Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1890 E. 2019/430 K. 01.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1890 Esas
KARAR NO : 2019/430
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2016
NUMARASI : 2014/1605 E. – 2016/889 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde; davacı tarafından davalı şirkete irsaliyeli faturalar ile mal satıldığını; davalının, satın aldığı mal bedelini ödemediğini; davalının, taraflar arasındaki alım- satım ilişkisi devam ederken davalı tarafından davacı şirkete 2 adet fatura göndererek; “anlaşma bedeli” adı altında davacı şirkete haksız yere ödeme talep ettiğini; bu ödemenin de davacı şirket alacağından mahsup edilmek istenildiğini; bu durumun kabul edilmediğinin, davalıya ihtaren bildirildiğini; davacı şirketin alacağını tahsil için davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlattığını; davalının icra takibine haksız itiraz ederek takibi durduğunu; davalının, icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında 23/07/2012 tarihli Tedarik Sözleşmesi imzalandığını , sözleşmenin 3.3 maddesinde “Siparişte öngörülen süre içerisinde,siparişte yer alan teslim adres ve/veya adreslerine malın teslim edilememesi veya geç teslim edilmesi halinde perakendecinin seçimlik hakkı doğar” maddesinin düzenlendiğini, üç seçimlik hakkının bulunduğunu, yine sözleşmenin 3.21. Maddesinde “Tedarikçi,Perakendecinin envanter farklarının %100’lük kısmını karşılamayı kabul eder ” maddesi bulunduğunu, müvekkilinin işaret edilen maddelere dayanarak düzenlediği faturaların haksız olarak iade edildiğini, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediği konusunda taraflar arasında mail,fax vs yazışmalar bulunduğunu, tanık beyanları ilede ispatlayacaklarını, davacının kendi defterlerinde müvekkilini borçlandırarak takip başlattığını beyanla, haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddi ile davacının, davada reddolunan değerin %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi, 29.11.2016 gün ve 2014/1605 E., 2016/889 K. sayılı kararıyla; yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli esas ve ek rapor içeriklerine göre, tarafların cari hesap karşılaştırılması yapıldığında davacının ticari defter ve kayıtlarına göre, davalıdan 288.991,04 TL cari hesap alacağının bulunduğunun saptandığı; davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının -2.237,37 TL borçlu konumda bulunduğunun saptandığı; ancak, davacının, taraflar arasındaki hukuki ilişkiden dolayı davalıya karşı olan yükümlülüklerini/mal teslimini yerine getirdiği; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, davalının, uyuşmazlık konusu olan (3) adet faturayı düzenleme hak ve yetkisinin bulunmadığı; bu durumda, davalı/alıcı şirketin, davacı/satıcıya olan cari hesaptan kalan [04/04/2014 takip tarihindeki alacak tutarı olan 288.991,04 TL’den -takipten sonra- davalı tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasına 17/04/2014 tarihinde 15.318,81 TL kısmi ödeme HMK.m.26 uyarınca mahsubundan sonra kalanın=] 273.672,23 TL mal bedelinin ödendiğinin HMK.nun 200 maddesi uyarınca yazılı delille ispat edilmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyasında, davalının, 273.672,23 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 273.672,23 TL’ye 07/04/2014 takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın likit niteliği gözetilerek kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı 54.734,45 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verdiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;davacı defter ve kayıtlarının TTK’na uygun olarak düzenlenmediğinin tespit edilmesine rağmen mahkeme tarafından davacı lehine delil olarak kabul edilerek karar verildiğini, -Mahkeme tarafından yeterli araştırma yapılmadığını, yapılmış olsaydı, davaya konu faturaların davacıya tebliğ edildiğinin ve davacı tarafından itiraz süresi geçtikten çok sonra söz konusu faturaların iptal edildiğinin görüleceğini,davacının defterlerinin aleyhe delil teşkil etmeside dikkate alındığında davacının faturalara süresinde itiraz etmediğinden kabul edilmiş sayılacağını, karinenin aksini davacının ispatla yükümlü olduğunu ve ispat edemediğini, cevap dilekçesinde beyan ettiği delillerin toplanmadığını, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları haricinde tanık deliline de dayandıklarını ancak mahkeme tarafından bu konuda karar verilmediğini,-Taraflar arasında tedarikçi sözleşmesinin 3.25. Maddesinde uyuşmazlık halinde perakendecinin defter ve kayıtları ile çalışanlarının tutacakları tespit tutanakları esas alınacaktır” şeklinde düzenlemeye rağmen delil sözleşmesinin dikkate alınmadığını,
