Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1787 E. 2019/339 K. 15.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1476 Esas
KARAR NO : 2019/268
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2016
NUMARASI : 2014/541 2016/860
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Alım Satım)
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında Esenler’deki müvekkiline ait dairenin satışı hususunda anlaşma sağlandığını, anlaşmaya göre dairenin fiyatının 100.000,00 TL olduğunu, davalının 66.000,00 TL nakit ödeme yaptığını, geriye kalan 34.000,00 TL’yi ödemediğini, bu nedenle tapuda devir işleminin yapılmadığını, davalının 21/06/2013 günü müvekkiline teminat senedi adı altında baskıyla bono imzalattırıldığını, akabinde bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı alınıp müvekkiline ait dairenin tapu kaydına ihtiyati haciz uygulandığını, takibin usulsüz tebligatlarla kesinleştirildiğini, konuyla ilgili Bakırköy C.Savcılığının 2013/78690 sayılı dosyasında suç duyurusunda bulunduklarını, davalının aynı zamanda müvekkilinin kiracısı olduğunu, senedin olay tanığı olan zabıta memuru … tarafından düzenlendiğini, keşide tarihi ve tevdiye tarihinin …tarafından yazılmayıp sonradan eklendiğini, üzerindeki tarihin tapuya gidilen tarihten 3 yıl sonraki bir tarih olap tapudaki kamera kayıtlarıyla durumun tespit edilebileceğini belirterek müvekkilinin senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun tespiti ile 34.000,00 TL’nin faiziyle hesaplanarak davalıdan en yüksek banka mevduat faiziyle tahsiline, ayrıca kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, davacının müvekkiline 100.000,00 TL borcu bulunduğunu, ödeme yapmadığını, davacının borcuna karşılık Esenler’deki taşınmazı müvekkiline devretmeyi taahhüt ettiğini, ancak müvekkilini oyaladığını, devrin gerçekleşmemesi üzerine borcun dayanağı olan senedin icraya konulmak zorunda kalındığını, zorla senet imzalattırıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, …’ın davacının iddialarını doğrulamadığını, zaten hazırlık soruşturması sonunda takipsizlik kararı verildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere göre; Küçükçekmece ve Bakırköy C. Savcılığı tarafından yapılan soruşturmalar sonucunda takipsizlik kararı verildiği, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, bononun baskı altında imzalattırıldığı iddialarının ispatlanamadığı, davacı tarafıdan gösterilen tanık …’ın savcılık ifadelerinde davacı beyanlarının aksi beyanda bulunduğu, davacının yemin teklif ettiği, davalının da senedin teminat senedi olmadığı ve davacıdan alacaklı olduğu yolunda yemini eda ettiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca Bakırköy C. Savcılyığı tarafından 2013/78690 sayılı dosyada takipsizlik kararı verildiğini, bu dosyada …’ın senedin 2010 yılında …’ye borcu sebebiyle kendi eliyle tanzim edilerek …’ın imzaladığını, borcunu ödeyemediği için tapu vereceğini, ancak üstüne para isterim şeklinde beyanda bulunduğunu, zorla senet imzalama işlemi olmadığını beyan ettiğini, ancak adı geçen tanığın duruşmalara davet edilmesine rağmen geçici görevle başka bir adreste görevli olduğu şeklinde yazı göndertilerek tebligat yapılamadığını, yargının şahıslar tarafından yönelndirilmek suretiyle ifsat edilmesine fırsat verildiğini, şahsın mernis adresine TK 21 maddesi uyarınca tebliğ yapılması gerekirken zorla getirme şartlarının oluşmadığı, çünkü tanığa hiçbir tebligat yapılamadığı kararı verilmesinin yargıya acziyet algısını oluşturduğunu, bu yönüyle hak sahiplerinin dava simsarlarının elinde oyuncak olmasına fırsat verildiğini, zorla getirme şartalrı oluşmasına