Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2002 E. 2019/431 K. 01.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/2002 Esas
KARAR NO : 2019/431
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2016
NUMARASI : 2014/643 E. – 2016/534 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında davalı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, icra dosyasında yapılan inceleme neticesinde müvekkilinin şirket kaşe ve imzaları kullanılarak çekte ciranta yapıldığını, müvekkilinin davalıyı tanımadığını, bir borcununda bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile vekalet ücreti ve yargılama masraflarının davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip konusu çekte müvekkilinin cirosundan önce başka bir ciro bulunduğunu, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili ile davacı arasında başka bir cironun bulunduğunu, icra mahkemesince imza inkarı yönünde yapılan yargılama neticesinde davanın reddedildiğini savunarak haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir. İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.11.2016 gün ve 2014/643 E., 2016/534 K.sayılı kararıyla; Yargıtay uygulamasına göre, imza incelemesi sonucunda imzanın borçluya ait olup olmadığının tespit edilememesi halinde, aksini ispat yükünün alacaklıya düştüğünün kabul edildiği, dosyada yapılan inceleme sonucunda imzanın davacı borçluyu ait olup olmadığının tespit edilemediği,davalının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, davacının dava konusu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Adli Tıp Kurumu ilgili dairesinin ” imzanın eli ürünü olup olmadığı hususunda müspet veya menfi kanaat bildirmenin mümkün olmadığını” belirttiğini, mahkemece etkili bir yargılama yapılmadığını, sahtecilik iddiasını çözecek vasıfta rapor alınmadığını, mahkeme kararının gerekçeli yazılmadığını, mahkemenin gerekçeli kararının, çek’in lehtarını borçlu olmaktan kurtarmakla beraber, gerekçesini izah etmekten yoksun olduğunu, iyiniyetli alacaklıyı mağdur ettiğini, beyanla mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.İstanbul … İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı icra dosyasında davalı alacaklının, davacı borçlu ile dava dışı … Tic.Ltd. Şti. ve ….. Ltd. Şti. Aleyhine davaya konu 26.10.2012 keşide tarihli 24.750,00 TL bedelli çek’e dayalı kambiyo senedine müstenit icra takibi başlattığı, takibin davacı yönünden kesinleştiği görülmüştür. Takibe konu 26.10.2012 keşide tarihli 24.750,00 TL bedelli çek’in keşidecisinin … Ltd. Şti., lehtarının davacı şirket olduğu, …. Tic.Ltd. Şti.’ye cirolandığı, sonra davalı alacaklıya ciro edildiği, çek’in ….. A.Ş Maltepe Şubesi’ne ibraz edildiği, keşideci imzasının Banka kayıtlarındaki örnek ile benzemediğinden işlem yapılmadığı şerhinin verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince, Adli Tıp Kurumundan alınan 02.06.2015 tarihli raporda, “İnceleme konusu çekin arka yüz 1.ciro bölümünde atılı imzanın, teşhise götürecek karakteristik materyal, önemli yazı ve tanı unsuru içermeyen, tersimi basit bir imza olması nedeniyle aidiyeti ve bu meyanda sorulduğu üzere … ve ….. eli ürünü olduğu ya da olmadığı yönünde bir tespite gidilemediği” görüşü bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığından alınan 16.03.2016 tarihli raporda; “inceleme konusu çekin arka yüzünde birinci cirantacı basılı “……” kaşe izi üzerine atılı bulunan imzanın, kaligrafik ve karakteristik özellikler ihtiva etmeyen, basit tersimli imza olduğu ve imzanın ….ve …. eli ürünü olduğu ya da olmadığı hususunda menfi yada müspet bir kanaat bildirmenin mümkün olmadığı beyan edilmiştir.
GEREKÇE: Davacı vekilinin İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası dayanağı çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını beyanla, imza inkarına dayalı menfi tespit talep ettiği, İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.11.2016 gün ve 2014/643 E., 2016/534 K.sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verdiği görülmüştür.Davacı vekilinin mahkemenin sahtelik iddiasını çözecek vasıfta rapor alınmadığı yönündeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı, davacı şirket yetkililerinin imza örneklerinin Jandarma Kriminal Daire Başkanlığından alınan 16.03.2016 tarihli raporda ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 02.06.2015 tarihli raporunda incelendiği ve imzanın davacı şirket yetkililerine ait olup olmadığı konusunda menfi yada müspet bir tespit yapılamadığının beyan edildiği, davacı tarafça imza inkar edilmekle, alacaklı olan davalının imzanın davacıya ait olduğunu kanıtlayamadığı anlaşılmıştır.Davaya konu icra takibinin , çeke dayalı olarak yapıldığı, davacının çekteki imzayı inkar ettiği, ciro imzasının davacı şirket yetkililerine ait olduğunun saptanamadığı, çekteki ciro silsilesinden de taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmakla, davanın kabulü ile davacının takibe konu çekten dolayı davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,-Alınması gereken 1.678,37 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.646,97 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,-İstinaf yargılama gideri olarak davacı avansından karşılandığı anlaşılan 24,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 01/03/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.