Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1722 E. 2019/2100 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1722 Esas
KARAR NO : 2019/2100
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2017
NUMARASI : 2014/159 E. – 2017/4 K.
DAVANIN KONU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 11/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; Davaya konu eğitim modelinin (sistemi) davacı şirketin sahibi … tarafından 1996-2003 tarihleri arasında geliştirildiğini, 2001’de kurduğu eğitim kurumunda öğrencileri üzerinde uygulayarak denediğini ve 2003’te yazdığı kitapla sistemi tanıttığını, 2004’te 2004/70926 numarası ile markasının tescil edildiğini, sistemin taklitçiler tarafından uygulandığını,haksız rekabet ve kazanç oluştuğunu, patenti alınmış olan “…”nin kitap, dergi gibi basılı yayın organlarında kullanıldığını, algılama, öğrenme ve çalışmayı kolaylaştırdığını, yöntemde örnek soru (…), açıklamalı çözüm, alıştırma soruları, sayfa düzeni ve sayfa içeriğinin koruma altına alınmış olunduğunu, davalı-karşı davacının koruma altına alınmış olan sayfa yapısını birebir kullandığının ekte sunulan kitaplarından anlaşılacağını, sadece örnek soruda (…) isim değişikliği yaparak sayfaların tamamının kullanılmasının patentli sistemin sayfa yapısı ve ilgili kısmına tecavüz olduğunu, aynı şekilde bileşenlerinin de (sayfaların art arda dizilmesi, örnek soru sayfalarından sonra testlerin konulması, ÖSYM sorularının konulması gibi) taklit edildiğini, davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıya ait marka tescili yapılmış Modüler Piramit Sistemini hiçbir emek ve mesai harcamadan kitaplarında kullanmak suretiyle kazanç elde ettiğini, davalının haksız kazanç elde etmesiyle zarara ve itibar kaybına uğradığını, davalı-karşı davacının bastığı ve sattığı kitap, dergi ve soru bankalarından elde ettiği kazancın haksız olduğunu belirterek, 556 sayılı KHK’nın 64 maddesi gereğince 10.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat olarak toplam 110.000,00 TL tazminatın davalı-karşı davacıdan tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, 02/09/2010 tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmesine, davalı tarafından davacıya ait ürünün taklitlerinin basımı yapılanların toplatılmasına, imhasına,yeni basım yapılmasının önlenmesine, kararın Türkiye çapında yayın yapan bir gazetede ilanına verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin piyasada 2010 yılından çok daha önceki yıllardan bu yana uygulanan sistematik ile yayın yaptığını, müvekkilince davacı-karşı davalının markasının kullanılmadığını, kendi yayınlarında davacıya ait “… veya davacı-karşı davalı şirket adına tescilli benzer bir işaretin kullanılmadığını, … olarak adlandırılan sistemin yeni ve özgün olmadığını, davacı-karşı davalının 2010 patent tescil tarihinden ve hatta marka tescil tarihi olan 2004 tarihinden çok daha önce bir çok yayında kullanıldığını, kullanımların Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu’nun belirlediği konular ve konu başlıkları, yani ders müfredatlarının ana konu başlıkları olduklarını, davacı-karşı davalının “konu başlıklarını” “….” olarak adlandırdığını, davacı-karşı davalının kitaplarında … (konu başlığı) sonrasında örnek soru çözümü, tarama testleri, konu testleri, geçmiş yıllarda çıkmış soruların yer aldığını, davalı-karşı davacının yayınlarında ise ….. ve kazanım yerine “Konu Başlığı” kullanıldığını, altında örnek soru, yanında çözüm ve onun da altında konu testleri, en son da geçmiş yıllardaki sınavlarda çıkmış test sorularının yer aldığını, 1990’lardan itibaren karşılaşılabilecek her soru tipinin örnek olarak yazıldığını, altında bu örneğe ilişkin soruların yer aldığı sayfa uygulamasının farklı yayınlarda kullanıldığını, tüm yardımcı ders kitaplarında patente konu tarama testleri, konu testleri ve en son geçmiş yıllarda (ÖSYM soruları) çıkmış soruların test kitapları basılmaya başladığı andan itibaren yer aldığını, davacı-karşı davalı tarafından incelemesiz patent alınmış olan yöntemin ve sistemin 2004’ten çok daha önce kullanılmaya başlandığını, davacı-karşı davalının patente bağladığı yöntemin patentlenme niteliklerine sahip olmadığını ve dolayısıyla bir buluş sayılamayacağını, davacı-karşı davalının tazminat taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, patent verilerek korunabilecek buluşlarda aranan kriterlerin 551 sayılı KHK’nın 5. 7. 9. 