Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1843 E. 2019/2409 K. 08.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1843 Esas
KARAR NO : 2019/2409
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2017
NUMARASI : 2015/751 2017/54
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 08/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …nın 25/02/2014 tarihinde tek taraflı olarak meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcuyken vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak davacı eş ve çocuğun kaldığını, kaza sonrası davalıya başvurulmuş ise de kısmi ödeme aldıklarını, ancak mahkemenin yaptıracağı hesaplamada da görüleceği üzere bu tutarın düşük olduğunu, ayrıca … mental özürlü olduğundan hesaplamanın bu yönüyle de yapılması gerektiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili … için 14.541,45 TL destek tazminatı ile 800 TL sigorta tahkim komisyon masrafı, davacı … için ise 17.529,37 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.779 TL olmak üzere toplam 34.649,82 TL’nin kaza tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 15/12/2016 tarihli dilekçesiyle davacı … yönünden davasını ıslah etmek suretiyle 47.226,18 TL’nin tahsilini istemiştir. Davalı vekili, araçta yolcu bulunan ve yaralanan bir başka şahsın müvekkili aleyhine Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde destekten yoksun kalma talepli dava açtığını, bu davaların birleştirilmesi gerektiğini, müvekkilinin yaptırdığı aktüer hesabı sonucunda 47.716,00 TL destek tazminatını 08/05/2014 tarihinde davacı tarafa ödediğini, dolayısıyla müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, şayet esas hakkında yargılama yapılacaksa konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, olayda hatır taşımasının mevcut olduğunu, avans faizi istenilmeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere bilirkişi raporuna göre dava dışı sürücü … kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğu, davacıların murisinin kusursuz olduğu, davacı … bakım ve gözetime muhtaç olmadığı, davacı …. yönünden daha önce yapılan ödemenin zararını karşıladığı, davacı … zararının ise 47.226,18 TL olduğu gerekçeleriyle davacı … davasının reddine, davacı … davasının kabulüne, 47.226,18 TL’nin davalıdan 02/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş, kararı davalı Güvence Hesabı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde trafik sigortası bulunduğunu, …. plakalı aracın … AŞ tarafından 26/01/2013- 26/01/2014 tarih aralığını kapsar şekilde 152843913 numaralı trafik poliçesi bulunduğunu, aracın bu dönem zarfında 07/01/2014 tarihinde satışının gerçekleştirildiğini, ancak KTK’nun 94.maddesi gereğince sigortanın feshi işleminin yapılmadığını, dolayısıyla poliçe iptal edilmediğinden poliçenin kaza tarihinde yani 25/02/2014 tarihinde geçerliliğini koruduğunu, aracı devreden satıcının KTK 94/1 maddesi uyarınca devri sigortacısına bildirmediğini, böylece sigortacının sözleşmeyi feshetmediğini ve poliçenin iptal edilmediğini, bu nedenle halen dahi SBM Sisteminin sorgulama yapıldığında bu aracın kaza tarihini kapsar şekilde trafik sigortasının bulunduğunun görüleceğini, bu konuyla ilgili olarak Yargıtay 11.ve 17. Hukuk Dairelerinin birçok kararının bulunduğunu, dolayısıyla müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini bildirmiştir. Hazırlık soruşturması sonunda araç sürücüsü ölü … hakkında takipsizlik kararı verildiği görülmüştür. Dosyaya sunulan makbuz ve ibraname başlıklı belge içeriğinde … için 38.398,00 TL, … için 9.318,00 TL olmak üzere toplam 47.716,00 TL’nin 05/05/2014 tarihinde vekillerine ödendiği, vekilin ise fazlaya dair her türlü dava hakkı saklı kalmak kaydıyla ibranameyi imzaladığı görülmüştür. Olayla ilgili düzenlenen 25/02/2014 tarihli trafik kazası tutanağında araçta yolcu olan … ile sürücü … vefat ettiği, 3 kişinin yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün KTK’nun 51/1-a maddesindeki kuralı ihlal ettiğinden kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan ve 09/11/2016 tarihinde sunulan iki kişilik bilirkişi raporunda davanın meydana gelmesinde sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davacıların murisi müteveffa yolcu … olayda kusursuz olduğu, davacı … öz bakımını yapamayacak ve çalışamayacak kadar engelli olup olmadığının tespiti gerektiği, adı geçenin muhtaç olmadığı kabul edilirse davalı tarafından yapılan ödemenin zararını karşıladığı, … nihai zarardan sonra ödeme düşüldükten sonra kalan zararının 47.226,18 TL olduğu, … bakım ve gözetime muhtaç olduğunun kabulü halinde ise kalan zararının 26.715,44 TL olduğu,… zararının ise 29.215,12 TL olduğu yolunda görül bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ettiği görülmüştür. Yargılama sırasında dosyaya sunulan trafik sigorta poliçesinin incelenmesinde 26/02/2013- 26/02/2014 tarihlerini kapsadığı, poliçenin 26/02/2013 tarihinde … A.