Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1694 E. 2019/800 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1694 Esas
KARAR NO : 2019/800
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY(KAPATILAN) 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2016
NUMARASI : 2014/113 E. – 2016/164 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/04/2019
BAKIRKÖY(KAPATILAN) 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nden verilen 16/11/2016 tarihli kararına karşı davacı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, incelendi.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Asıl davada davacı vekili, “müvekkilinin 5 ve 35.sınıflarda … markasının tescil için Türk Patent Enstitüsü’ne başvurduğunu ancak davalının itirazı üzerine 5.sınıfta başvurunun reddedildiğini, davalının markasını kullanmadığını tespit etmeleri üzerine, kötüniyetli olarak yüksek bedelle satmaya çalıştıklarını ve 2014/21328 no’lu yeni bir başvuru yaptıklarını, davalı tarafın davaya konu markayı fiilin kullanmadığını, buna rağmen açılacak iptal davasında markanın iptal edileceğini bildiğinden kötüniyetli olarak 2014/21328 no’lu yeni başvuruyu yaptığını, davalının markayı tescil kapsamının tamamında kullanmadığını” iddia ile davaya konu 2007/13103 no’lu … ibareli markanın tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne, TPE sicilinden terkinini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevaben, “davacının ileri sürdüğü senaryoların gerçek olmadığını, adalet arayan elin temiz olması gerektiğini, markanın lisans yolu ile …San. Tic.Ltd.Şti. tarafından kullanıldığını, iddia ile davanın reddini istemiştir.Birleşen İstanbul 2.FSHHM’nin 2014/181 E.sayılı davada davacı vekili dava dilekçesinde, “2007/18103 no’lu … markasının TPE nezdinde müvekkili adına tescilli olduğunu, davacının ise bu markayı izinsiz olarak www…..com.tr ve www…..com isimli internet sitesinde kullandığını, bu isimle reklam ve tanıtım yaptığını, davalının … ibareli marka başvurusunun TPE tarafından 08.10.2013’te reddedildiği davalının kanunu arkadan dolanmak için TPE’ye 2014/08341 no’lu yeni marka başvurusunu yaptığını, davalının eylemlerinin haksız ve sorumluluk gerektirdiğini, müvekkilinin markasını taklit ettiğini” iddia ile davalının eylemlerinin, müvekkilinin markasına haksız saldırı ve haksız eylem olduğunun tespitini, markaya tecavüzün durdurulmasını ve ortadan kaldırılmasını, internet adresinde ve sair yerlerde … markasını, görselini, alan adını kullanmasının engelenmesini, poşet, ambalaj, broşür, sunum, reklam, katalog vb.emtianın davalı ya da başka işyerlerinden toplatılmasını, bunlara ve üretim araçlarına el konulmasını, el konulan ürünler üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını, haczedilmez ise imhasını, 100.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir. Birleşen davada davalı vekili cevaben, “müvekkilinin Bakırköy 2.FSHHM’de … markasının kötüniyetli tescili, gerçek hak sahibinin müvekkili olması ve fiilen kullanılmaması nedeniyle 2014/113 E.sayılı davayı açtıklarını, o davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, ya da birleştirilmesini, … markasının davacı tarafından kullanılmadığını, kullanılmayan bu marka nedeniyle müvekkilinin markasının tescil edilemediğini, davacının kötüniyetli olarak 2014/21328 no’lu tekrarlama başvurusu yaptığını, fiilen kullanılmayan bir markanın başkası tarafından kullanılmasında maddi ve manevi zarar oluşmayacağını, davacının markasını kullanıldığını ispatlanması gerektiğini, davacı adına tescilli … markası ile müvekkili tarafından kullanıldığı iddia edilen … markalarının benzer olmadığını,” savunarak davanın reddini istemiştir.07.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda “ispat yükü kendisinde olan davalının 2007/18103 no’lu markayı 5.sınıftaki tüm alt gruplar yönünden ciddi kullanımın ispatlanmadığı” görüşü açıklanmış, 14.03.2016 tarihli 2 imzalı ek raporda ise “birleşen dosyada … işaretinin davalı tarafça www…..com.tr biçiminde alan adı ve site içeriğinin ticari etki yaratacak biçimde kullanımının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davacı taraf markası KHK 14.maddesi uyarınca iptal olsa bile vaki marka hakkına tecavüzün bundan etkilenmeyeceği,” görüşü açıklanmıştır.Mahkemece 16.11.2016 tarihinde, asıl davada davalının markayı ciddi biçimde kullandığını ispatlayamadığı, ….com.tr internet sitesinin de 27.02.2013’te oluşturulduğunu, dava