-Cari hesaba dayalı olarak açılan davaya konu icra takibindeki alacağın ispatlanamadığını,davacı aleyhine delil teşkil eden davacı ticari defter ve kayıtlarında faturalar uyarınca müvekkili şirketin davacıdan alacağı olduğunun sabit olduğunu,-Tacir olan davacının basiretli bir tacir fibi davranmasının kendisine yüklenen görev olduğunu,faturanın deftere kaydının fatura içeriğinin benimsendiğinin açık kanıtı olduğunu, -Davacı yanın hiçbir itiraz olmaksızın defterlere kaydedildikten sonra faturaların iptali ve iptal edilen faturalara ilişkin KDV düzeltmesi verilmemesinin MK 2’de düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğunu,
-Sözleşmenin 3.3 md.si gereğince müvekkili şirket tarafından 22/01/2014 tarihinde toplam 74.810,52 TL tutarlı iki adet fatura düzenlemesinin sözleşmeye dayalı olduğunu, -20/03/2014 tarihli 189.000 TL bedelli faturanın da sözleşmenin 3.21. maddesi uyarınca düzenlendiğini, -17 adet toplam 12.099,29 Tl bedelli iade faturalarına konu malların davacıya iade edildiğini ancak davacının müvekkili tarafından düzenlenen iade faturalarını haksız olarak ticari defterlere işlemeksizin iade ettiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından alınan 21/01/2016 tarihli kök raporda; davacı 2014 tarihli defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, davalı tarafından düzenlenen 22/01/2014 tarih ve 365217 nolu 54.000,00 TL “anlaşma bedeli (satışı olanlar)” açıklamalı fatura, 22/01/2014 tarih ve 365218 nolu 20.810,52 TL “anlaşma bedeli (satışı olanlar)” açıklamalı faturaların davacı defterlerine kaydedildiği 06/02/2014 tarihinde iptal edildiği ve 20/03/2014 tarih ve SM12014072002082 nolu “koşul farkı primi %8 bakliyat-makarna- çorba-baharat” açıklamalı 189.000,00 TL olmak üzere toplam 263.810,52 TL tutarındaki faturanın 20/03/2014 tarihinde kaydedildiği 01/04/2014 tarihinde iptal edildiği, ihtilafın faturaların davalı tarafından sözleşmeye istinaden düzenlenmekte haklı olup olmadığı ve ayrıca davalı tarafından, davacıya iade edilen mallara ilişkin olarak düzenlenen muhtelif tarihlerdeki 17 adet toplam 12.099,29 TL tutarındaki faturalı malın davacıya iade edilip edilmediği noktalarında bulunduğunu; tarafların, cari hesap karşılaştırılması yapıldığında; davacının, ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 273.672,44 TL cari hesap alacağının bulunduğunun saptandığını; davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının -2.237,37 TL borçlu konumda bulunduğunun saptandığını; bu durumda, davacının, 07/04/2014 icra takip tarihi itibariyle 288.991,04 TL davalıdan alacaklı olduğu; davalı tarafından, davacı hesaplarına, ilk haczi koyan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına 17/04/2014 tarihinde 15.318,81 TL kısmi ödeme yapıldığı saptandığını; davacının, taraflar arasındaki hukuki ilişkiden dolayı davalıya karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmediğine ilişkin bir ispattan söz etmenin mümkün görülmediğini; dosya kapsamında sunulan bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacının sözleşmeye uygun olarak davalıya mal teslimini yerine getirdiğini; bu karşılık davalının, davacıya yönelik olarak sözleşme şartlarına aykırılığını ifade etmeye ya da ispata yarayacak herhangi bir girişimde de bulunmadığını; taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde, davalının düzenlediği uyuşmazlık konusu (3) faturanın, davalı tarafından sözleşmeye istinaden düzenlemekte hak ve yetkisinin olmadığı; yönünde görüş bildirildiği, 17/06/2016 tarihli ek raporda da aynı görüşün tekrarlandığı görülmüştür.
