Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2014 E. 2018/2188 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2014 Esas
KARAR NO : 2018/2188 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2017
NUMARASI : 2016/480 E., 2017/88 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı takip alacaklısı, dava dışı takip borçlusu … Tic. Ltd.Şti’nin müvekkili şirket nezdinde bulunan doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının ihtiyati haciz talebiyle 08/06/2015 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğini, bu kez 15/07/2015 tarihince ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin ikinci haciz ihbarnamesine itiraz etmediğini, bunun üzerine davacıya 21/08/2015 tarihinde üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin de yasal süresinde işbu davayı açmak zorunda kaldığını, Bursa .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinden dolayı müvekkilinin dava dışı … Tic. Ltd.Şti’ne borçlu olmadığının tespiti ile yürütülen icra takibinin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; İİK’nın 89/3’te düzenlenen hak dürüşücü sürenin dolmuş olduğunu, davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafa gönderilen 3.haciz ihbarnamesini 21/08/2015 tarihinde tebliğ alındığını, ihbarnamenin yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde menfi tespit davası açtığını, 20 gün içerisinde de buna ilişkin evrakı icra dosyasına ibraz etmesi gerektiğini, 3.haciz ihbarnamesini tebliğ aldığı 21/08/2015 tarihinde neredeyse 6 ay sonra 08/04/2016 tarihinde ikame ettiğini, davanın yasal süresinde olmadığını, süre yönünden reddi gerektiğini, mahkememizce 11/04/2016 tarihli ön inceleme tensip tutanağı ile verilen icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbirin kaldırılmasını, davasında haksız olan davacı aleyhinde dava değerinin %20’sinden az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Bursa ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı …Tic. Ltd.Şti tarafından borçlu … Mühendislik Makina Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti,… aleyhine 5.775,00.-TL asıl alacak, 1.131,74.-TL ticari reeskont faizi,37,50.-TL %0,3 komsiyon,94,47.-TL Protesto, 77,40.-TL ihtiyati haciz masrafı, 300,00.-TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 7.416,11.-TL alacağın tahsili için icra takibine başlanıldığı, 13/04/2016 tarihinde haciz ve muhafaza tutanağı düzenlendiği, dosyamız davacısına üçüncü kişi sıfatıyla birinci haciz ihbarnamesinin 08/06/2015 tarihinde, ikinci haciz ihbarnamesinin 22/07/2015 tarihinde, üçüncü haciz ihbarnamesinin 21/08/2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İcra dosyası kapsamında davacının haciz ihbarlarına karşı bir itirazının olmadığı görülmüştür.
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli 2016/480 esas, 2017/88 karar sayılı kararıyla “3.haciz ihbarnamesinin davacıya 21/08/2015 tarihinde tebliği nedeniyle 08/04/2016 dava tarihinde menfi tespit davası açılmasının, İİK 89/3 maddesi gereğince ,15 günlük hak düşürücü süreden sonra gerçekleştiğinden ” davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 15/03/2017 tarihli süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; 03/11/2016 tarihli duruşma esnasında ibraz ettiği dilekçede de beyan ettikleri üzere; dava menfi tespit davası olarak açılmışsa da herhangi bir borç- alacak ilişkisi bulunmadığından, dosya borcunun da haksız bir şekilde ödetildiğinden, davaya istirdat davası olarak devam edilmesini talep ettiklerinin dikkate alınmadığını,
-istirdat davasının iki koşulunun da gerçekleştiğini, müvekkilinin aslında borçlu bulunmadığı parayı icra tehdidi altında ödediğini, davalı şirketin borçlu … Mühendislik firmasından olan 13.600 TL’lik alacağı için cebri icra yolu ile müvekkili şirketin tüm banka hesaplarına bloke koydurduğunu, ticari itibarını zedelediğini, şirket merkezinde haciz yaptırdığını,
-davanın borçlu firmaya talep etmelerine rağmen ihbar edilmediğini beyanla ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; davacının icra dosyasında borçlu konumunda değil, 3.kişi konumunda olduğunu, davanın İİK 72.maddesinde düzenlenen genel hükümlere göre değil, İİK 72.maddesinde düzenlenen borçlu tarafından açılmış menfi tespit davası olarak değerlendirilerek istirdat davasına dönüştürülmesinin mümkün olmadığını, davanın borçlu şirkete ihbarı ya da davaya dahil edilmesinin mümkün olmadığını kabulü anlamına gelmemek üzere davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı ayrı bir dava açması gerektiğini beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli 2016/480 esas, 2017/88 karar sayılı
kararıyla “3.haciz ihbarnamesinin davacıya 21/08/2015 tarihinde tebliği nedeniyle 08/04/2016 dava tarihinde menfi tespit davası açılmasının, İİK 89/3 maddesi gereğince ,15 günlük hak düşürücü süreden sonra gerçekleştiğinden ” davanın reddine karar verildiği , davacı vekilinin de; dava menfi tespit davası olarak açılmışsa da, taraflar arasında herhangi bir borç-alacak ilişkisi bulunmadığından ödenen paranın istirdadı davasına davayı dönüştürdüklerini mahkemenin bu taleplerini dikkate almadığını beyanla kararı istinafa getirdiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde davacıya birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, ancak sürenin kaçırılması nedeniyle itiraz edilemediği, üçüncü haciz ihbarnamesinin 21/08/2015 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine bu davanın açıldığının beyan edildiği, davanın 08/04/2016 tarihinde , İİK 89/3 maddesinde düzenlenen 15 günlük hak düşürücü süreden sonra dava açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 03/11/2016 tarihli duruşmada dilekçe ibrazı ile, “13/04/2016 tarihinde şirket adresinde haciz yapılması üzerine, ödeme yaptıklarını” beyan ettiği, 15/04/2016 tarihli ödeme belgesini sunduğu, davanın istirdat davası olarak devam edilmesini ve takip borçlusunun davaya dahilini talep ettiği anlaşılmışsa da, davanın İİK 89/3 maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olarak açıldığı, İİK 89. Maddesinde, süresinde açılan menfi tespit davası üzerine, davanın açıldığına dair yazının icra dosyasına ibrazı halinde, takibin menfi tespit davası hakkında verilecek kararın kesinleşmesine kadar duracağı düzenlenmekle, paranın ödenmesi halinde davanın istirdat davasına dönüşeceği konusunda İİK 72/6 hükmünün benzerinin düzenlenmediği, İİK 89/5 maddesinde ayrı bir dava olarak düzenlendiği, HMK 141/2 maddesi gereğince davacının netice-i talebini ancak karşı tarafın açık muvaffakatı yada ıslah suretiyle değiştirip genişletebileceği, davalı vekilinin de 17/11/2016 tarihli dilekçesi ile davanın istirdat davasına dönüştürülmesine karşı çıktığı görülmekle, İİK 89/3 maddesine dayalı menfi tespit davasının istirdat davası olarak görülmesinin usul yönünden mümkün bulunmadığı , ilk derece mahkemesi’nin davanın İİK 89/3 maddesi gereğince 15 günlük hak düşürücü süreden sonra açıldığından bahisle reddine karar vermesinde usule ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 18/10/2018