Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1730 E. 2019/519 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1730 Esas
KARAR NO : 2019/519
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2017
NUMARASI : 2015/161 E. – 2017/16 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili kurumda 34.14.01/6650-1 numaralı belge sahibiyken belgesinin 31.10.2012 tarihinde askıya alındığını, davalının 28.08.2014 tarih ve … sayılı belgesinin iptal edilmesi yönündeki talepli dilekçesi doğrultusunda Belgelendirme Komitesi Kararı ile 03.09.2014 tarihinde belgesinin iptal edildiğini, TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi hükümleri gereğince davalının belgesinin askıda olması, iptali ve sözleşmesinin feshi durumunun belge sahibinin mali yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağını, davalının 2013 yılı marka kullanım ücretini iptal tarihi olan 03.09.2014 tarihine kadar ödemekle yükümlü olduğunu, buna binaen 15.09.2014 ve 16.09.2014 tarihli 2 adet faturanın davalının kendisinin bizzat bildirdiği adresine gönderildiğini, ancak tebligatların kapısına yapıştırılmasına rağmen davalı tarafından PTT’den alınmaması nedeniyle kuruma iade edildiğini, Yönerge’nin 43.maddesi gereğince davalının adres değişikliğini kuruma bildirme yükümlülüğü de bulunduğunu, aksi halde mevcut adresine gönderilen tüm bildirimlerin tebligat hükmünde olduğunu, davacı kurum tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile fatura bedellerinin tahsili yönünde icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; kendisinin enerji sektöründe faaliyet gösterdiğini, müşterilerine daha kaliteli ürün sunabilmek amacıyla TSE’den üç kalite belgesi aldığını, TSE’ye her yıl marka kullanım, vize ve satış üzerinden prim olmak üzere 17 yıl boyunca ödeme yaptığını, ancak mali yükünü hafifletmek adına bu belgelerden ….ve … standardındaki iki belgesini 2012 yılı Aralık ayında faks yoluyla iptal ettirdiğini, ancak faksta gönderdiği belgeye tarih yazmayı unuttuğu için TSE tarafından bu belgenin iptal edilmediğini öğrendiğini, telefonla aradığında borcunun olmadığının söylendiğini, kendisinin haberi olmaksızın belgesinin 31.10.2012 tarihinde TSE tarafından askıya alındığını, tekrar iptali için 28.08.2014 tarihinde faks yoluyla dilekçe yazdığını ve belgesinin 03.09.2014 tarihinde iptal edildiğini, ancak 25.11.2014 tarihinde TSE tarafından kendisine gelen yazıda 16.09.2014 tarihli 1.610,00 TL ve 1.207,50 TL tutarında olmak üzere toplam 2.817,50 TL’lik marka kullanım ücreti borcu bildirildiğini, kendisinin bu süre içerisinde belgesini kullanmadığını, vize yaptırmadığını, belgesinin askıda olduğunu, vize yapılmayan belgelerin aksıda olduğunu, belge vize tarihinin 08.05 olduğunu, buna göre 08.05.2013 tarihinde vize yaptırması gerektiğini, ancak yaptırmadığını, vizesiz askıya alınan belgelerin geçersiz olduğunu, faturaları kasten almadığı iddiasının doğru olmadığını, davacı kuruma karşı herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 02/02/2017 tarihli 2015/161 Esas 2017/16 Karar sayılı kararıyla, “toplanan deliller, sözleşme örnekleri, icra dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile göre davalının TSE ile yaptığı sözleşme gereğince kullandığı markaların askıya alındığı, ancak davacı kuruma 3333401/495253 nolu faturadan 1.900,00 TL ile 69,34 TL yasal faiz, 333341/495254 nolu faturadan 1.430,00 TL ile 52,19 TL yasal faiz olmak üzere toplam 3.451,52 TL borcunun bulunduğu, Ürün Belgelendirme Yönergesi uyarınca kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilen faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediği, belgelerinin askıda olmasının mali yükümlülüklerini ortadan kaldırmadığı ve davalının söz konusu borcu ödediğini yazılı veya eşdeğer belge ile ispatlayamadığı” gerekçesiyle davanın kabulüne, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … numaralı dosyası ile yapılan icra takibine yaptığı itirazın iptaline, alacak likit olduğundan asıl alacakların %20’si olan 666,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Davalının süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; kendisinin hastalığı sebebiyle iş yerinin kapalı olduğu 04/09/2012 tarihinde haberi olmadan TSE’den gözetim heyetinin iş yerine gelerek inceleme yaptığını, kendisinin 15 gün sonra dilekçe yazarak TSE belgesini iptal ettirdiğini, ancak dilekçesine tarih yazmayı unuttuğu için TSE’nin iptal işlemini gerçekleştirmediğini, internet üzerinden sorguladığında belgesinin belgeli ürünler listesinde bulunmadığını, aralıklarla sorduğunda borcunun bulunmadığını söylediklerini, 25/11/2014 tarihinde adresine TSE’den gelen 2013 ve 2014 yıllarına ait iki adet ödenmemiş faturanın ihbarnamesinden belgeyi iptal edemediğini anladığını, 28/08/2014 tarihinde iptal dilekçesi yazdığını, 25/09/2014 tarihinde belgenin iptal edildiğini, 30/10/2012 tarihinde belgesinin TSE tarafından 3 aylığına askıya alındığını, askı süresi geçmesine rağmen belgesinin iptal edilmediğini, oysa 30/01/2013 tarihinde iptal edilmesi gerektiğini, belgelendirme ücretleri esaslarına ilişkin 7.maddede gözetim tetkiki neticesinde belgenin askıya alındığı durumlarda askı süresince ücret tahsil edilemeyeceğinin düzenlendiğini beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; davalının belgesinin 31/10/2012 tarihinde askıya alındığını, davalının 28/08/2014 tarihli