Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1761 E. 2019/2165 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1761 Esas
KARAR NO : 2019/2165
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2016
NUMARASI : 2013/382 2016/590
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince kanal kazıcı ve yükleyici ile aksesuarlarının teslim edildiğini, ancak davalıların kira borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, ihtarname gönderildiğini, verilen kanuni sürede ödeme yapılmadığını, dolayısıyla sözleşmenin feshedilmiş olduğunu, ayrıca borç ödenmediği için icra takibi başlattıklarını, davalıların haksız itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, öncelikle sözleşmede bulunan imzaların müvekkillerine ait olmadığını, davacının dava konusu malı üçüncü bir şahsa satarak zararını karşıladığını, davacı tarafından ihlal edildiği ve üç aylık kira bedellerinin ödenmemesi sebebiyle sözleşmenin feshedilmesi ve bu suretle tüm kira bedelinin muaccel hale geldiği iddiasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, finansal kiralama kanunu 33.maddesinin dikkate alınması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacı ile davalı … Ltd. Şti arasında düzenlenen sözleşmeyi diğer davalının kefil olarak imzaladığı, bir kısım kira borçlarının ödenmemesi sebebiyle sözleşmenin davacı tarafından feshedildiği ve finansal kiralamaya konu malların davalılardan teslim alınarak 14/04/2010 tarihli satış sözleşmesiyle 43.000,00 TL bedelle satıldığı, kazıcının satış tarihindeki kur üzerinden satış bedelini 19.853,80 EURO olduğu, bu malın davacı tarafından ilk olarak satıldığı zamandaki değerinin ve satış bedelinin 43.568,37 EURO olduğu, davalı tarafça sözleşme ilişkisi boyunca toplam 34.854,00 EURO ödeme yapıldığı, makinanın davacıya teslim edildiği tarihe kadarki geçen süre içindeki kira bedellerinin davacıya ödendiği, 6361 Sayılı Kanunun 33.maddesi dikkate alındığında, davalıların ödediği bedel ile davacının dava konusu makinaları üçüncü şahsa sattığı, değerinin toplamının 54.707,80 EURO olduğu, dolayısıyla be bedelin satış bedeline ulaştığı, iade edilen malın satış bedeli ile davalıların vadesi gelmemiş finansal kiralama bedellerinin karşılandığı, davacı tarafın bunu aşan bir zararının bulunduğunun da ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; kararın hukuki gerekçelerden yoksun olduğunu, davalılar tarafından 2005 yılından 2008 yılına kadar ki döneme kadar toplam 34.854,00 UEURO ödeme yapıldığını, bu ödemelerin müvekkilinin alacağından düşüldüğünü, buna rağmen müvekkilinin halen alacaklı olduğunu ve bu nedenle davalı tarafa ihtarname gönderdiklerini, ekipman bedelinin borç miktarından mahsup edildiğini ancak güncel alacak miktarlarının karşılanamadığını, bu nedenle takip başlattıklarını, satışın gerçekleştiği tarihte 6361 Sayılı kanunun yürürlükte olmadığını, satış tarihinde 3226 Sayılı finansal kiralama kanununun yürürlükte olduğunu, 3226 Sayılı kanuna göre müvekkilinin yasal zorunluluğu olmamasına rağmen satıştan sağlanan tahsilatı güncel borç bakiyesinden düştüğünü, bir an için satış tarihinde 6361 Sayılı kanunun yürürlükte olduğu düşünülse dahi 33.maddede “…. Sözleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça satış bedelinin vadesi gelmemiş finansal kiralama bedelleriyle varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından düşük olması durumunda aradaki fark kiracı tarafından kiralayana ödenir… ” hükmünün yer aldığını, mahkemenin bu hükmü yorumlamada açık hataya düştüğünü, dosyada alınan raporlarda müvekkilinin alacaklı olduğunun tartışmasız olduğunu, 16/04/2015 tarihli raporda müvekkilinin 16.556,64 TL, 31/07/2015 tarihli raporda 20.439,01 TL asıl alacak, 2.773,61 TL’de faiz alacağı, 13/11/2015 