dışı … şirketinin markayı bir kapsül türü olarak kullandığı, ayrıca marka tescil tarihi 18.02.2008 iken lisans verme tarihinin 16.05.2003 olduğu, bu durumda 5 yıllık süre dolduktan sonra karar verildiği ve ciddi kullanıma ilişkin delil bulunmadığı, birleşen dava yönünden davalının … biçimde olduğu, alan adında yer alan ve sitede bu markalı ilacın pazarlandığı … ve … markaları bir arasında benzerlik bulunduğu, her ne kadar birleşen davanın davalısının 2014/08143 no’lu plantist … markası tescil edilmiş ise de, davalının kullanımının … ibaresi olduğu, bu kullanımın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, davalı adına tescilli 2007/18103 no’lu markanın kullanmama nedeniyle iptaline, birleşen davanın kısmen kabulüne, davalının davacıya ait markaya tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, www…..alan adındaki … ibaresinin alan adından terkinine, terkin edilmediği takdirde erişime kapatılmasına, www…..com sitesine ilişkin taleplerin reddine, davalının … ibaresini tanıtım evrakında, broşür ve kataloglarında kullandığına dair delil bulunmadığından el koyma, toplatılma, mülkiyetin haklı ve imha taleplerinin reddine, 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermiş, bu karara karşı taraf vekilleri istinaf isteminde bulunmuştur.Davalı-birleşen davada davacı …. vekili istinaf dilekçesinde, “100.000 TL manevi tazminat talep edildiği, ancak 10.000 TL’sinin kabul edildiğini, reddedilen kısım için müvekkili aleyhine 9.600 TL vekalet ücreti takdir edilmesine karşı kabul edilen manevi tazminat yönünden 2.600 TL manevi tazminata hükmedildiğini, oysa lehlerine hükmedilenden fazla manevi tazminata hükmedilemeyeceği, markalarının iptalinin hukuka aykırı olmasıyla birlikte, iptale kadar markanın müvekkilinin kullanımında ve korumasında olduğu, markaya tecavüz edildiğini, takdir edilen manevi tazminatın çok düşük kaldığını, dava konusu markanın ilaç ve gıda takviyesi sınıflarında tescilli olduğunu, bu markanın aktif kullanımının sıradan markalar gibi değerlendirilemeyeceğini, ürün piyasaya sunulmadan önce uzun yıllar tanıtım yapılması gerektiğini, en önemlisi lisans vermek yoluyla markanın dava dışı bir firma tarafından kullanıldığının gözardı edildiğini,” iddia ile kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü, karşı davanın reddini istemiştir.Davacı-birleşen davada davalı … San. ve Tic.Ltd.Şti. vekili istinaf dilekçesinde, “müvekkilinin 2013 yılında … markasını tescil ettirmek için 5 ve 35.sınıflarda 2013/17651 no’lu başvuruyu yaptığını, davalının itirazı nedeniyle 5.sınıfta kısmen, 35.sınıfta tamamen tescil edildiğini, davalının …. markasını kullanmadığını tespit etmeleri üzerine davalı ile görüşme sağladıklarını ancak davalının yanlış anlayıp, markayı yüksek bedelle satmaya çalıştığını, bunun üzerine kullanmama nedeniyle iptal, kötüniyetli tescil ve gerçek hak sahipliği nedeniyle hükümsüzlük davası açtıklarını, bu davayı açtıktan sonra karşı tarafın verilecek mahkeme kararını etkisiz kılmak için kötüniyetli olarak 2014/21328 no’lu ve 13.03.2014 tarihli başvuruyu yaptığını, akabinde de hiç kullanmadığı … markasına dayanarak müvekkilinin de henüz ticari olarak kullanmadığı … markası için marka ihlal ve tazminat davası açtığını, karşılıklı açılan davaların birleştirilerek karar verildiği, esas davada bilirkişi raporunun sadece kullanmama nedeniyle iptal konusunda oluşturulduğunu, itiraz ederek hükümsüzlük talepleri de olduğunu bildiklerini, raporun yetersiz olduğunu, hükümsüzlük taleplerinin kararda da incelenip dikkate alınmadığını, kararın hükümsüzlük talepleri yönünden eksik olduğunu, iptal ve hükümsüzlük kararının farklı sonuçlar doğurduğunu, birleşen davada verilen kararında çelişkili ve yanlış olduğunu, …. markasının karşı tarafça kullanılmayan atıl bir marka olduğunu, müvekkilinin … marka tescili için başvurduğunu ve ODTÜ’den www…..com.tr alan adı aldığını, davalının markasından itiraz üzerine haberdar olduklarını ve arayıp makul bir fiyat karşılığında tescili düşünmeleri ya da devretmelerini istediklerini ancak karşı tarafın akıl sınırları zorlayan bir talepte bulunduğunu, müvekkilinin tek kullanımının alan adı olduğunu, müvekkilinin … markasını, karşı taraf ise …. markasını ticari anlamda kullandığını, mahkemenin de bu durumu tespit etmesine rağmen markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yönünde hüküm kurduğunu, ODTÜ’den alınan www…..com.tr alan adının marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturmadığını, karşı tarafın …. markasının sadece 5.sınıfta tescilli olduğunu, müvekkilinin … markasının ise 5 ve 35.sınıfın birçok alt sınıflarında tescilli olduğunu, alan adının marka tescil kapsamında kullanıldığını, marka tecavüzünün ve haksız rekabetin söz konusu olmadığını, kötüniyetli olan ve haksız rekabet yapan tarafın karşı taraf olduğunu, SMK kapsamında markanın kullanılmasının bir def’i olarak ileri sürülebildiğini, bu nedenle öncelikle davalı-birleşen davada davacının markasını kullandığını, ispat etmesi gerektiğini, SMK’nın 19 ve 29.maddelerinin bu davada da uygulanacağını,” savunarak, aleyhe kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesini, bu mümkün değilse hükmün bozularak ilk derece mahkemesine gönderilmesini istemiştir.Davacı-birleşen davada davalı vekili ayrıca ibraz ettiği istinafa cevap dilekçesinde ise istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, “müvekkili aleyhine verilen tazminat ve bir kısım tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu, … ve … markalarının benzer olmasının nedeni, her ikisinin etkin maddelerinin de (PROBİYOTİK) aynı olması olduğunu, bu durumun bilirkişi raporunda dikkate alınmadığını, markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesi yapılırken etken maddelerin aynı olduğununda dikkate alınması gerektiğini” savunarak karşı tarafın taleplerinin reddini istemiştir.
G E R E K Ç E :Asıl davanın, davalı …. şirketi adına tescilli 2007/13103 başvuru numaralı … ibareli markanın kullanılmaması nedeniyle hükümsüzlüğü ve iptali talebiyle açıldığı, birleşen İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/181 Esas sayılı davada ise; davacı … İlaç şirketinin, davalı …aleyhine 2007/18103 sayılı … markasının izinsiz olarak www…..com.tr ve www…..com isimli internet sitesinde kullanıldığından bahisle markayı tecavüzün tespiti, men’i ve ref’i ile manevi tazminat talepli açıldığı, ilk derece mahkemesinin asıl davada markanın ciddi biçimde kullanıldığının ispatlanamadığından bahisle asıl davanın kabulüne, davalı markasının kullanılmama nedeniyle iptaline, birleşen davada markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, alan adının terkinine, www…..com sitesine ilişkin taleplerin reddine, ref talebinin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, her iki taraf vekilinin istinaf başvurunda bulunduğu anlaşılmıştır.Davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf dilekçesinde; markanın kullanmama nedeniyle iptaliyle gerçek hak sahipliği ve kötü niyet sebebiyle hükümsüzlüğünü talep ettiklerini beyan etmiş ise de; dava dilekçesi ve replik dilekçesinde gerçek hak sahipliği ve kötü niyet nedeniyle hükümsüzlük talebinin bulunmadığı, davalının kullanmayacağını bildiği halde kötü niyetle 2014/21328 başvuru no’lu marka başvurusunda bulunduğunu ileri sürdüğü ancak bu marka yönünden açılmış bir dava bulunmadığı, 2007/13103 sayılı markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğünün ve iptalinin talep edildiği görülmüştür. Davacı vekilinin ilk derece yargılamasında, 20/04/2016 tarihli rapora itiraz dilekçesinde; gerçek hak sahipliği nedeniyle ve kötü niyet iddialarıyla hükümsüzlük taleplerinin bulunduğunu beyan etmiş ise de HMK 141.maddede ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunmanın genişletilemeyeceği yahut değiştirilemeyeceği, ıslah ve karşı tarafın açık muvaffakat hükümlerinin saklı olduğunun düzenlendiği, davacının ıslahı ve davalı vekilinin açık muvaffakat bulunmadığından davacının gerçek hak sahipliği ve kötü niyetli tescile dayalı hükümsüzlük talebinin, incelenemeyeceği kanaatine varılmıştır.İlk derece yargılamasında alınan 13/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda; dava dışı … şirketinin ticari defter ve dayanak belgelerinin incelenmediği görülmüş, lisans verilerek kullanımın, markanın kullanıldığının ispatı yönünden dikkate alınacağı, ilk derece mahkemesinin “tescil tarihinden lisans tarihine kadar 5 yıl kullanılmadığından ciddi kullanım bulunmadığı ,bu nedenle lisans tarihinden sonraki kullanımın dikkate alınmayacağı sonucuna ulaşması” dairemizce yerinde görülmediğinden yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.Dairemizce alınan ve lisans alan … şirketinin defterlerinin incelenmesi sonucunda tanzim edilen 26/03/2019 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda; dava dışı şirketin 2011 yılında davalı adına 114.365,00 TL + KDV fatura tanzim ettiği, faturanın dava dışı şirket defterine diğer gelir olarak kaydedildiği, dava tarihinden sonra da 29/12/2014 tarihinde 27.000,00 TL + KDV fatura tanzim ettiği, lisans verildiği beyan edilen 16/05/2013 tarihi ile dava tarihi arasında herhangi bir fatura kesmediği, anlaşılmıştır.Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde; markanın lisans devriyle kullanım hakkı elde eden … Ltd Şti. tarafından kullanıldığını, sözleşme tarihinin 16/05/2013 tarihli olduğunu ileri sürdüğü, ancak bu tarihten dava tarihine kadar lisans suretiyle kullanıldığını ispatlayamadığı, lisans bedellerinin ödendiğine dair fatura sunulamadığı, lisans verilmek suretiyle kullanımın ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.İlk derece mahkemesinde dava açılmasından önce, markanın kullanılmamasından dolayı hükümsüzlüğünü düzenleyen 556 sayılı KHK 42/c maddesinin Anayasa Mahkemesinin 09/04/2014 tarihli ve 2013/147 Esas, 2014/75 Karar sayılı kararıyla iptal edildiği, mahkemenin karar tarihi olan 16/11/2016 tarihli kararından sonra da istinaf aşamasında da davanın dayanağı kullanmamadan dolayı iptal davalarını düzenleyen 556 sayılı KHK 14.maddesinin Anayasa Mahkemesinin 14/12/2016 tarihli 2016/148 Esas, 2016/189 Karar sayılı kararıyla iptal edildiği anlaşılmakla, davalı – birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yasal dayanağı kalmadığından asıl davanın reddine, ancak red sebebi göz önüne alınarak davalının markasını, ciddi ve etkin bir şekilde kullandığını ispatlayamadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Birleşen davada; davacı-birleşen davalının www…..com.tr alan adlı internet sitesinde “….” markalı ilaç ürününü sipariş yoluyla pazarladığının tespit edildiği, birleşen davacı markası “…” un 05.sınıfta tescilli olduğu, davacı-birleşen davalının kullandığı markanın “…” ibareli olup, aynı sınıfta ilaç ürünü üzerinde kullanıldığı, kullanılan markanın davalı-birleşen davacı markası ile benzer olduğu, iltibas yarattığı, markanın davacı – birleşen davanın davalısı tarafından internet sitesi alan adında kullanıldığı, internet sitesinde …. markalı ürünün satış ve pazarlamasının yapıldığı, 556 sayılı KHK 9/2-e maddesi gereğince markanın meşru bir hakkı olmaksızın, internet ortamında ticari etki yaratacak şekilde kullanımın markaya tecavüz ve hakkız rekabet teşkil ettiği, mahkeme kararının yerinde olduğu,davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerektiği, ancak manevi tazminatın reddi yönünden davacı-birleşen davalı lehine takdir edilen vekalet ücretine yönelik davalı-birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf talebinin haklı olduğu anlaşılmakla , reddedilen kısım yönünden hükmedilen vekalet ücreti, kabul edilen kısım yönünden hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden ,davalı-birleşen davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, mahkeme kararının diğer kısımları aynen muhafaza edilerek, reddedilen manevi tazminata ilişkin vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına, aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Asıl Davada; Davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf taleplerinin reddine,Davalı-birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf talebinin kabulüne,Bakırköy 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/11/2016 tarihli 2014/113 Esas-2016/164 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA. Asıl dava yönünden, 556 Sayılı KHK 42. Maddenin davadan önce Anayasa Mahkemesi’nin 09/04/2014 tarihli 2013/147 E-2014/75 K sayılı kararıyla, KHK 14. Maddenin davadan sonra 14/12/2016 tarihli 2016/148 E-2016/189 K sayılı kararıyla İptal edilmesi nedeniyle DAVANIN REDDİNE, İlk derece yargılaması yönünden;-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harçtan mahsubu ile artan 19,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, -Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden, AAÜT uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davacı tarafça yapılan 25,20 TL ilk masraf, 19 tebligat 176,00 TL , 5 müzekkere 45, 00 TL, bilirkişi ücreti 1.400,00 TL olmak üzere toplam 1646,2 TL yargılama giderinin birleşen davada göz önüne alınarak red ve kabul oranına göre 823,1 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 2-Birleştirilen İstanbul 2 FSHHM nin 2014/181 Esas sayılı davada;-Davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf talebinin reddine,-Davalı- birleşen