dilekçesi doğrultusunda 03/09/2014 tarihinde belgenin iptal edildiğini, ürün belgelendirme yönergesi 28/4 maddesi gereğince belge kullanımının askıda olmasının belge sahibinin maddi yükümlülüklerini ortadan kaldırmadığı gibi 3.kişilere karşı sorumluluklarını da bertaraf edemeyeceğini, ürün belgelendirme yönergesi 30/15 maddesinde de belgenin iptali ve sözleşmenin feshinin belge sahibinin mali yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağının düzenlendiğini, davalının 2013 yılı marka kullanım ücretinin iptal tarihi olan 03/09/2014 tarihine kadar marka kullanım ücretini ödemekle yükümlü olduğunu, faturaların yönergenin 43.maddesi gereğince adres değişikliğini bildirmediğinden davalının bilinen adresine tebliğ edildiğini beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası örneğinden, davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 16/09/2014 tarihli TSE marka kullanım ücreti 1.900 TL bdelli ve aynı tarih ve açıklamalı 1.430 TL bedelli faturaya dayalı işlemiş yasal faiziyle birlikte 3.451,52 TL toplam alacağın tahsili talebiyle ilamsız takip başlattığı, icra dosyasında ödeme emri tebliğ parçasının bulunmadığı, davalı borçlunun 20/02/2015 tarihli dilekçesiyle borca ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
GEREKÇE :İtirazın iptaline konu,İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin, marka kullanım bedeline ilişkin fatura alacağına dayandığı, ilk derece mahkemesinin bilirkişi raporuna dayanarak ve Ürün Belgelendirme Yönergesi uyarınca belgelerin askıda olmasının mali yükümlülükleri ortadan kaldırmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdiği, istinaf talebinde bulunan davalının belgesinin kurum kararıyla askıya alındığını, belgesini kullanamadığını daha sonra da belgenin iptal edildiğini, kullanım ücreti istenemeyeceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür.Dairemizce davacı kurumdan; davalının TSE belgesinin askıya alınma tarihi ve askı süresi müzekkere ile sorulmuş, 2013 ve 2014 tarihlerinde geçerli Yönetim Sistemleri Belgelendirme Esasları ve Ücret Çizelgeleri ve bu yıllarda geçerli Ürün Belgelendirme Yönergeleri celp edilerek incelenmiştir.20/02/2019 tarihli yazı cevabında; 31/10/2012 tarihli komisyon toplantısında belgenin üç ay süreyle askıya alındığı , daha sonra firma yetkilisinin 28/08/2014 tarihli yazı ile belgenin iptalini talep etmesi üzerine 03/09/2014 tarihli 39 nolu komisyon toplantısında belgenin iptali ve sözleşmenin feshine karar verildiği bildirilmiştir.TSE Belgelendirme Yönergesi’nin 28. Maddesinde ” TSE gerekli gördüğü taktirde resen veya belge sahibinin talebi üzerine talebin uygun görülmesi halinde belge kullanımını TSE tarafından belirlenen muayyen bir süre için askıya alabilir, belge sahibi askı süresi içinde sahip olduğu belgeyi TSE’ye iade eder, bu süre zarfında belge sahibi belge ve/veya markayı kullanmaya devam edemez.Aksi halde belgesi iptal ve sözleşmesi feshedilir ve Yönergenin 44. Ve devamındaki maddelerine göre işlem yapılır.Belge kullanımının askıda olması belge sahibinin maddi yükümlülüklerini ortadan kaldırmadığı gibi üçüncü kişilere karşı sorumluluklarını da ortadan kaldırmaz… Askı süresi içerisinde, askıya alma sebeplerinin belge sahibi tarafından giderildiğinin beyan edilmesi ve bunu takiben yapılacak değerlendirme sonucunda askı sebebinin ortadan kalktığının tespiti halinde, yetkili karar organının kararına göre askı süresi sona erdirilir.Aksi taktirde , belge iptal ve sözleşme feshediler.” hükmü ile 42. Madde de ” Belgelendirme hizmeti verilirken hizmetin bir aşamasında başvuru sahibinin talebinden vazgeçmesi veya TSE tarafından durdurulması halinde, vazgeçme talebinin TSE’ye bildirim tarihine (TSE evrakına kayıt tarihi) kadar veya durdurma kararına kadar geçen süre içerisinde başlatılan ve/veya verilen hizmetlere ilişkin ücretler tam olarak tahakkuk ettirilir ve başvuru sahibinden tahsil edilir.Bu durumda başvuru sahibi herhangi bir madde ve manevi hak talep edemez ” hükmü düzenlenmiştir.Yönergenin 42. maddesinin mevhumu muhalifinden durdurma kararından sonra askı süresince belge sahibinden ücret talep edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Kurumun belgeyi 31/10/2012 tarihinde üç ay süreyle askıya aldığı bildirilmişse de, Yönergenin 28/6 maddesi gereğince askı süresinin sona erdirildiğine dair kurum tarafından karar alındığı ve belgenin davalıya iade edildiğine dair davacı tarafça delil sunulmadığından, belgenin askıda kalmaya devam ettiği ve daha sonrada iptal edildiği, yine Yönergenin 42. maddesi gereğince davalıdan askı süresince ücret talep edilemeyeceği kanaatiyle, davalının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:Davalının istinaf isteminin KABULÜNE, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 02/02/2017 tarihli 2015/161 Esas 2017/16 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Davanın reddine, Davacı Kurum harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına,Davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafça ilk derece yargılamasında masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, İstinaf yargılaması yönünden;İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 65,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 151,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 08/03/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.