Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1716 E. 2019/1028 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1716 Esas
KARAR NO : 2019/1028
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2016
NUMARASI : 2015/780 2016/1074
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 25 adet araç aldığını, bu araçlardan … plakalı ford marka 2014 model kamyonetin torpidosunda 13/12/2014 tarihli aracın boyasının kusurlu olmasına dayalı “sevk edilemez” raporu bulunduğunu, durumun hemen davalı yetkililerine bildirildiğini, davalı tarafın bir sorun olmadığını beyan ettiğini, müvekkilinin ise bağımsız bir kuruluştan muayene yapılmasını talep ettiğini, ancak davalı tarafın bunu kabul etmediğini, müvekkilince davalı yetkilisi .. arandığını, bu kişinin aracın değişitrileceğini, ancak model farkı ödemeleri gerektiğini bildirdiğini, bu konuda elektronik posta bulunduğunu, davalı tarafın öncelikle ayıbı gizlediğini, daha sonra da kabul ettiğini, ancak araç değişim talebini yerine getirmediğini belirterek müvekkiline teslim edilen aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesine, bu mümkün olmadığı takdirde araç için ödenen 34.020,60 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, araç içeresinde sevk edilemez raporu bulunmasının aracın ayıplı olduğu anlamına gelmediğini, araçta üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığı gibi davacının araçtan faydalanılmasını azaltacak ya da ortadan kaldıracak bir sorunun da bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; dava konusu araçtaki boyama işleminin fabrika üretimi aşamasında yapılan bir işlem olduğunu, aracın orjinalliğini bozacak nitelikte sonradan yapılmış bir boyama işlemi olmadığı, boyama kalındığı değerlerinin fabrika toleransları içinde olduğunu, aracın ayıplı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın reddini karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; bilirkişilerin sınırlı inceleme yaptığını, sadece araç üzerindeki boyanın orjinal olup olmadığının incelendiğini ve gün ışığı altında aydınlık ortamda gözle yapılan incelemelerde boya kusurunun olmadığının belirtildiğini, aracın ayıplı olduğu ve sevk eğdilemez ibaresini içeren raporla sabit olduğunu, bilirkişinin salt boyanın orjinal olup olmadığını incelediğini, boyanın olması gereken kalitede olup olmadığı, boya kusurunun olup olmadığı noktasında ise sadece gözle yapılan incelemede kusur olmadığının belirtildiğini, gizli ayıpların olup olmadığı noktasında detaylı inceleme yapılması gerektiğini, müvekkilinin bir boya ustasına aracı muayene ettirdiğini, boyanın bileşeninde kusur olduğunun tespitinin yapıldığını, müvekkilinin davalı yetkililerini aradığını, davalı yetkililerinin araç değişim işleminin yapılacağını bildirdiğini, yine davalı yetkilisi …. de model farkı ödemeleri gerektiğini beyan ettiğini, yine bu kişi tarafından gönderilen e – posta da “… bey var olan bakiyeleriniz kapandığı anda araç değişim işlemi başlayacaktır. Bilginize E.Ö.” denildiğini, bu nedenle rapordaki hukuki değerlendirme başlığı bölümündeki görüşün kabul edilemez olduğunu, ayıbın varlığının satıcı tarafından kabul edildiğini bildirmiştir. Dava dilekçesine ekli sevk edilemez raporunda açık hata var, terminalden kontrol ediniz. Ayrıca büyük harflerle boya yazılı olduğu ve aracın şase numarasının bulunduğu görülmüştür. Araca ilişkin faturanın 31/12/2014 tarihli, 34.020,60 TL olduğu görülmüştür. … tarafından gönderilen e-posta da “…bey var olan bakiyeleriniz kapandığı takdirde araç değişim işlemi başlayacaktır. ” yazılı olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan üç kişilik bilirkişi raporunda; aracın Yıldız Teknik Üniversitesi yerleşkesinde incelendiği, boya kalınlığı ve boya rengi ölçümlerinin yapıldığı, araçta tekrar boyama işlemi yapılıp yapılmadığının tespiti amacıyla tüm yüzeylerin homojen taranacak şekilde kaplama kalınlığının ölçüldüğü, buna göre araçta fabrikasyon harici tekrar boyama işlemi yapılmadığı, aracın tüm parçlarının renk ve ton değerlerinin birbirlerine yakın olduğu, araç üzerindeki boyanın orjinal olduğu, boya bileşenlerinde ya da proses esnasında bir hatanın varlığının tespit edilemediği, boya kalınlık değerleri dikkate alındığında araçta üretim kaynaklı boya kusuruna dayalı bir ayıptan bahsedilemeyeceği kanaatine vardıkları, hukuki değerlendirme yapan bilirkişi ise ayrıca ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ispat edemediğini ve taleplerinin yerinde olmadığını bildirdiği görülmüştür. Davacı vekilince bilirkişi raporuna 15/12/2016 tarihli dilekçeyle itiraz edildiği, yeni bir bilirkişi raporu alınmasını istediği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, ayıplı olduğu iddia edilen aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi, bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı taraf davalıdan satın aldıkları aracın torpidosunun içerisinde boya hatası nedeniyle sevk edilemez şeklinde rapor bulunduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise aracın boyasında ayıp olmadığını savunmuştur. Her ne kadar davacı tarafça bilirkişi incelemesinin detaylı olmadığı belirtilmiş ise de dairemizce bilirkişi raporunun incelenmesinde; raporda, gerek boya kalınlığının, gerekse boya ölçümlerinin yapıldığı, ayrıca aracın tüm yüzeylerinin homojen taranacak şekilde kaplama kalınlığının ölçüldüğü, buna göre araçta fabrikasyon harici tekrar boyama işlemi yapılmadığı, aracın tüm parçalarının renk ve ton değerlerinin birbirlerine yakın olduğu, araç üzerindeki boyanın orjinal olduğu, boya bileşenlerinde ya da proses esnasında bir hatanın varlığının tespit edilemediği, boya kalınlık değerleri dikkate alındığında araçta üretim kaynaklı boya kusuruna dayalı bir ayıptan bahsedilemeyeceği yolunda değerlendirmede bulunulduğu, buna göre raporun ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine açık ve dosya kapsamına uygun düştüğü, buna göre tek başına aracın torpidosu içerisinde boya hatası nedeniyle sevk edilemez şeklindeki bir yazının aracın ayıplı olduğuna işaret etmeyeceği kanaatine varıldığından davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Öte yandan davacı vekili, davalı yetkilisi olduğunu belirttiği …. tarafından gönderilen e-postanın ayıbı kabul anlamına geldiğini iddia etmiş ise de, söz konusu e-postada var olan bakiyelerin kapatılmasının istendiği, araç değişim işleminin bundan sonra başlayacağı belirtilmiş olup bu durumun başlı başına ayıbı kabul anlamına gelmeyeceği, kaldı ki az önce de belirtildiği üzere yapılan bilirkişi incelemesinde de bir ayıbın varlığının tespit edilemediği gözetildiğinde, davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.09/05/2019