Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1859 E. 2019/497 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1859 Esas
KARAR NO : 2019/497
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2016
NUMARASI : 2015/493 E. – 2016/1125 K.
DAVANIN KONUSU: Cezai Şart ( Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile … Tic.Ltd.Şti. ile 09.10.1996 tarihli protokol Akaryakıt İstasyonu İşletme sözleşmesi, Otogaz Satış ve Servis bayilik istasyonu işletmek hususunda 01.12.2000 tarihli bayilik sözleşmesi akdettiklerini, 10.09.2011 tarihli birleşme sözleşmesi ile devralan … San.ve Tic.A.ş.’de ikame edildiğini, müvekkili firma tarafından 01.05.2005 tarihinde … Ltd.şti.’ne sözleşmenin Petrol Piyasası Kanunu ve Rekabet Mevzuatı gereğince 01.09.2010 tarihine kadar geçerli olacağının belirtildiğini, … Ltd.Şti.nin yürürlük tarihinde tonaj taahhütlerine uymamış olması nedeniyle cezai şarta ilişkin alacakları doğmuş ve cezai şarta ilişkin 22.03.2011 tarihli fatura uyarınca taraflar arasındaki cari hesaba istinaden davacı borçlu şirketin müvekkil firmaya 20.06.2011 tarihi itibariyle 41.863,18 TL borcu olduğunun belirlendiğini, ilgili protokolün 8.maddesi hükümlerine aykırı hareket edildiğini, şirketin 22,602 USD karşılığı fatura tarihi itibariyle 41.863,18 TL cezai şart borcu olduğunu, borçlu … ve davalı … firmasının müvekkili şirket aleyhine ipoteğin terkini, teminat senedinin iadesi, maddi manevi tazminat talepli dava ikame ettiğini, İstanbul 12. ATM 2013/124 E. sayılı dosyası ile görülmüş davada incelemelerde iadesi gereken teminat senedi bulunmadığı, maddi manevi tazminat taleplerinin hukuki dayanağı olmaması, ipoteğin terkini talebinin de borçlu şirketin müvekkile borçlu olmasından dolayı müvekkilinin alacağının bulunması gerekçesiyle reddedildiğini, bu davada alınan bilirkişi raporu ile taraf defterlerinin incelenmesi ile dava konusu cezai şart alacağı sebebiyle davacının 22,602 USD alacaklı olduğunun tespit edildiğini, borçlu şirketin müvekkili şirkete 22.602 USD, fatura tarihi itibariyle 41.863,18 TL borcu bulunduğunu belirterek, 41.863,18 TL’nin 22.03,2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle hesaplama 2009-2010 yılına ait olup, 2015 yılında açılmasının mümkün olmadığını, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, iş bu davanın 22.03,2011tarihinde kesilen faturaya ilişkin bir dava olduğunu, haksız olduğunu, 26.08.2010 tarihinde 31.07.2010 tarihine ilişkin imzalanmış hesap mutabakatında 0 TL varken, davalının bu tarihten sonra mal ve hizmet almadığına göre, 1 yıl sonra borçlandırılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin haklı olarak bu faturayı kabul etmediklerini, satışların azalmış olmasının asıl sorumlusunun dağıtım şirketi olduğunu, sözleşme imzalandıktan sonra başka bir şirkete aynı cadde üzerinde 200 metre gerisinde yeni bir bayilik verildiğini, yakıt satışının büyük oranda etkilendiğini, bu durumun da davacının kendi kusuru olduğunu. Davacının dağıtım şirketinin bir başka şirketle anlaşıp Konya’da o şirket aracılığıyla … marka yağlan spot piyasaya sunmasının yağ satışını olumsuz etkilediğini, fiyatlar arasında % 50 fark olduğunu, davacı şirkete bu haksız durumun önlenmesi için Konya …Noterliği 30.08.2001tarih ve … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, cevap dahi verilmediğini, bir diğer durumun bayilik verdiği diğer şirketin haksız rekabetine ilişkin 15.05.2002 tarihli ihtarname keşide edilmiş ise de haksız yere 15.05.2002 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiğini, somut olaya yer verildiğini, Davacı şirketin haksız rekabete göz yumduğu, aynı cadde üzerinde 200 m. gerideki … bayinin … aldığı faturasız LPG’yi alıp satarak haksız kazanç sağlamış olduğunu, davacı tarafça buna seyirci kalındığını, davacı şirketin bu bayii ödüllendirircesine vade farkı borcunu sildiğini, kendisinden birkaç gün için dahi vade farkı tahsil ettiğini, eşit muamele yapılmadığını, müvekkilinin ihtarnamesine karşı davacı şirketle sonradan birleşen … San. A.