10. maddelerinde hüküm altına alınmış olduğunu, patentin yenilik kriterini haiz bulunmadığını, bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile davacı-karşı davalı adına tescil edilmiş olan TR 2010 07337 B tescil nolu “….” başlıklı incelemesiz patentinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İstanbul Anadolu 2.FSHHM’nin 19.01.2017 tarihli 2014/159 E. – 2017/4 K.sayılı kararıyla; davacı-karşı davalı marka hakkına tecavüz edildiği iddiasıyla tecavüzün tespiti, durdurulması ve maddi-manevi tazminat davası açmışsa da, davalı-karşı davacıya ait dava konusu kitaplarda davacı-karşı davalının tescilli markasının kullanılmadığı, dava dilekçesinin içeriğinden davacı-karşı davalıya ait 2010 07337 B numaralı patent hakkına tecavüz edildiğinin de iddia edildiği ancak davacı- karşı davalı adına tescilli 2010 07337 B numaralı patentin yenilik ve buluş basamağı içermemesi nedeniyle patent verilebilirlik şartlarını taşımadığı, tüm yardımcı ders kitaplarında uygulanan genel bir yöntem olduğu, bu nedenle hükümsüz olduğu, davalı-karşı davacının davacı-karşı davalı adına tescilli 2004 10926 numaralı markasına herhangi bir tecavüzünün bulunmadığı, kitaplarında kullanılan yöntemin davacı-karşı davalının patentindeki sisteme benzer olduğu tespit edilmişse de davacı-karşı davalıya ait patentin hükümsüz olması nedeniyle tecavüzünden söz edilemeyeceği anlaşılmakla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, davacı-karşı davalı adına tescilli 2010/07337 B numaralı “…” buluş başlıklı patentin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermiştir.Davacı-k.davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Modelin, davacı şirket sahibi … tarafından 1996’dan 2003 yılına kadar devam eden uzun ve özverili çalışması sonucu çıkarıldığını, bu sistemi 2001 yılında kurduğu eğitim kurumunda geliştirdiğini, öğrencilerinin üzerinde uygulayarak başarılı sonuçlar aldığını ve 2003 yılında yazdığı kitapta bunu tanıtarak, 2004 yılında marka tescilini yaptığını ve 2004/10926 marka numarası ile TPE’den patentini aldığını, Türkiye’de ilk ve özgün olduğunu, -Yargılamanın tamamen karşı davanın incelenmesi ve asıl davanın bunun sonucuna bekletilmesine evrildiğini, asıl davanın askıda kaldığını, -Davalının 551 sayılı KHK’nın 131/1-a maddesindeki zarar gören kişi olmadığını, HMK’nın 114.maddesi uyarınca hukuki yararının bulunmadığını, -Modüler sistemin eğitim camiasında bilinen, uygulanan bir yöntem olduğunu, müvekkilinin bu sistemi geliştirip değiştirdiğini, uygulamaya koymak suretiyle faydasını gördüğünü, yeni olmadığına dair itirazların asılsız olduğunu, patentlenebilirlik kriterlerini taşıdığını, -Bilirkişilerin uzmanlıklarının olmadığını, bilirkişilerin “…” buluş basamağı içermediği, yenilik taşımadığı, sanayiye uygulanabilir olmadığı, tekniğin bilinen durumunun aşılmadığını ısrarla tekrarlamalarına rağmen nedenlerini açıklamadıklarını ayrıntıya girmediklerini, -TPE uzmanları tarafından incelense farklı bir sonuç çıkacağını, bilirkişilerin delil toplayamayacaklarını, buna rağmen TPE’den patent dosyasını istemek suretiyle bir nevi delil sunduklarını, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı -karşı davacı vekili istinafa cevabında; müvekkiline yöneltilen “patent tescilinden doğan haklara tecavüz ve bağlı talepleri” ihtiva eden dava karşısında, zarar gören sıfatıyla hükümsüzlük davası açma ehliyetlerinin bulunduğunu, -İncelemesiz patentin hükümsüz kılınması halinde hükümsüzlük kararının geçmişe etkili olacağını, -Davacı patentinin patentlenebilirlik kriterlerine haiz olmadığını, bu metodun ismi dışında, 2010’dan önceki tarihli diğer yayınlarda ve dahi ayni isimle karşı davalı yayınlarında uygulanan metotlardan farklılığının bulunmadığını, karşı davalıdan daha önceki zamanlarda patent konusu yöntem sisteminin başkalarının yayınlarında kullanıldığını, davalının da dilekçelerinde 2004’de kullandığını belirttiğini, -Avusturya Patent Ofisi tarafından düzenlenen araştırma raporunda, patentin tüm istemleri açısından buluş basamağı adımının olmadığını gösteren dökümanların raporda izah edildiğini, raporun 15.10.20012’de davacıya tebliğ edilerek sistem tercihinde bulunmasının istendiğini, incelemesiz sistemi tercih ettiğini, davacı patentine tecavüz bulunmadığını beyanla, istinaf talebinin reddini istemiştir. Davacı-karşı davalı adına 2010 07337 B numaralı ” Modüler Piramit Eğitim Sistemi ve Uygulama Yöntemi” başlıklı incelemesiz patent kaydının ve 2004 10926 numaralı “…+Şekil” markasının mevcut olduğu, görülmüştür. 20.04.2004 başvuru 2004/10926 başvuru numaralı …Modüler Pramit Sistemi + şekil markasının 41.sınıfta davacı şirket adına kayıtlı olduğu görülmüştür.