Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1894 E. 2018/2424 K. 12.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1894 Esas
KARAR NO : 2018/2424
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2016
NUMARASI : 2015/825 E. – 2016/737 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Alım Satım)
KARAR TARİHİ: 12/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacılar vekili, 14.09.2015 harç tarihli dava dilekçesinde, “müvekkilinin, …ltd şirketinin ortağı ve yetkilisi olduğunu, … şirketi ile davalı arasında ticari ilişki olduğunun, bu ilişki çerçevesinde dava dışı … şirketinin, davalıdan toptan kumaş alımlarından dolayı teminat olarak Mart 2014 tarihli 125.000 USD’lik şahsi senetlerini, sadece meblağ kısmı yazılı olarak ve imzalayarak verdiklerini, senette boş bırakılan kısma önce “malen” yazıp daha sonra da “nakden” diye tahrifat yaparak ve sözleşmeye aykırı yazdıklarını, böylece resmi senette tahrifat ve güveni kötüye kullanmak suçlarını işlediklerini, davalı şirketten alınan ve dava dilekçesinde listelenen faturalı kumaş alımları nedeniyle gene dava dilekçesinde listelenen tahsilat makbuzları ile ödemeler yaptıklarını ve davalıya bir borçları kalmadığını, bu ödemeler nedeniyle davalı şirkete verilen senedin teminat vasfının da sonlandığını, herhangi bir cari hesap borcu kalmadığından davalının teminat senedini iade etmesi gerekirken iade etmeyip, ihtiyati haciz kararı alarak, İstanbul …İcra Dairesi… E.sayılı dosyadan Kambiyo senetlerine mahsus takibe koyduğunu, davalının haksız ve kötüniyetli olduğunu” iddia ile takip konusu yapılan 01.05.2014 tanzim ve 03.05.2015 vade tarihli, 125.000 USD bedelli (125.000 USD X 2.664,7 TL =333.087,50 TL) senetten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, en az %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevaben, “davacıların icra takibine itiraz etmediklerini ve takibin kesinleştiğini, takip konusu senedin davacıların müvekkili şirkete olan borcuna karşılık düzenlendiğini, taraflar arasında ticari ilişkiye dayalı cari hesap ilişkisi bulunduğunu, senedin düzenlenip verilmesinin, malın teslim edildiğinin ispatı olduğunu, partiler halinde teslim edilen mallara karşılık takip konusu senedin alındığını, senedin isim, imza ve rakam yazılı olarak ve müvekkili şirket yetkililerinin gözü önünde alındığını, davacı tarafın iddialarının gerçeğe aykırı ve kötüniyetli olduğunu, kaldı ki senedin kısmen doldurulmamış olarak düzenlenmesinin TTK’ya göre mümkün olduğunu ve mevcut eksikliğin senet tedavüle çıkarılırken giderilebileceğini, bunun sözleşmeye aykırı olduğu iddiasının ancak yazılı delille ispatlanabileceğini, senedin teminat senedi olduğu iddiasının asla kabul edilemeyeceğini, senette bu yönde bir kayıt bulunmadığını ve iddianın yazılı delille ispatı gerektiğini” savunarak davanın reddini, en az %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkeme 08.12.2016’da, “davalının defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacıların ortak olduğu şirket defter ve kayıtlarının incelenmesinde, dava dışı … şirketi ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişkiden dolayı davacıların 13.729,00 TL borçlu oldukları, dava konusu çek’in ticari ilişki nedeniyle verildiği, ispat yükünün davalılarda olduğu, davacı tarafın senedin teminat senedi olduğunu ileri sürdüğü, davalının ise senedin mal satışı karşılığı alındığını, beyanla senedi talil ettiği senedi talil edenin, iddiasını kanıtlama yükünün altına girdiği ve ispat yükünün yer değiştirdiği böylece davalı şirketin, dava dışı …şirketinden çek bedeli kadar alacaklı olduğunu ispatlaması gerektiği, ispatlanan alacağın 13.729,00 TL (5.432,92 USD) olduğu, böylece takip konusu alacağın 119.567,08 USD asıl alacak, 1.994,97 USD işlemiş faizlik kısmından dolayı borçlu olmadığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, İstanbul ..İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı icra takibinden dolayı asıl alacağın 119.567,08 USD ve işlemiş faizin 1.994,97 USD’li kısmından dolayı davacıların borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, tazminat talebinin reddine karar vermiştir.
