Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1917 E. 2019/491 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1917 Esas
KARAR NO : 2019/491
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2016
NUMARASI : 2014/660 E. – 2016/835 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin …. marka televizyonların Türkiye ithalatçısı olup, …. marka televizyonların yurt içinde bayi, elektronik market vb.alıcılara toptan satışını gerçekleştirdiğini, davalı şirketinde müvekkilinden satın aldığı ürünleri 3.kişilere sattığını, davaya konu 83 adet ….. model … marka televizyonun kdv dahil 168.435,22 TL ye davalıya satıldığını, davalınında sipariş edip satın aldığı bu televizyonları dava dışı …. firmasına sattığını, davalının müvekkiline bildirdiği adrese satılan malların …. firması aracılığıyla 29/08/2013 tarihinde tesliminin gerçekleştiğini, 02/09/2013 tarihli faturanın düzenlendiğini, davalının müvekkilinin düzenlediği faturayı 16/09/2013 tarihinde ihtarnameyle iade ettiğini, bunun üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattıklarını belirterek; icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, takibin devamına %20 den az olmamak üzere … na karar verilemesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının doğru olmadığını, dava dışı …. AŞ firması ile davacının doğrudan anlaştığını, kendisinin perakende satış yetkisi olmadığından dava dışı alıcıyı kendilerine yönlendirdiğini, yine kabul etmesi üzerine vadeli çekle ödemenin müvekkili tarafından kabul edildiğini, ayrıca emtianın tesliminden davacı şirketin sorumlu olduğunu, ancak teslimatın gereği gibi yerine getirilmediğini, vadeli çeklerin karşılıksız çıkması üzerine müvekkiline fatura gönderildiğini, satıştan sorumlu olmayan müvekkili tarafından da bu faturanın iade edildiğini belirterek haksız davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi, 14.11.2016 gün ve 2014/660 E.- 2016/835 K.sayılı kararıyla; bilirkişi raporuyla, davalının 83 adet televizyonu dava dışı …… Tic. Ltd. Şti.ne 29/08/2013 tarih ve ….. numaralı kdv dahil 184.500 TL tutarlı fatura ile sattığı, bu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, satış karşılığında 09/09/2013 vadeli 20.000 TL, 15/09/2013 vadeli 68.500 TL, 28/11/2013 vadeli 96.000 TL bedelli çekleri aldığı, bu çeklerinde davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ancak çeklerin vadesinde tahsil edilemediği ,davacının 83 adet televizyon karşılığında düzenleyip davalıya teslim ettiği, takibin dayanağı olan faturanın davalı tarafından kabul edildikten ve yasal 8 günlük süre dolduktan sonra 16/09/2013 tarihinde iade edildiği, davalının yasal süre dolduktan sonra faturayı iade ettiği için fatura içeriğiyle bağlı olduğu, fatura miktarını ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle, İstanbul …… İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasında 169.435,22 TL asıl alacak ve 1.242,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 170.677,74 TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, fazla istemin reddine, 169.435,22 TL asıl alacağı takip tarihinden itibaren takip koşullarında yıllık %11 ticari temerrüt faizi yürütülmesine, hüküm altına alınan 170.677,74 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatı davacı lehine davalıdan alınmasına, karar vermiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; teslimata ilişkin sevk irsaliyesinin ısrarla gönderilmediğini, teslim adresinde boş arsa bulunduğunu, sevk irsaliyesinde ürünlerin … firmasına değil, ….. ünvanlı bir firmaya teslim edildiğini, teslim alanın kimlik bilgilerinin bulunmadığını, davalı şirketin teslim yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğinden müvekkilinden satış bedeli istenemeyeceğini,-Müşterinin ürünlerin faturasını BA-BS formunda bildirmediğini,-Müşteriyi bulan, satış yapan ve ürünleri teslim edenin davacı şirket olduğunu, müvekkilinin aracı konumunda olduğunu, ürünleri mülkiyetine yada zilyetliğine geçirmediğini,-Faturaya süresinde itiraz edilmemesinin edimin ifası anlamına gelmediğini,-Fatura ve çeklerin deftere kaydının yasal zorunluluk olduğunu,-Müvekkilinin defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu,davacı defterlerinin usulüne uygun olmadığını,-Hukukçu (Borçlar ve Ticaret Hukuku Profesörü ) bilirkişilerin bulunduğu heyetten rapor alınmasını istediklerini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. İstanbul …… İcra Müdürlüğünün …… sayılı dosyasında davacı alacaklının, davalı aleyhine, 02/10/2013 tarih, 287177 numaralı 169.435,22 TL bedelli faturaya dayanarak,bu bedel üzerinden asıl alacak, 1.468,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 170.903,27 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin 01/11/2013 tarihinde tebliğinden itibaren yasal süre içinde davalının 06/11/2013 tarihli dilekçeyle borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.İlk derece mahkemesi tarafından mali müşavir bilirkişiden alınan 22/01/2015 tarihli raporda ; davalı şirketin davaya konu faturadaki malları dava dışı …..Tic. Ltd. Şti.ye 184.500 TL ye satıp fatura düzenlediği, faturanın davalının ticari defterlerine kayıtlı olduğu, davalı şirketin bu satış nedeniyle 27/08/2013 tarihinde dava dışı şirketten 09/09/2013 vadeli 20.000 TL, 15/09/2013 vadeli 68.500 TL, 28/11/2013 vadeli 96.000 TL bedelli çekleri aldığı ve ticari defterlerine kayıt ettiği, ancak dava tarihi itibariyle çeklerin tahsil edilemediği, davalı şirketin takibin dayanağı olan 02/09/2013 tarihli faturayı teslim aldığı, ancak 16/09/2013 tarihinde ihtarname yoluyla iade ettiği, yasal 8 günlük süre dolduktan sonra faturanın iade edildiği, yasal süre içinde itiraz edilmediği, davalının 01/10/2013 tarihinde temerrüte düştüğü, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar 1.242,52 TL işlemiş ticari faiz hesap edildiği bildirilmiştir.