GEREKÇE: İtirazın iptali davasının dayanağı İstanbul Anadolu …..İcra Müdürlüğünün …. E.sayılı icra takibinin “faturaya dayalı cari hesap bakiyesi” alacağının tahsili talebiyle başlatıldığı, davacı vekilinin davalının üç adet fatura göndererek müvekkilinin alacağından mahsup edilmek istendiğini, bu durumun kabul edilmediğini, beyanla itirazın iptalini ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, davalı vekilinin, davacı ile davalı arasındaki 2012- 2013 tarihli Tedarikçi Sözleşmesinin 3.3 maddesinde “siparişte öngörülen süre içerisinde, siparişte yer alan teslim adres ve/veya adreslerine malın teslim edilememesi veya geç teslim edilmesi halinde perakendecinin seçimlik hakkı doğar” hükmüne dayanarak, “anlaşma bedeli ” açıklaması ile 22.01.2014 tarihli 54.000 TL bedelli fatura ile aynı tarihte 20.810,52 TL bedelli faturaları gönderdiğini, davacı tarafın bu faturaları defterine kaydettikten sonra 06.02.2014 tarihinde iptal ettiğini, yine davalı tarafın sözleşmenin 3.21.maddesinde düzenlenen “tedarikçi perakendecinin envanter farklarının %100’lük kısmını karşılamayı taahhüt eder” maddesine dayanarak 20.03.2014 tarihli 189.000 TL bedelli fatura düzenleyerek, davacıya gönderdiğini, davacının defterine kaydettiği faturayı 01.04.2014 tarihinde iptal ettiğini, davacının defterlerinde davalıyı borçlandırdığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; sözleşmenin 3.3.maddesi ve 3.21.maddesine göre düzenlediği faturaların davacı tarafça haksız olarak iade edildiğini, davacının yükümlülüğünü yerine getirmediği konusunda, taraflar arasında email, faks vs. Yazışmalar bulunduğunu, tanık beyanları ile ispatlayacaklarını beyan ettiği, dosya kapsamında sözleşmenin 3.maddesine göre, siparişlerin süresinde ve siparişte yazılı adrese teslim edilmediğinin ispatı ile envanter farkının kaynağına ilişkin herhangi bir tutanak, email yada faks, yazışma sunulmadığı, ispatı istenen hususların tanıkla ispat edilmesinin mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporunda;” davalı tarafın uyuşmazlık konusu olan 3 adet faturayı düzenleme hak ve yetkisinin bulunmadığının, davacının yükümlülüklerini / mal teslimini yerine getirdiğinin” beyan edildiği, davalının faturaları defterine “gelir faturası Stok” açıklaması ile kaydettiği, davalı tarafça 04/02/2014 tarihinde faturaların kargoyla iade edildiğine dair emaili ve ihtilaf konusu üç adet faturaya Bakırköy …. Noterliğinin 23/03/2014 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiği, gözönüne alınarak ayrıca 12.099,29 TL bedelli 17 adet iade faturasına konu mallarında davalı tarafça davacıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı kanaatiyle, ticari defter ve kayıtlara göre davacının mal alım satımından kaynaklanan faturalara dayalı cari hesap alacağından kaynaklanan, takip tarihi itibariyle 273.262,23 TL davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmekle, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğuna, davalının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,-Alınması gereken 18.694,55 TL harcın, peşin alınan 4.705,04 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.989,51 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,-İstinaf yargılama gideri olarak 17,00 TL davalının, 22,00 TL davacı avansından karşılandığı anlaşılmakla, 22,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 01/03/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.