Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1794 E. 2020/12 K. 08.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1794 Esas
KARAR NO: 2020/12
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/01/2017
NUMARASI: 2015/114 2017/3
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Manevi Tazminat İstemli)|Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 08/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin banyo aksesuarları imalatı ve pazarlaması yapan bir firma olduğunu, TPE nezdinde birçok tescilli tasarımı bulunduğunu, müvekkili şirketin imalat şefi, muhasebe şefi ve satış sorumlusunun müvekkili şirketten ayrıkdıktan sonra davalı şirketi kurduklarını ve müvekkiline ait tescilli ve tescilsiz tasarımları üretip piyasaya sürdüklerini, konuyla ilgili çekilen ihtarnameden sonuç alamadıklarını, ayrıca İstanbul Anadolu 2.FSHHM’nin 2015/1 D.İş sayılı tespit dosyası ve alınan bilirkişi raporunun davalı tarafın haksız rekabetini ortaya koyduğunu, raporda müvekkiline ait …, … ve … tescil numaralı çoklu tasarımlar “LİZBON, SEVİLLA, BARCELONA BOĞAZ İÇİ SERİSİ VE AYAKLI SETLER” banyo aksesuar ve tasarımları tescilinden doğan tasarım haklarına tecavüz durumunun oluştuğunun ifade edildiğini, davalının bilerek ve isteyerek eylemlerini sürdürdüğünü belirterek davalının haksız rekabetinin men’ine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin metallerin makinede işlenmesi alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin 19/01/2012 tarihinde …, … ve … tarafından kurulduğunu, müvekkilinin facebook sayfasından alınan fotoğrafların davaya dayanak yapılamayacağını, davacının tescil ettiği tasarımların tamamının daha önceden kamuya sunulduğunu, bu sebeple korumadan yararlanamayacağını, müvekkili şirkette bulunan ambalaja ilişkin iddiaların yerinde olmayacağını, davacı tasarımlarının yeni ve ayırt edici vasıflarının bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı vekili, karşı davasında ise; davacıya ait tasarımların yeni ve ayırt edici özelliklerinin bulunmadığını iddia ederek hükümsüz kılınmalarına ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, karşı davaya verdiği cevabında; söz konusu ürünlerin ilk defa müvekkilince piyasaya sürüldüğünü, hükümsüzlük davasının hiçbir dayanağının bulunmadığını bildirerek karşı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davaya konu tasarımların banyo aksesuarlarına ilişkin olduğu, davacıya ait …-1,2,4,5….35 nolu tasarımlarının, … – 1,2,3,4,5,6,7,8,9 sayılı tasarımlarının, …-1,3,4,5,6 sayılı tasarımlarınınyeni olmadığı ve ayırt edicilik unsurlarının bulunmadığı, tasarımların belirgin derecede benzerlerinin başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğu, davacıya ait …,17 sayılı tasarımlar ile … nolu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunduğu, asıl dava yönünden ise davacının hükümsüzlüğüne karar verilen tasarımları yönünden hükümsüzlük kararı geçmişe etkili sonuç doğuracağından tecavüz incelemesi yapılmasına gerek bulunmadığı, hükümsüzlük talebi reddedilen tasarımlar yönünden ise davacı tarafça davalının tecavüze konu ürünleri konusunda delil ibraz edilmediği gerekçeleriyle karşı davanın kısmen kabul, kısmen reddine, asıl davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı-karşı davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili istinaf sebebi olarak; haksız rekabetin genel olup kapsayıcı olduğunu, endüstriyel tasarıma tecavüzün ise özel olup her iki düzenlemenin de dava konusu olaya uygulabileceğini, dava konusu olayda hem endüstriyel tasarım hakkının ihlal edildiğini, hem de haksız rekabetin gerçekleştiğini, her iki hukuka aykırılığın aynı davada istenebileceğini, bu nedenle yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin gerekçesinde her iki hak için ayrı mahkemede dava açılması gerektiği gibi bir nedenin ileri sürülemeyeceğini, ayrıca davacının gösterdiği üçüncü kişi tanık …’nün dinlenmemesinin