Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1762 Esas
KARAR NO : 2019/1036
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2016
NUMARASI : 2014/1638 E. – 2016/950 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 10/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davalı ….sigorta şirketi tarafından20/11/2011-2012 vadeli … sayılı KTK Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı işleten/ dava dışı …San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait …. plakalı aracın 28/01/2012 olay tarihinde dava dışı sürücü …. sevk ve idaresinde seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde; davacının olay yerinde kaza yapan dava dışı sürücü …e yardım etmek için aracından indiği; bu sırada davalı sigortalı … plakalı aracın sürücüsü…davacıya çarptığı; olayda davacının yaralandığı; davacının yaralanması nedeniyle malul kaldığından bahisle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL maddi tazminatın davalı şirketin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesi kapsamında kendi sigortalısının kusuru oranında zarar görenin uğradığı gerçek zararın tazmini noktasında bulunduğunu; bu nedenle davacının maluliyet oranının tespitinin gerektiğini; ayrıca, davalı şirketin temerrüte düşürülmediğini bu nedenle faiz talep edilemeyeceğini; açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir. Davacı vekilince verilen 08/11/2016 tarihli, ıslah dilekçesi ile; dava değerinin 222.000,00 TL arttırılarak toplamda 225.000,00 TL’ye çıkartıldığı anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.12.2016 tarihli 2014/1638 E. – 2016/950 K. Sayılı kararıyla; yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre olayın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ün %50 oranında ve … plaka sayılı aracın sürücüsü …n %50 oranında kusurlu bulunduğu; sürücü … ise kusursuz bulunduğu, davacı … kazaya bağlı meslekte kazanma gücündeki azalma oranının olay tarihindeki yaşına göre %81 olarak bulunduğu; tıbbi iyileşme süresinin 1 yıl olduğunun saptandığı; davacının geçici iş göremezliği (12) aylık tıbbı şifa süresinde uğradığı kazanç kaybının 8.520,00 TL olduğu, davacının olay tarihinde kendi nam ve hesabına çalışan olduğundan mükerrerlik teşkil eden indirim nedeninin varlığının oluşmadığı, geçici iş göremezlik zararlarının poliçenin tedavi giderleri teminatına dahil olduğu, davacının, çalışma gücünden %81 eksilme meydana gelmesi sebebiyle, davalının kusur oranına isabet eden tazmin borcunun kaza tarihinde cari poliçe limitini aştığının saptandığı; davalının, poliçe kapsamında bedensel zararlar halinde azami tazminat tutarı 225.000,00 TL ile sınırlı sorumluluğunun bulunduğu ve davacı yönünden de mükerrerlik teşkil eden indirim nedeninin varlığının bulunmadığı , birden çok kimsenin neden olduğu zararda, davalı/zarara uğrayan zararın tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı dava ile isteyebileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 225.000,00 TL sürekli iş göremezlik/maddi tazminatın,(Poliçe Genel Şartlarına göre, davacının davalıya tazminat ödenmesi hususunda talep ve belgeleri sunarak/tebliğ ettiği ve davalının, 28/05/2014 tarihinde 3.kişiden tazminat hesap raporu aldığı, bu tarihten (8) iş günü sonrasında usulen temerrüte düştüğü kabul edilerek) 10/06/2014 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar vermiştir. Davalı vekilinin süresinde istinaf dilekçesi ibraz ettiği dilekçesinde; dosyada mevcut 05.07.2013 tarihli maluliyet raporunda, maluliyet oranının %32 iken, diğerinin %81 olmasının çelişki teşkil ettiğini, 22.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda, ATK’nın sigortalı araç sürücüsü ….’i tali kusurlu olarak tespit ettiğini, mahkemenin hiçbir teknik bilgisi bulunmayan “kaza araştırma uzmanı” polis memuru tarafından düzenlenen rapora dayanarak, %50’lik kusur oranı üzerinden hüküm kurduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için İTÜ Öğretim görevlilerinden müteşekkil üç kişilik heyetten rapor alınması gerektiğini, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekirken (net 1.177,46 TL) , 1.325,69 TL üzerinden hesaplama yapıldığını, SGK tarafından geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığı sorulmadan hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan % 81’lik maluliyet raporunun 12.07.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak mahkemenin 10.06.2014 tarihinde temerrüt doğduğunu kabul ettiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekilinin istinafa cevabında; Ege Üniv. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen raporun Yönetmeliğe uygun olduğunu, 17.10.2014 tarihli 13 no’lu tensip kararıyla SGK İl Müdürlüğünden rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının sorulduğunu, indirim nedenlerinin oluşmadığının tespit edildiğini, mahkemenin sigorta şirketine başvurudan 8 gün sonrasını temerrüt tarihi olarak kabulünün KTK 99.maddesi ve Yargıtay kararlarına uygun olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini istemiştir.-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 20/06/2016 tarih ve 86404264-776 sayılı raporuna göre; davacı …. 