Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1829 E. 2019/1474 K. 05.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1829 Esas
KARAR NO : 2019/1474
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2017
NUMARASI : 2016/440 E. – 2017/98 K.
DAVANIN KONUS: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili 31/03/2016 kayıt tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin kayınpederi … davalıya 2013-2014 tarihinde köydeki tarlasını sattığını, davalının daha sonra bu satıştan vazgeçtiğini bildirip, ödediği 130.000,00 TL’yi müvekkilinden istediğini, müvekkilinin de bu parayı satan kayınpederinden istemesi gerektiğini belirttiğini, bu olaydan 3-4 ay sonra müvekkilinin kredi borcunu ödemek için köy muhtarı olan davalıdan 10.000,00 TL borç para istediğini, buna karşılık takip ve dava konusu imzalı ve diğer unsurları doldurulmamış boş senedi verdiğini, kredi borcuna 05/05/2015 tarihinde bankaya ödediğini, 18/05/2015 tarihinde ise; aynı bankadan 30.000,00 TL kredi çekerek 10.000,00 TL borcunu davalının oğlu … ödediğini, ancak … senedi çekmecede bulamadığını söyleyip daha sonra senedi vereceğini bildirdiğini, davalının ise kayınpederinden haricen satın alıp satıştan vazgeçtiği 130.000,00 TL tarla bedelini müvekkilinden tahsil etmek için imzalı ve boş senedi 11/12/2014 vade tarihli ve 160.000,00 TL bedel ile doldurup Bursa ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe koyduğundan; hakkında Bursa CBS na şikayet sonucu 2015/74062 soruşturma numaralı soruşturma açıldığından; icra takibinden ve senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili 23/06/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde; davada öncelikle görev itirazlarının olduğunu; davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, esas yönden davacını ileri sürdüğü iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin davacıya 10.000,00 TL para verdiği iddiasının gerçek olmadığını, işin doğrusu müvekkiline davacının ve kayınpederinin köyde bir tarla satışı yaptıklarını, alım satım karşılığı davacıya 2013 yılında müvekilinin 130.000,00 TL para ödediğini, davacının aradan geçen 3 yıla yakın süre içerisinde tapuyu vermediğini, müvekkili de parayı istediğinde; buna karşılık tapu verilmediğinden 160.000,00 TL bedelli senedi bizzat müvekkilinin huzurunda imzalayıp verdiğini, senet unsurlarının davacının talebi ile müvekkili tarafından doldurulduğunu, borç ödenmeyince senedin icra takibine konulduğunu, senedin gayri resmi tarla satışı için davacıya ödenen para için verildiğini, davacının kayın pederi …ın olduğu ileri sürülen tarlanın 1994 yılında köy senedi ile davacıya satıldığını, bu nedenle tarlanın müvekkiline satış tarihinde davacıya ait olduğunu, bunun dışındaki iddialar doğru olmadığından; davanın reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini savunmuştur.Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2017 tarihli 2016/440 Esas – 2017/98 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin, Bursa …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından dolayı müvekkilinin davalı alacaklıya borçlu olmadığı konusunda yemin teklif ettiğini, davalının yeminli beyanında; Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının dayanağı bonodan dolayı davacıdan alacaklı olduğunu, alacağın taşınmaz satışı nedeniyle ödenen bedelin iadesi için düzenlenen bonodan kaynaklandığını, davacının iddia ettiği gibi …’e verilen 10.000,00 TL’lik borçtan kaynaklanmadığını, davacıdan bu icra takibi nedeniyle alacaklı olduğunu, belirterek yemininden ısrar ve sebat ettiğini, davacının davalı tarafa yemin teklif etmekle tüm delillerden sarf’ı nazar ederek davalının vicdanını hakem kıldığını beyanla, davanın reddine karar vermiştir.