarında davacı adına tescilli olduğu, İstanbul 4.FSHCM’nin 2015/396 E.sayılı dosyasına ibraz edilen 21.12.2015 tarili raporda; incelenen ürünlerin sahte olduğu, davacı markalarının aynısının ürün üzerinde kullanıldığı beyan edilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından alınan 30.09.2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafça sunulan lisans sözleşmesinin 1.maddesindeki yıllık ciro tutarı 3.00.000 €’nun fahiş olduğu, 2.maddedeki net satışın %5’i oranında lisans bedelinin kabul edilebilir olduğu, davalı nezdinde yapılan aramada 21 tek ayakkabı bulunduğu, değişik internet sitelerindeki satış fiyatlarından ortalama ayakkabı fiyatı olarak 2.051,00 TL bulunduğunu, 21 çift ayakkabının satış tutarının 43.071,00 TL olarak hesaplandığını, daha önceden de ayakkabı geldiği düşünülürse, 100 çift üzerinden %5 oranında lisans bedelinin 10.255,00 TL olarak hesaplandığı beyan edilmiştir. Bilirkişi raporunun HMK 281. maddedeki meşruhatı içerir şekilde, davalıya 11.10.2016 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz edilmediği, yine davacı vekilinin ıslah dilekçesinin 15/12/2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiği itiraz edilmediği görülmüştür. Davalının istinaf dilekçesinde; Davanın kabul edilen edilen kısmı yönünden istinaf talebinde bulunduklarını, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, denetime elverişli olmadığını, eksik inceleme ile oluşturulduğunu, bu şekilde oluşturulan rapora dayanarak davanın kabulü kararı verilmesinin mümkün olmadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak tümüyle reddini istemiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin müvekkili adına TPMK nezdinde tescilli “…” ibareli 2003/03729 başvuru numaralı markası ve tescilli şekil markalarına dayanarak, dava tarihinde yürürlükte olan 556.sayılı KHK 66/2-c maddesi gereğince maddi tazminat ve ve manevi tazminat talep ettiği, ilk derece mahkemesi’nce ıslah talebi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, 10.255,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilerek, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verdiği, davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. Davalının istinaf başvurusunun bilirkişi raporuna dayanarak hükmedilen tazminat miktarına yönelik olduğu anlaşılmışsa da; dosya içinde bulunan evraklardan, İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Savcılığına yapılan başvuru sonucu 2015/103378 soruşturma numarası ile açılan soruşturmada, arama ve el koyma talebine bulunulduğu, İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliğinden 18/08/2015 tarihinde 2015/2418 D.iş sayılı dosya ile verilen arama ve el koyma kararı üzerine şüphelinin adresinde 20.08.2015 tarihinde atama yapılarak 21 adet ayakkabı ele geçirildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporunun HMK 281.maddede düzenlenen meşruhatı içerir şekilde, 11.10.2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, ıslah dilekçesinin de davalıya usulüne uygun olarak tebliğine rağmen rapora ve ıslah talebine itiraz edilmediği, HMK 281.madde gereğince; bilirkişi raporuna 2 hafta içinde itiraz edilmemesi halinde (madde gerekçesinde yazılı olduğu şekilde süre hak düşürücü süre olmakla) bilirkişi raporunun davalı yönünden kesinleştiği ve itiraz hakkını tümüyle kaybettiği anlaşılmakla, itiraz edilmeyen bilirkişi raporuna dayanarak karar verildiğinden mahkeme kararının yerinde olduğuna, ilk derece yargılaması sırasında, süresinde itiraz edilmeyen bilirkişi raporuna istinaf başvurusu sırasında itiraz edilemeyeceğinden, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalının yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Markaya tecavüzün tespiti davası yönünden 44,40 TL maktu harç ile maddi tazminat davası yönünden 700,50 TL, manevi tazminat davası yönünden 683,10 TL nispi harç olmak üzere alınması gereken toplam 1.428,55 TL harçtan, peşin alınan 86,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.342,10 TL eksik istinaf harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 11,00 TL posta masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 18/04/2019 tarihinde karar verildi.