Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1797 E. 2018/554 K. 09.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1797 Esas
KARAR NO : 2018/554 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2016
NUMARASI : 2014/1130 E., 2016/826 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 09/03/2018
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekili, 04/05/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkili …’nin imam nikahlı eşi ve diğer müvekkillerinin babası Utkun Bulut’un olayda tam kusurlu olan … sevk ve idaresindeki sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı aracın karıştığı kazada vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000 TL tazminatın davalıya çektikleri ihtarnamenin tebliğinden itibaren 8 iş gününden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davanın sürücü ile işletene ihbarı gerektiğini, davacı …’nin yasal mirasçı olmadığını, bu kişinin müteveffadan boşanmış olduğunu, bir arada yaşadıklarının ispatlanması gerektiğini, davacılar… için ödeme yapılıp ibraname alındığını, müteveffanın kazadaki kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, SGK tarafından bağlanan gelir varsa bunların dikkate alınması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacı …’nin müteveffanın imam nikahlı eşi olduğu, müteveffa ile birlikte yaşadıkları, bu nedenle destek tazminatı isteyebileceği gerekçeleriyle davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulü ile, davacı … için 164.926,49 TL, … için 24.341,30 TL, … için 23.584,21 TL olmak üzere toplam 212.852,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 12/09/2013’den itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili, davacı …’nin 2009 yılında mütevefaadan boşandığını, boşandıktan sonra imam nikahlı olarak birlikte yaşadıkları iddiasıyla boşanan eş için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmaması gerektiğini, davacıların dava dilekçesinde asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasını istedikleri halde talepten fazlaya hükmedilmek üzere ve iddianın genişletilmesi mahiyetinde olan talep üzerine meslek odasına yazdırılan müzekkereye verilen cevaba istinaden asgari ücretin 4,97 katı üzerinden hesaplama yapılmasının kabul edilmeyeceği, müteveffanın kaza tarihine kadar sigortalı olarak çalıştığı tespit edildiğinden ücret bordrosu üzerinde gösterilen somut ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilinin dava öncesinde yapmış olduğu tazminat ödemesinin yasal faiz ile güncellenmiş tutarının tazminattan indirimi gerekirken yasal faiz eklenmeksizin hesaplama yapılmasının doğru olmadığını ve re’sen sebeplerini bildirmiştir.
DELİLLER:
Kaza tutanağının incelenmesinde; olayın 04/05/2013 günü meydana geldiği, kaza sonucunda davacıların murisinin yaralandığı, daha sonra vefat ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … tarafından davacılar … için davadan önce ödeme yapıldığı görülmüştür.
Dava dilekçesinin 1.sayfasının 4 nolu bendinde müteveffanın asgari ücret kabul edilerek hesaplama yapılmasının istendiği görülmüştür.
Dava dilekçesine ekli nüfus kaydından davacı …’nin mütevefaa ile evliyken 01/04/2009 tarihinde boşandıkları görülmüştür.
Hazırlık soruşturması sırasında düzenlenen trafik bilirkişi raporunda; …’un kaza sırasında alkollü ise de, kazanın alkolün etkisiyle olmadığı, adı geçenin normal şekilde kendi şeridinde seyir ederken ara sokaktan aniden caddeye çıkan …’in kendisine çarpması sonucu kazanın meydana gelmesi nedeniyle …’un kazada kusurunun bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Yargılama sırasında dinlenen tanıkları … ve …; davacı …’nin müteveffadan boşandıktan sonra da müteveffa ile birlikte yaşadıkları yolunda beyanda bulundukları görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan 23/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda; müteveffanın asgari ücret aldığı kabul edilerek hesaplama yapıldığı, buna göre davacı …’nin nihai ve gerçek maddi zararının 129.552,59 TL olduğu, davacı …’nin 5.416,63 TL, davacı …’un ise yapılan ödeme nedeniyle başka bir alacağının olmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin rapora itiraz ettiği ve asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmaması gerektiğini bildirdiği ve dava dışı şirketin…’a şirket adına tüm işlemleri yapma yetkisinin verildiğine dair yazı ibraz ettiği görülmüştür. Ayrıca şirket tarafından adı geçene 905,00 TL gelir elde ettiğinin bildirildiği görülmüştür. Davalı vekili ise davacının bu talebine karşı çıkmış ve asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini bildirmiştir.
Elazığ SMMM Odası’ndan verilen cevabi yazıda; şirket muhasebecilerinin maaşının 3.250,00 ile 4000 TL arası olduğunun bildirildiği görülmüştür.
05/09/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda ise müteveffanın ortalama 3.625,00 TL aylık ücretinin olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama sonucunda davacı …’nin net zararının 164.926,49 TL, davacı …’un 24.341,30 TL, …’un ise 23.584,21 TL olduğu görülmüştür.
Söz konusu rapora davalı … itiraz etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir. Davacılardan eş olan … ile müteveffanın başlangıçta evli iken 2009 yılında boşandıkları, daha sonra birlikte yaşadıkları iddia edilmiş olup, yargılama sırasında dinlenen tanıkların davacı eş ile müteveffanın ayrıldıklarını, ancak boşanmadan sonra da birlikte yaşamaya devam ettikleri yolunda beyanda bulundukları görülmüştür. Nüfus bilgilerinden de davacının ayrıldığı eşinin ölümüne kadar Elazığ’da ikamet ettiği ölümünden sonra ikametini istanbul’a aldırdığı anlaşılmış olup Yargıtay uygulamasında destekten yoksun kalma tazminatı için resmi bir evlilik bağının bulunması gerekmez. Önemli olan düzenli ve fiili olarak birliktelik olup destek ihtiyacının da kanıtlanmasıdır. Somut olayda bu hususun kanıtlandığı kanaatine varılmıştır. Öte yandan müteveffa sigortalı olarak resmi kayıtlarda yer almakta ise de, dosyaya sunulan vekaletname içeriğinden müteveffaya ihaleye girme, şirketi temsil etme gibi yetkiler verildiği, bu itibarla Elazığı SMM Odası’ndan gelen cevabi yazı da esas alınarak ek bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının doğru olduğu kanaatine varılmıştır. Yine davalı tarafından yapılan ödemelerin hükme esas alınan bilirkişi raporunda güncel tutarlarının indirildiği görülmüş olup, bu konudaki istinaf talebi de yerinde değildir. Davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinde asgari ücret üzerinden yapılmasını istemiş ise de, ıslah dilekçesi ile müteveffanın belirtilen gelir düzeyinin dikkate alınmasını istemiş olduğundan bu husus iddianın genişletilmesi olarak görülmemiştir.Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 14.539,92 TL harçtan peşin alınan 3.634,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.904,94 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/03/2018