Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1944 E. 2019/428 K. 01.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1944 Esas
KARAR NO : 2019/428
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2016
NUMARASI: 2015/226 E. – 2016/205 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 01/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili 09.10.2015 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili firmanın 31.12.2004 tarihinde kurulmuş bir firma olup yaklaşık 11 senedir her türlü kumaş, stor ve jaluzi perde üretimi alım ve satımı işiyle uğraştığını, internet üzerinden faaliyette bulunmak üzere www…..com.tr isimli internet sitesini de alarak tescil ettirmek istemiş ise de söz konusu storperde kelimesinin sektöre özel bir isim olduğunu, sektör firmalarının bu kelimeyi tescil ettirmelerinin mümkün olmadığı belirtilerek bu alan adı ile müvekkil firmaya verilmediğini, davalıların kullandıkları www……com.tr isimli internet sitesini ise, davalılar …. kitap satışı ve basımı üzerine faaliyet göstereceğini beyan ederek bu ismi tescil ettirdiklerini ve sonrasında buradan aldığı tescil belgesi ile …. başvurduklarını ve internet sitesi üzerinden kitap satışı yapacaklarını belirtmelerine karşın beyanlarının aksine perde satışı yapmaya başladıklarını, bu şekilde pazarda haksız rekabet sonucu üstünlük kurduklarını, davalıların gerçekleştirmiş olduğu fiilin haksızlığının tespitini, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesini, www…….com.tr isimli internet sitesinin kullanımının engellenmesini, iptalini, 500 TL maddi ve 500 TL manevi tazminat talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Bir markanın tescil usulü ile alan adının tescili usullerinin birbirinden tamamen farklı olduğunu, marka ve alan adının tescil esaslarının ve şartlarının birbirlerinden ayrı olduğunu, markanın belirli bir mal veya hizmet gurubu için tescil edilmesi ve tescil edilen mal veya hizmetler için kullanımı zorunluluğu öngörülmüş iken, alan adı tescilinde böyle bir kısıtlamanın olmadığını, alan adının belirli bir emtia veya hizmet için tescil edilmesinin söz konusu olmadığını, markadan farklı olarak tescil edilen alan adının herhangi bir emtia/hizmet gurubu için kısıtlamaya tabi tutulmaksızın ticaret alanında kullanılabildiğini, ilk gelen ilk alır kuralının geçerli olduğunu, alan adı tescil edilmeden önce alan adına konu olan ismin marka olarak da tescil edilmesi gibi bir zaruretin bulunmadığını, kaldı ki davacı tarafın “…” alan adını “com” uzantılı olarak tescil ettirdiğini ve 11 yıldır bu alan adını ticarette kullandığını, davacının iddia ettiği “….” alan adının ticaret alanında kullanımının pazarda üstünlük sağladığı iddialarının, davacı için de geçerli olması gerektiğini, yoksa davacının bu alanda muaf olmasının çifte standart durumu yaratacağını ve bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını, beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Dosyada alınan 19/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişiler ….., Marka patent vekili Av. …. ve Mali Müşavir … alınan raporda özetle; davalı tarafından kullanılmakta olan www……com.tr alan adının davacının herhangi bir marka hakkına tecavüz etmediğini, bu çerçevede 556 sayılı KHK 66/b kapsamında herhangi bir tazminatın söz konusu olamayacağını, mezkur alan adının davacıya ait www……com alan adı nedeniyle haksız rekabet teşkil edip etmediği hususunda ise, davalının alan adı tahsisinde kullandığı “…” markasını tescil edildiği sınıflar dışında kullanıyor olmasının ayrı bir dava konusu olabileceği ancak “….” tanımlamasının genel bir tanımlama olması ve hiç kimsenin bu tanımlama üzerinde tekel hakkında sahip olamayacağı gözetildiğinde davalının fiilinin haksız rekabet olarak değerlendirilemeyeceğini, alan adının iptali için gerekli kötü niyetin ispatı konusunda dosya kapsamında her hangi bir delil bulunmadığını tespit etmişlerdir.İstanbul 2.FSHHM’nin 29.11.2016 tarihli 2015/226 E., 2016/205 K.sayılı kararıyla; her hangi bir marka hakkı tecavüzünden söz edilmeyeceğini, davalı tarafın tescilli “…” markasının tescil edildiği sınıf içeriğinde perde ile ilgili her hangi bir emtianın yer almıyor olmasına rağmen www……com.tr alan adlı internet sitesinde perde satışı yapılıyor olmasının başka bir uyuşmazlık konusu olduğunu, davalı tarafın 2010/30286 marka numaralı “….” markasını tescil edildiği sınıf dışında kullanmaktaysa da sadece bu nedenle davacı tarafın marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceğini, davacı tarafın www……com” alan adını her hangi bir marka tescil belgesine ihtiyaç olmadan aldığını, 2006 ve 2007 yıllarında www……com.tr alan adı için yaptıkları başvuruları eksik belge nedeniyle alamadığını, alan adını alabilmek için kullanılan markanın farklı sınıflarda olmasının alan adının iptali için tek başına yeterli olmadığını, uluslar arası alan adı uyuşmazlık çözümlerinde bu gibi durumlarda “kötüniyet” kıstası uygulandığını,davalı tarafın kötüniyetli olduğuna dair delil saptanamadığı, “stor perde” tanımlamasının aynı “zebra perde”, “ip perde”, “tül perde”, “fon perde” ve benzeri perde çeşitlerinden biri olup ne davacı ne de davalı taraf açısından ayırt ediciliği olmayan bir tanımlama olduğunu, 556 sayılı KHK uyarınca, bu tür markaların mutlak olarak reddedileceğini, stor perde ibaresinin marka olarak ne davacı ne davalı tarafından tekel hakkı yaratılacak şekilde kullanılamayacağı, alan adı kullanımının haksız rekabet teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; dava dışı …… Ltd.