doğru olmadığını, mahkemenin …’nün kimliği ve davalı şirketle bağlantısını da yanlış anladığını, adı geçenin davacı ve davalı şirkette çalışmadığını, bu kişinin marka patent vekili olup başka bir şirkette çalıştığını, bu kişinin davacının endüstriyel tasarım çalışmalarının tescil işlemlerini yapan kişi olduğunu, tescil öncesi çalışmaları bilen, endüstriyel tasarımın emeğini kimin ortaya koyduğunu bilen birisi olduğunu, mahkemenin TTK’nun 626.maddesine yollama yaparak tanığı dinlememesinin anlaşılır gibi olmadığını, bu yönden mahkeme kararının hatalı olduğunu, bu kişinin dinlenilerek tasarımı kimin yaptığını, kimin adına başvuru yapıldığını, tasarım tescil döneminde çalışan …’ın bu tasarımlardan kopya alıp alamayacağı vs tüm detayların ortaya konması gerektiğini, aksi halin eski çalışanları yıllardır emek veren tasarım yapan şirketlerin emeklerinin çalınmasına göz yummak olduğunu, yine taraf defterleri ve müşteri çevresi ve sattığı ürünlerin niteliği karşılaştırılarak haksız rekabete aykırılık ve zarar olup olmadığının incelettirilmesi gerektiğini, Anadolu 2.FSHHM’nin 2015/1 D.İş sayılı dosyasında verilen rapor ile yargılama sırasında alınan raporun birbiri ile çeliştiğini, bu çelişkiyi gidermek için üçüncü bir heyetten rapor alınması gerektiğini, raporun çelişkili olup objektif olmadığını, bilirkişilerin tasarım tescil tarihindeki zamana göre değerlendirme yapmadığını bildirmiştir. Dava konusu tasarımların TPE’den dosyaya kazandırıldığı görülmüştür. İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 2015/1 D.İş tespit dosyasında davacı tarafın davalı aleyhine delil tespiti talebinde bulunduğu, tespit sırasında düzenlenen tasarımcı bilirkişi raporunda; tespit isteyenin geçerli bir tasarım tescil belgesine dayandığı, bu nedenle delil tespiti talep edebileceği, davacının çoklu tasarımından “LİZBON ,SEVİLLA, BARCELONA BOĞAZ İÇİ SERİSİ VE AYAKLI SETLER” banyo aksesuar tasarımları tescilinden doğan tasarım haklarına tecavüz durumunun oluştuğu, davalının internet sitesinde bulunan ürün görsellerinden ve keşif esnasında imalat adresinden alınan fotoğraflar üzerinde 554 Sayılı KHK’nun 5,6 ve 7.maddeleri çerçevesinde yapılan karşılaştırmalı incelemesi sonucunda dava konusu ürünler ile ihtilaflı ürünler arasında çok yakın bir benzerlik olduğu, iltibasa yol açacak benzerliğin var olduğu, bu sebeple haksız rekabetin oluştuğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 22/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacıya ait … numaralı tasarım tescili ile davalı tarafa ait ürün sıvı sabunluk arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, karşı dava yönünden ise davacıya ait … numaralı çoklu tasarım tescilinde bulunan tasarımların başvuru tarihi olan 04/04/2007 tarihinden önce kamuya sunulduğu ve koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici niteliklere sahip olmadığı, davacıya ait … numaralı tasarım tescilinde bulunan 1,7,8 ve 9 numaralı tasarımların başvuru tarihini olan 23/07/2007’den önce kamuya sunulduğu ve yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine sahip olmadığı, davacıya ait … numaralı çoklu tasarım tescilinde bulunan tasarımların başvuru tarihi olan 20/11/2017 tarihi itibariyle yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olduğu kanaatinde olduklarının bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 12/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda ise; kaşı dava bakımından davacıya ait … numaralı tescilin 3 ve 17.tasarımlar dışında kalan tasarımların belirgin derecede benzerinin başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğu, … – 1,2,3,4,5,6,7,8,9 sayılı çoklu tasarımların tamamının belirgin derecede benzerinin başvuru tarihiden önce kamuya sunulduğu, …-1,3,4,5,6 sayılı tasarımların belirgin derecede benzerinin kamuya sunulduğu, bu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını barındırmadığı ve bu nedenle hükümsüzlüğüne karar