Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1884 E. 2018/2429 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2016/133 Esas
KARAR NO : 2018/2293 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY(KAPATILAN) 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2016
NUMARASI : 2014/146 E., 2016/134 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/10/2018
Bakırköy (Kapatılan) 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 04/10/2016 tarihli kararına karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, başvurunun duruşmalı olarak incelenmesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili davalı adına tescilli … nolu patentin yeni ve ayırdedici olmadığını, patent konusu buluşun müvekkili davacının ar-ge si sonucu ilk kez 2006 yılında kalıp çalışmalarına başlandığını, buluşla ilgili tüm çalışmaların davacı şirketin elektronik ortamında kayıtlı olduğunu ve üretilen ürününün piyasaya sürüldüğünü, davalının da ürünü satın aldığını, davalıya 29/11/2006 tarih 0179344 seri nolu fatura ile satış yapıldığını, ( Faturada 8 gözlü radyatör vana gövde kalıbı ibaresi bulunduğu) davalının kötüniyetle adına tescil ettirdiğini, eski çalışanı …’ın davalı şirket ortağı ile daha sonra …i Tic. Ltd. Şirketini kurduğunu, müvekkili tarafından oluşturulan buluşa ait bilgi ve tasarımların adı geçen tarafından karşı tarafa verildiğini,yenilik unsuru taşımaması ve kendisine ait olması nedeniyle 2007/02519 nolu paten patentin hükümsüzlüğüne, davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının dava ehliyeti bulunmadığını, zamanaşımı bulunduğunu, 2014/94 esas nolu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, o davanın derdestlik oluşturduğunu, davacının belgeleri dilekçesine eklemediğini, davacının 2013 yılına kadar 9 yıl boyunca davalının ürünlerinin kalıplarını yaptığını, tüm bilgi ve belgelerin kalıp yapması için davacıya kendileri tarafından verildiğini, davacının bu belgelere zilyet sıfatıyla sahip olduğunu, davanın iki yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını, başvurunun 22/10/2007’de ilan edildiğini, 9 yıl boyunca 2013’e kadar davacının davalıya bu ürünlerin kalıbını ürettirdiğini, faturanın da bu nedenle kesildiğini, ar-ge sonucu davalı tarafça geliştirdiğini, davalının çok sayıda patenti bulunduğunu, patent konusu buluşun yeni olduğunu, … firmasının 2013’de kurulduğunu, müvekkilinin patentinin 2007 ‘de ilan edildiğini savunarak davanın hem zamanaşımı hemde esastan reddini savunmuştur.
TPMK kayıtlarından hükümsüzlüğü talep edilen … başvuru numaralı incelemesiz patentin 05/06/2009 tarihinde tescil edildiği, başvurunun 23/03/2009 tarihinde ilan edildiği, 21/07/2011 tarihinde de incelemeli patent olarak tescil edildiği, incelemeli patent belgesi verildiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesinde dinlenen davalı tanığı …’ın ifadesinde; 2004 yılında kurulan .. Sanayinin kurucu ortaklarından olduğunu, bu şirketin genel müdürlüğünü yaptığını, teknik konulardan sorumlu olduğunu, 2011 yılına kadar bu şirkette çalıştığını, 2013 yılında şirketle ilişkisi kalmadığını, dava konusu 2007/02519 sayılı patentin …Klima Kalite Kontrol Müdürü … tarafından cd ve prototiplerinin …Kalıp’a teslim edildiğini, patent başvurusu yapabilmek için kalıbın yapılmasını gerektiğini, birkaç denemeden sonra patent başvurusunda bulunulması gerektiğini, patentin tüm cd ve çizimlerinin K… Klimaya ait olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesince alınan 13/01/2016 tarihli bilişim uzmanı bilirkişi raporunda; davalı tarafın sunduğu CD’lerin Adli Bilişim Yazılımları yoluyla incelendiğinde; dosyaların 07/02/2005, 04/02/2005 ve 08/02/2005 tarihlerinde olduğu, “…” adlı bilgisayar kullanıcısı tarafından oluşturulduğunu, davacı tarafın sunduğu dosyaların ise 2006/2007 tarihli olup … adlı bilgisayar kullanıcıları tarafından oluşturulduğunu, davalıya ait dosyaların tasarımlarının daha eski bir zamanda oluşturulduğunun tespit edildiğini, davalının 12/10/2015 tarihli itiraz ve cevap dilekçesinde yer alan “patent başvurusu yapılmadan önce CD ve tüm görsellerin prototip yapılması amacıyla 2005 ve 2006 yıllarında davacı firmaya verildiği” iddiasını destekler nitelikte olduğunu, davalının sunduğu ilk CD’de bulunan davaya konu tasarımların yer aldığı, dosyaları oluşturan kevork1 adlı bilgisayar kullanıcısı ile ek CD’deki Word dosyasını oluşturan kevorkboyacıyan adlı microsoft office kullanıcısının örtüştüğünü, aynı zamanda VISI-CAD 11.01 versiyonlu tasarım dosyasını oluşturduğu tespit edilen … adlı bilgisayar kullanıcısı ile davacı tarafın 14/10/2015 tarihli itiraz dilekçesinde yer alan…isimli şirket yetkilisinin örtüştüğünü beyan ettiği görülmüştür.
Bakırköy 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 03/10/2016 tarihli 2014/146 esas 2016/134 karar sayılı kararı ile; davacının patente konu buluşun kendisine ait olduğunu ispatlar nitelikte delil ibraz etmediği, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu göz önüne alındığında davacının tescilli patentten haberdar olmasına rağmen tescil tarihinden itibaren 2 yıllık süre içerisinde gaspa dayalı dava açmadığı, davacı tarafın iddiasını ispat edemediği, kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği görülmüştür.
Davacı vekilinin süresinde istinaf dilekçesi ibraz ettiği, patentin ilk üretiminin davacı şirket nezdinde 2006 yılı başlarından itibaren yapıldığını, her aşamasının bilgisayara kaydedildiğini, CD’lerde mevcut olduğunu, davacının kalıp ve çizimleri kendisinin yaptığını, dışarıdan kalıp siparişi verilmediğini, tasarımlarını kendisinin üretip müşterilerine sattığını, davalı tanığının … Kalıp Şirketini, davacı şirketten ayrıldıktan sonra kurduğunu, bilgileri davalı tarafa aktaran kişi olduğunu, itirazlarına rağmen dinlendiğini, davalının bilirkişi incelemesinden sonra iki adet CD sunduğunu, patent tescilinin bilgileri dışında gerçekleştiğini, karşı tarafın sözleşme ilişkisini kanıtlayamadığını, ortak tarafından sızdırılan bilgiler kullanılarak ve 5 yıl sonra sunulan CD’de oynama yapılarak oluşum tarihlerinin değiştirildiğini, tarihlerde değişiklik yapılmasının teknik olarak mümkün olduğunu, bilirkişi incelemesinin eksik ve hatalı yapıldığını, bilgisayar üzerinde inceleme yapılması gerektiğini beyan etmiştir.