28/01/2012 tarihinde meydana gelen kazaya bağlı meslekte kazanma gücündeki azalma oranı %81,3 sonuç olarak şahsın olay tarihindeki yaşına göre %81 olarak bulunduğunu; tıbbi iyileşme süresinin 1 yıl olarak kabulünün uygun olacağı yönünde görüş bildirildiği; -Bilirkişi … tarafından düzenlenen 07/08/2015 tarihli rapora göre; olayın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ün %50 oranında kusurlu olduğu; … plaka sayılı aracın sürücüsü …’in %50 oranında kusurlu bulunduğu; sürücü …. ise kusursuz bulunduğu yönünde görüş bildirildiği; -Bilirkişi … tarafından düzenlenen 24/10/2016 tarihli rapora göre; 28/01/2012 günü meydana gelen trafik kazasında davalı sebep sorumlusunun %50 kusurlu olduğu esasına göre yapılan incelemede; davacının geçici iş göremezliği 12 aylık tıbbı şifa süresinde uğradığı kazanç kaybının 8.520,00 TL olduğu; davacının olay tarihinde kendi nam ve hesabına çalışan olduğundan mükerrerlik teşkil eden indirim nedeninin varlığının oluşmadığını; geçici iş göremezlik zararlarının poliçenin tedavi giderleri teminatına dahil olduğunu; davacının çalışma gücünden %81 eksilme meydana gelmesi sebebiyle, davalının kusur oranına isabet eden tazmin borcunun kaza tarihinde cari poliçe limitini aştığı görülmekle; bedensel zararlar halinde azami tazminat tutarı 225.000,00 TL ile sınırlı sorumluluğunun bulunduğu ve mükerrerlik teşkil eden indirim nedeninin varlığının bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. İzmir 13.SCM’nin 2012/969 E.sayılı dosyasına, İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü Adli Tıp Uzmanı tarafından sunulan 29.11.2013 tarihli raporda; davacının %32 oranında ve sürekli özrüne neden olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin raporunda; “Sağ femur + sağ Tibra Kırığı + sürekli tek koltuk değneği kullandığı” %32 oranında özürlü olduğu beyan edilmiş,ATK Trafik İhtisas Dairesinin İzmir 13.SCM’nin 2012/296 E.sayılı dosyasına ibraz edilen 22.07.2013 tarihli raporda; müşteki … aracından inerek kaza yapan otomobilin arkasına geçerek yardım etmek ve yol güvenliğini sağlamak istediği sırada yol üzerinde tehlike yaratacak şekilde bulunduğu ve gelen araçtan korunma tedbiri olmadığı, dikkatsiz ve tedbirsiz davranışlarından dolayı kusurlu olduğu beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin müvekkilinin 28/01/2012 tarihli kazada malül kaldığından bahisle tazminat davası açtığı, ilk derece mahkemesinin davacının kaza nedeniyle %81 oranında malül kaldığını ve kusurunun bulunmadığını kabul ile ıslah dilekçesi de göz önüne alarak davanın kısmen kabulüne, poliçe limiti dahilinde 225.000,00 TL maddi tazminatın 10/06/2014 temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verdiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; mahkemenin kararına dayanak yapılan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 20/06/2016 tarihli raporunda %81 malüliyet oranı tespit edildiğini, oysa İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 29/11/2013 tarihli raporunda %32 oranında malüliyet tespit edildiğini, raporlar arasında çelişki bulunduğunu ileri sürüldüğü anlaşılmışsa da, 20/06/2016 tarihli raporun incelenmesinde; davacının muayenesinin yapıldığı, Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalından rapor alındığı, tüm vücut kemik sintigrafisi çekildiği, birden fazla arızası bulunduğundan Balthazard Formülü uygulanarak %81 oranından malüliyetinin tespit edildiği, raporun “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak düzenlendiği, 29/11/2013 tarihli raporun ise; tek bir adli tabip tarafından düzenlendiği yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmakla malüliyet raporuna yönelik davalı istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; aktüerya raporunda net asgari ücretten hesaplama yapılmadığını ileri sürdüğü, davacı vekilinin 16/06/2015 tarihli dilekçesinde müvekkilinin boya kaporta ustası olarak çalıştığını beyan ettiği, dava dilekçesi ekinde davacı adına vergi levhasının sunulduğu, mahkemece emsal ücret araştırması yapıldığı, bilirkişi raporunda davacının asgari ücretin 1.93 katı emsal ücret alacağının tespit edilerek, aktif dönem için kazanç hesabında bu oranın dikkate alındığı, pasif dönem de ise AGİ indirilmiş net asgari ücreti esas alarak hesaplama yapıldığı, dikkate alınarak hesaplamaya esas alınan ücretlere yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı vekilinin, ilk derece mahkemesi tarafından alınan 07/08/2015 tarihli raporda davacının kusursuz olduğu beyan edilmişse de, İzmir 13. Sulh Ceza Mahkemesinde yürütülen yargılamada alınan ATK Trafik İhtisas Dairesinin 22/07/2013 tarihli raporunda davacının %50 oranında kusurlu olduğunun beyan edildiğini ileri sürerek İTÜ Öğretim Görevlilerinden oluşturulacak heyetten rapor alınmasını talep ettiği, kusur raporları arasında çelişki bulunduğundan davalı vekilinin yeniden rapor alınması talebinin kabulü gerekirken kusur yönünden çelişki giderilmeden karar verildiği, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına … Trafik Kürsüsünden Öğretim Görevlilerinden bilirkişi heyeti oluşturularak kusur raporları arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde rapor alındıktan sonra karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, kısmen kabulüne, kısmen reddine, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.12.2016 tarihli 2014/1638 E. – 2016/950 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Kusur yönünden Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde, yeni bir rapor alınarak karar verilmek üzere dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/05/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.