Ş acentesi tarafından düzenlendiği görülmüştür. Dosyada fotokopisi bulunan 07/01/2014 tarihli araç satış sözleşmesinin incelenmesinde satıcının …, alıcının ise …olduğu, satış konusu aracın ise … plakalı olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir. Davacı davasını güvence hesabına yöneltmiştir. Güvence hesabı, zarar görenlerin trafik kazası sonucunda uğramış olduğu zararları zorunlu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılar. Güvence hesabına başvurulabilecek haller 5684 Sayılı Kanunu’nun 14/2 ve Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9/1 maddesinde belirtilmiştir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91-101.maddelerinde zorunlu mali mesuliyet sigortası düzenlenmiştir. Bu sigortanın amacı, trafik kazaları nedeniyle üçüncü kişilerin uğrayacakları zararların kolayca temin edilmesini sağlamaktır. Bu sigorta işletenin KTK’nun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yapılmaktadır. KTK’nun 94.maddesinde “sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya duruma bildirmek zorundadır. Sigortacı, sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihi itibariyle 15 gün içinde fesh edebilir. Sigorta poliçesinin fesih tarihinden 15 gün sonrasına kadar geçerli olacağı” hükümlerine yer verilmiştir. Yine KTK’nun 95/2 maddesi gereğince sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin haller sigortacı tarafından üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, sigortacı zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesinin sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Yine olay tarihini kapsayan zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesinin varlığı halinde sigortacı poliçenin iptal edildiğini, geçersiz olduğunu, bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığını üçüncü kişilere karşı ileri süremez. ZMMS Genel Şartları C.4 maddesi “Sigorta sözleşmesi, sözleşmeye taraf olan sigortalıyı takip eder. Sigortalının değiştiği her durumda mevcut sözleşme değişim tarihi itibarıyla kendiliğinden sona erer ve ilgiliye gün esasına göre prim iadesi yapılır. Ancak, mevcut sözleşme sigortalının değiştiği tarihten itibaren onbeş gün süresince herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ve prim ödenmeksizin yeni işleten için sözleşme yapılana kadar geçerlidir” şeklindedir. Bu açıklamalardan sonra somut olaya döndüğünde, yargılama sırasında davalı güvence hesabı kazaya karışan aracın sigortalı olduğunu ileri sürmüştür. Gerçekten de dosya içerisinde kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi olan 25/02/2014 tarihini kapsayacak şekilde 26/02/2013 ve 26/02/2014 tarihleri arası için düzenlenmiş ZMMS sigorta poliçesinin bir fotokopisinin dava dosyasına sunulduğu görülmüştür. Öte yandan dava konusu aracın 07/01/2014 tarihli noterde düzenlenen araç satış sözleşmesi ile satıcı dava dışı … tarafından dava dışı alıcı … satıldığı, dosyada mevcut bulunan satış sözleşmesi fotokopisinden anlaşılmaktadır. Davalının isteği üzerine kendisine dava ihbar edilen … şirketi vekili ihbara karşı sunduğu 04/01/2017 tarihli dilekçesinde; davanın esasının aydınlatılması için 07/01/2014 tarihli satış sözleşmesinin celbi gerektiğini, UYAP’a ihbar olunan olarak işlenerek davayı takip imkanının sağlanmasını, ayrıca cevap dilekçelerinin, bilirkişi raporlarının ve tüm delillerin taraflarına tebliği ile esasa ve sigorta teminatına ilişkin cevap haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir. Bu durumda mahkemece davalı güvence hesabının kaza tarihinde geçerli bir trafik sigortası poliçesinin bulunduğuna dair savunması üzerinde durularak delillerin toplanması, geçerli bir sigorta poliçesinin varlığı halinde işleten değişikliğinin sigorta şirketine bildirilip bildirilmediği, sigorta poliçesi iptal zeyilnamesi olup olmadığı, yeni malik tarafından yeni bir sigorta poliçesi düzenlenip düzenlenmediği hususları araştırılarak, 2918 Sayılı KTK ve ZMMS Genel Şartları ile tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Bakınız emsal Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2016/8017 Esas – 2019/2601 Karar)Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2017 tarih, 2015/751 esas, 2017/54 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıdaki gerekçede belirtildiği üzere araştırma ve inceleme yapılıp tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 50,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 135,70 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/11/2019