Ş’nin cevap verdiğini gerek yasal gerekse akdedilen sözleşmeler dahilinde girişimde bulunulacağının bildirilmiş olduğunu, ancak haksız rekabetin önüne geçilemediğini, eskiden tüm araçların önünden geçtiği halde yonca yaprağı yapılması, istasyon bulunan cadde üzerinde istasyon sayısının artması, motorin ve benzin fiyatlarının yükselmesi, 10 numara yağ satışında büyük artış olması, tarım arazilerin elektrik kullanmaya başlaması, doğalgaz kullanılmaya başlanması, kaçak akaryakıt satılması gibi mücbir sebepler nedeniyle satışların düştüğünü, ipoteğin kaldırılmasına ilişkin Konya …Noterliği 02.03.2011 tarih ve … yevmiye nolu ihtar gönderildikten sonra 22.03.2011 tarihinde fatura kesilmiş ve icra takibi başlatılmış olduğunu, rekabet kurumun da bayilere yönelik uygulanan minimum satış sınırı uygulamasını rekabet yasağına aykırı bulduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasındaki Yargıtay aşamasında devam eden davanın gerekçeli kararında davacının cezai şart talebinde bulunamayacağının karara geçtiğini, rapor hukukçu olmamasına rağmen hukuki yorum yapıldığını, cezai şarta ilişkin beyanlarının tartışılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.12.2016 tarihli 2015/493 E., 2016/1125 K.sayılı kararıyla; mahkemece tespitleri benimsenen bilirkişi raporuna göre 26.08.2010 tarihli hesap mutabakatına göre 31.07.2010 tarihi itibariyle davacı nezdindeki taraflar arasındaki cari hesabın 0,00 TL hesap bakiyesi verdiği, buna göre 31.07.2010 tarihi itibariyle aralarındaki cari hesap ilişkisine göre davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacının iddia ettiği eksik alımların 09.10.2009 ile 05.09.2010 tarihleri arasındaki 11 aylık bir süreye ilişkin olduğu, 31.07.2010 tarihli hesap mutabakat tarihinde bu sürenin 9 ay gibi büyük bir kısmının geçtiği, bu süreye ilişkin olarak davacının davalıdan asıl alacağının tahsil ettiği, TBK’nun 131/1 maddesine göre asıl borç “ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlarda sona ermiş olur” şeklinde düzenlemeye göre asıl borç sona erdiğinden cezai şart talep edilemeyeceği, bu düzenlemenin istisnasının maddenin 2. fıkrasında düzenlendiği, buna göre “işlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşme ile veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirim ile saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmakta ise, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir. ” şeklinde düzenlendiği, TBK’nun 131/1 maddesindeki koşulların mevcut olmadığı, taraflar arasındaki cari hesabın 31.07.2010 tarihi itibariyle 0,00 TL olduğu, davacının davalıdan asıl borçla ilgili olarak herhangi bir alacağının olmadığı, buna göre cezai şart alacağını talep edemeyeceği, TBK 131/2 maddesine göre de, davacı cezai şart alacağını ifasını istediğini ifa anına kadar herhangi bir bildirimle saklı tuttuğunu belirtmediği, bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili itirazı kayıt bildirmediği, noterden de herhangi bir ihtarname göndermediği gerekçesiyle, davacının davalı tarafından yerine getirilmeyen asgari alım taahhüdü nedeniyle davalıdan cezai şart isteme hakkını sukut