davanın davacısının istinaf talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine,-Bakırköy 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/11/2016 tarihli 2014/113 Esas-2016/164 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA -Davanın kısmen kabulü kısmen reddine, -Davacı-birleşen davanın davalısının, davalı-birleşen davanın davacısı adına tescilli markaya tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, -Davacı-birleşen davanın davalısının www…..com.tr alan adını kullanmasının önlenmesine, internet sitesine erişimin engellenmesine -www…..com internet sitesine ilişkin taleplerin reddine, -Davacı-birleşen davanın davalısının “…” ibaresini tanıtım evraklarında, broşür ve kataloglarında kullandığına dair delil olmadığından, el konulması, toplatılması, mülkiyetin nakli ve imhaya ilişkin taleplerin reddine,-10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte Davacı-birleşen davanın davalısının tahsili ile Davalı-birleşen davanın davacısına verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,-Alınması gerekli 683,80 TL harçtan peşin alınan 1707,75 TL harcın mahsubu ile artan 1023,95 TL nin talep halinde birleşen davanın davacısına iadesine, -Davalı-birleşen davacı tarafça yapılan 683,80 TL ilk masraf, 5 tebligat 45,00 TL olmak üzere toplam 728,8 TL yargılama giderinin, red ve kabul oranına göre 510,10 TL’nin Davacı-birleşen davanın davalısından tahsili ile, Davalı-birleşen davanın davacısına verilmesine, bakiye kısmın üzerinde bırakılmasına, -Davalı-birleşen davanın davacısı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine ilişkin 3.931,00 TL, kabul edilen manevi tazminat yönünden 3.931,00 TL olmak üzere toplam 7.862,00 TL davacı-birleşen davanın davalısından tahsili ile davalı-birleşen davanın davacısına verilmesine, -Davacı-birleşen davanın davalısı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen manevi tazminat yönünden 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalı-birleşen davanın davacısından alınarak davalıya verilmesine, -Karar kesinleştiğinde harcanmayan avansın taraflara tebliğine,3-İstinaf yargılaması yönünden;-Asıl dava için; Davacı … SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.’nin istinaf talebi yerinde görülmediğinden, alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL’nin davacı-birleşen davada davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Birleşen dava için; Birleşen davada davalı …SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.’nin istinaf talebi yerinde görülmediğinden, alınması gereken 683,80 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 171,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,80 TL’nin davalı-asıl davada davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Birleşen davada davacı …SAN. TİC.A.Ş’nin istinaf talebi yerinde görüldüğünden istinaf harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 4-İstinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından, yapılan celse sayısı da dikkate alınarak;a) Kendisini vekil ile temsil ettiren Asıl davada davalı birleşen davada davacı, lehine 2.725,00 TL vekalet ücretinin Asıl davada davacı-birleşen davada davalı … SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.’den alınarak, Asıl davada davalı birleşen davada davacı … SAN. TİC.A.Ş’ye verilmesine, b)Kendisini vekil ile temsil ettiren Asıl davada davacı birleşen davada davalı, lehine 2.725,00 TL vekalet ücretinin, Asıl davada davalı-birleşen davada davacı … SAN. TİC.A.Ş’den alınarak, Asıl davada davacı birleşen davada davalı …SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. verilmesine, 5-İstinaf yargılaması için;
a)Asıl davada için yapılan; 500,00 TL bilirkişi ücretinin davalı … SAN. TİC.A.Ş üzerinde bırakılmasına, b)Asıl dava davacısı … SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ avansından kullanılan; 51,50 TL (posta-teb.-müz.) giderlerinin 38,62 TL’sinin birleşen dava davacısı … SAN. TİC.A.Ş’den alınarak, asıl dava davacısına verilmesine, kalan bakiyenin üzerinde bırakılmasına, c)Birleşen dava davacısı …SAN. TİC.A.Ş avansından kullanılan; 118,90 TL (posta-teb.-müz.) giderlerinin 29,72 TL’sinin asıl dava davacısı …SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ den alınarak, birleşen dava davacısına verilmesine, kalan bakiyenin üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 10/04/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.