Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2023 E. 2019/1913 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2023 Esas
KARAR NO : 2019/1913
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2016
NUMARASI : 2014/879 E. – 2016/797 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 27/09/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yaklaşık 14 yıldır davalının Ordu ilinde yetkili satıcı/bayiliğini yaptığını, müvekkili şirket ile davalı arasında 21/12/2006 tarihinde imzalanan Yetkili Satıcılık Sözleşmesinin 7.1. maddesi uyarınca beş yıl süreyle müvekkili şirket ile davalının Ordu ilindeki bayilik ilişkisinin devam ettiğini, davalı tarafından müvekkiline gönderilen 10/02/2011 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmenin maddesine göre yenileme hakkını kullanmayacağının bildirildiğini, 21/12/2011 tarihi itibariyle de bayilik ilişkisinin sona ereceğinin ihtar edildiğini, müvekkili tarafından davalı ile görüşmeler neticesinde söz konusu ihtarnamenin tüm bayilere usulen gönderildiği bilgisinin verildiğini, yeni sözleşme için davet edileceğinin beyan edildiğini, ancak yeni bir sözleşmenin imzalanmadığını, bu nedenle müvekkili firma tarafından davalı aleyhine İstanbul 12. ATM nin 2011/561 E. sayılı dosyası ile tespit davasının açıldığını, sözleşmenin yenilenmemesi nedeniyle davalı yana gönderilen ihtarname ile sözleşme gereği stokta bulunan ürünlerin geri alınmasının talep edildiğini, davalı firmanın ise gönderdiği ihtarname ile söz konusu ürünlerin bir kısmının geri alınacağının bilgisinin verildiğini beyanla neticeten davalarının kabulü ile yetkili satıcılık sözleşmesine konu stok ürünlerinin sözleşme hükümleri gereği davalı …’ ya geri satın alma suretiyle iadesine, ürünlerin bedeli olan toplam 99.927,09.-TL nin Ordu … Noterliğinin 23/12/2011 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesinin davalıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile davacı arasındaki 21/12/2006 tarihli sözleşmenin 21/12/2011 tarihinde sona erdiğini, davacının sözleşmenin yenileneceğine ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, sözleşmenin uzatılmayacağına ilişkin ihtarnamenin gönderilmesinden sonra hiçbir bayi ve davacıya sözleşmenin uzatılacağı konusunda hiçbir taahhütte bulunulmadığını, davacının bayilik sözleşmesi süresi boyunca … marka araçların bakım ve onarımı için kullanılmak üzere yedek parça satın aldığını, davacının yedek parça satın almasının tamamen yapılan işin yürütülmesi amacıyla olduğunu, müvekkili şirketin sözleşmedeki hakim gücünü kullanarak herhangi bir şekilde yedek parça satışı yapmadığını, davacı tarafın sözleşmenin uzatılmaması nedeniyle yedek parça ve aksesuarları satamadığı iddiasının kendi kabul ettiği satış hedeflerine ulaşamadığının bir göstergesi olduğunu, sözleşmenin 7.7.(d) maddesinde müvekkili şirketin sözleşmenin sona ermesinden sonra orijinal yedek parça ve orijinal toyota aksesuarının geri alım konusunda tercih hakkını saklı tuttuğunu, müvekkilinin yedek parçaların tamamını yada bir kısmını satın alabileceği gibi bu hakkını kullanmayabileceğini, sözleşmeye göre bu hakkın tamamen müvekkiline ait olduğunu, söz konusu maddenin müvekkili şirketin yedek parçaları geri alma kararı verirse hangi parçaları ne şekilde geri alacağını düzenlediğini, sözleşmenin herhangi bir yerinde müvekkilinin sözleşme sonlanırsa söz konusu parçaları geri alacağı şeklinde bir maddenin bulunmadığını, zaten müvekkili tarafından da bir kısım parçanın geri alınarak davacıya bu parçaların ücretinin ödendiğini beyanla neticeten davanın reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 4.ATM’nin 15.11.2016 tarihli 2014/879 E. – 2016/797 K.sayılı kararıyla; Davanın kısmen kabulüne, 81.097,88 TL alacağın 27/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki yetkili satıcılık sözleşmesinin 21.12.2011 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin sözleşmenin uzamayacağını 10 ay öncesinden davacıya bildirdiğini, davacının satın aldığı ancak yıllarca kullanmadığı yedek parçaları ile işin yapılması için zaruri olan katalog, sst vb. alet ve edavatın geri alınmasını istediğini, gerekçe olarak da bir daha kullanmayacağını belirttiğini, müvekkilinin Bayilik Sözleşmelerinde veya herhangi bir yazışmada bunların sözleşme bitiminde geri alınacağını taahhüt etmediğini, -Taraflar arasındaki Bayilik Sözleşmesi’nin 