Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1879 E. 2019/2064 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1879 Esas
KARAR NO : 2019/2064
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2016
NUMARASI : 2013/86 2016/833
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında uzun zamandır alışveriş bulunduğunu, müvekkili şirket kayıtlarına göre 10/01/2013 tarihi itibariyle davalının 86.431,04 TL borcu bulunduğunu, davalıya bu borcu ödemesi için ihtarname gönderilmiş ise de, davalının borcunu ödemediğini belirterek şimdilik 5.000 TL alacağın 31/12/2012’den itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, 21/01/2014 tarihli duruşmada verilen karar uyarınca davacı tarafından 86.431,04 TL üzerinden eksik harcın tamamlattırıldığı görülmüştür. Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan alacağı bulunduğunu, bu alacakların takasla mahsup edildiğinde davacının herhangi bir alacağı kalmayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; dava konusu satış faturalarının davalının defterlerinde kayıtlı olduğunu, uyuşmazlığın davacı alacağına karşılık davalı tarafından düzenlenen insert ramazan kampanyası, 11.kuruluş yıldönümü ve açılış bedeli vs gibi faturalar sebebiyle yapılan mahsuplaşma sonunda davacı alacağının kalıp kalmadığı hususunda toplandığı, bu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının bu faturalarda gösterilen hizmetleri ifa ettiğini ispatlaması gerektiği, davalı tarafından düzenlenen 31/01/2019 tarihli market kondüsyon konulu faturanın düzenlenmesine esas mağaza açılışına ilişkin dayanak belgelerin sunulmadığı, 31/08/2008 tarihli markes kondüsyon (ramazan kampanyası) konulu fatura ile 31/03/2009 tarihli market kondüsyon ramazan kampanyası faturaların düzenlenmesine esas dayanak belgelerin sunulmadığı, 31/08/2009 tarihli market kondüsyon(insert bedeli) konulu ve 30/09/2009 tarihli market kondüsyon (insert bedeli) konulu faturalara dayanağının sunulmadığı, 31/03/2010 tarihli ve 30/06/2010 tarihli market kondüsyon (insert bedeli) konulu faturaların düzenlenmesinin usulüne uygun olduğu, yine 31/12/2009 tarihli, 31/12/2009 tarihli ve 31/12/2009 tarihli faturaların vergi dairesinden gelen cevap içeriğine göre usulüne uygun düzenlendiğinin anlaşıldığı gerekçeleriyle davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine, 17.767,11 TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 6098 Sayılı TBK’nun 20.maddesi hükmü gereğince taraflar arasındaki sözleşmenin ticari şartlar anlaşması başlıklı kısmının genel işlem koşullarından oluştuğunu, sözleşmenin 9.sayfasının müvekkilince imzalanmadığını, kanunun 21.maddesine göre sözleşmenin bu kısımlarının yazılmamış sayılması gerektiğini, 9.sayfada yer alan özellikle insert, mağaza açılışı, kuruluş yıldönümleri vs. gibi çalışmaların ve bu konulardaki birçok maddenin müvekkilinin menfaatine aykırı olduğunu, bu hususların bilirkişi tarafından dikkate alınmadığını, müvekkili kayıtlarına göre davalının 86.731,04 TL borcunun bulunduğunu, ilk bilirkişi raporu incelemesi neticesinde müvekkilinin 25.388,70 TL alacağı olduğunun belirtildiği, raporda davalı alacağı olarak belirtilen 4 fatura ile ilgili itirazlarının cevaplandırılmadığını, davalının bu faturalardaki hizmetleri yaptığını ispat etmesi gerektiğini, bilirkişi heyetinin bu itirazları dikkate almadığını, ek rapor alınmasının sebebinin bu faturaların değerlendirilmesi olduğunu, dayanak belgelerin sunulmadığını, buna rağmen ek raporda alacak miktarının 17.767,11 TL’ye indirildiğini, defalarca yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, bu itirazlara göre dosyanın yeni bir