Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2056 E. 2019/562 K. 15.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2056 Esas
KARAR NO : 2019/562 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2016
NUMARASI : 2014/1211 E. – 2016/845 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı …nin taraflar arasındaki sözleşmelere aykırı ve haksız şekilde sözleşmeleri feshi nedeniyle şimdilik 25.000,00 TL maddi tazminatın kâr kaybının haksız fesihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve yine davalının haksız ve hukuksuz olarak taraflar arasındaki sözleşmeleri feshetmesi nedeniyle şimdilik 25.000,00 TL denkleştirme tazminatının haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini ve yine davalıdan 50.000,00 TL manevi tazminatı haksız fesih tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte talep ettiklerini, davacı şirketin davalı şirketin yetkili servisi olarak araç servis faaliyetlerinde hizmet gösterdiğini, davacı şirketin hakim hissedarının vefatı neticesinde ortaklık hisselerinin miras yoluyla varislere intikal ettiğini, … 15.01.2008 tarihinde yapılan ortaklar kurulu kararı ile şirket müdürü olarak seçildiğini ve 14.03.2012 tarihine kadar şirketi idare ettiğini, davacı şirketin ortaklık yapısının 14.03.2012 tarihinde bir kez daha değişikliğe uğradığını, …. şirket müdürlüğüne yetkili kılındığını, davalının sözleşmeleri feshettiğine dair ihtarname gönderdiğini, feshin haksız ve geçersiz olduğunu, kâr kaybına uğradıklarını beyanla davalarının kabûlüne, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu sözleşmeye davacının uymadığı için sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini, davacının maddi vakıalara yönelik beyanlarının eksik ve hatalı olduğunu, davacının maddi tazminat ve denkleştirme tazminatı talep etmeye hakkı olmadığını, davacının maddi tazminat talep etmeye hakkının bulunmadığını ve yine davacının maddi tazminat talep etmeye hakkı olmadığını ve sözleşmenin feshedilmesinde bütün kusurun davacı yanda olduğunu beyanla haksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin de davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2016 tarihli 2014/1211 E – 2016/845 K sayılı kararıyla; taraflar arasındaki sözleşmenin, davalı tarafça sözleşmede fesih şartlarını düzenleyen hükümlere göre ve haklı olarak feshedildiği, davacının fesih tarihinde mali durumunun kötüleştiği, hakkında icra takipleri yapıldığı, iş yerinden tahliye kararı alındığı ve bu hususların sözleşmede davalı lehine ve tek taraflı fesih nedeni olarak düzenlendiği, davacı şirket ortak yapısının sözleşmeye aykırı olarak değiştirildiği ve bu hususta davalı tarafın muvafakatinin alınmadığı, bu hususun ise yine davalıya tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih hakkı verdiği, mahkeme aracılığıyla yaptırılan tespitte sözleşmeye konu işin yapılacağı adresin ve iş yerinin kapalı olduğu ve sözleşmeye konu hizmeti veremeyecek bir durumda bulunduğunun tespit edildiği, diğer yandan ise davaya konu sözleşmenin feshi olgusunun İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek kesinleşen 2013/102 Esas 2015/43 Karar sayılı dosyasında tartışıldığı ve feshin haklı olduğunun tespit edilerek hüküm oluşturulduğu ve hükmün kesinleştiği, bu nedenlerle taraflar arasındaki sözleşmenin, davacı tarafın sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı ve sözleşmedeki açık hükümler doğrultusunda, tek taraflı ve haklı olarak feshedilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; delillerin toplanmadan mahkemenin karar verdiğini, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/102 E – 2015/43 K. sayılı davanın alacak davası olduğunu, sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin tespit edilmediğini, mahkeme kararının gerekçesinde bahsedilen feshe ilişkin yorumların davalı vekilinin yorumları olduğunu,- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararının hüküm kısmında sözleşmenin haklı olarak feshine ilişkin bir beyan