4.maddesinde araç yedek parçanın pazarlanması, 5.maddesinde gerekli servis hizmetinin verilmesi ve 6.madde de bu verilecek hizmetin sağlayıcının belirlediği standartta olmasını sağlamayı bayinin taahhüt ettiğini, taraflar arasındaki sözleşme 5 yıl süreli olduğuna göre davacının sözleşmenin kâr getirip getirmeyeceğini değerlendirip, buna uygun olarak faaliyete girip girmemek konusunda karar vermesi gerektiğini, davacının bu dava ile geri alınmasını talep ettiği yatırımların tamamının davacının yükümlülüğünü yerine getirmek için yapmak zorunda olduğu giderler olduğunu, -Davacının basiretli tacir gibi hareket etmesi gerektiğini, mahkemenin ileride kullanamayacak yorumu ile bedelin ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, -Tarafların sözleşmenin 7.7 d maddesinde belirlenen yedek parçaların iade edilmesine ilişkin seçimlik hakkın davalı müvekkili şirkete verildiğini, TBK 19 ve 20.maddelerine uygun olduğunu, TBK 25.maddenin kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin madde olmadığından uygulanamayacağını, -Mahkemenin bilirkişi raporlarına itirazlarını dikkate almadığını, ürünlerin gider yazılmasında ve amortisman ayrılmasında farklılık yaratacağını, -Mahkemenin bu incelemeyi yaptırmadığını, bilirkişi raporunda belirtilen amortisman oranlarını karara esas aldığını, amortismanın her yıl yeniden hesaplandığını ve matrahtan düşüldüğünü, sarf malzemesinin ise doğrudan gider yazılarak matrahtan düşüldüğünü, sonuçta bu ürünler için ödenen tüm bedelin aslında davacının gideri olarak kayıt altına alındığının dikkate alınmadığını, davacının gider kaydedip matrahtan düştüğü ürünleri iade ederek tekrar kazanç elde etmeye çalıştığını, davacının defterlerini usulüne uygun tutmadığının dikkate alınmadığını, -Sözleşmenin 7.7 d (iv) maddesinde, yedek parçaların satıldığı tarihteki satış bedeli üzerinden iade alınacağının açık olarak belirtildiğini, bilirkişi incelemelerinde 2011 yılı fiyatlarının dikkate alındığını, -Mahkemenin kararını TBK 25.maddeye dayandırmışsa da; davacının bu ürünler ile elde ettiği kazancı da iade etmesi gerektiğini, mahkemenin davacının işi yürütmek için yaptığı yatırımları iade etmesine karar vermesinin, tek satıcılık (tekel hakkı) ve münhasırlık içermeyen sözleşme nedeniyle yatırım tazminatı vermesi olduğunu, ihtilafın doğduğu tarihte TTK’da bu yönde düzenleme bulunmadığını beyanla, mahkeme kararını kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesinin talimatla aldığı 23.03.2012 tarihli kök raporda; mahallinde yapılan keşifte; Orjinal Yedek Parça Stok Listesinde listelenen ve bir kısım ambalaj içinde, tamamı kullanılmamış ve çalışır durumda 372 adet ürün bulunduğu, toplam 30.496,75 TL olduğu ancak değer 2011 yılına ait olduğundan dava tarihi itibariyle %5 ilave ile 32.020 TL olması gerektiği, -SST Listesi (… ÖZEL EL ALETLERİ) listesinde bulunan kullanılmış çalışır durumda 200 adet el aletinin fatura değerinin 35.029,30 TL olduğu, davacının uzun yıllar kullanarak katma değer elde ettiğinden (en az %40) değerinin 20.000 TL olduğunu ve bu aletlerin … servisinin mütemmim cüzü olduğunu, ve raporda aletlerin değerinin 34.764,33 TL %13,42 yıpranma payı düşüldüğünde 30.098,95 TL olduğunu, -EPC – YEDEK PARÇA TESPİT CD’lerinin 156 adet olup yeni olmadığı, çalışır vaziyette olduğu, servisin mütemmim cüzü olup yedek parça hareketlerini izleme gibi bir programa haiz olduğunu, %40 amortisman ile değerinin 6.900 TL olduğunu, ek raporda fatura bedelinin 11.534,88 TL , %13,42 amortisman bedelinin 9.986,89 TL olduğunu, -2 Adet Aksesuar Standı’nın kullanılmış, hasarlı olmadığını, 500 TL değerinde olduğunu, -2 adet Servis Ekipmanlarının … marka otomobillerin arıza servislerinin yapan elektronik cihazlar olup, mütemmim cüz olarak değerlendirilmesi gerektiğini, fatura bedelinin 6.154,24 TL olup %40 amortisman değerinin 3.500 TL olduğunu, -11 adet Tamir Kataloğu CD’lerinin değerinin 5.328,34 TL olduğunu, … marka araçlara özgü tamir faaliyetlerini yönlendiren programlar olduğunu, fatura bedelinin 4.640,49 TL, %40 amortisman değerinin 2.784,00 TL olduğunu, ek raporda %13,42 amortisman değeri ile 4.017,73 TL olduğunu, -13 adet Eğitim CD’si ve 12 çeşit eğitim kitaplarının mütemmim cüz olup, fatura bedelinin 773,00 TL, %40 amortisman ile 460 TL olması gerektiğini beyan etmiştir. Ek raporda %13,42 amortisman ile 669,26 TL olduğunu beyan etmiştir.
