Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2071 E. 2019/900 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2071 Esas
KARAR NO : 2019/900
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2016
NUMARASI : 2015/775 E.- 2016/936 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı … ve diğer davalı kardeşi … tarafından ciro edilmek suretiyle Bursa …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosyası müvekkili davacı aleyhine 25.000,00-TL Meblağlı senede istinaden Kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yaptığını, ancak takibe konu senetteki imzanın müvekkili davacının eli ürünü olmayıp Bursa 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/478 esas sayılı dosyası ile açılan imzaya itiraz davası sonucu imzanın müvekkiline ait olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de bu kararın kesin hüküm niteliğinde olmadığını,müvekkilinin takip alacaklısını tanımadığını, borcu bulunmadığını, dava konusu senette malen kaydı bulunmasına rağmen müvekkilinin davalı taraftan herhangi bir mal satın almadığını, davalı taraf hakkında Bursa C. Başsavcılığının 2015/28018 Soruşturma sayılı dosyası ile yapılan şikayete konu senedin kendilerine değil ….verildiğini, para alacağı olduğunu beyan ettiklerini, davalı tarafın senedin ihdas nedenini değiştirmiş olduğundan para alacağı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davalı tarafın ifadesine göre senette düzgün ciro silsilesi olmadığını, davalı tarafın icra takibi ile müvekkilinin işyerinde müvekkiline ait malların haczini ve satışını yaptığı, ayrıca müvekkilinden para da tahsil ettiğini, davalı tarafın dava dışı …. ile anlaşarak senedi icra takibine koyduğunu, anılan nedenlerle müvekkilinin icra takibine konu edilen 25.000,00-TL Senetten dolayı davalı borçlu olmadığının tespiti ile müvekkilinden haciz baskısı altında tahsil edilen 9.054,00-TL nakit ödeme ile 33.768,92-TL Menkul Mal bedelinin haciz ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafça her ne kadar Bursa …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dava dosyasına konu bono üzerindeki imzanın eli ürünü olmadığı yönünde itirazda bulunmuş ise de, bono üzerindeki imzanın davacının diğer imzaları ile karşılaştırılması sonucu imzanın davacıya ait olduğunun gözle görülecek kadar aşikar olduğunu, zira davacının yapmış olduğu itiraz sonucunda Bursa 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/478 esas sayılı dosyası ile yapılan incelemede; İmzanın davacının eli ürünü olduğu tespit edilerek bu yönden davanın reddine karar verilmiş olup davacı taraf ayrıca senedin malen kayıtlı olup, herhangi bir mal alış verişine konu olmadığını iddia etmiş ise de müvekkilinin senette asıl borç ilişkisinin tarafı değil ciranta olup keşidecinin Lehtar ile arasında bulunan mevcut def’ilerini 3. kişi cirantaya ileri süremeyeceğini müvekkilinin bu çeki kötü niyetle iktisap ettiğine dair davacı tarafın herhangi bir delili bulunmadığını, ciro silsilesinin düzgün olup müvekkilinin bu çeke haklı hamil olduğunu beyanla açılan davanın reddine, davacının asıl alacağın % 20’si oranında İcra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2016 tarihli 2015/775 E.-2016/936 K.sayılı kararıyla; Grafolog bilirkişi …. 29.06.2016 tarihli bilirkişi raporu ile bono altındaki borçlu imzasının davacı … eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, daha önce alınan raporlar arasında çelişki bulunmadığından davacının Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden rapor alınması talebinin reddedildiğini, davacının eli ürünü olan bonoyu bizzat kendisinin düzenleyerek bayisi bulunduğu dava dışı Şüpheli … verdiği davacının …. hakkında yapmış olduğu şikayet nedeniyle de Bursa C.Başsavcılığının 2014/57201 Soruşturma nosu üzerinden 30/03/2015 tarihinde Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Takipsizlik kararı verildiği, davalı …’in bonoyu …. Ticari ilişki çerçevesinde teslim aldığı, sonrasında da diğer davalı halim …’e ciro ettiği, hamil …’in iyi niyetli 3. Kişi