İstinaf talebine cevap veren davalı vekili dilekçesinde; davacının kalıp şirketi olduğunu, kalıp yapabilmek için müşterilerinin tasarımlarını alarak kendisine teslim edilen tasarımlara göre kalıp yaptığını belirli bir talebe göre hazırlanan kalıbın işin doğası gereği önce üretici lokasyonuna taşındığını, burada enjeksiyon makinesinde denendikten sonra akabinde düzeltmeler yapılarak hazır hale getirildiğini, taraflar arasındaki 2004 yılından 2013 yılına kadar ki ticari ilişkide davacının müvekkilinin buluşlarının kalıp işlerini yaptığını, müvekkilinin yüksek bedellere bağli ar-ge çalışmaları sonucunda geliştirmiş olduğu ve dünya çapında bir çok ülkede tescilli olan incelemeli patente ilişkin buluşu ile buluşa ait tüm gizli belgelerin TPE başvurusu için prototip oluşturulması, gerekli kalıp çalışmalarının yapılması amacıyla, CD içinde davacı kalıp firmasına verildiğini, davacı tarafından süresinde sunulmayan CD’lerin kaynağının da müvekkilleri tarafından verilen CD olduğunu, bilirkişinin de müvekkiline ait dosya ve tasarımlarının davacıya göre eski tarihte oluşturduğunu tespit ettiğini, davacının iddialarını ispatlayamadığını, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı kalıp firmasının 2006 yılında ürünün tasarımını yapması için hiçbir teknik alt yapısının bulunmadığını, …’ın davacının da katıldığı oturumda itirazsız dinlendiğini, tanığın ortaklıktan ayrılırken bilgisayar içindeki bilgilerin hard disk içinde davalıya getirildiği iddialarının asılsız olduğunu, …’ın davacı şirketten ayrıldıktan 2 yıl sonra yeni bir şirket kurduğunu beyanla istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
Dairemizin 22/12/2016 tarihli tensip kararıyla; istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasına karar verilmiştir.
Davacı tanıklarının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında dinlenmediği anlaşılmakla, tanıklar dairemiz tarafından dinlenmiştir.
Davacı tanığı … yeminli ifadesinde; daha önce davacı … firmasında usta olarak çalıştığını, davaya konu patent konusu buluşu da davacı firma kendi argesinde oluşturduğunu, kalıpçı olduğu için kalıbını da bizzat kendinin çıkardığını, bu kalıp işinin 2006-2007 yıllarında tamamlandığını, bunu davalı firmanın siparişi üzerine tasarladıklarını, daha sonra davacı şirketin ortaklarından …’ın davalı şirketin ortağı … ile birlikte … adi ortaklığını kurduklarını, bu ortaklığın …’ın 2013 yılında şirketten ayrılmadan önce fiilen oluşturulduğunu ve daha sonra kendisinin de davacı şirketten ayrılarak … şirketine geçtiğini ve orada üretilen bu davaya konu olan ürünün de davacı tarafın sipariş üzerine ürettiği ürün olduğunu, ancak davalının bu ürün için kendi adına patent aldığını daha sonra duyduğunu, kalıpçı olduğu ve hem davacı şirkette hem de davalı şirketin ortağının kurduğu … şirketinde de çalıştığı için ürünün aynı ürün olduğunu ve aynı ürünün davalı tarafından da üretildiğini ve patent konusu yapıldığını bildiğini, ayrıca davacı ile davalı arasında bu şekilde sipariş dışında başka bir ilişki olmadığını, CD’lerde olduğu iddia edilen dataların davacı şirkete ait olduğunu, bunlar şirkette iken oluşturulduğunu ve davacı şirketin ortağı olup da ayrılarak davalı şirket ortağı ile … firmasını kuran …’ın bu dataları beraberinde götürdüklerini, davalı şirketin de bu ortağından alarak kendi adına tescil ettirdiğini, tescil ettirildiğinin, davalı tarafından patent hakkına dayanılarak toplatılmak istenilmesinden sonra öğrenildiğini, bu tarihi 2013 olarak hatırladığını, datalardaki tahrifata ilişkin doğrudan bilgisinin olmadığını ancak davalı CD’lerinde yer alan dataların davacı dataları olarak bildiğini, bu dataların aynı datalar olup tarih dışında dataların kendisi üzerinde değiştirilme söz konusu olmadığını, sadece tarihlerde bilgisayar yolu ile oynama yapıldığını, kalıpların aynı anda aynı saatte tasarlanması mümkün olmadığı halde davalı CD’sinde yer alan tespitte kalıbı oluşturan bütün parçaların aynı anda üretildiğinin yazılmış olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda; taraf şirketleri arasında bu davaya konu kalıplar dışında başka kalıplar da yapıldığını, tamamının sipariş üzerine yapıldığını, davacı şirketin kendisinin sadece kalıp yaptığını, bu kalıba göre üretimi ise diğer şirketlerin yaptığını, kalıp ve tasarımları ilgili firmalara verdiğini, ancak bu kalıba göre kendisi üretim yapmadığını, üretime ilişkin data ve bilgilerin ise yine davacı şirket tarafından bizzat oluşturulduğunu, bu konuda davalı firmaca verilmiş herhangi bir veri bulunmadığını, aslında davaya konu olan radyatör tasarım ürününün, siparişten önce üretildiğini, bilgisayar ortamında gösterildiğini, davalı şirketin bunu gördükten sonra sipariş verdiğini, yani sipariş verilmeden önce ürünün, bilgisayar ortamında yer almakta olduğunu, ürünün önce tasarlandığını, kalıbın sonra yapıldığını ifade etmiştir.