rağmen taraflara adres bildirimi ve kesin süreler verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin resmi adrese yapılan bildirimlerin yeterli olduğuna ilişkin karar vermesi gerektiğini, tanığın kamu tanığı olup yazı örnekleri alınıp bilirkişi incelemesi yapılması, senet üzerinde oynamalar ve değiştirmelerin tespiti gerektiğini, usuli sebeplerle bundan vazgeçilmesinin adaletin tecellisine mani olduğunu bildirmiştir. Davalı tarafından davacı aleyhine 25/06/2013 tarihinde bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla toplam 141.647,94 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Takibe konu bononun 30/09/2010 tanzim, 30/10/2010 vade tarihli, 100.000,00 TL bedelli ve malen kaydı ile düzenlenmiş, keşidecisinin davacı, lehtarın ise davalı olduğu görülmüştür. Bakırköy C.Savcılığının 2013/78690 soruşturma nolu dosyasının incelenmesinde; davacının tehdit ve korkutmayla senet imzalatmak suçundan davalı ve dava dışı üç kişi hakkında suç duyurusunda bulunduğu, davalının şikayetçinin kendisine borcu olduğunu, ödemediği için tapusuna haciz koydurdukları için bu iftirayı attığını beyan ettiği, …’ın ise …’ye borcu olduğunu, aralarını kendisinin bulduğunu, senet verilirken yardımcı olduğunu, tanzim ettiğini hatırladığını, ancak …ın bir türlü borcunu ödemediğini, hatta tapu verecek olduğunu, borcunun yerine tapuyu vereceğini, ancak üstüne para isterim deyince kendisinin devreden çıktığını,…’ye de alacağını icraya koymasını söylediğini, zorla senet imzalattırılmadığını beyan ettiği ve 26/11/2013 tarihinde takipsizlik kararı verildiği görülmüştür. Küçükçekmece 2016/8478 soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının davalı ve dava dışı … hakkında senet verilmesine mecbur edilmesi suretiyle yağma suçundan suç duyurusunda bulunduğu, soyut iddiadan başka delil elde edilemediği gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği görülmüştür. Davacı tarafından yemin teklif hakkının kullanıldığı, davalının ise 27/12/2016 tarihli duruşmada senedin teminat senedi olmadığına ve bonodan dolayı davacının borçlu olduğuna dair yemini eda ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, takibe konu senedin zorla imzalattırıldığı iddiasıyla icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve davalıdan olan kira alacağının tespitiyle tahsili talebine ilişkindir. Davacı taraf dava konusu senedin teminat senedi adı altında baskıyla kendisine imzalattırıldığı iddiasındadır. Öte yandan davacı taraf senedin zorla imzalattırıldığı konusunda özellikle tanık …’ın dinlenmesini istemiş ise de, adı geçen mahkeme huzurunda dinlenmemiş olmakla birlikte Bakırköy Cumhuriyet Savcılığının 2013/78690 soruşturma dosyasında tanık olarak dinlendiği ve bu beyanlarında davacının iddialarını doğrular mahiyette beyanda bulunmadığı, ayrıca gerek bu soruşturmada, gerekse Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığının 2016/8478 soruşturma sayılı dosyasında takipsizlik kararları verildiği, yine davacı tarafından teklif edilen dava konusu bononun teminat senedi olmadığı ve davacının bu bonodan dolayı kendisine borçlu olduğuna dair yeminin davalı tarafından eda edildiği gözetildiğinde, davacı tarafın istinaf talepleri yerinde değildir. Davacı taraf davalının taşınmazında oturduğu ve kira bedeli ödenmediğini iddia ederek müvekkilinin kira alacağının tespiti ve varsa müvekkilinin borcundan mahsubunu talep etmiş ise de, dava konusu senedin taşınmaz satışı nedeniyle ve zorla imzalattırıldığı hususları ispat edilemediğinden ve ayrıca davacının varsa kira alacağının ayrı bir davada isteyebileceği gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07/02/2019