Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1799 E. 2018/1375 K. 11.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1799 Esas
KARAR NO : 2018/1375
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2017
NUMARASI : 2015/232 E. – 2017/4 K.
DAVANIN KONUSU : Marka Kullanımı Nedeniyle Alacak
KARAR TARİHİ : 11/06/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin TSE markasının kullanımı ile ilgili olarak davalıdan, TSE belgesi başvurusu değerlendirme belgesi ücreti, muayene ve deney ücreti nedeniyle 28.630 TL’lik faturadan 22.765 TL bakiye alacağı olduğunu, ödenmeyen fatura alacağı nedeniyle İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… E.sayılı dosyasında başlattıklarını, icra takibine davalının haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, borcunu kısmen ödeyen davalının kötüniyetli olduğunu” iddia ile itirazın iptalini takibin devamını, en az %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevaben, “icra inkar tazminata itiraz ettiklerini, davalı TSE Genel Müdürlüğü ile anlaştıklarını, borcun tamamının, faiz ve yargılama giderlerini, avukatlık ücretini ödediğini, borcu olmadığına dair extre aldıklarını, iddia ile davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili 01.11.2016 tarihli beyan dilekçesi ile, davalı tarafından icra dosyası borcunun ve dava yargılama giderlerinin tamamının ödendiğini, sadece icra inkâr tazminatı yönünden davaya devam ettiklerini” beyan etmiştir.
Mahkeme 19.01.2017’de “davacının, 02.04.2015 ve 26.08.2015 tarihli sözleşmeler kapsamında tahakkuk ettirilen asıl alacak bedeline ilişkin fatura belgelerinin takipten önce davalıya tebliğine dair bir belge bulunmadığı, tebliğ tarihinin takip tarihi olması gerektiği ödeme tarihinin de bu tarihi takip eden 30.gün olan 18.12.2015 olması gerektiği, bu tarihin takip tarihinden sonraki bir tarih olduğu, bu nedenle davalının borca itirazında haklı olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı TSE vekili istinaf dilekçesinde, “davalının borcunu, itirazın iptali davası derdest iken ve 23.02.2016 tarihinde yapılan ön incelemeden sonra, 23.08.2016’da ödediğini, böylece davalının kötüniyetli olarak takibi 10 ay kadar durdurduğunu, buna rağmen icra inkar tazminatı şartlarını oluşmadığına hükmedilmesinin yanlış olduğunu, yargılama sırasında taleplerinin icra inkâr tazminatı olduğunun açıkça birçok kez tekrarladıklarını, dolayısıyla icra inkâr tazminatı talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu” iddia ile kararın kaldırılmasını ve davalının icra inkâr tazminatı ödemesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Her ne kadar davacı kurum vekili, yukarıda yazılı nedenle istinaf isteminde bulunmuş ise de, davacının talep ettiği alacağın ilişkili olduğu dayanak faturanın ödenmesinin, TSE Ürün Belgelendirme Ücretlendirme Yönergesi gereği fatura tebliğinden itibaren 1 ay içinde yapılabileceği, dolayısıyla davacı kurum vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Yukarıda açıklanan gerekçe ile davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Davacı kurum harçtan muaf olması nedeniyle, harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davacı kurum üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde, artan gider avansının taraflara iadesine,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/06/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.