Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1807 E. 2018/2339 K. 05.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1807 Esas
KARAR NO : 2018/2339
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2017
NUMARASI : 2013/169 E. – 2017/9 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 05/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, 29.04.2013 harç tarihli dava dilekçesinde, “müvekkilinin 2010/03332 no’lu tasarım tescil belgesindeki 4.1 ve 4.2 sıra sayılı terlik tasarımların davalı tarafından izinsiz olarak üretilip, piyasaya sunulduğunu, bu konuda Bakırköy FSHHM 2013/68 Değ. İş sayılı dosyada tespit yaptırarak rapor alındığını ve mahkemece ihtiyati tedbir kararı verildiğini, tedbirin Bakırköy …İcra Dairesi’nin ….ve Gaziantep …İcra Dairesi … talimat dosyalarında uygulandığını, uğranılan zararın 554 sayılı KHK’nın 52/b maddesine göre hesaplanması istediklerinin, davalı eyleminin tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğunu” iddia ile tasarım hakkına tecavüzün durdurulmasını, üretilmiş mallara el konulmasını, 10.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsilini el konulacak ürünlerin ve kalıpların imhasını, kararın ilanını, tedbirin devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, “yetkili mahkemenin Gaziantep Mahkemesi olduğunu, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, davaya ve tedbire konu telif modelleriyle ilgili müvekkilinin de 2011/00006 no’lu ve 24 sıra sayılı tasarım tescili bulunduğunu, tescilli tasarımın kullanılmasının hukuka aykırı olmadığını, ayrıca müvekkilinin tasarımlarının tabanın üst kısımlarının birbirinden farklı olduğunu, iltibasın bulunmadığını” savunarak tedbirin kaldırılmasını, davanın reddini istemiştir.
Birleşen Bakırköy 2.FSHHM’nin 2015/58 E.dosyada davacı … Aş vekili, “davalının 2010/03332 no’lu 4.1 ve 4.2 sıra no’lu tasarımların harcıalem olduğunu, bunların kamuya mal olmuş tasarımlar olduğunu, yenilik ve ayırd edicilik özelliği taşımadığını” iddia ile bu davanın, Bakırköy 1.FSHHM’nin 2013/169 E., sayılı dosyası ile birleştirilmesini, davalının bu tasarım kullanmasının tedbiren önlenmesini ve bu tasarımın iptalini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevaben, “davacıya karşı Bakırköy 1.FSHHM’de tasarım hakkına tecavüz nedeniyle dava açıldığını, davacının açtığı bu davanın kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin tasarımın yeni ve ayırd edici olduğunu, davacının dava dilekçesinin sonunda ayrım yapmadan tasarımın iptalini istediğini, bunun açıklattırılması gerektiğini” savunarak tedbirin ve davanın reddini istemiştir.
Bakırköy 2.FSHHM’nin 23.12.2015 tarihinde birleştirme kararı vererek dosyayı Bakırköy 1.FSHHM’knin 2013/169 E., sayılı dosyayla birleştirilmiştir.
Mahkeme, 31.01.20217 tarihinde, “asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, birleşen davada davalı adına tescilli 2010/03332 sayılı tasarımdaki 4.1 ve 4.2 no’lu tasarımların yeni ve ayırd edici olmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine” karar vermiştir.
Davacı, birleşen davada davalı vekili istinafında, “hükümsüzlüğü istenen tasarımın, tescilden önce kamuya sunulduğunun ispat edilemediğini, bu konuda …şirketine gönderilen müzekkereye cevaben, 15.03.1990 tescilli … Görselinin, fiyat listesinin, kendilerince bastırıldığı ve ürünün kendilerince satıldığı, ancak aradan uzun zaman geçtiği için bu ürünlerle ilgili kayıt sunulamayacağının bildirildiğini, bunu kabul etmediklerini, belge ve kayıt olmadan bu cevabın dikkate alınamayacağını, dava dışı 3.kişinin bu şekildeki afaki beyanlarının dikkate alınamayacağını, müvekkilinin tasarım ile davacının daha önce kamuya sunulduğunu iddia ettiği tasarımlar arasında bariz farklılıklar bulunduğunu, müvekkilinin tasarımında, saya tabir edilen üst yüzeyin en üst tarafında dikişle ayrılmış şerit şeklinde bir alan bulunmasına rağmen, daha önce kamuya sunulduğu iddia edilen üründe bu durumun çok farklı olduğunu, müvekkilinin ürününde saya üzerinde dikişle belirlenen ikinci bir şerit varken, diğer üründe bu şekilde ikinci bir şerit bulunmadığını, her iki ürünün taba çizgilerinin de farklı olduğunu, ürünlerdeki benzerliğin ise ürünün özelliklerinden ve üretim tekniğinden kaynaklandığını” savunarak kararın kaldırılmasını, asıl davanın kabulünü, birleşen davanın reddini istemiştir.