tarihli raporda ise müvekkilinin alacağının 20.439,01 TL, 25/03/2016 tarihli raporda ise müvekkilinin 14.945,85 TL asıl, 5.794,04 TL işlemiş faiz alacağı olduğunun tespit edildiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, buna rağmen dahi tüm raporlarda müvekkilinin alacaklı olduğunun doğrulandığını, son düzenlenen rapora itiraz edilmesine ve bilirkişinin reddine rağmen savunma haklarının kısıtlanarak dosyanın karara çıkarıldığını, takip tarihi itibariyle müvekkilinin hala borçlulardan alacaklı olduğununşirket kayıtlarıyla sabit olduğunu, mahkemenin tespitlerinin gerçek dışı olduğunu, borçların ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini bildirmiştir.Davalı vekili istinaf sebebi olarak; lehlerine %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davacı tarafından davalı ve dava dışı … aleyhine 07/11/2012 tarihinde 16.455,00 TL asıl alacak, 29.375,56 TL işlemiş faiz , 1.510,00 TL sigorta ve diğer alacaklar olmak üzere toplam 47.340,56 TL ‘nin tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, davalıların ayrıca Pendik İlçesinin yetkili olması nedeniyle İstanbul icra dairelerinin yetkisine itiraz ettikleri görülmüştür.Davacı tarafından davalılara 26 Eylül 2006 tarihinde ihtarname çekildiği, buna göre 19/09/2006 tarihi itibariyle 27.115,88 EURO kira, 27.14 EURO gecikme faizi, 571,83 EURO sigorta ve 150.57 TL masraf bedeli borçlarının bulunduğunun belirtilerek ödenmesinin istendiği, ihtarnamenin davalı … Ltd. Şti’ne 28/09/2006 tarihinde, diğer davalı …’a 28/09/2006 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Taraflar arasında 29/07/2005 tarihinde finansal kiralama sözleşmesi düzenlendiği ve kiralanan malların davalı tarafa teslim edildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 16/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda; toplam kira bedelinin sözleşmede 49.761,64 EURO olarak belirlendiği, davalı tarafından 34.854,00 EURO toplam ödeme yapıldığı, kiralanan makinanın 16/04/2010 tarihinde 39.814,82 TL’ye satıldığı, satış tarihindeki kur üzerinden bu tutarın 19.853,80 EURO olarak hesaplandığı, finansal kiralama sözleşmesine göre bu miktarın öncelikle işlemiş 7.685,83 EURO temerrüt faizinden mahsubu, sonra kira alacağından mahsubu gerektiği, buna göre 4.795,10 EURO kalan kira alacağının tespit edildiği, 07/11/2012 takip tarihi itibariyle temerrüt faizi hesaplandığında 2.490,79 EURO tuttuğu, buna göre toplam alacağın 7.285,89 EURO olduğu, bu tutarın ise takip tarihindeki TC Merkez Bankası EURO efektif satış kuru üzerinden hesaplandığında 16.556,46 TL’ye karşılık geldiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Aynı bilirkişiden alınan 31/07/2015 tarihli ek raporda ise; davacının sigorta alacağının 994,27 EURO (2.259,38 TL), ayrıca takip tarihi itibariyle 514,23 TL çeşitli giderler olduğu, buna göre davacının takip tarihi itibariyle toplam 20.439,01 TL alacaklı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 13/11/2015 tarihli raporda ise; davacı ve davalı vekilinin ek rapora itirazlarının değerlendirildiği, ek rapordaki ayrıntılı hesaplamaya göre davacının takip tarihi itibariyle 20.439,01 TL alacaklı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında ayrı bir bilirkişiden alınan 25/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda ise; taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesi uyarınca davalı tarafın ödemesi gereken toplam tutarın 49.761,64 EURO olduğu, davalının yapmış olduğu ödemelerin toplamının 34.854,00 EURO olduğu, davacı şirketçe bu ödemelerin 32.798,57 EURO’sunun finansal kiralama bedellerine, 2.055,43 TL’sinin ise sigorta masraf ve faiz giderlerinden mahsup edildiği, kiralanan mallar için davacı tarafça genel yönetim operasyon ücreti adı altında 