Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1800 E. 2018/1388 K. 11.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1800 Esas
KARAR NO : 2018/1388
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2017
NUMARASI : 2014/244 E. – 2017/16 K.
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/06/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “müvekkilinin yıllardır kozmetik sektöründe ürettiği ürünler üzerinde … markasını kullandığını, Türkiye’deki tüm kuaförlerin bu markayı bildiğini, bu marka için tanınmış marka başvurusu yaptığını, daha sonra … ibaresini de … markasıyla kullandığını ve piyasaya sürdüğünü ve… markasını da piyasada tanıttığını ve bilinen bir marka haline getirdiğini, … markasının özgün bir seri marka olarak oluşturulduğunu, bu markanın herkes tarafından kullanılabilecek bir ibare olduğunu, … ibaresinin yeni ve ayırd edici özellliğinin de bulunmadığını, bunun KHK’nın 7.maddesinde yer alan bir mutlak red nedeni olduğunu,” iddia ile davalı adına tescilli … no’lu … markasının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevaben, “müvekkilinin… no’lu markasının “…” olduğunu, davalılardan …’ın uyuşmazlıkla bir ilgisi bulunmadığını, … yönünden dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, … marka başvurusunun davacı şirket tarafından yapıldığını, …’ın aktif husumeti bulunmadığını, davacının iddialarının kendi içinde çelişkili olduğunu ve bir hukuki değeri olmadığını, müvekkilinin 2005 yılından beri WIPO nezdinde tescilli …markası bulunduğunu, kozmetik sektöründe .. . markası ile tanındığını,… İt markasının da müvekkiline ait olduğunu ve TPE nezdinde 2013/57470 no ile tescilli olduğunu, bu markanın müvekkili ile özdeşleştiğini, bu marka dışında … ibareli 2014 tarihli başka tescillerinin de bulunduğunu, davalının daha önce … markası için yaptığı başvurunun TPE tarafından reddedildiğini, Milk Shake markasını müvekkilinin tanıttığını, davacı ürünlerinde de … ibaresinin yer aldığını ve bu durumun davacı tarafça dava dilekçesinde saklandığını, davacının bu haksız kullanımları nedeniyle Bakırköy 2.FSHHM’de 2014/61 Değ. İş dosyasıyla tespit yaptırdıklarını ve tecavüzün tespit edildiğini, bundan sonra davacının kendisine karşı dava açılacağını anlayınca bu davayı açtığını, davacı hakkında suç duyurusu yaptıklarını ve Bakırköy FSH Ceza Mahkemesinde dava açtıklarını, davacı işyerinde mahkeme kararıyla yapılan aramada M… ibareli 1 adet ürün ve ambalajına el konulduğunu, açılan ceza davasının derdest olduğunu, hükümsüzlük talebinin dayanaksız olduğunu, saç bakım ürünleri üzerinde … markasının Türkiye’de ve dünyada ilk kez müvekkilinin kullandığını ve tanınmış bir marka haline getirdiğini, markanın adeta müvekkili ile özdeşleştiğini, davacının davasının nasıl olup ta 7.maddedeki mutlak red nedenine dayandırdığının anlaşılamadığını, davacının dava dilekçesinde açıkça bir hukuki gerekçe belirtmeyip, “KHK’nın 7.maddesinde öngörülen red nedenleri açıktır” ifadesi ile dava açtığını, 7.maddede sayılan mutlak red nedenlerinden herhangi birinin söz konusu olmadığını, eğer böyle olsaydı, TPE tarafından reddedilmesi gerektiğini, … ibaresinin özgün ve ayırd edici bir marka olduğunu, davacının TPE’ye yaptığı 2013/62315 sayılı başvurusunun reddi üzerine Ankara 4.FSHHM nezdinde iptal davası açtığını, 2015/76 E., sayılı bu davanın da derdest olduğunu, davacının tescil ettiremediği, …ibaresinin, müvekkilinin markası ile iltibas yarattığını,” beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, “davacı şirketin, marka başvuru tarihi olan 28.06.2013’den önce … ibaresini tek başına veya başka ibarelerle kullanmadığı, davacının sunduğu bilgisayar görüntülerine göre 4 Nisan 2013 tarihinden itibaren… ibaresiyle ilgili çalışmalar yaptığı, dava dışı…Kozmetik şirketinin, …irketinden . …. baskılı 9100 adet klişe tasarım bedeli mal ve hizmet satın aldığı, davacının ürünlerinde …t ibaresi bulunduğu ve ürünlerinde … ibaresinin öne çıkarıldığı davacı şirketin 14.05.2013’te dava dışı …şirketinden 600 adet ve 60 adet … 200 ml ürün siparişi aldığı, … markasının tanınmış marka olduğu” görüşü açıklandığı görülmektedir.
Mahkemece 26.01.2017’de, “somut olayda, KHK’nın 7.maddesine göre bir hükümsüzlük sebebinin bulunmadığı,… ibaresinin özgün bir marka olduğu, herkesçe kullanılabilecek bir marka olmadığı, bir markanın 2.sahibinin olamayacağını, davalının, davacıdan çok önce markayı ihdas ve istimal edip, piyasada maruf hale getirdiği” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinafında, “dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla, “müvekkilinin …markasının çok tanınmış olduğunu, bu markanın eklentilerinin de … markasıyla beraber ayırd edicilik kazandığını, davalının iltibas iddialarının doğru olmadığını, davalının … markasının herkesçe bilinen sıradan bir ibare olduğunu, bu ibarenin tek başına bir şirkete verilemeyeceğini” iddia ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevabında, önceki savunmalarını tekrarla, “Ankara’daki davada alınan raporda da öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunun sabit olduğunu, kuaför sektöründe … İt ibaresinin yüksek ayırd ediciliğe sahip olduğunu, kararın doğru olduğunu,” savunarak istinafın reddini istemiştir.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda yazılı nedenlerle istinaf isteminde bulunmuş ise de, davalının WIPO nezdinde 2005 tarihli … ibareli marka tescili ve tüm dosya kapsamına göre…. markası üzerinde eskiye dayalı kullanım ve tescil karşısında gerçek hak sahibin davalı şirket olduğu, …. ibaresinin herhangi bir tanımlayıcılığının ya da başkaca bir mutlak tescil engelinin bulunmadığı ve ilk derece mahkemesinin red kararının da isabetli olduğu anlaşılmakla, istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Yukarıda açıklanan gerekçe ile davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avanslarının taraflara iadesine,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/06/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.