olup kötü niyetinin ispat olunamadığı zira …’in de Ticari ilişki çerçevesinde bonoyu … aldığı yönündeki iddiasının da aksi ispat olunamadığı davacının bonoyu ciro ederek …. verdiği, davacının bononun rızası dışında elinden çıktığını, bedelsiz olduğunu ve davalıların yetkili hamil olmayıp kötü niyetli olduklarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine, icra takibi durdurulmadığından yerinde görülmeyen davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin de reddine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekilinin süresinde istinaf talebinde bulunduğu; imza incelemesinin heyet tarafından yapılması taleplerinin yerine getirilmeden eksik incelemeyle karar verildiğini, imzanın müvekkiline ait olmadığının çıplak gözle dahi görüldüğünü, Mahkemenin senette, “Düzgün Ciro Silsilesi Olmadığına” yönelik taleplerini hiç incelemediğini, müvekkilinin davalıları hiç tanımadığını, Bursa C.Başsavcılığının 2015/28018 Soruşturma ve 2014/57201 Soruşturma sayılı dosyasında; davalı …’in “müvekkiline davacı tarafı hiç tanımadığını, ticari alış-verişinin olmadığını, senedin …. tarafından geçtiğini” beyan ettiğini, senette …. ismi ve cirosunun bulunmadığını, bunun davalıların kötüniyetini gösterdiğini, -Davalıların senet metnindeki malen kaydını talil ettiklerini, …’in karakolda verdiği 14.05.2015 tarihli ifade de; “senedin abisi …. tüpçü … vermiş olduğu nakit para karşılığında alındığını beyan ettiğini, diğer davalının da müvekkilini tanımadığını, ticari alış-verişinin olmadığını, senedin …. geçtiğini beyan ettiklerini, ispat yükünün davalılarda olmasına rağmen müvekkiline yüklendiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılıp talep doğrultusunda karar vermesini istemiştir. Davalı … istinafa cevap dilekçesinde; İcra Hukuk Mahkemesinde biri Adli Tıp’tan olmak üzere iki ayrı bilirkişi raporu alınarak imzanın davacı eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, mahkemenin aldığı rapor da aynı sonuca ulaşıldığını, yeniden rapor alınmasına gerek olmadığını, -Bedel kaydının ihtiyari unsur olup, senedin geçerliliğini etkilemediğini, müvekkilinin icra takibimde ciranta olduğunu, kambiyo senedinin soyutluk ilkesi gereği temel ilişkideki bozukluktan etkilenmeyeceğini beyanla istinaf isteminin reddi gerektiğini beyan etmiştir. Bursa ….İcra Müdürlüğü’nün …. E.sayılı icra dosyasında, alacaklı … tarafından, Bursa 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden ihtiyati haciz kararı alındığı, borçlu …. aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatılarak, 25.000,00 TL asıl alacak, 2.066,67 TL işlemiş faiz, 69,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 300,00 TL ihtiyati haciz ücreti ile toplam 27.436,27 TL takip konusu edildiği, 23.347,00 TL bedelli mal haczedildiği, haczedilen malların 15/04/2015 tarihinde, borca mahsuben alacaklıya teslim edildiği, 23.10.2014 tarihinde 8.500,00 TL tahsil edildiği, 18/08/2014 tarihinde 554,00 TL tahsil edildiği görülmüştür. Bursa 8.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/478 E.sayılı dosyasında alınan 11/11/2014 tarihli bilirkişi raporunda ve 23/02/2015 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 23/02/2015 tarihli raporunda, davaya konu senette borçlu imzasının davacıya ait olduğu tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince grafolog bilirkişiden alınan 29.06.2016 tarihli raporda, senetteki borçlu imzasının davacıya ait olduğu tespit edilmiştir.Dosya içerisinde bulunan ifade tutanaklarından; davalı …’in karakolda verdiği 15/05/2015 tarihli ifade de; “… Mah. …. Cad. üzerinde tekel bayi’m bulunmaktaydı. Tekel Bayi’min karşısında bulunan Tüpçü … ismiyle bilinen …. elden 25.000,00 TL borç parayı Kredi Kartlarımdan çekerek verdim. … bana 25.000,00 TL’lik senet verdi. Benim de kardeşim …’e borcum olduğundan dolayı kendisine verdim. Kardeşimde parasını tahsil etmek için senedi avukata vermiş. Benim senet üzerinde ismi yazan …. tanımam, hiç bir ticari alışverişim olmamıştır. Bu nedenle herhangi bir fatura