ettiğinden, davacının davalıdan cezai şart talep edemeyeceği sabit görüldüğünden, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığını, cezai şart faturasının da davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespit edilemediğini, müvekkilinin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, kayıtların kesin delil olduğunun kabulü gerektiğini, -Dosya da alınan bilirkişi raporu ile; İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/124 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporlarında, cezai şart alacağının talep edilip edilemeyeceğine yönelik beyanların çelişkiyi giderecek rapor alınmadığını, -Taraflar arasında yapılan hesap mutabakatından sonra, taraflar arasında yeni satımlar yapıldığından 31.07.2010 tarihine ilişkin hesap mutabakatının 0,00 TL olmasının dava konusu cezai şart açısından geçerliliğinin bulunmadığını, İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/124 E. sayılı dosyasından alınan raporda; hesap mutabakatından sonra davacı tarafından 04.08.2010 tarihinde 50.448,46 TL, 26.08.2010 tarihinde 50.414,01 TL, 15.09.2010 tarihinde, 43.280,10 TL akaryakıt alımı yapıldığını, karşıtlarının da yatırıldığının tespit edildiğini, ticari ilişki devam ettiğinden hesap mutabakatının 0, 00 TL olmasının cezai şart borcunun olmadığına karine teşkil etmeyeceğini, -Protokol 8.maddesi gereğince, tonaj taahhüdünün birer yıllık dönemler olarak verildiğini, 1 yıllık dönemin 09.10.2009 – 18.09.2010 tarihleri arasındaki dönem olduğunu, cezai şartın hesap mutabakat tarihinden sonra doğduğunu, mahkemenin 9 aylık dönem geçtiğinden bahisle cezai şart alacağının reddinin yerinde olmadığını,-Bilirkişi raporunda, tonaj taahhüdünün tutturulamadığının tespit edildiğini, asıl borç sona ermediğinden cezai şartın da sona ermeyeceğini, -Protokol 8.maddesine göre de, cezai şartın önceden ihtar gönderilmeden ve itirazi kayda gerek olmadan her zaman istenebileceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; davacının, 26.08.2010 tarihinde imzalanmış hesap mutabakatında cezai şart talebinde bulunmadığını, hakkını saklı tutmadığını, İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasında davacının, tonaj taahhüdü nedeniyle cezai şart talep edemeyeceğinin tespit edildiğini, -Petrol dağıtım şirketlerinin tek taraflı hazırladıkları sözleşmelerin TBK 20 .madde gereğince, genel işlem şartı içerdiğini, TBK 20.maddeye göre, maddelerin yazılmamış sayılması gerektiğini, -Cezai şart istenebilmei içn davacının kusursuz olması gerekirken, kusurlu olduğunu, haksız rekabet teşkil edecek eylemlerde bulunduğunu, -Akaryakıt satışlarını etkileyecek mücbir sebepler bulunduğunu, -Rekabet Kurumunun bayilere yönelik minimum satış uygulamasını, rekabet yasağına aykırı bulduğunu beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki 09.10.1996 tarihli protokol’ün satış taahhüdü başlıklı 8.maddesinde, “malik akaryakıt satış ve servis istasyonunun inşaatının tamamlanarak fiilen akaryakıt satış faaliyetine geçtiği, işletme sözleşmesinin imza tarihinden başlamak üzere yılda asgari 1 yıl 2000 (ikibin) ton, 2 yıl ve sonrası 2500 (ikibinbeşyüz) ton/yıl, akaryakıt, madeni benzin, normal benzin, kurşunsuz, motorin, (gazyağı) ile 13 (onüç) ton/yıl madeni yağ satmayı taahhüt” etmiştir.Davalı şirketin birleşme sözleşmesinden önceki ticaret ünvanı … Tic. Ltd.Şti’ne davacı şirketi 26.08.2010 tarihinde gönderdiği yazı da, “şirketimizdeki cari hesabınız 31.07.2010 tarihi itibarıyla, 0.00 TL bakiye verdiği,” yazıldığı, … Petrol yetkilisinin de bakiyede mutabık olduğunu, şerh düşerek imzaladığı görülmüştür.