804,39 EURO’luk fatura düzenlendiği, ayrıca bu makinalar için 2005 yılında 571,83 EURO, 2006 yılında ise 571,83 EURO karşılığında sigorta yapıldığı, davalı tarafça bu bedellere itiraz edilmediği, kaldı ki bu faturaların davalı tarafça dosyaya sunulduğu, buna göre davalı ödemeleri düşüldüğünde davacının kalan kira alacağının 16.963,37 EURO olduğu, son ödenen taksidin 09/04/2007 vadeli 21.taksit olduğu, söz konusu makinaların satış tarihi olan 16/04/2010’a kadar olan dönemdeki işlemiş faiz alacağının ise 1.051,64 EURO tuttuğu, davacı şirketin ise %20 oranı üzerinden faiz hesapladığı, sözleşmenin 18.maddesinin davacıya bu hakkı verdiği, bu durumda da işlemiş faiz alacağının 6.421,64 EURO olduğu, bu durumda davacı şirketin ekipman satış bedelinden mahsup edeceği faiz alacağının 7.473,28 EURO olduğu, davacı şirketçe faturalandırılan ve dosyaya ibraz edelin masraflarla ilgili bedellerin ise 2.375,90 TL olduğu, davacının 16/04/2010 tarihinde söz konusu ekipmanın KDV dahil 43.000,00 TL bedele sattığı, aslında bu bedelin %1 KDV hesabıyla 40.212,97 TL olması gerektiği, sonuçta davacının, davalı taraftan 6.574,23 EURO kira alacağı bulunduğu, TCMB efektif satış kuru karşılığında ise 14.945,85 TL olduğu, takip tarihi itibariyle bu alacağın işlemiş faizinin 2.528, 83 EURO olup TL karşılığının 5.749,04 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde, sözleşmedeki imzaya itiraz etmiş ise de, ikinci cevap dilekçesinde sözleşme kendilerine tebliğ edilemediği için itiraz etmek durumunda kaldıklarını bildirmiştir. Davacı taraf sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacağı bulunduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davacının finansal kiralama konusu malı üçüncü şahsa sattığını, bu nedenle herhangi bir talepte bulunamayacağını ileri sürmüştür. Davacı ile davalılardan … San ve Tic. Ltd. Şti arasında finansal kiralama sözleşmesi düzenlenmiştir. Davalı tarafın kira taksitlerinin bir kısmını ödemediği, bunun üzerine ilişkinin sonlandırıldığı, dava konusu makinanın 05/04/2008 tarihinde davacı tarafa teslim edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Dava konusu makina 14/04/2010 tarihinde davacı tarafından dava dışı şahsa 43.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; mahkemece 6361 Sayılı Kanunun 33.maddesi gerekçe yapılarak davalının önceden ödediği tutarlar ile makinanın üçüncü şahsa satış bedeli toplamının 54.707,80 EURO olduğu, bunun da makinanın davalıya satış bedeli olan 43.568,37 TL’den yüksek olduğu, böylelikle davalıların vadesi gelmemiş finansal kiralama bedellerinin karşılandığı, davacının aşan zararının bulunduğu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan bu değerlendirme hatalıdır. Zira taraflar arasındaki sözleşmenin 18.maddesine göre ödenmeyen kira bedelleri için davacı tarafın faiz hakkı bulunmaktadır. Nitekim yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında da bu hususa değinilmiş ve genel olarak davacı tarafın alacaklı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan raporlarda genel olarak davacı, alacaklı çıkarılmakla birlikte bilirkişiler tarafından tespit edilen rakamlar arasında farklılıklar bulunduğundan dairemizce bu konuda faiz hesabı yönünden rapor alınması için ara karar oluşturulmuş, ancak davacı tarafça söz konusu rapor gideri verilen kesin süre içerisinde yatırılmamış, bu nedenle HMK’nun 358/3 maddesi uyarınca dosyanın mevcut durumuna göre karar verilmesi cihetine gidilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmeye göre; yargılama sırasında dosyaya sunulan 25/03/2016 tarihli son raporun olayı ele alış yöntemi genel olarak doğru görülmekle birlikte, bazı hususlarda hatalı değerlendirmeler yapıldığı anlaşılmıştır. Buna göre davalı tarafın finansal