veya karar bulunmadığını, – Müvekkili şirketin sözleşmelerinin haksız ve mesnetsiz feshedildiğini müvekkilinin tazminat alacaklarının bulunduğunu,-Sözleşmenin 9.3. maddesinde “… iş bu sözleşme uyarınca yapılacak fesih ihbarında, sözleşmenin sona erdirilme sebepleri ve amacının açık ve detaylı olarak belirtileceğinin” düzenlendiğini, davalı şirketin geçerli bir fesih ihbarında bulunmadığını, davalının yasal şekillere uymadan ve gönderdiği içeriği gerçek dışı ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini ihtar ettiğini, taraflar arasında çok uzun yıllar devam eden dava konusu sözleşmenin, davalı tarafından haklı bir gerekçeye dayandırılmadan ve müvekkili şirkete herhangi bir ihbar öneli tanınmaksızın ve usulsuz olarak, ihtarname ile aniden ve haksız olarak feshediğini,- Sözleşmenin feshi gerekçeleri bir kez bildirildikten sonra artık bu bildirimden dönülerek yeni gerekçeler üretmenin hukuk dışı olduğunu, davalı tarafın müvekkili şirketin edimlerini yerine getirmediğini 2010 yılındaki bir ihtara dayandırdığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; Davacının maddi tazminat ve denkleştirme (portföy) tazminatı talep etmeye hakkı olmadığını, sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini,-İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/9 D.İş dosyasında; tespit tarihi itibarıyla davalının “… araçlarının ve diğer marka araçlara bakım ve onarım hizmeti verecek durumda olmadığı ve iş yerinin faaliyetine son verildiğinin” tespit edildiğini, -İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/102 E – 2015/45 K sayılı kesinleşen kararıyla feshin haklı olduğunun vurgulandığını,-Dosyada alınan bilirkişi raporuyla; sözleşmenin feshedildiği Şubat 2013 dönemi itibariyle ekonomik ve mali durumunun sıkıntıda olduğu ve ödeme güçlüğü yaşadığının tespit edildiğini,-Mahkemenin 09.03.2015 tarihli celsede şirket bilgisayar kayıtları ve e-mail kayıtlarının celp ve incelenmesine karar verilmiş ise de; davacı tarafın yetkilisinin çoğunluk payına sahip paydaşların değişmesine …. tarafından onay verildiğini ispatlar delil sunmadığını, -Fesh’in haklı olduğunun kesin delillerle ispatlandığını, müvekkili şirket çalışanlarının yazışmalarının incelenerek davalıya pay değişimi konusunda onay verildiğinin ve davacı şirketin performanslarının incelenmesinin anlamının kalmadığını beyanla mahkeme kararının onanmasını istemiştir.Taraflar arasındaki 26.12.2006 tarihli “Satış Sonrası Hizmetler Sözleşmesinin” 9.2.11.madde de Fesih Şartları düzenlenerek, davalıya maddede düzenlenen herhangi bir hükme uyulmaması halinde tek taraflı olarak ve hiçbir tazminat yükümlülüğü olmaksızın tek taraflı fesih hakkının tanındığı, fesih sebeplerinden bazılarının ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde de açıklandığı üzere; yetkili gerçek kişi veya tüzel kişinin çoğunluk paya sahip paydaşının iflası, konkordatoya başvurmuş olması, ödeme güçlüğü içinde bulunması, davalının muvafakati bulunmadan bu kişilerde değişiklik yapılması, yetkilinin aralıksız beş iş günü veya bir yıl içinde toplamda on iş gününü aşacak şekilde mücbir sebepler müstesna olmak üzere faaliyetine ara vermesi, olarak sayılabilmektedir.İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/9 D.iş sayılı dosyasında alınan 24.01.2013 tarihli raporda; davacı şirketin iş yerinin komple boşaltıldığını, faaliyetlerine devam etmediği, … araçlarına veya diğer marka araçlara bakım-onarım hizmeti verecek durumda olmadığı, iş yerinin faaliyetine son verdiği beyan edilmiştir. İstanbul 14.İcra Hukuk Mahkemesinin 08.07.2013 tarih ve 2013/256 E. – 2013/563 K. Sayılı kararı ile davalı şirketin temerrüt nedeniyle (adresinin bulunduğu) mecurdan tahliyesine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesinin davacı şirket ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırdığı raporda; davacı şirketin mali yapısının 2012 yılından borçlanma oranı yüksek bir şekilde süregeldiği, 2013 yılında 900.000 TL’ye yakın bir tutarda icra takibi ve hacizlere maruz kaldığı hatta işyeri binasından tahliye kararı alındığı, sözleşmenin feshedildiği, Şubat 2013 dönemi itibariyle ekonomik ve mali sıkıntıda olduğu ödeme güçlüğü yaşadığı beyan edilmiştir.İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.02.2015 tarihli 2013/102 E. – 2015/43 K.sayılı kararından, davacı ….’nin , davalı üstün … Tic. Ltd. Şti’ne, taraflar arasındaki Satış Sonrası Hizmetler Sözleşmesinin haklı nedenle feshi ile birlikte 20.04.2007 tarihli, “Ariyet Sözleşmesinin” kendiliğinden sona erdiği iddiasıyla; davalıya verilen güvenlik kartlarının, kurumsal kimlik elemanlarının iadesini isteniği, mahkemenin kararının gerekçesinde, “feshin haklı olduğunu” tespit ederek, davanın kısmen kabulüne karar verdiği kararın 10.12.2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
GEREKÇE:Davacı vekilinin, davalı tarafça, taraflar arasındaki sözleşmelerin haksız feshinden dolayı 25.000,00 TL kar kaybı tazminatı ile 25.000,00 TL denkleştirme (portföy) tazminatının haksız fesih tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep ettiği, mahkemenin sözleşmenin davalı tarafça haklı fesh edildiği gerekçesiyle davayı reddettiği, davacı vekilinin istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; delillerinin toplanmadan, ara karardan rücu edilerek karar verildiğini ileri sürdüğü, delil listesi 7. beddinde bilgisayar kayıtları ve mail kayıtlarının, 10. maddede performans kayıtlarının (müvekkilinin ve başka yetkili servislerin) incelenmesini talep ettiği mahkemece 19/01/2015 tarihli duruşmada bu kayıtların toplanmasına karar verilmişse de mahkemenin ara kararından rücu ettiği anlaşılmıştır.Davacı vekilinin davasını taraflar arasındaki sözleşmenin haksız olarak feshedildiği iddiasına dayandırdığı anlaşılmışsa da;Taraflar arasındaki 26.12.2006 tarihli “Satış Sonrası Hizmetler Sözleşmesinin” 9.2.11.madde de Fesih Şartları düzenlenerek, davalıya maddede düzenlenen herhangi bir hükme uyulmaması halinde tek taraflı olarak ve hiçbir tazminat yükümlülüğü olmaksızın tek taraflı fesih hakkının tanındığı, “tüzel kişinin ödeme güçlüğü içinde bulunmasının” ve “yetkilinin aralıksız beş iş günü veya bir yıl içinde toplamda on iş gününü aşacak şekilde mücbir sebepler müstesna olmak üzere faaliyetine ara vermesinin” fesih nedeni olarak sayıldığı, davalı şirketin kira borçlarını ödeyememesinden dolayı, İstanbul 14.İcra Hukuk Mahkemesinin 08.07.2013 tarih ve 2013/256 E. – 2013/563 K. Sayılı kararı ile temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verildiği, ayrıca İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/9 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespitte işyerinin boşaltıldığı ve kapalı olduğunun tespit edildiği, fesih nedenlerinin gerçekleştiği kaldı ki bu delillerin tartışıldığı taraflar arasında görülen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/102 Esas – 2015/43 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada, (davacı …nin, davalı …. Ltd. Şti. Aleyhine açtığı sözleşmenin haklı nedenlerle feshi nedeniyle ariyet sözleşmesiyle teslim edilen ürünlerin ve kimlik elemanlarının iadesi talepli davada) mahkemenin; davacının Kartal … Noterliğinin … yevmiye ve 04/02/2013 tarihli fesih ihtarının haklı olduğunu tespit ile ürün bedellerinin iadesine karar verdiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.Taraflar arasında görülen davada, sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiğinin tespit edilerek, davacı (bu davada davalı) şirketin sözleşme gereğince teslim ettiği ariyet konusu ürün ve kimlik elemanlarının iadesine karar verdiği, kararın kesinleştiği, kesinleşmiş yargı kararı ile … A.Ş’nin feshinin haklı nedenle yapıldığı tespit edilmekle taraflar yönünden bağlayıcı olduğu, bu davada davacı … vekilinin sözleşmenin haksız olduğu iddiası ile kar kaybı ve denkleştirme tazminatı talebinin haklı olmadığı kanaati ile mahkeme kararının yerinde olduğuna, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/03/2019