Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1705 Esas
KARAR NO : 2018/1184
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2017
NUMARASI : 2014/1155 E – 2017/6 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/05/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “davalı …’in kullandığı ve mülkiyeti diğer davalı …’e ait olup, davalı … taraıfndan ZMMS poliçesi yapılan … plakalı aracın, 26.12.2012 tarihinde %100 kusurlu olarak müvekkilinin kullandığı … plakalı araca arkadan çarptığı, müvekkilinin ancak öndeki araca vurarak durabildiğini, kaza nedeniyle 5 parçada boya yapıldığını ve aracın değer kaybına uğradığını, araçtaki 16.523,06 TL’lik hasarın, davalının zorunlu poliçesi tarafından karşılandığını, ancak değer kaybı zararının giderilmediğini, aracın değer kaybının 15.000 TL olduğunu, 200 TL expertiz ücreti ödediğini” iddia ile araçta oluşan 15.000 TL değer kaybı ile 200 TL expertiz ücretinin kaza tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte, sigorta şirketinin poliçesinde belirlenen sorumluluk kadar olmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevaben, “davalının dayandığı expertiz raporunun denetimden geçmediğini, bu konuda uzman bilirkişiler vasıtasıyla inceleme yapılması gerektiğini, expertiz ücretine ilişkin talebin de dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin ancak poliçe teminatları dahilinde sorumlu olduğunu, kazadan itibaren faiz istenemeyeceğini” savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … . cevaben, “expertiz raporunun tek taraflı belge olduğunu ve delil niteliği taşımadığını, kusur oranlarının ve varsa değer kaybının bilirkişi incelemesi ile belirlenebileceğini, zamanaşımı yönünden itiraz ettiklerini” savunarak davanın reddini istemiştir.
25.04.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda, “davalılardan …’ın %100 kusurlu olduğu, davacı …’ın kusursuz olduğu, BMW markalı araçtaki değer kaybının 5.000 TL olduğu” mütalaa edilmiştir.
11.07.2016 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak, “davalı ….’ın %100, kusurlu olduğu, davacı …’ın kusursuz olduğu, …plakalı araç sürücüsü …’ın da kazanın oluşunda bir kusurunun bulunmadığı, … plakalı araçta meydan gelen değer kaybının 10.650 TL olduğu” ifade edilmiştir.
Aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 11.11.2016 tarihli ek raporda “araçtaki değer kaybının 9.000 TL olduğu” belirlenmiştir.
Mahkemece 09.01.2017 tarihinde davanın kısmen kabulüne, davanın 9.000 TL’lik kısmının kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken alınarak davacıya verilmesine, 6.000 TL dava değeri ve 200 TL expertiz ücretine ilişkin talebin reddine karar vermiş bu karara karşı davalı … vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … istinafında, “hükme esas alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda değer kaybının 5.000 TL olarak tespit edilmesine rağmen mahkemenin bu rapora itibar etmeyerek diğer raporu hükme esas almasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan raporda aracın önceki ve sonraki değrelerinin neye göre belirlendiğinin belli olmadığını, bu rapordaki hesaplama sisteminin dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunun mahkemece hüküm altına alınmadığını, poliçe limitlerini aşan kısım açısından da müvekkilinin hem tazminattan, hem de yargılama giderlerinden sorumlu tutulduğunu, müvekkilinin davacıya 16.523,06 TL hasar bedeli ödemesi yaptığını, bu ödeme sonrasında kalan poliçe teminatının 5.976,94 TL olduğunu, zira poliçe limitinin araç başına 22.500 TL olduğunu, yargılama giderlerinden sorumluluğunda, poliçe teminatın hükmedilen teminata oranı kadar olmasının Yargıtay kararları gereği olduğunu, buna göre yargılama giderlerinden sorumluluğun %66,41 olduğunu, yani 303,48 TL’lik yargılama giderinin 201,54 TL’lik kısmından müvekkilinin sorumlu olduğunu, aynı durumun vekalet ücreti bakımından da geçerli olduğunu, hükmedilen 1.980 TL’lik vekalet ücretinin 1.314,91 TL’lik kısmından müvekkilinin sorumlu olduğunu” iddia ile kararın kaldırılmasını, Adli Tıp raporuna göre karar verilmesini, talep kabul edilmez ise poliçe teminat limitlerini aşar şekilde tazminat ve yargılama giderleri-vekalet ücreti yönünden kurulan hükmün kaldırılmasını ve belirttikleri biçimde karar verilmesini talep etmiştir.
Her ne kadar mahkemece değer kaybı konusunda Adli Tıp Kruumundan alınan rapora itibar edilmeyip, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınan ek rapora göre hüküm kurulmuş ise de, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 25.04.2016 tarihli raporun dosya kapsamıyla uyumlu ve kanaat verici olduğu gözetilerek, adli tıp kurumu raporuna itibar edilerek hüküm kurulması gerekirken, denetlemeye elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibar edelirek karar verilmesi yerinde görülmemiş, özel expere ödenen 200 TL ücretin tazminat kalemi olarak kabulü mümkün görülmemiş, bu nedenle hükmün kaldırılarak aşağıdaki biçimde karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davalı … şirketinin istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesinin istinafa konu 09.01.2017 tarih ve 2014/1155 E., 2017/6 K.sayılı kararının, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, takdiren 5.000 TL değer kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı … şirketince önceden yapılan 16.523,06 TL ödemede dikkate alınarak, sigorta limiti aşılmamak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-İlk derece yargılaması için,
-Harçlar kanuna göre alınması gereken 341,55 TL harcın, peşin alınan 259,58 TL’ harçtan mahsubu ile bakiye 81,97 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi- ne göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı taraflara verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 259,58 TL peşin harç, 229,60 TL tebliğat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 514,38 TL’nin kabul / red oranına göre takdir edilen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
3-İstinaf yargılaması için,
-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı … şirketine iadesine,
-İstinaf yargılama giderleri (posta ve müzekkere) davacı avansından karşılandığı anlaşılmakla, davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalı … şirketine verilmesine,
-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/05/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.