GEREKÇE : İtirazın iptaline konu davada ; davacı ile davalının 83 adet televizyonun, dava dışı …. Tic. Şti’ne satılması konusunda anlaştıkları, davacı vekilinin malların teslim edildiğini ancak bedelinin ödenmediğini ileri sürdüğü , davalı vekilinin satışa konu emtiaların teslim edilmediğini, boş arsaya teslim edilmiş göründüğünü ve teslim tutanağından kime teslim edildiğinin anlaşılamadığını beyanla fatura bedelinin kendilerinden istenemeyeceğini ileri sürmüştür.Taraflar arasındaki mail yazışmalarından davacı şirket yetkilisi ………… 26/08/2013 tarihli email de “Projenin son durumunu ” sorduğu, davalı yetkilisinin “…Teslimat adresi bizim depomuz olmayacaktır.Firma teslim edilecek yerin adresini yarın bildirecek, bende sizi bilgilendiriyor olacağım, ben size teslimat bilgilerini verene kadar ürünlerin çıkışını gerçekleştirmemenizi rica ederim” davacı yetkilisi 28/08/2013 tarihli email’de ” Açık teslim adresi, teslim alacak kişi adı ve soyadı, teslim alacak kişinin telefonlarını” istediği, davalı şirket yetkilisi …….. tarafından verilen 28/08/2013 tarihli cevapta “Teslim adresi …. Mah. …. Cad. No:…. …..İstanbul, tesim alacak kişi ….., Telefon …….. ” olarak bildirdiği görülmüştür.Davacı tarafça, ihbar olunan …… Şirketi aracılığıyla, fatura konusu malları, bildirilen adrese gönderdiği, davalı adına düzenlenen 29/08/2008 tarihli sevk irsaliyesinde ve taşıma irsaliyesinde …..Tic. Şti’nin kaşesi ve üzerinde imza bulunduğu görülmüştür.Dosya kapsamında alınan 22/01/2015 tarihli ve 07/03/2016 tarihli bilirkişi raporlarında davalı şirket defterlerinde, ….. şirketi adına düzenlenen 184.500,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, davalı şirket tarafından dava dışı şirketten 27/08/2013 tarihinde , “09/09/2013 tarihli 20.000 TL, 15/09/2013 tarihli 68.500 TL, 28/11/2013 tarihli 96.000 TL bedelli ” çeklerin alındığı ve defterlerine kaydedildiği ancak çeklerin tahsil edilemediği görülmüştür.Davacı tarafın takibe konu 29/08/2013 tarihli 28177 numaralı KDV dahil 169.432,28 TL bedelli faturayı , davalıya gönderdiği, faturanın 02/09/2013 tarihinde teslim alındığı ancak 16/09/2013 tarihinde iade edildiği anlaşılmışsa da, davacının malları davalının talebi üzerine ve davalının bildirdiği adrese teslim ettiği, davalının üçüncü kişiye düzenlediği faturanın ve fatura karşılığı aldığı çeklerin defterlerinde kayıtlı olduğu, çek bedellerinin ödenmemesi üzerine taraflar arasında ihtilaf doğduğu anlaşılmışsa da, davalının teslimin usulüne uygun yapılmadığı için bedelin müvekkilinden istenemeyeceği savunmasının yerinde olmadığı kanaatiyle, mahkeme kararı usul ve yasaya uygun görülmekle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 11.658,99 TL nispi harçtan, peşin alınan 516,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.142,96 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 08/03/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.