Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1691 E. 2018/474 K. 05.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1691 Esas
KARAR NO : 2018/474 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2016
NUMARASI : 2015/120 E., 2016/123 K.
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/03/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “…markasını ilk defa ihdas eden ve kullananın müvekkili olduğunu, bu markayı 1995 yılından beri kullandıklarını, şirketinin 1992 yılında kurulduğunu, bilgisayar sektöründe ABD, Avrupa ve Asya’da büyük bir bayi distribütör, perakendeci ağına sahip olduklarını, …markasını yaklaşık 20 yıldır kullandıklarını, www….com internet sitesi üzerinden de satış yaptıklarını, gerçek hak sahibi olduklarını ve markaya tanınmışlık kazandırdıklarını, davalı tarafın ise kötüniyetli olarak 2013/09519 numaralı markayı tescil ettirdiklerini” iddia ile bu markanın 9.sınıfta iptalini ve sicilden terkinini istemiştir.
Davalı tarafın davaya cevap vermediği anlaşılmaktadır.
Mahkeme TME’den marka tescil belgesini celbedip, bilirkişi incelemesi de yaptırdıktan sonra 15.12.2016 tarihinde marka tescilinin kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve davalı adına tescili 2013/09519 numaralı … markasının tescilli olduğu 9.sınıfta iptaline ve sicilden terkinine karar vermiş, bu karara karşı davalı taraf istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafında, “müvekkilinin, davacının ABD’deki markalarından haberdar olmaksızın bu markayı tescil ettirdiğini, davacının markanın ülkemizde tanınmış olmadığını, sinai mülkiyet hukukunda mülkilik ilkesinin geçerli olduğunu, bilirkişilerin de davacının markasının tanınmış olduğunu değil, bilinirliği yüksek olduğunu tespit ettiklerini” iddia ile kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevabında, “müvekkilinin dünyada 42’den çok ülkede distribütör ağıyla griffin markalı ürünler sattığını, Türkiyenin de bu ülkeler arasında olduğunu, mahkeme kararının doğru olduğunu, istinafın yargılmayı sürümcemede bırakma amacına yönelik olduğunu” beyanla istinafın reddini istemiştir.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen hükümsüzlük kararına karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuş ise de … ibaresinin aynı zamanda davacının ticaret ünvanının çekirdek unsuru oluşu, marka üzerinde gerçek hak sahipliğinin davacıya ait oluşu, davalının bu ibareyi tesadüfen seçmiş ve tescil ettirmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olmayışı, 1990’lı yıllardan bu yana bu markanın davacı tarafından tüketici elektroniği sektöründe ABD’de ve pek çok ülkede kullanarak tanıtılmış oluşu, bilirkişi raporunda da …markasının dünya çapında bilinen bir marka olduğunun belirtilmekte oluşu karşısında, davalı tarafın yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
KARAR:
Yukarıda açıklanan gerekçe ile, davalı taraf vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesince alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile, bakiyesinin davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
Davalı tarafından istinaf incelemesi sırasında yapılmış yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/03/2018