Davacılar vekili istinafında, “senedin teminat senedi olarak verildiğini, davalının bu senedin konfeksiyon emtiası için verildiğini iddia ettiğine göre bu iddiasını irsaliye, fatura, teslim tesellüm belgesi ile ispat etmek ve ticari defter ve kayıtlarını sunmak durumunda olduğunu, kendilerinin davalı tarafın tüm ticari defter ve kayıtlarını da delil olarak gösterdiklerinin, davalının defterlerini sunmadığının ve senet bedeli kadar alacaklı olduğunu da ispatlayamadığını, davalının müvekkilinden hiçbir cari hesap alacağı kalmadığını, ayrıca %20 tazminat talebinin reddedilmesinin de doğru olmadığını, davalı tarafın kötüniyetli olarak işyerinde fiili haciz yaptırıp, banka hesaplarına haciz koydurup, davacı …’in ailesiyle birlikte tatilden dönerken … plakalı aracına fiili haciz uygulatıp parka çektirdiğini” iddia ile kararın kaldırılmasını ve davalı şirketin %20’den az olmamak üzere tazminat ödemesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafında, “senedin teminat amaçlı verilmediğini, teminat senedi olsa idi, ödeme yapıldıktan sonra iadesinin istenmesi gerektiğini, oysa davacıların senet iadesi istemediğini, teminat senedi iddiasının ispatlanamadığını, oysa bu iddiasının yazılı delille ispatı gerektiğini, mahkemenin hiçbir araştırma yapmadan hukuku müvekkili aleyhine yorumladığını, davacının iddia ettiği sözleşmenin dosyaya sunulmadığını ve bilirkişi raporunun eksik inceleme sonucu yazıldığını” savunarak kararın bozulmasını istemiştir.
Davacılar vekili, davalı istinafına cevaben, “davalı tarafın istinafının samimiyet ve ciddiyetten uzak olduğunu” iddia ile ve önceki beyanlarını tekrarla davalının istinafının reddini istemiştir.
Dosyada bulunan 18.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda, “davalının defterlerinin incelemeye sunulmadığı, dava dışı … şirketinin defterlerine göre davalı firmasının 2014 yılında teslim ettiği malların toplam tutarının 111.520,10 TL tahsilatının ise 97.791,40 TL olduğu, cari bakiyesinin 15.11.2014 tarihi itibariyle 13.729,00 TL olduğu, bu tarihten sonra davalı firmasının …’e mal verdiğine dair bir açıklama / belge bulunmadığı, davalı firmanın hem teslim etmediği kadar, hem de alacaklı olmadığı kadar bir tutar için icra takibi yaptığı, üstelik senette yazı üzerine yazı yazıldığı ancak paraf edilmediği” görüşünü açıklandığı görülmüştür.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda yazılı gerekçe ile istinaf isteminde bulunmuş ise de, davalının takibe kötüniyetle itirazda bulunduğu ortaya koyamadığından ve icra inkâr tazminatı koşulları gerçekleşmediğinden davacı istinafı yerinde değildir.
Her ne kadar davalı vekili yukarıda yazılı gerekçe ile istinaf isteminde bulunmuş ise de, ilk derece mahkemesi kararında isabetli biçimde ifade edildiği süre davalı tarafın “senedin satılan mal karşılığı alındığı” biçiminde savunma yapmak suretiyle senedi talil ettiği ve böylece ispat yükünün yer değiştirerek davalıya geçtiği davalı tarafın bilirkişi incelemesi için defterlerini sunmadığı ve senet bedeli kadar alacaklı olduğunu ispatlayamadığı, ispatlanabilen alacak miktarının 13.739,00 TL olduğu, bunun da 5.432,92 USD’ye tekabül ettiği, dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararının oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf istemi de yerinde değildir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1- Her iki taraf vekilinin istinaf istemlerinin, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden, alınması gereken 28.050,59 TL harçtan peşin alınan 7.041,84 TL’nin mahsubu ile bakiye 21.008,75 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacılar yönünden, 35,90 TL harçtan, peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL eksik harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama gideri olarak 85,00 TL’nin davacılar avansından karşılandığı, yapılan masrafın (1/2 oranında) 42,50 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 12/11/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.