verilebileceği, asıl dava yönünden ise hükümsüzlük koşulları gerçekleşen tasarımlar yönünden asıl davaya konu tasarımların değerlendirilmesine gerek bulunmadığı, zira tasarım hükümsüzlüğü kararının geçmişe etkili olduğu, hükümsüzlük koşulları gerçekleşmeyen …-3 ve 17, …-2 nolu tasarımlar bakımından ise tasarım hakkına tecavüz iddiasının ispatlanamadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı-karşı davalı vekilince 12/04/2016 tarihli bilirkişi raporuna itiraz edildiği, ayrıca haksız rekabet yönünden bilirkişi heyetinden ek rapor alınması gerektiğinin istendiği görülmüş, mahkemece 03/01/2017 tarihli duruşmada talebin reddine karar verildiği görülmüştür. Mahkemenin, davacı-karşı davalının dinletmek istediği tanık …’nün TTK’nun 626.maddesince şirket müdürlerince rekabet yasağına aykırı fiillerin bu dava içinde yargılamasının yapılmasının mümkün olmadığı, ayrı bir dava konusu olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verildiğinin belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl dava, endüstriyel tasarım hakkının ihlal edildiği iddiasıyla haksız rekabetin men’i, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerine, karşı dava ise davacı-karşı davalının tasarımlarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkini talebine ilişkindir. Yargılama sırasında dava konusu tasarımların dosyaya celbedildiği anlaşılmıştır. Söz konusu tasarımların banyo aksesuarlarına ilişkin olduğu anlaşılmış olup yargılama sırasında da alınan rapor içeriğinden de anlaşılacağı üzere davacı-karşı davalıya ait … – 1, 2, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35 sayılı tasarımların, … -1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 sayılı tasarımların, … – 1, 3, 4, 5, 6 sayılı tasarımların yeni olmadığı ve ayırt edicilik unsurlarının bulunmadığı, bu tasarımların belirgin derecede benzerlerinin başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüş olup bahse konu rapor dosya içeriğine ve sunulan delillere uygun olduğundan ilk derece mahkemesince hükme esas alınmasında usule aykırı bir yön bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Öte yandan davacı-karşı davalı vekili, tanık olarak gösterdikleri …’nün dinlenmemesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür. Davacı-karşı davalı vekili, adı geçen kişinin müvekkilinin endüstriyel tescil işini yapan kişi olduğunu, müvekkili şirketin eski personeli …’ın davalı-karşı davacı şirket yetkilisi olup müvekkilinin endüstriyel haklarının varlığından haberdar olduğunu ve bu ürünlerin yeni ve ayırt edici niteliğinin haiz olduğunu ispat için …’nün dinlenmesini istemiş olup dosyaya sunulan deliller itibariyle davacı-karşı davalının tasarımlarının büyük çoğunluğunun yeni olmadığı ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığı, bu nedenle hükümsüzlük yaptırımına tabi olduğu, öte yandan hükümsüzlük talebi reddedilen tasarımlar yönünden ise sunulan delillerin asıl davayı ispata yeterli olmadığı, ayrıca eski çalışanın rekabet etmeme yasağına ilişkin fiilleri var ise de, bunun eldeki mevcut davanın konusu olmadığı gözetildiğinde davacı-karşı davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde değildir. Ayrıca yargılama sırasında alınan rapor istinaf denetimine elverişli ve ayrıntılı incelemeyi içerir nitelikte olduğundan tespit raporuyla çelişki içerdiğinden bahisle yeniden rapor alınması gerektiğine ilişkin istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı-karşı davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı – karşı davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Asıl ve karşı dava yönünden davacı-karşı davalıdan alınması gereken 108,80 (54,40 X2) TL harçtan, peşin alınan 62,80 TL (31,40X2) harcın mahsubu ile bakiye 46,00 TL harç ile istinafa gelirken eksik yatırıldığı anlaşılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 131,70 TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi..08/01/2020