kiralama sözleşmesi gereğince ödemesi gereken bedelin toplam 43.276,40 EURO ana para, 5.982,64 EURO faiz ve 492,59 EURO %1 oranında KDV olmak üzere toplam 49.761,64 EURO’dur. Davalı taraf 30/01/2008 tarihine kadar olan dönemde toplam 32.798,57 EURO ödeme yapmıştır. Davacının kayıtlarında yapılan bu ödemenin 2.055,43 EURO’sunun sigorta masraf ve faizlere mahsup edildiği anlaşılmıştır. Buna göre davalının kalan kira borcu 49.761,64 EURO – 32.798,57 EURO = 16.963,37 EURO’dur. Dava konusu makina az önce de belirtildiği üzere 05/04/2008 tarihinde davacıya teslim edilmiştir. Dolayısıyla davacının kalan 16.963,37 EURO borcuna taksitlerin her birinden itibaren ödenmeyen 22. ve sonraki taksit tutarlarına ödeme tarihlerinden itibaren davacı tarafça fesih tarihi olarak kabul edilen 14/05/2008 tarihine kadar olan süreçte davacı tarafça %15 oranında faiz işletildiği anlaşılmıştır. Aslında sözleşmenin 18.maddesi uyarınca davacı tarafın %20 oranında faiz talep etme hakkı mevcut iken kendisinin %15 oranında uyguladığı gözetilerek bilirkişi tarafından yapılan bu hesaplama yerinde görülmüş olup ödenmeyen taksitler yönünden 14/05/2008 tarihine kadar olan dönem için işlemiş faiz tutarı 1.051,64 EURO’dur. Ayrıca davalının ödenmeyen bakiye 16.963,37 EURO alacağına 14/05/2008 tarihinden malların satıldığı 16/04/2010 tarihine kadar olan dönem için %20 oranında faiz hesabı yapıldığında, davacının 6.421,64 EURO daha işlemiş faize hak kazandığı, buna göre davacının toplam faiz alacağının 7.473,28 EURO olduğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar bilirkişi tarafından davacının finansal kiralama konusu mallar için 19/08/2008 tarihinde 617,58 EURO ve 14/04/2010 tarihinde 430,97 EURO sigorta borcu tahakkuk ettirdiği ve bunun yerinde olduğu şeklinde görüş belirtilmiş ise de, söz konusu tarihler itibariyle finansal kiralama konusu malın davacı elinde bulunduğu anlaşıldığından, dairemizce sigorta borcu olarak tahakkuk ettirilen 1.048,55 EURO’nun davacı tarafından talep edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Yine bilirkişi tarafından davacının alacağına dayanak gösterdiği bir kısım masraf ve giderlerin davacı tarafından istenemeyeceği isabetle belirtildiği halde, davacının fatura düzenlediği, davalının ise itiraz etmediği 2.375,90 TL gideri davacının isteyebileceği belirtilmiş ise de, bu giderlerden sadece 31/03/2006 tarihli olan 150,57 TL noter masrafı ile 30/09/2006 tarihli 130,84 TL bedelli noter masrafı makinalar davalı elindeyken yapıldığından, davacı tarafça istenebileceği, diğer masrafların ise gerek makinanın davacı elinde olan döneme ilişkin olması, gerekse delillendirilememesi gözetildiğinde talep edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Öte yandan dava konusu makina az önce de belirtildiği üzere %8 KDV ile 43.000,00 TL’ye satılmıştır. Davacının finansal kiralama sözleşmesi çerçevesinde davalılara yaptığı işlemden dolayı KDV oranı %1 olup buna göre %7 oranındaki KDV farkının mahsuplaşmaya esas bedele dahil edilmemesi gerekir. Buna göre finansal kiralama konusu malın üçüncü şahsa yapılan satışındaki KDV hariç satış bedeline %1 KDV ilave edilmesi sonucu satış bedelinin 39.814,82 TL mal bedeli + 398,15 TL %1 KDV olmak üzere toplam 40.212,97 TL olduğu görülecektir. Bu tutardan az önce belirtilen 150,57 TL ve 130,84 TL bedeli giderler düşüldüğünde kalan tutar 39.931,56 TL’dir. Söz konusu bu tutarın üçüncü şahsa satış tarihi olan 16/04/2010 tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden karşılığı ise 39.931,56 TL/2,0008 = 19.957,79 EURO’dur. Bu tutardan yukarıda hesaplanan 7.473,28 EURO faiz borcu mahsup edildiğinde kalan 12.484,51 EURO’dur. Buna göre davacının ödenmeyen toplam kira bedeli olan 16.963,37 EURO’dan 12.484,51 EURO’nun