bilirkişiye verilmesi gerekirken bu hususun dikkate alınmadığını, 31/08/2009 tarihli, 11.534,23 TL bedelli fatura ile 30/09/2009 tarihli 11.654,48 TL bedelli faturaların kendilerine bedelsiz olarak verildiğini, bu hususların dosyaya sunulan e-posta yazışmaları ve davalı personeline ait elle yazılıp imzalanmış “gelecek yıl bir adet bedelsiz insert verileceği” yazısı incelendiğinde görülmesine rağmen hem bilirkişinin hem de mahkemenin dikkate almadığını, bilirkişi heyetinin sözleşmelerdeki imza noksanlığını da dikkate almadığını, zira sözleşmenin 11 sayfa olup son sayfa kaşe üzerindeki imza ile diğer sayfadaki imzaların birbirini tutmadığını, bilirkişilerin bu hususa dikkat etmediğini, ayrıca davalı adına fahiş miktarda vekalet ücretine hükmedildiğini, kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu bildirmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; davanın tümden reddi gerektiğini, müvekkili tarafından düzenlenen bir kısım faturaların cari hesaptan düşülmediğini, bu tespit ve değerlendirmenin hatalı olduğunu, cari hesaba dahil edilmeyen 31/08/2008 tarihli ramazan kampanyası faturasının davacıya 10/09/2008 tarihinde tebliğ edildiğini, 31/03/2009 tarihli 11.kuruluş yıldönümü faturasının ise 07/04/2009 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, ancak 8 günlük yasal sürede itiraza uğramadığını, bilirkişi ek raporunda davacının bu faturalara e-posta ile itiraz ettiği belirtilmesine rağmen bu değerlendirmenin hatalı olduğunu, oysa davacının 31/08/2008 tarihli faturaya ilişkin olarak mail attığını, diğer faturaya ilişkin mail göndermediğini, kaldı ki mail ile yapılan itirazın da süresinde olmadığını, bu fatura tutarlarının davacı alacağından düşülmesi gerektiğini, mahkemenin 31/01/2009 tarihli 9.598,44 TL’lik fatura için dayanak belge sunulmadığını belirtmiş ise de, sözleşmenin 10.sayfasında 350 EUROXmağaza sayısı insert bedelinin ödeneceğinin açık olup bu hususun bilirkişi raporuyla da tespit edildiğini, müvekkilinin ülke çapında mağazaları olan real hipermarketler olup kendi internet sayfalarında dahi mağaza sayısının görüldüğünü, müvekkilinin mağaza sayısının 12 olduğunu, kaldı ki 2008 yılı için değil, 2009 yılı için düzenlendiğini, müvekkilinin kesebileceği insert faturası tutarının 2009 yılı için 31.413,11 TL olup işbu 9.598,44 TL bedelli faturanın bu kapsamda kaldığından kabul edilerek davacı alacağından düşülmesi gerektiğini bildirmiştir. Davacı tarafından davalıya gönderilen 26/12/2012 tarihli ihtarname ile 86.221,84 TL’nin 31/12/2012’ye kadar ödenmesinin istendiği, ihtarnamenin 28/12/2012’de davalıya tebliğ edildiği görülmüştür. Taraflar arasında 01/01/2008 başlangıç tarihli ticari şartlar anlaşması başlıklı sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin 9.sayfasında açıklama bölümünün bulunduğu, Antat kalınan 2008 wkz bütçesi, insert, mp, gondol, teşhir, talep bedelleri sadece mevcut mağazalar için geçerlidir. Mağazalar arttığında bedelleri buna göre hesaplanacaktır hükmünün bulunduğu, 10.sayfada real tek kare insert bedeli 350,00 EURO X mağaza sayısı olarak belirtildiği, sözleşmenin 9.sayfasında imza bulunmadığı, 11 ve son sayfada imzaların bulunduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 21/11/2014 havale tarihli üç kişilik bilirkişi heyeti raporunda; davacı defterlerinde dava tarihi itibariyle davalıdan 84.972,24 TL bakiye alacak bulunduğu, davadan sonra yapılan ödemeler ve davalı faturalarının alacak kaydedilmesi neticesinde son kayıt 01/02/2014 tarihi itibariyle davalının davacıya 79.003,25 TL borçlu olduğu, davalı defterlerinde ise dava tarihi itibariyle davacının 5.945,53 TL alacaklı