Davalı-birleşen davada davacı vekili istinafa cevaben, “bilirkişi incelemesi yapıldığını ve davacı-birleşen davada davalının tasarımının daha önce kamuya sunulduğu ve yenilik özelliği arzetmeyen harcıalem bir tasarım olduğunun sabit olduğunu, bunun üzerine mahkemenin… kataloğu ile ilgili bilgi istediğini,… firmasının verdiği cevap ile dava konusu tasarımın daha önce 1990 yılında kamuya sunulduğunun ve harcıalem bir tasarım olduğunun olduğunun ortaya çıktığını, aradan 27 yıl geçmiş olduğundan belge sunulamamasının normal olduğunu, … firmasının İTO’dan almış güncel iştigal bilgilerinin bu davayla bir ilgisi bulunmadığını” savunarak istinaf isteminin reddini istemiştir.
Mahkemece alınan 30.05.2014 tarihli ilk rapor ve 09.05.2015 tarihli muhasip bilirkişi raporu, asıl davadaki tasarıma tecavüzün iddiası ve tazminat hesabına ilişkin olup, 08.04.2016 tarihli heyet raporu ile 01.06.2016 tarihli ek raporun ise birleşen davadaki hükümsüzlük iddiasına ilişkin bulunduğu görülmektedir.
08.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak, “dosyaya sunulan deliller ve re’sen yapılan araştırmalar sonucunda, hükümsüzlüğü istenen 2010/03332, 4.1 ve 4.2 sayılı tasarımların başvuru tarihi itibariyle yenilik ve ayırd edicilik şartlarına sahip olduğunu, bu tasarımların başvuru tarihi itibariyle harcıalem niteliğine ilişkin bir delil sunulamadığı, bu tarihten önce kamuya sunulduğuna dair herhangi bir belge-kayıt bulunmadığı” görüşü açıklanmıştır.
Aynı bilirkişilerce düzenlenen ve … firmasının 1990 tarihli fiyat listesindeki görsel de dikkate alınarak hazırlanan 01.06.2016 tarihli ek raporda ise, “dava dosyasına sunulan deliller ve re’sen yapılan araştırmalar sonucunda, hükümsüzlüğü talep edilen 2010/03332 – 4.1 ve 4.2 sayılı tasarımların başvuru tarihi itibariyle yenilik ve ayırd edicilik şartlarına sahip olmadığı” görüşü açıklandığı görülmektedir.
Her ne kadar mahkemece yukarıda yazılı şekilde karar verilmiş ise de, birleşen davada hükümsüzlüğü istenen 2010/03332 sayılı çoklu tasarım tescil belgesindeki 4.1 ve 4.2 sayılı tasarımların başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırd edici olup olmadığına dair bilirkişi kök raporu ile bilirkişi ek raporu çelişkili olup, bu çelişkinin yeni bir bilirkişi raporu alınarak giderilmesi gerekirken bu inceleme yaptırılmadan ve hükme esas alınması mümkün olmayan ve kanaat verici nitelikte bulunmayan ek rapor esas alınarak karar verilmesinin isabetli olmadığı, öte yandan… firmasının 1990 tarihli fiyat kataloğunda sadece 4.1 sayılı tasarımın bir benzeri yer aldığı halde, taban tasarımına ilişkin diğer tasarımında hükümsüzlüğüne karar verilmesinin de dosyadaki delillerle uyumlu bulunmadığı gözetilerek, yenilik ve ayırd edicilik konusunda yeniden bir inceleme yapılmak suretiyle önce birleşen dava yönünden ve ortaya çıkacak duruma göre gerekirse asıl dava yönünden yasal gereğinin takdir ve ifası için kararın kaldırılmasına ve dosyanın geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince Bakırköy 1.FSHHM’nin istinaf konusu 31.01.2017 tarih ve 2013/169 E., 2017/9 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen biçimde yasal gereğinin takdir ve ifası için dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
3-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının talebi halinde iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 171,40 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 48,00 TL (teb-müz ve posta) masrafı olmak üzere toplam 219,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 05.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.