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; davalının, tarlayı satan … damadı davacı …’den ödünç para ilişkisi kapsamında temin ettiği ve hile ile elinde bulundurduğu senedi icraya koyduğunu, davalının müvekkiline borç verdiği 10.000 TL’nin garantisini teşkil etmek üzere boş senet imzalattığını, borcun ödenmesine rağmen iade etmeyerek üzerini doldurup takibe koyduğunu,-Mahkemeye sundukları ses ve görüntü kaydının HMK’nın 199.maddesi çerçevesinde belge niteliğinde olduğu, HMK’nın 202. maddesinde senetle ispat zorunluğu olan hallerde, yazılı delil başlangıcı bulunması halinde tanık dinlenebileceğini, mahkemenin ön inceleme duruşmasında tanık dinletme taleplerini reddettiğini, -Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/417 Esas sayılı dosyasında tanıkların dinlendiğini, sanık davalının çelişkili beyanlar verdiğini, gerçek durumu ortaya koyacak tanık deliline başvuru haklarının ellerinden alındığını, yemin deliline başvuru zorunda bırakıldıklarını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekilinin istinafa cevabında; davaya cevaplarını tekrarla, Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/417 Esas sayılı dosyasında müvekkili hakkında beraat kararı verildiğini ve istinaf mahkemesinin kararı onayarak kesinleştiğini, davacının yazılı belgeye karşı iddiasını ancak yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini, HMK’nın 200. maddesi gereğince yazılı belge ibraz edemediğini, tanık dinlenmesi talebinin hukuka aykırı olduğunu, hukuka aykırı ses ve görüntü kaydının kabul edilemeyeceğini beyanla, istinaf başvurusunun reddini istemiştir.Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/417 Esas sayılı dosyasında mahkemenin 12/12/2016 tarihli duruşmada delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği, dosya içinde gerekçeli karar bulunmadığı gibi kesinleşip kesinleşmediğinin de belli olmadığı görülmüştür.Davaya konu Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu bononun incelenmesinde; 10/09/2014 tanzim, 11/12/2014 vade tarihli olup 160.000,00 TL bedelli olarak keşideci … tarafından lehtar … lehine düzenlendiği, bedel kaydının boş bırakıldığı görülmüştür.
G E R E K Ç E :Menfi tespit davasına dayanak, Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu bononun incelenmesinde; 10/09/2014 tanzim, 11/12/2014 vade tarihli olup 160.000,00 TL bedelli olarak keşideci … tarafından lehtar … lehine düzenlendiği, bedel kaydının boş bırakıldığı, davacının bononun davalıdan alınan 10.000,00 TL borç için imzalanarak boş olarak verildiğini, borç ödenmesine rağmen iade edilmediğini, üzerinin davalı- alacaklı tarafından 160.000,00 TL olarak doldurularak takibe konulduğunu ileri sürdüğü, senette bedel kaydı boş bırakıldığından, senet bedelinin nakden alındığına karine teşkil ettiği, davalının da; davacı ve dava dışı kayın pederi … sattığı, ancak tapuda devir yapamadıkları tarla bedelinin iadesi için senedin düzenlendiğini ileri sürdüğü, davacının senedin aralarındaki anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, 6100 sayılı HMK 200. Maddesi gereğince yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği, davacı tarafça yazılı belge sunulmadığı, görüntü ve ses kaydının HMK 199. Madde gereğince yazılı delil başlangıcı sayılacağı ve tanık dinletilmesi gerektiğine yönelik davacı savunmasının HMK 202/2 maddesinde “delil başlangıcı; iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.” şeklinde tarif edilmekle yazılı delil başlangıcı kapsamında bulunmadığı, davalının açık muvaffakatı bulunmadığından HMK 202/2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin tanık dinletme talebinin reddi kararının yerinde olduğu, davalı tarafa teklif edilen yeminin suç teşkil eden vakıaya ilişkin olması nedeniyle usulüne uygun olmadığı ve sonuç doğurmayacağı kanaatine varılmışsa da, ispat yükü kendisinde olan davacının davasını HMK 200. Maddesi hükmüne uygun olarak yazılı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararının usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 05/07/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.