GEREKÇE :Taraflar arasında Akaryakıt İstasyonu ve Otogaz Satış ve Servis İstasyonu işletme sözleşmesinin bulunduğu, davalı tarafın taraflar arasında imzalanan 09/10/1996 tarihli protokolün 8. Maddesine dayanarak eksik alınan Akaryakıt ve Madeni Yağ cezai şart bedeli için düzenlediği 22/03/2011 tarihli 603686 numaralı toplam 41.863,18 TL fatura bedelinin reeskont faiziyle tahsilini talep ettiği, ilk derece mahkemesinin, taraflar arasında 31/07/2010 tarihli mutabakat düzenlenerek mutabakatta alacağın 0,00 TL olarak gösterildiği, davacının ihtirazi kayıt bildirmeksizin ve ceza koşulu ile ilgili haklarını saklı tutmaksızın ifayı kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, davacı vekilinin istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.Taraflar arasındaki 26/08/2010 tarihli mutabakat belgesinde; ” 31/07/2010 tarihi itibarıyla cari hesabın 0,00 TL olduğunun” beyan edildiği, mutabakat belgesinin davacıdan alınan ürün bedeline yönelik düzenlendiği, bilirkişi raporundan ; mutabakat belgesinin düzenlenmesinden sonra davalının davacıdan 10/08/2010 ve 30/08/2010 tarihlerinde iki alım daha yapılarak davalı tarafça bedelinin ödendiği ve sözleşmenin 05/09/2010 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır.Mutabakat belgesinin sözleşme sona ermeden düzenlenmesi, cari hesap alacağına ilişkin olması, mutabakattan sonra sözleşme ilişkisinin ve ürün alışverişinin devam etmesi , dönem sonunda gerçekleşen tüm alım-satımlar dikkate alınarak eksik alınan miktarlar üzerinden varsa eksik alınan ürün miktarı üzerinden cezai şartın hesaplanacağı göz önüne alınarak , ilk derece mahkemesinin “mutabakatın davaya konu cezai şart alacağını kapsadığına, ifanın ihtirazi kayıtsız kabul edilmesi nedeniyle cezai şartın istenemeyeceğine ” dair gerekçesinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Taraflar arasında imzalanan 09/10/1996 tarihli protokolün 8. Maddesinde ; ” “malik akaryakıt satış ve servis istasyonunun inşaatının tamamlanarak fiilen akaryakıt satış faaliyetine geçtiği işletme sözleşmesinin imza tarihinden başlamak üzere yılda asgari 1 yıl 2000 (ikibin) ton, 2 yıl ve sonrası 2500 (ikibinbeşyüz) ton/yıl, akaryakıt, madeni benzin, normal benzin, kurşunsuz, motorin, (gazyağı) ile 13 (onüç) ton/yıl madeni yağ satmayı kabul ve taahhüt etmiştir.İşletici, … her eksik ton başına akaryakıtta 10 $/ton,madeni yağda ise 100-$/ ton cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.” hükmü düzenlenmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından alınan 03/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda; son dönem başlangıcı olan 09/10/2009 tarihinden sözleşmenin bitiş tarihi olan 05/09/2010 tarihine kadar, davalı tarafça 2.267 ton alım tahhüdünde bulunulmasına rağmen 239 ton akaryakıt alındığı ve eksik alınan 2.028 ton akaryakıt üzerinden 20.283,29 $ cezai şart, 12 ton madeni yağ alım tahhüdüne rağmen hiç madeni yağ alınmaması nedeniyle eksik alınan 12 ton madeni yağ üzerinden 1.200 $ cezai şart olmak üzere toplam 21.483,29 $ cezai şartın (3.866,99 $) KDV dahil kur üzerinden karşılığının 39.799,95 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları ile ( 26/03/2018 tarihli 2016/15852 Esas-2018/1512 Karar sayılı ve 20/06/2018 tarihli 2017/2369 Esas- 2018/3447 Karar sayılı kararları) önceki yıllara ilişkin tonaj taahhüdüne ilişkin cezai şart bedelinin yeni dönem başlamadan önce, ihtirazi kayıt bildirilmeden ve ihtar çekilmeden istenemeyeceği, ancak son yıla ait eksik tonaj nedeniyle cezai şart alacağının talep edilebileceği kabul edilmekle, davacının da , son yıla ait eksik alım nedeniyle cezai şart talep ettiği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 09/10/2009 tarihinden başlayan yeni dönemde, sözleşmenin sona erdiği 05/09/2010 tarihine kadar eksik alınan ürün bedeli yönünden hesaplanan 39.799,95 TL cezai şart alacağının ,dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.12.2016 tarihli 2015/493 E., 2016/1125 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 39.799,95 TL cezai şart alacağının ,dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,2.719,00 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 714,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.004,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,Davacı tarafça yapılan 747.00 TL harç ve ilk derece yargılaması sırasında yapılan 881,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 838,00 TL olmak üzere toplam 1.585,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden 4.728,00TL nispi vekalet ücreti taktirine davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine davanın reddedilen kısmı üzerinden 2.063,00TL nispi vekalet ücreti taktirine davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,İstinaf yargılaması yönünden;İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 51,70 TL tehir-icra karar harcı, 34,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 171,90 TL’nin, davanın kısmen kabul edilmiş olması nedeniyle, 163,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 08/03/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.