Tanık … yeminli ifadesinde; davacı şirkette 2005’ten 2015 yılına kadar kalıp makinesi operatörü olarak çalıştığını, bu patente konu olan buluşta davacı … firmasının ar-gesinde tasarlandığını, daha sonra ortaklıktan ayrılıp davalı şirket ortağı ile ortaklık kuran şirket ortağı … tarafından karşı tarafa verildiğini, bunu o tarihte şirkette çalıştığı için duyduğunu, bu tasarımın bu ürünün davalı taraf sipariş vermeden önce davacı tarafından oluşturulduğunu, davalı tarafın daha sonra sipariş verdiğini beyan ettiği görülmüştür.
Tanık … yeminli ifadesinde; davacı şirkette kalıpçı olarak çalıştığını, 2015’de ayrıldığını, davaya konu olan ürünün davalı firmanın siparişi üzerine 2006-2007 yılında oluşturulduğunu, davacı firmanın bu ürünü yaptığını, hatta kalıpçı olduğu için kalıp yapımına bizzat kendisinin katıldığını, taraflar arasında bu şekilde daha önce başka sipariş kalıpları oluştuğunu, dava konusu ürün davalı siparişinden önce davacı tarafından bulunduğunu, çok özelliği olan bir ürün olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu için bu ilişki esnasında davalının bu ürünün tasarlanmasından haberi olduğunu, ticari ilişki ile kalıbı kastettiğini, davacı firma kalıp firması olup, tasarladığını ancak ürün üretmediğini, davacı şirketin ortağı …’dan sonra bu bilgileri kurduğu adi ortaklığa verdiğini ve adi ortaklığın ortağı da davalı şirket ortağı olduğu için bilgilerin, verilerin bu şekilde oraya geçtiğini beyan ettiği görülmüştür.
Davalı tanığı … yeminli ifadesinde; kendisinin davalı firmanın kalite müdürü olduğunu, firmada 2003 yılında çalışmaya başladığını, halen de çalışmakta olduğunu, dava konusu patent konusu buluşun, davalı firma tarafından kendi arge departmanında oluşturulduğunu, kalıp olarak prototip olarak üretilmesi için dataları ile birlikte CD halinde davacı şirkete verildiğini ve davacı şirket kalıp şirketi olduğu için kendilerine kalıbını ürettiğini, zaten davacı firmanın da kalıp üretme dışında bir faaliyeti olmadığını, o tarihten beri de satışının yapıldığını, davalı firmanın üretici firma olup, bin çalışanı bulunduğunu, davaya konu patent dışında başka patentleri de olduğunu, hatta birinin buluşu da kendisine ait olduğunu, davacı firmanın, davalı firmaya çok sayıda belki de yüzlerce kalıp yaptığını, aynı patentin davalı firma tarafından yurt dışında Avrupa’da, Avrasya’da ve Ukrayna gibi ülkelerde tescillerinin bulunduğunu, Türkiye’deki ile aynı tarihlerde yapıldığını, davacı firmanın kalıp satışı dışında herhangi bir üretimi olmadığını beyan ettiği görülmüştür.
