Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1684 E. 2019/956 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1684 Esas
KARAR NO : 2019/956
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2016
NUMARASI : 2014/1230 E. – 2016/673 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar asında 8-9 yıldır devam eden ticari ilişkinin bulunduğunu, 24.04.2013 tarihinde imzalanan promosyon anlaşmasına göre, davalı şirketin 2013 yılında müvekkili şirket ürünlerinin “…, katalog ve diğer aktivitelerle tanıtımı ve reklamını” sağlayacağını, müvekkilininde karşılığında 22.000 Euro katılım bedeli ödeyeceğini karşılıklı olarak taahhüt ettiklerini, davalı şirketin 30.06.2013 tarihli, 14.857,72 TL, 31.07.2013 tarihli 22.640,06 TL ve 12.08.2013 tarihli 28.758,33 TL tutarında, “yıla özel reklam insörtü” açıklamalı toplam 66.256,11 TL’lik üç adet faturayı müvekkiline gönderdiğini, müvekkilinin sadece 14.857,72 TL bedelli faturaya itiraz etmeyerek kayıtlarına işlediğini, diğer faturaları iade ettiğini, davalının faturalara konu hizmeti vermediğini beyanla, 66.256,11 TL alacağın ihtar tarihi olan 29.08.2013 tarihinden itibaren faizi ile tahsilini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; faturaların 2 tanesinin davacı tarafça teslim alınmayarak reddedildiğini, davacının dava dilekçesinde alacak sebebi olarak faturalar dışında delile dayanmadığını, faturalarda alacaklı sıfatının davalıda olduğunu, davacının alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkilinin borcunun bulunmadığını, 11.604,12 TL alacağı olduğunu, davanın müvekkilinin alacağını geciktirmeye yönelik olduğunu, müvekkilinin alacağının İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …. E.sayılı icra dosyasında takip edildiğini beyanla davanın reddi istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla alınan bilirkişi raporunda; davalı şirket defterlerinin incelendiği, son ticari işlem tarihi olan 17.07.2014 tarihi itibariyle davalı şirketin 11.604,12 TL alacaklı olduğunun beyan edildiğini, İlk derece mahkemesi tarafından alınan 07.10.2014 tarihli raporda bilirkişi heyeti; davacı ticari defter ve belgelerinin incelendiği, davacı lehine delil teşkil edeceği, sunulan katalogların promosyon anlaşmasında yer alan yıla özel insört tanımına uymadığını, dosyada 22.000 Euro’luk fatura bedelini haklı gösterecek delil ve bulgu olmadığını, davacı hesap ekstresine göre davacının davalıdan 100.253,50 TL alacaklı olduğunu, davalının ekstresine göre davalının 11.604,12 TL alacaklı olduğunu, arada 111.857,60 TL fark bulunduğunu, davanın davalı tarafından düzenlenen 3 adet 66.256,11 TL bedelli faturalar yönünden açıldığını, 14.857,72TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu, diğer iki faturanın kayıtlı olmadığını, davalının keşide ettiği 3 adet faturanın ifa edildiği iddia olunan … çalışması ile uyumlu olmadığını beyan etmişlerdir.İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli 2014/1230 E. -2016/673 K.sayılı kararıyla; davanın kabulü ile 66.256,11 TL alacağın dava tarihi 01/10/2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi uyarınca avans faiz oranına göre işleyecek ve hesaplanacak faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; HMK’nın 297.maddesinde mahkemelerin kararının gerekçesinde hangi hususların bulunması gerektiğinin açıklandığını, kararda taraf iddialarının özetlenmesiyle yetinildiğini, salt davacı iddialarının dikkate alınarak hiçbir dayanağı olmayan sözde gerekçe ile davanın kabulüne karar verdiğini, 22.000 Euro’luk promosyon sözleşme bedelinin üçe bölünerek ve TL karşılığı ile faturalandırıldığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınmayacağını, mahkemenin davacı tarafça sunulmayan delilleri dikkate alarak karar verdiğini, yeni bir heyetten rapor alınması taleplerinin haksız olarak reddedildiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.Davacı vekili istinafa cevabında; gerekçe kararının kaleme alınış şeklinin istinaf dilekçesinde ileri sürülmesinin hiçbir hukuki gerekçesinin bulunmadığını, davanın alacak davası olduğunu, davalının müvekkilinin iade ettiği faturalar, cari hesaplarına alacak olarak işleyerek müvekkilini borçlu duruma düşürdüğünü, alacağına engel olduğunu, bilirkişi heyetinin 100.253,57 TL alacaklı olduklarını tespit ettiğini ancak 3 adet fatura bedelinin içeriğinin gerçekleşmediği yönündeki talepleri karşısında raporun bu yönde düzenlendiğini, katalogların 12.05.2015 tarihli dilekçe ekinde kendileri tarafından sunulduğunu, beyanla istinaf isteminin reddini talep etmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin, dava dilekçesinde; davalı şirketin 30.06.2013 tarihli, 14.857,72 TL, 31.07.2013 tarihli 22.640,06 TL ve 12.08.2013 tarihli 28.758,33 TL tutarında, “…” açıklamalı toplam 66.256,11 TL’lik üç adet faturayı müvekkiline gönderdiğini, davalının faturalara konu hizmeti vermediğini beyanla, 66.256,11 TL alacağın ihtar tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep ettiği, ilk derece mahkemesinin 14/12/2016 tarihli 2014/1230 Esas, 2016/673 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verdiği, ancak mahkeme kararının, 6100 sayılı HMK 297/c maddesinde düzenlendiği şekilde “delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” yani gerekçeyi içermediği görülmüştür.İlk derece mahkemesi tarafından alının bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerine göre davalıdan 100.253,50 TL alacaklı olduğu, davalı ekstresine göre davalının 11.604,12 TL alacaklı olduğu, arada 111.857,60 TL fark bulunduğu, 14.857,72 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu beyan edilmiştir.Davacı vekilinin, dava dilekçesinde, davaya konu alacağının dayanağını açıklamadığı, davalı tarafça kendisine gönderilen 3 adet fatura konusu hizmetin verilmediğini beyan ettiği , davacı tarafın, davalı tarafça kesilen faturalara dayanarak alacak talebinde bulunamayacağı anlaşılıyorsa da, ticari defterlerin incelenmesinde davacı tarafın alacaklı göründüğü anlaşılmakla, mahkeme tarafından, davacı tarafa dava dilekçesi, alacak talebi ve dayanağı, açıklattırıldıktan sonra, tarafların ticari defterleri üzerinde ,alacak kalemleri yönünden karşılaştırılmalı olarak bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi, kararın gerekçesinin yazılmaması usul ve yasaya aykırı görülmekle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dairemizin kararında işaret edildiği şekilde yargılama yapılarak karar verilmek üzerek dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli 2014/1230 E. – 2016/673 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 03/05/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.