mahsubu halinde 4.478,86 EURO davacının alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan makinaların üçüncü şahsa satıldığı 16/04/2010 tarihinden takip tarihi olan 07/11/2012 tarihine kadar olan sözleşmeye göre %20 oranındaki faiz hesabı (936 gün için) 2.297,10 EURO’dur. Buna göre davacının takip tarihi itibariyle davalı taraftan 4.478,86 EURO asıl alacak, 2.297,10 EURO işlemiş faiz alacağı mevcuttur. Bu tutarların takip tarihindeki TCMB efektif satış kuru dikkate alındığında TL karşılıklarının 10.182,24 TL asıl alacak, 5.222,22 TL işlemiş faiz alacağı olduğu, buna göre davacının toplam alacağının 15.404,46 TL olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının bu miktarları aşan talepleri yerinde değildir. Az önce de belirtildiği üzere mahkemece her ne kadar 6361 Sayılı Kanunun 33.maddesi gerekçe yapılmış ise de, sözleşmenin 17 ve 18.maddeleri gereğince vadesinde ödenmeyen kira alacakları için davacı tarafın faiz talep etme hakkı bulunduğundan mahkemenin gerekçsi yerinde değildir. Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiştir. Davalı … vekilinin istinaf talebinin incelenmesine gelince; davacının kötüniyetli takip yaptığını iddia ederek %20 oranında tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru değildir. Bu açıdan davalı … vekilinin istinaf talebi yerindedir. Ancak davalı tarafça, davacının takibinde kötüniyetli olduğu ispatlanamamış olup bu talebin reddi gerektiği kanaatine varılmış, bu husus dairemizce yeniden kurulan hükümde dikkate alınmıştır. Yukarıda yapılan hususlar gözetildiğinde davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf taleplerinin kısmen kabulü, kısmen reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2016 gün, 2013/382 Esas, 2016/590 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kısmen kabulü ile; davalıların İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe itirazlarının kısmen iptali ile icra takibinin 10.182,24 TL asıl alacak, 5.222,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.404,46 TL üzerinden asıl alacağa takipten itibaren %20 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin, takip talepnamesindeki diğer koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-Hüküm altına alınan tutarın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.052,27 TL harçtan, peşin alınan 266,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 785,57 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına, Davacı tarafından yatırılan peşin harç tutarı olan 266,70 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 7-Kabul edilen dava değeri üzerinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 8-Reddedilen dava değeri üzerinden davalı … lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ya verilmesine, 9-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 24,30 TL başvuru harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ile 463,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.487,30 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1.037,92 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 500,00 TL bilirkişi ücretinden davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 151,06 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine, bakiye kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına, 11-Diğer davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 12-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde davacı ile davalı …’ya iadesine, 13-İstinaf aşamasında davacı ile davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına, 14-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 15-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıra trafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/10/2019