08/02/2017 tarihli duruşmada taraf vekillerinin beyanları alındıktan sonra bir Avrupa patent vekili ve iki üniversite öğretim üyesi bilişim uzmanından oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişilerin 14/09/2017 tarihli kök raporunda; dosyadaki somut olayın davacı tarafından sunulan CD’deki dosyadaki tarihlerin gerçekten de davalı patentinden öncesine ait olup olmadığı noktasında düğümlendiğinin anlaşıldığını, bilgisayardaki işletim sistemi tarafından yapılan kayıtların ulaşılamaz ve değiştirilemez olmadığını, aksine son derece kolay olduğunu, bu nedenle dünyada hiçbir forensic (adli) incelemesinde dosya tarihlerinin kesin kanıt olarak kabul edilmediğini, ülkemizde de dosyaların orijinalliği konusunda kanunla düzenlenen dijital imzanın bir parçası olan zaman damgasının (timestamp) bu yüzden kullanıldığını, basitçe işletim sisteminin saatini geriye alarak dahi dosyaların tarihinin hatalı değerlerle değiştirilebildiğini, sistem saatini değiştirmek ve kendi kod yazmak istemeyen bir kişinin ücretsiz hazır yazılımları da kullanabileceğini beyanla ve örneklerle açıklayarak patente konu buluşun daha önce davacı tarafından yapıldığı konusunda teknik olarak ispat gücüne sahip nitelikte ve yeterlilikte delillerin dosyada bulunmadığı beyan edilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 04/07/2018 tarihli ek raporda; bilgisayardaki çizim programları kullanılarak tasarımın oluşturulma aşamaları teknik açıdan açıklanmış ve taraf vekillerinin dilekçelerinde beyan ettikleri sorular cevaplanmıştır.Raporda ; kağıt üzerinde yapılan çizimlerle bilgisayardaki çizim programlarının büyük farklılıklar içerdiği, programlarda kütüphanelerin kullanıldığı, başkalarının daha önce çizdiği hazır tasarım parçalarının kullanılabileceği, tek bir çizim için onlarca farklı dosya kullanılabileceği, draft (eskiz) tasarımlardaki kılavuz çizgilerin, yardımcı ögeler vb unsurların diğer insanlarca görülmesine gerek olmadığını, bu nedenle nihai çalışmanın en sonunda temize çekilerek yeni bir dosyaya kopyalandığını, tüm adımlar arasında çok uzun bir zaman geçmeyebileceğini, çünkü asıl tasarım işlerinin bu dosyada yapılmadığını, bu nedenle de nihai tasarım dosyasının oluşturulma zamanlarına bakılarak “bu kadar kısa zamanda bu tasarım yapılamaz” şeklinde bir öngörüde bulunmanın doğru olmayacağını beyan etmişlerdir.
Bilirkişi heyetinin dosyaların oluşturma ve değiştirme zamanlarına ilişkin açıklamalarında kök rapordaki beyanlarını tekrar ettikleri, tasarım programının kapatılarak bu iş için yaratılmış başka yazılımla dosya zamanlarının değiştirilebildiğini, bu nedenle dijital imzaya ihtiyaç duyulduğunu beyan etmişlerdir.
Bilirkişi heyetinin farklı isimli dosyaların aynı oluşturma zamanına sahip olamayacağına yönelik itiraz konusunda ise tasarım dosyasının “farklı kaydet” fonksiyonu ile kaydedildiğinde yeni kaydedilen dosyayla ilk dosyanın oluşturulma zamanlarının birebir aynı olacağını, işletim sistemindeki tarihin herhangi bir (format veya bios tarihleriyle oynanması) şekilde değişmesiyle mümkün olduğu, …’te yapılan bir çizim üzerinde değişiklik yapmadan önce yedek olarak saklamak amacıyla bir kopyasının alınabileceği, daha sonra orijinal dosya üzerinde bazı değişiklikler denenebileceği, eldeki verinin dijital olması nedeniyle asıl dosya tarihinin ve isminin değişimi vb unsurların veri kazıma ile tespit edilemeyeceğini beyan etmişlerdir.
