Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1715 E. 2019/970 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1715 Esas
KARAR NO : 2019/970
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2017
NUMARASI : 2016/238 2017/77
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilince düzenlenen 45.122,59 TL bedelli faturaların ödenmediğini, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dilekçesini kabul etmediklerini, bahsi geçen kantin işletmesinin müvekkili adına olduğunu, ancak işletmesini eşinin yaptığını, müvekkilinin bilgisi olmadan davalı adına yetkisiz olarak eşinin işlemlerde bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkiline imzası karşılığında verilmiş bir ürün veya mal olmadığını, müvekkilinin herhangi bir fatura karşılığı mal almadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacı tarafın defterlerini ibraz ettiği, davalı tarafın ise defterlerini ibraz etmediği, davalı ticari defter ve kayıtlarına göre 2014 yılında düzenlenen faturalardan dolayı davacının, davalıdan 8.792,77 TL alacaklı olduğunun bilirkişi raporunda belirtildiği, davacı tarafın takip konusu faturaların içeriğini oluşturan ve davalı tarafa teslimine dair sevk irsaliyelerini dosyaya sunmadığı ve sunamayacağını beyan ettiği, davacının davalıya mal teslim ettiğini kanıtlayamadığı, ayrıca yemin deliline de dayanmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin davalının Tophane Meslek Lisesi ve Onkoloji Hastanesi kantinlerine unlu mamul satışı yaptığını, dava konusu faturaların da bu ilişki nedeniyle düzenlendiğini, davalının ticaretlerini beraber yaptıkları eşinin bir ceza davasıyla dolandırıcılık suçundan tutuklu yargılandığını, davalı tarafın borçlarını ödemediğini, işletmenin sahibi olan davalı adına faturaların kesildiğini, ancak davalının ticareti eşinin kendisinden habersiz yaptığını savunduğunu, bunu kabul etmediklerini, tamamen borçtan kurtulma amacına yönelik muvazaalı bir işlem olduğunu, yapılan telefon görüşmelerinde davalının ticareti kabul ettiğini ancak kötüniyetli olarak borcu ödememek için itirazda bulunduğunu, davalının defterlerini ibraz etmemesinin haksız olduklarını gösterdiğini, müvekkilince ibraz edilen ticari defter ve kayıtlardan 2014 yılında düzenlenen faturalar nedeniyle müvekkilinin 8.792,77 TL alacaklı olduğunun raporda tespit edildiğini, mahkemenin en azından bu miktara hükmetmesi gerektiğini, mahkeme her ne kadar irsaliyeleri istemiş ise de müvekkilinin alacağının yasal ve faturalı bir alacak olduğunu, ayrıca muhasebeci tarafından müvekkilinin alacaklarının cari hesap olarak işlenmeyerek kasa olarak işlendiğini, muhasebecinin yaptığı bu hata nedeniyle müvekkilinin mağduriyetinin arttığını, dava süresince müvekkili tarafından yapılması gerekenlerin yapıldığını, iyiniyet gösterildiğini, ancak muhasebe hatası nedeniyle kararın aleyhlerine olduğunu, yine bilirkişi tarafından belirlenen 8.7925,77 TL için davanın reddedilmesinin doğru olmadığını bildirmiştir. Davacı tarafından 28/10/2015 tarihinde Bursa ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra dosyasında davalı aleyhine fatura alacağına dayalı olarak toplam 46.557,86 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının süresi içerisinde borcun olmadığı, taraflar arasında ticari ilişkisi bulunmadığı ve sözleşme yapılmadığından bahisle itiraz ettiği ve takibin durduğu, takip dosyasına faturaların sunulduğu, ancak irsaliye yahut teslime ilişkin belge bulunmadığı görülmüştür. Yargılama sırasında muhasebeci bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda; davacı tarafın 2014 ve 2015 yıllarına ait defterlerinin incelendiği, 2014 yılına ait faturalardan davacının, davalıdan 8.792,77 TL alacaklı olduğu, davacının 2014 ve 2015 yılı defterlerinin açılış tasdiklerini süresinde yaptırdığı, 2014 ve 2015 yılı yevmiye defterlerinin kanuni sürelerinde kapanış tasdiklerinin yapıldığı ve defterlerin delil niteliğinin bulunduğunun bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilince 31/01/2017 tarihli duruşmada; takip konusu faturalara ilişkin sevk irsaliyeleri sunamadıklarını, başkaca sunacak delillerinin bulunmadığını ve davalı tarafa yemin teklif etmedikleri yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. Davalı taraf mal almadığını savunmuştur. Somut olayda ispat külfeti davacı yandadır. Her ne kadar davacı defterleri 2014 yılında düzenlenen faturalar bakımından davacının, davalıdan alacaklı olduğu yolunda kayıt içermekte ise de, davalı taraf mal almadığını savunduğundan davacının söz konusu fatura içeriğindeki malların davalıya teslimini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Somut olayda davacı taraf irsaliye sunmadığı gibi, davacı vekili de 31/01/2017 tarihli duruşmada muhasebecilerinin arşiv çalışması yapmaması nedeniyle takip konusu faturalara ilişkin sevk irsaliyelerini sunamadıklarını, başkaca sunacak delilleri de bulunmadığını ve yemin teklifi etmediklerini de beyan etmiş olup davacı taraf alacaklı olduğunu kanıtlayamamıştır. Mahkemece bu husus gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2- Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.03/05/2019