Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1744 E. 2018/1281 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1744 Esas
KARAR NO : 2018/1281
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2017
NUMARASI : 2013/845 E. – 2017/126 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 29/05/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “03.08.2011 günü müvekkilinin, …’ın kullandığı …. plakalı araçta bulunduğu sırada, sürücünün araç kontrolünü kaybetmesi sonucunda müvekkilinin ağır yaralandığını, kazada …ın %100 kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin kaza tarihinden 22 yaşında ve ev hanımı olduğunu, 2 çocuğuna baktığını, eşine ve çocuklarına bakmakla yükümlü bulunduğunu, farklı hastanelerde tedavi gördüğünü halen iyileşemediğini, iş gücü kaybına uğradığını, tedavi sürecinde pek çok masraf yaptığını, kaza tarihinde aracın davalı … şirketince yapılmış trafik sigortası bulunduğunu, davadan önce davalı şirkete bir başvuru yapmadıklarını” beyanla HMK’nın 107.maddesine göre talepte bulunmak suretiyle, sigorta limiti aşılmamak üzere şimdilik 5.000 TL tedavi ve bakıcı gideri ve 5.000 TL maluliyet ve beden gücü kaybı (geçici ve sürekli iş görememezlik) zararının dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, bilirkişi raporlarından sonra talebini 103.016,10 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı cevaben, “… plakalı aracın ZMMS’nı müvekkilinin yaptığını, sorumluluğun poliçe limitince ve kusur nispetinde olduğunu, Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını ve maluliyet oranına göre hesabın, Hazine Müşteşarlığı’nın 05.02.2010 tarihli genelgesine göre bir uzman aktüer aracılığıyla yaptırılmasını, tedavi giderlerinin KTK 98.maddesi gereği SGK tarafından karşılandığının gözetilmesini, emniyet kemeri ve hatır taşımacılığı nedeniyle tazminattan indirim sebeplerinin araştırılmasını” beyanla davanın reddini ve SGK’ya ihbarını istemiştir.
Mahkemece 13.02.2017’de davanın kısmen kabulüne, 3.169,04 TL tedavi bakım gideri 99.847,06 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 103.016,01 TL maddi zararın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiş, karar karşı her 2 taraf da istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinafında, “hüküm tarihine en yakın asgari ücret 2017 yılı asgari ücreti olduğu için bu yıl asgari ücret rakamı olan 1.404,60 TL’nin esas alınması gerektiğini, bu konuda ek rapor alınması gerektiğini” iddia ile kararın istinaf yoluyla incelenmesini istemiştir.
Davalı vekili istinafında, “yasa gereği tedavi giderlerinden dolayı müvekkili sorumlu olmamasına rağmen bundan sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, KTK 98.maddesi gereği tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, oysa kök raporda ulaşım, pansuman, fizyoterapi ve ilaç giderlerinin de hesaplandığını, hasta yakınları için 414,04 TL taksi gideri hesaplandığını, oysa hastanın bulunduğu Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ücretsiz ulaşım imkanı sağladığını, tedavi giderlerine ilişkin hesaplamaların da tamamen varsayıma dayalı olduğunun, bilirkişinin sağlık uzmanı olmadığını, ispat edilemeyen farazi tespitlere dayalı olarak karar verildiğini” iddia ile kararın kaldırılmasını istemiştir.
21.12.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre “davacının maluliyet oranı %15 olup, iyileşme süresi 6 aya kadar uzayabileceği,
26.05.2016 tarihli aktüeryal bilirkişi raporunda, “davacının tedavi ve ulaşım giderleri de dahil toplam zararının 69.256,77 TL olduğu” belirtilmektedir.
01.11.2016 tarihli ek hesap raporunda ise, davacının toplam maddi zararının 99.847,06 TL olduğu ifade edilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf vekili tazminat hesabında 2017 yılı asgari ücretinin esas alınması gerektiğini iddia ile istinaf isteminde bulunmuş ise de, aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan rapor tarihi itibariyle 2016 yılı asgari ücretinin yürürlükte olduğu gözetilerek davacı tarafın istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar davalı vekili yukarıda belirtilen istinaf gerekçeleri ile istinaf isteminde bulunmuş ise de, uygulanan tedavinin niteliği, süresi, ulaşım ve bakım ihtiyacı ile tıbbi destek ihtiyacı nedeniyle tedavi giderlerinin afaki olduğuna dair ve tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı ve davalı tarafların yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı yönünden alınması gereken 7.040,02 TL harcın, peşin alınan 1.760,02 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.280,06 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama aşamasında, davacı tarafından 33 TL tebligat gideri yapıldığı, davalı tarafından 33 TL tebligat gideri ve 17 TL dosyanın istinafa gönderilme posta gideri yapıldığı anlaşılmakla, posta giderinin (1/2 oranında) 8,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, işbu kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere, 29.05.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.