Davacı vekili; bilirkişi raporuna itiraz etmiş, bilirkişilerin raporlarını eksik incelemeyle tasarladıklarını, tanık beyanlarını değerlendirmediklerini, bilirkişilerin davalı şirketin sunduğu CD’yi inceleyerek yeni volan, kulp, küre masura, mil, somun kalıp, gövde, hareketli kalıp, sabit kalıp ve diğer parçaların oluşturulma, değiştirilme, program tarihi, başlama saati, bitiş saati kullanıcıları hakkında inceleme yapılmadığını, davalının CD’sinde 4 kullanıcı isminin ve iki farklı programın göründüğünü, ancak bunun mümkün olmadığını, bir parçada 3 kullanıcının mümkün olmadığını, bilirkişilerce çizimlerin hangi tarihlerde yapıldığının, tarih, gün, saat, dakika ve saniye olarak belirtilmesi gerektiğini, 3 ayrı parçanın aynı zamanda tasarlanmasının mümkün olmadığını, kayıtların değiştirilmiş olduğunun açıkça görüldüğünü beyanla yeni bir heyetten rapor alınması talep edilmiştir.
Davalı vekilinin rapora beyan dilekçesinde; kök ve ek raporun iddialarını destekler nitelikte olduğunu, müvekkilinin patente konu buluşun sahibi olduğu gerçeğini teyit ettiğini beyan etmiştir.
Dava tarihinde ve karar tarihinde yürürlükte olan 551 sayılı KHK 13/1 maddesinde “11.maddenin 1.fıkrası hükmüne göre patentin gerçek hak sahibinden başkasına verilmişse, gerçek hak sahibi olduğunu iddia eden kişi patentten doğan diğer hak ve talepleri saklı kalmak şartıyla, patentin kendisine devir edilmesini talep ve dava edebilir.”
KHK 13/3 maddesinde “bu maddenin 1.ve 2.fıkralarında belirtilen talep ve dava hakları patentin ilanı tarihinden itibaren 2 yıl içinde ve kötü niyet halinde patentin koruma süresinin bitimine kadar kullanılabilir ” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ve yargılama sırasında, tanık olarak dinlenilen …’ın 2011 yılında şirket ile yollarını ayırma kararı aldığını, 2013 yılında da şirket ortaklığından ayrıldığını, şirketin gizli bilgilerini …e Kimya Klima’ya aktardığını, davacı şirket yetkilisinin haberi olmadan,… Klima ortağı ile şirket kurmasının da kötü niyetini ispatladığını, … Kalıp Şirketinin kuruluş tarihinin de 2013 yılı olup … Kalıp’tan ayrıldığı tarihe isabet ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Dairemiz tarafından alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında; davacı ve davalı tarafından sunulan CD içerikleri ve tarihleri incelenmiş, raporlarda teknik bilgiler örneklenerek anlatılmış, çizimlerin oluşturulma sürecinde farklı kaydet yöntemi kullanıldığında aynı tarihi işletim sisteminin kaydettiği, ayrıca işletim sisteminin kaydettiği tarihlerin değiştirilebileceği beyan edilmiş, taraflarca sunulan dijital verilerdeki kayıtların elektronik imza kullanılarak oluşturulmadığı göz önüne alındığında davacının delil olarak sunduğu kayıttaki tarihlerin gasp iddiasının ispatı yönünden güvenilir olmadığı ve kesin delil teşkil etmeyeceği, davalı vekilinin “davacı şirketin kalıp şirketi olması nedeniyle, müvekkilinin üretilecek kalıba ilişkin tüm bilgileri CD içeriğinde davacı şirkete vermesinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu beyan ettiği”, göz önüne alındığında, davacı şirketin davaya konu patent konusu buluşun kendisine ait olduğunu ve kötü niyetle davalı tarafından kendi adına tescil ettirildiğini ispatlayamadığı, sunulan delillerin ve tanık beyanlarının dava konusu patente konu buluşun davacıya ait olduğunu, ve davalı tarafından gasp edildiğini ispat yönünden yeterli olmadığı kanaatine varılarak davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
Davalının istinaf aşamasında yaptığı 11 TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf incelemesi için birden fazla duruşma yapıldığından istinaf aşaması için davalı lehine 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/10/2018