Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1710 E. 2018/1183 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1710 Esas
KARAR NO : 2018/1183 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2016
NUMARASI : 2015/908 E.- 2016/764 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ : 17/05/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “müvekkilinin Kasko poliçesi ile sigortaladığı …plakalı araca 29.09.2012 tarihinde, davalının işlettiği … plakalı aracın çarpması sonucu ağır biçimde hasara uğradığını, kaza tutanağına göre 59 plakalı aracın 8/8 kusurlu olduğunu, yaptırılan expertiz incelemesi sonucundan müvekkilinin 25.900 TL hasar ödemesi yaptığını, davalı … şirketinin, … plakalı aracın ZMMS yaptığını ve hasardan poliçe limiti ile sorumlu olduğunu” iddia ile 25.900 TL tazminatın, ödeme tarihi olan 07.12.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan …Sigorta vekili cevaben, “kazaya karışan … plakalı aracın 04.05.2013 tarihli devir nedeniyle ZMMS poliçesinin feshedildiğini, sigortanın sürücünün kusuru ve sigorta limiti ile sorumlu olduğunu, poliçe tanzim tarihinin 26.09.2012 olduğunu, kaza tutanağında kaza tarihinin 29.09.2012 olarak yazılı olduğunu, tutanağın tarih kısmında oynama olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, bu tutanağın polis memuru olmadan taraflarca hazırlandığını, bilirkişi incelemesi ile tutanakta kaza tarihine ilişkin tahrifatın tespit edileceğini, kusur oranını kabul etmediklerini, kusur raporu alınması gerektiğini” iddia ile davanın reddini istemiştir.
Davalı …’in 08.5.2015 tarihli duruşmaya katılarak, “davayı kabul etmediğini, paranın trafik sigortasından alınmasını, poliçeleri sunduğunu” beyan etmiştir.
Kusur ve hasar konusunda alınan 10.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda “… plakalı araç sürücüsü …’in kazada %100 kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, … plakalı araçtaki hasar toplamının 25.900 TL olduğu, bu miktarın poliçe limitinde kaldığı” görüşü açıklanmıştır.
Mahkeme 15.11.2016 tarihinde, ” davacının sigortaladığı araç sürürücüsünün kazada kusursuz olduğu, davalı gerçek kişinin %100 kusurlu olduğu, poliçedeki sorumluluk sınırının 22.250 TL olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne, 25.900 TL’nin davalı …’den 07.12.2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı … şirketi yönünden poliçedeki sorumluluk sınırı olan 22.250 TL ile sınırlı kalmak kaydıyla ve dava tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar vermiş, bu karara karşı davalı … vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, “taraflarca tutulan kaza tutanağının tarih kısmında tahrifat yapıldığını, bilirkişi raporunda kaza tarihinde herhangi bir tahrifat yapılıp yapılmadığı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmesine rağmen bu konunun mahkemece araştırılmadığını, gerekli inceleme yapılsa idi kazanın poliçe vadesinden önce meydana geldiğinin, ancak tarafların müvekkili aleyhine ve kanuna aykırı biçimde kaza tarihini değiştirdiklerinin ve bu hususta anlaştıklarının görüleceğini, kusuru ve hasar tutarını da kabul etmediklerini” iddia ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevaben, “tahrifat iddiasının dayanaksız olduğunu, müvekkilinin sigortalısı ile davalı … arasında İstanbul 13.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen değere kaydı davasında kaza tarihinin 29.09.2012 olduğunun açık olduğunu, kaldı ki, Halk Sigorta’nın poliçe başlangıç tarihinin 29.09.2012 olup, kazanın bundan 3 gün sonra meydana geldiğini, tarafların tarih sahteciliği konusunda anlaşmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, araçtaki değer kaybı nedeniyle taraflar arasında dava bulunduğunu” savunarak istinaf isteminin reddini istemiştir.
Her ne kadar mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davalı … vekili, trafik kaza tespit tutanağının tarihinde tahrifat yapıldığını iddia etmiş ve tarihte de gözle görülen bir oynama gözlemlendiğinden ve kaza tarihinde poliçe bulunması davalı şirket yönünden dava şartı olup, bu husus tespit edilmeden davaya devam olunamayacağından sigorta bakımından kararın kaldırılmasına, dava şartına esas olmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bundan imtina ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
-Davalı … Şirketi’nin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesinin istinaf istemine konu 15.11.2016 tarih ve 2015/908 E., 2016/764 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Yukarıda belirtilen biçimde, kaza tutanağında oynama yapılıp yapılmadığı hususunda araştırma yapılarak, hasıl olacak sonuca göre yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, istinafa konusu kararı veren ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talebi halinde iadesine,
-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin verilecek yeni kararda değerlendirilmesine,
-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/05/2018 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.