İlk derece mahkemesi tarafından alınan 14.09.2015 tarihli raporda; Davacı-karşı davalıya ait patentin Avusturya Patent Ofisi’nin Search Report’unun (Araştırma Raporu) incelenmesinde tüm istemleri açısından (İstem 1-İstem 8) buluş basamağı adımının olmadığını gösteren 3 adet Y dökümanı saptandığını, sonuç olarak dava konusu TR 2010/07337 sayılı patent buluş basamağı içermediğinden hükümsüzlüğünün gerektiğini, patent hükümsüz olduğundan patent hakkına tecavüzün de söz konusu olamayacağını beyan etmişlerdir.İlk derece mahkemesi tarafından alınan 18.07.2016 tarihli raporda; davacı-karşı davalının da, 2004 yılından bu yana patente konu metodu uyguladığını, ancak 2010 yılında patent tescil başvurusu yaptığını beyan ettiğini, davacı-karşı davalının tescilli patent hakkına tecavüz teşkil ettiğini iddia ettiği sayfanın üst sol kısmında örnek soru, üst sağ kısmında örnek soru çözümü, sonrasında konu testleri ve üniversite sınavlarında çıkmış soruların yer almasının üniversiteye hazırlıkta yardımcı kitaplar için olağan bir durum olduğunu, netice itibariyle, karşı davada 2010 07337 tcscil nolu ve başlığı “…” başlıklı incelemesiz patent tescilinin hükümsüzlüğü şartlarının mevcut olduğu, esas davada patent hakkına tecavüz ve buna bağlı talep koşullarının mevcut olmadığının tespit edildiğini bildirmişlerdir.18.07.2016 tarihli rapordan davalı delili kitapların; sonuç yayınları, … Merkezli Soru Kitapçığı, 2011, 2012, 2013 baskı tarihli 5 adet kitap, davacı kitaplarının …. Yayınları 2012-2013 baskı tarihli 7 adet kitap olduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E :Davacı-karşı davalı vekilinin; davalı tarafın müvekkilinin TR 210 07337 B tescil nolu “…” başlıklı patentine tecavüz ettiğini beyanla, tecavüzün tespiti, durdurulması, maddi ve manevi tazminat davası açtığı, davalı-karşı davacı vekilinin de davasında; davacı adına tescilli incelemesiz patent belgesinin yenilik kriterine haiz olmadığından hükümsüzlüğünü talep ettiği, ilk derece mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile davacı-karşı davalı patentinin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verdiği, davacı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. Dairemizce yapılan incelemede; hükme esas alınan 18.07.2016 tarihli raporun yetersiz olduğu kanaatine varılmakla, yeni bir üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, Dairemizce alınan 01.09.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda patent vekilinin yaptığı incelemede; asıl davaya konu … tescil numaralı patentin, 28.08.2017 tarihinde mahkemenin kararından sonra incelemeli patente dönüştürülmesi için başvuru yapıldığının beyan edildiği, dava tarihinde yürürlükte olan 551 sayılı KHK 136/son maddesinde; patent veya faydalı modelin verildiğine ilişkin ilanın ilgili bültende yayınlanmasından önce tecavüze yönelik öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin karar verilemeyeceğinin düzenlendiği, birleşen davadaki hükümsüzlük talebi yönünden ise; başvuru tarihi itibariyle, mahkemece incelemesiz patent olarak patent başvurusunun buluş basamağının önceki teknik karşısında yeniliği sağlayan özelliklerin teknik etkilerinin ve buluşun patentlenebilir olup olmadığı incelenmişse de, patentin incelemeli patente dönüştürülmesi nedeniyle, kurum tarafından patent ofisinden alınan rapora göre; başvuru sahibi tarafından istemlerin düzeltilmesinin mümkün bulunduğu, bu nedenle asıl dava ve birleşen hükümsüzlük davası yönünden bu aşamada karar verilemeyeceği, idari işlem sonucunun beklenmesi gerektiği kanaatiyle davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa yönelik sebepler incelenmeksizin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın idari işlem sonucu bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca göre yargılamaya devam edilerek karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf isteminin esasa yönelik sebepler incelenmeksizin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul Anadolu 2.FSHHM’nin 19.01.2017 tarihli 2014/159 E. – 2017/4 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,2- Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı- karşı davalı tarafa iadesine,4-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ile 125,50 TL (posta-teb-müz) olmak üzere toplam 1.211,20 TL istinaf yargılama giderinin davalı-karşı davalıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/10/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.