olduğu, davadan sonra yapılan ödeme ve fatura kayıtları neticesinde 20/01/2014 tarihli kayıt neticesinde davacının 23,46 TL borçlu olduğunun görüldüğü, taraf kayıtlarındaki farklılıkların davalı tarafından düzenlenen 10 adet faturadan kaynaklandığı, bilirkişi tarafından bu faturaların tek tek ele alınıp incelendiği, buna göre davalının 31/08/2009 tarihli 11.534,23 TL, 30/09/2009 tarihli 11.654,48 TL, 31/03/2010 tarihli 23.709,83 TL, 30/06/2010 tarihli 12.685,00 TL toplam 59.583,54 TL’lik faturaların kabulü gerektiği, buna göre davacının davalıdan dava tarihi itibariyle bakiye 25.388,70 TL alacağının bulunduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Taraf vekillerinin rapora karşı beyanları üzerine alınan 15/03/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda ise; davacı ve davalının itirazlarının yerinde olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Taraf vekillerinin ek rapora itirazları üzerine aynı heyetten alınan 02/09/2016 havale tarihli ek raporda ise; davacının itirazlarının yerinde olmadığı, daha önceki rapordan sonra dosyaya sunulan belgeler dikkate alındığında, davalının Fulya, Merter ve Bayrampaşa’da mağaza açılışı yaptığı, dolayısıyla bu mağaza açılışlarına ilişkin toplam 7.621,59 TL’nin davacı alacağından düşülmesi gerektiği, buna göre davacının alacağının bakiye 17.767,11 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davacı taraf, davalıya mal sattığını, bedelini alamadığını iddia etmiş, davalı taraf ise karşı alacağı bulunduğunu, bunların dikkate alındığında borcu kalmadığını savunmuştur. Taraf defterlerindeki farklılıkların büyük kısmı davalı tarafın davacıya düzenlediği faturaların davacı tarafından iade edilmesinden kaynaklandığı, kalan kısmın ise davalı kayıtlarında davacı lehine olan kayıtlardan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalı taraf davacıya düzenlediği ramazan kampanyası, insert bedeli, kuruluş yıldönümü, açılış bedeli gibi faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu ispatlaması gerekir. Gerek bilirkişi raporlarında, gerekse mahkeme kararında da isabetle belirtildiği üzere 31/08/2009 tarihli … numaralı, 11.534,23 TL bedelli market kondisyon açıklamalı fatura ile 30/09/2009 tarihli, … nolu 11.654,48 TL bedelli market kondisyon açıklamalı faturalar, 31/03/2010 tarihli … numaralı 23.709,83 TL bedelli market kondisyon açıklamalı, 30/06/2010 tarihli 56441 numaralı 12.685,00 TL bedelli market kondisyon açıklamalı, 31/12/2009 tarihli … numaralı 2.540,53 TL bedelli market kondisyon (fulya açılış) açıklamalı, 31/12/2009 tarihli … numaralı 2.540,53 TL bedelli market kondisyon (merter açılış) açıklamalı fatura ile 31/12/2009 tarih … numaralı market kondisyon (Bayrampaşa açılış) açıklamalı faturalar yönünden davalının alacağını kanıtladığı, dolayısıyla bu fatura tutarlarının davacı alacağından düşülmesi gerektiği, diğer faturalar yönünden ise davalının karşı alacağını kanıtlayamadığı, bu hususların bilirkişi kök ve ek raporlarında ayrıntılı olarak ele alındığı, dolayısıyla taraf vekillerinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yönünden alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı yönünden alınması gereken 1.213,67 TL harçtan, peşin alınan 303,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 910,27 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 4-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzermerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, davacı yönünden tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyizi kabil, davalı yönünden ise kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11/10/2019