şirketinin aldığı ve sonrasında davalı …. devrettiği, www……com.tr isimli internet sitesinin alımında kullanılan … marka numaralı “…..” isimli marka tescil belgesinin 41.sınıfta tescil edildiği, emtia grubunda perde sektörüne ilişkin herhangi bir ifadenin bulunmadığı, internet sitesinin alınması için kullanılamayacağı, başkaca emtialar belirtilerek elde edildiğini, ancak perde satışında kullanıldığını, haksız rekabet oluşturduğunu, müvekkilinin uzun yıllar boyunca kullandığı ve aldığı ismine ve alan adına tecavüz içerdiğini, -Alan adını kullanan davalı … tarafından, 2014/81754 marka numaralı “…..” marka başvurusunun reddedildiğini, -Raporun denetime elverişli ve karar vermeye elverişli olmadığını, ek rapor talebinin reddedildiğini, -Markanın tescil edildiği sınıflar dışında kullanılmasının, tek başına kötüniyetin ortaya konulması açısından, yeterli olduğunun dikkate alınmadığını, -Tek dava olmasına rağmen, 3 ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın bozulmasına / düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili istinafa cevap vermemiştir. …. Alan adları yönetiminin 20.10.2015 tarihli yazı cevabında; www……com.tr alan adının 01.06.2010 tarihinde …. adına tahsis edildiğini, 31.05.2019 tarihine kadar geçerli olduğu bildirilmiştir.İhbar olunan …. vekilinin cevap dilekçesinde;….ltd şirketi adına 28.05.2010 tairhinde alan adının tescil başvurusu yapıldığını, dayanak olarak 28.06.2010 tarihli ….sayılı marka tescil belgesinin gösterildiğinin, markanın … in tarafından Üsküdür ….Noterliğinin, 04.09.2012 tarihli …. yevmiye nolu marka devir sözleşmesiyle devralındığını, alan adının da bu kişiye tahsis edildiğini, alan adı tahsis işlemleri esnasında iletilen belgelerin talep edilen alan adını birebir desteklemesi koşulunun bulunduğunu, ancak marka tescil yada başvuru belgesi ile tahsis işlemi gerçekleştirilirken talep edilen alan adının iletilen marka belgesinde yazılı sınıfın faaliyet alanı dahilinde olması zorunluluğunun bulunmadığını, alan adları için içerik denetimi de yapılamadığını, davalı tarafından alan adına ait site üzerinde kitap satışı yapılacağı veya başka alanda faaliyet gösterileceği yolunda beyanda bulunulmadığını, 12.04.1993 tarihinden, 14.06.2004 tarihine kadar geçen sürede herhangi bir sektörü yada sektörün bir kısmını tanımlayan ve başvuru sahibine doğrudan ve veya dolaylı haksız kazanç veya öncelik sağlayabilecek alan adlarının jenerik olarak tanımlanarak tahsis edilmediğini, ancak gerek dünyadaki alan adı tahsis uygulamaları, gerekse internet üst kuruluna bağlı olarak çalışan DNS çalışma grubu tarafından alınan karar doğrultusunda jenerik uygulamasına son verildiğini ve jenerik değerlendirmesi yapılmadan tahsis edilmeye başlandığını beyan ettiği görülmüştür. TPMK kaydından, 07.05.2010 başvuru tarihli,….. başvuru numaralı “….” markasının 41.sınıfta davalı …. adına tescil edildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalının www…..com.tr alan adını kullanımının haksız rekabet teşkil ettiğini, 41. Sınıfta kayıtlı marka başvurusunu dayanak göstererek internet sitesi alan adını tescil ettirdiğini ancak internet sitesinde perde satışı yaparak haksız rekabet sonucu üstünlük kazandığını beyanla, haksız rekabetin önlenmesi ve internet sitesinin kullanımının engellenmesini, iptalini, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesinin davanın reddine karar verdiği görülmüştür.Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde; www……com alan adını yıllar önce elde ettiğini ve kullandığını, kumaş, stor ve jaluzi perde işiyle iştigal ettiğini beyan ettiği, ….. başvuru numaralı “….” markasının 41.sınıfta davalı …. adına tescil edildiği anlaşılmakla, davalının internet sitesinin içeriğinin, arşiv kayıtları ile birlikte incelenerek, davacı ve davalı tarafın internet sitesi alan adı tescil tarihleri , iştigal konuları dikkate alınarak, davalının site içeriğindeki kullanımlarının, davalı markasının tescil kapsamında kullanılıp kullanılmadığının, kullanımın ve alan adının davacı yönünden haksız rekabet yaratıp yaratmadığının tespiti gerekirken, ilk derece mahkemesinin yeterli inceleme içermeyen bilirkişi raporuna dayanarak ve sonuca etkili olmayan gerekçelerle karar verdiği kanaatiyle ,davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, bilişim uzmanı bilirkişi ile marka vekili bilirkişiden usulüne uygun rapor alındıktan sonra karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İstanbul 2.FSHHM’nin 29.11.2016 tarihli 2015/226 Esas, 2016/205 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı 28,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 113,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 01/03/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.