G E R E K Ç E :İstinaf başvurusuna konu alacak davasında; taraflar arasındaki 21.12.2006 tarihli Yetkili Satıcılık Sözleşmesinin 7.1 maddesine göre 5 yıl süreli olduğu, davalının davacıya yolladığı, Kartal ….Noterliği’nin 10.02.2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 21.12.2011 tarihli sözleşmenin yenilenmeyeceğinin davacıya bildirildiği, davacının 23.12.2011 tarihinde Ordu ….Noterliğinin ihtarnamesiyle elinde kalan stok ürünlerinin geri alınmasının ihtar edildiği, bir kısım ürünlerin teslim alındığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın ve istinaf başvurusunun konusunu teslim alınmayan ürünlerin oluşturduğu görülmüştür. Davalı vekili, sözleşmenin 7.7.d maddesine göre, yedek parçaların iade alınıp alınmayacağı konusunda seçimlik hakkın davalıda olduğunu, davacının davaya konu ürünleri yıllarca kullanarak kâr ettiğini, yapmış olduğu yatırımları, sözleşmedeki taahhütlere uygun olarak yaptığını, iadesinin istenemeyeceğini ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki sözleşmenin 7/d maddesinde sözleşmenin feshedilmesi üzerine, davalının davacının stoklarında bulunan yeni, kullanılmamış, hasar görmemiş iyi ve satılabilir durumda olan sözleşme ürünlerini ve orjinal paketleri içinde bulunan … yedek parça ve aksesuarlarını geri satın alma hakkını kendisinde tutmuşsa da, TBK 25 hükmü sözleşme tarihinde yürürlükte değilse de, davacı artık yetkili servis hizmeti veremeyeceğinden stok ürünleri ve yedek parçaları davalının almaması iyiniyet kaidelerine uygun düşmeyeceğinden davalıya seçimlik hak tanıyan hükmün uygulanamayacağı, davacı tarafın akit 21.12.2011 tarihinde sona erdiğinden, yetkili satıcılık ve yetkili servis hizmeti veremeyeceği, bu durumda elindeki yedek parçayı iade ile bedelini isteme hakkının bulunduğu, (emsal Yargıtay 19.HD’nin 11.02.2013 tarihli 2012/7320 E. – 2013/2488 K.sayılı kararı) mahkemenin bu yöndeki kabulünün yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından davacının adresinde istinabe suretiyle keşif yapıldığı, davacı tarafça sözleşme gereğince almakla yükümlü olduğu, SST Listesi, Yedek Parça Tespit CD’leri, Aksesuar Standları, Servis Ekipmanları, Elektronik Cihazlar Tamir Kataloğu CD’leri ve Eğitim CD’lerinin ayrıca stok ürünlerin iade bedeli konusunda ihtilaf bulunduğu, mahkemece yerinde tespit yaptırılarak davacı işyerinde görülen ve davacı defterlerinde kaydı bulunan ürünlerin fatura bedelleri ve amortisman bedelleri tespit edilerek, amortisman düşüldükten sonra bedellerin tahsiline karar verilmişse de, ürünlerin iadesine karar verilmemiş olunması, ayrıca davalı tarafça istinaf dilekçesinde ve 10.10.2013 tarihli, 10.06.2013 tarihli ve 02.09.20103 tarihli bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde; 09642 – 99010 kod nolu “Anahtar” parça adlı SST’nin davalı şirketçe satıldıktan hemen sonra davacı tarafça iade edildiği, davacının elinde bulunmadığı, SST’lerin çok büyük bölümünün 1998 ve takip edilen yıllarda davacıya satıldığı, EPC’lerin 2007 ve takip eden yıllarda temin edildiği, CD ve Eğitim kitapları ve diğer SST ve EPC’lerin amortisman ayrılarak doğrudan gider yazıldığı, oluşan değerin tespiti gerektiğine dair itirazların mahkeme tarafından değerlendirilmediği, davacı defterlerinin incelenerek ve sözleşmenin 7.7.ıv maddesi de gözönünde tutularak, ürünlerin amortisman ayrılarak doğrudan gider yazılıp yazılmadığı araştırılarak, ürünlerin davacıya maliyetlerinin usulüne uygun olarak tespit edildikten sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiği, kanaatiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, Dairemiz kararında itiraz edilen hususlarda yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul 4.ATM’nin 15.11.2016 tarihli 2014/879 E. – 2016/797 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,3-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 11,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, b)Davalı tarafça yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 21,00 TL (posta-teb-müz) olmak üzere toplam 106,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 27/09/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.