Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1875 E. 2018/2337 K. 05.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1875 Esas
KARAR NO : 2018/2337
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2017
NUMARASI : 2015/20 E. – 2017/2 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, 19.01.2015 harç tarihli dava dilekçesinde, “müvekkilinin… ibareli markasını 35.sınıfta tescil ettirmek için TPE’ye başvuru yaptığını ancak davalının 2000/26226 sayılı marka tescili nedeniyle tecil başvurularının TPE tarafından reddedildiğini, ancak davalının bu markayı Türkiye’de hiç kullanmadığını ve halen de kullanmamakta olduğunu, bu markanın tanınmış marka özelliği de bulunmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu” iddia ile … no’lu … markasının 556 sayılı KHK’nın 14 ve 42.maddeleri gereğince kullanmama nedeniyle, tescil edildiği tüm mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlüğünü, sicilden silinmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevaben, “müvekkilinin TPE nezdinde ve WIPO nezdinde … ibareli çok sayıda marka tescilinin bulunduğunu, markanın gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, bu markayı….com internet sitesi üzerinden 3.sınıftaki kozmetik ürünler üzerinde Türkiye dahil dünyanın birçok ülkesinde kullandığını, Türkiye’de de internet üzerinden bu siteden online alışveriş yapılabildiğini, Yargıtay 11.HD’nin 03.03.2011 tarih ve 2009/3437 E., 2011/2191 K.sayılı kararı gereği internet ortamında online kullanımın, sitede satışa sunulan bütün mallar için 14.madde kapsamında ciddi kullanım sayıldığını, kadı ki dünyanın birçok şehirde …mağazaları bulunduğunu ve Türkiye’de de … adıyla bir kozmetik mağazalarının açılması konusunda … Grubu ile anlaşmaya varıldığını,… ve türevi markaların dünyaca tanınmış markalar olduğunu, davanın kötüniyetli olarak açıldığını, davanın tescilden 13 sene sonra açılmış olması nedeniyle de davanın reddi gerektiğini, davalının kötüniyetli olarak müvekkilinin tanınmış markasını … biçiminde tescil ettirmek için… ve … başvuru no’lu tescil başvuruları yaptığını ve kötüniyetli olarak bu davayı açtığını” savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme 24.01.2017’de, “556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının, 06.01.2017 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği, bundan dolayı davanın yasal dayanağı kalmadığı, TRIPS 19.maddesinin yasal boşluğu doldurabilecek nitelikte olmadığı, yasal boşluğun MK’nın 1.maddesi kapsamında doldurulamadığı” gerekçesiyle davanın reddine, red gerekçesine göre davalı lehine avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına ve yargılama giderlerinin de taraflar üzerinde bırakılmasına karar vermiştir.
Davacı vekili istinafında, “kararın hatalı olduğunu, davalının markayı kullanmadığını, mahkemece ek rapor ya da başka rapor alınmadığını ve itirazlarının değerlendirilmediğini, somut olaya uygulanabilecek yasal normlar bulunduğu ve davalının markayı kullanmadığı gözetilerek davanın kabulü gerektiği” iddiasıyla kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevaben, “KHK’nın 14.maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali nedeniyle yerel mahkeme kararının doğru olduğunu, iptal kararının Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe girmesiyle birlikte davacının yasal dayanağının kalmadığını, SMK’nın 9.maddesinin ve uluslararası sözleşmelerin davada uygulama yeri bulunmadığını” savunmuş ve esasa dair önceki savunmalarını da tekrarla, istinaf isteminin reddini istemiştir.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda yazılı gerekçe ile istinaf isteminde bulunmuş ise de, davanın dayanağını teşkil eden mülga 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin, Anayasa Mahkemesi’nce 2016/148 E., 2016/189 K.sayılı kararıyla iptal edildiğini, iptal kararının yürürlüğe girdiği 06.01.2017 tarihi ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 10.01.2017 tarihi arasında 4 günlük bir yasa boşluğu bulunduğu, 06.01.2017 tarihinde davanın yasal dayanağının ortadan kalktığı, her ne kadar davacı taraf aksini ileri sürmüş ise de, bu boşluğun TRIPS Anlaşması ya da Paris Sözleşmesi hükümleriyle doldurulamayacağı, marka hakkı, özünde bir mülkiyet hakkı olup, temel haklar arasında yer aldığından, bu hakkın hakimin boşluk doldurması yoluyla değil, ancak yasa ile sınırlanabileceği gözetilerek yerinde görülmeyen tüm istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 05.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.