bulunmamaktadır. Ben bu senedi eden verdiğim borca karşılık almıştım.” dediği anlaşılmıştır.Davalı …’in karakolda verdiği 15/05/2015 tarihli ifade de; “…. Mah. …. Cad. üzerinde tekel bayimiz bulunmaktaydı. Abim … aynı cadde üzerinde tekel bayimizin karşısında bulunan Tüpçü …. ismiyle tanınan ve soy ismini bilmediğim şahsa borç para vermiştir. Bunun karşılığında Tüpçü …. da üzerinde …. ismi yazan 25.000,00 TL’lik senedi …. benim yanımda tüpçü …. işyerinde 2014 yılı mart ayı içerisinde senedi vermişti. …. abimde bana borcu olması sebebi ile senedi bana verdi. Bende paramı tahsil etmek üzere ve senedin günü de geçtiği için avukata verdim. …. ile hiçbir alışverişimiz olmamıştır. Bende bu nedenle her hangi bir fatura bulunmamaktadır. Çünkü; mal satışı olmamıştır. Elden borç para karşılığında bu senedi abimden almıştım.” dediği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E :Menfi tespit ve istirdat talepli davada, davacı vekilinin Bursa …..İcra Müdürlüğünün …. E.sayılı icra dosyasına konu 20.02.2014 keşide, 10.04.2014 vade tarihli 25.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davalılara borçlu bulunmadığının tespitini ve haciz baskısı altında ödediği, 9.054,00 TL nakit ödeme ile 33.768,92 TL menkul mal bedelinin, haciz ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin; davaya konu bonodaki borçlu imzasının davacıya ait olduğu, davacının eli ürünü olan bonoyu bizzat kendisinin düzenleyerek, bayisi şüpheli …. verdiği, şüpheli hakkında yapılan şikayet üzerine savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiği, davalı …’in bonoyu …. ticari ilişki çerçevesinde teslim aldığı, sonrasında da …’e ciro ettiği, …. iyiniyetli 3.kişi olduğu, gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, davacı vekilinin istinaf talebinde bulunduğu görülmüştür.Davacı vekilinin yargılama sırasında ve istinaf dilekçesinde, yeniden imza incelemesi yapılması gerektiğini ileri sürdüğü anlaşılmışsa da; Bursa 8.İcra Hukuk Mahkemesinde grafolog bilirkişi ve Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alındığı, dava dosyasında da grafolog bilirkişiden alınan raporda, imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla, yeniden rapor alınması talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davaya konu bononun, 10/04/2014 vade, 20/02/2014 keşide tarihli olduğu, keşidecinin davacı … olup, alacaklı … emrine düzenlediği, senette bedel kaydının “Malen” şeklinde düzenlendiği, … tarafından …’e ciro edildiği, davalı … ve …’in 15.05.2015 tarihinde karakolda verdikleri imzalı ifadelerinde; “Davacıyla aralarında ticari ilişki bulunmadığını, bononun .. davalı …’e olan 25.000,00 TL borcu karşılığında verildiğini, …’in de kardeşi …’e ciroladığını, davacıya mal satışı olmadığını,” beyan ettikleri, davacının davalılarla arasında ticari ilişki bulunmadığına dair savunmasının davalıların resmi makamlar önündeki imzalı beyanları ile doğrulandığı, davalıların kabulüne göre senet lehdarının …. olması gerektiği, ancak senette lehtar olarak …’in göründüğü, senet borçlusu davacının senedin lehtar cirantası davalı …’e aralarında ticari ilişki bulunmadığına yönelik itirazını ve ciro silsilesinin bozuk olduğuna dair itirazını ileri sürebileceği , diğer davalı …’in de senedin tüpçü …. tarafından kardeşi … yanında verildiğini beyan ettiği, iyiniyetli hamil olmadığı, davacının davalılara takibe ve davaya konu senetten dolayı borçlu bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinin istirdat talebinin incelenmesinde; Dairemizce Bursa …..İcra Müdürlüğünün 18.04.2019 tarihli …. E.sayılı icra dosyasına yazılan müzekkere cevabından, dosyaya 24.10.2014 tarihinde 8.500,00 TL, 17.11.2014 tarihinde 554,00 TL ödemeler yapıldığı, borçluya ait menkullerin 06.04.2015 tarihinde yapılan açık artırmada alacağa mahsuben 13.500,00 TL bedelle satışının yapıldığı bildirilmekle, istirdat talebinin takip alacaklısı …’e yöneltilebileceği, davalı …’in icra takibinde alacaklı sıfatının bulunmadığı ve tahsilat yapmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istirdat talebinin kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, her iki davalı yönünden menfi tespit talebinin kabulüne, davalı … yönünden istirdat talebinin reddine, davalı … yönünden istirdat talebinin kısmen kabulü ile davacı tarafça icra dosyasına ihtiyati haciz kararı nedeniyle icra baskısı altında ödenen 554,00 TL ‘nin 18.08.2014, 8.500,00 TL’nin 23.10.2014 tarihinden, 13.500,00 TL’nin 06.04.2015 satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alacaklı …’ten tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istirdat talebinin reddine karar verilmiştir. İstirdadına karar verilen toplam 22.554,00 TL’nin dava tarihinden önce ödendiği yasal faiziyle, davalı …’den tahsiline karar verildiği, bu miktar üzerinden inkar tazminatına hükmedilemeyecekse de, icra takibinin 25.000,00 TL asıl alacak ile 2.066,67 TL işlemiş faiz talebiyle başlatıldığı dikkate alınarak, menfi tespit kararı verilen 5.012,67 TL üzerinden davacı lehine % 20 oranında (1.025,34 TL) tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, -6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2016 tarihli 2015/775E. – 2016/936 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, -Davacının, Bursa ….İcra Müdürlüğünün ….. E.sayılı icra dosyasına konu 20.02.2014 keşide, 10.04.2014 vade tarihli 25.000,00 TL bedelli bonodan dolayı her iki davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, -Davalı … yönünden istirdat talebinin reddine, -Davacı tarafça icra dosyasına ödenen 554,00 TL ‘nin 18.08.2014, 8.500,00 TL’nin 23.10.2014 tarihinden, 13.500,00 TL’nin 06.04.2015 satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alacaklı …’ten tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istirdat talebinin reddine, -İcra takibinin haksız olduğu anlaşılmakla, istirdadına karar verilen kısım dışında kalan 5.126,70 TL’nin %20’si oranında tazminatın (1.025,34 TL) davalı …’ten tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-İlk derece yargılaması yönünden;a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca hesap olunan 3.248,40 TL nispi karar harcından peşin alınan 731,31 TL’nin mahsubu ile 2.517,10 TL harcın, davalı …’in 1.324,00 TL’den, davalı …’in harcın tamamından sorumlu olacak şekilde müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, b)Davanın kabul edilen kısmı yönünden, davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 5.580,94 TL vekalet ücretinin davalı …’in 2.935,60 TL’den, davalı …’in vekalet ücretinin tamamından sorumlu olacak şekilde müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, c)Davanın reddedilen kısmı yönünden, kendisini vekille temsil ettiren davalı … yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.432,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, d)Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 27,70 TL başvurma harcı, 731,31 peşin harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,e)Davacı tarafça yapılan 400,00 TL bilirkişi ücreti, 161,20 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 561,20 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmına göre 393,50 TL’lik kısmının davalı …’in 207,00 TL’den, davalı …’in tamamından sorumlu olacak şekilde müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, kalan 167,70 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 3-İstinaf yargılaması yönünden; a)İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,b)İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 78,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 163,70 TL’den başvurunun kabul ve red oranı gözönüne alınarak, 114,80 TL’lik kısmının davalı …’in 60,40 TL’sinden, davalı …’in tamamından sorumlu olacak şekilde müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, bakiye 48,90 TL istinaf giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, c)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,4- Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 26/04/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.