Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1663 E. 2018/2765 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1663 Esas
KARAR NO : 2018/2765 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2017
NUMARASI: 2017/773 E., 2017/773 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 28/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvurunun sahibi vekili, 20.10.2016 tarihli başvurusunda, “20.09.2015 tarihinde …ı’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otobüs ile seyir halindeyken alt geçide çarpması sonucu meydana gelen kazada araçta bulunan müvekkilinin yaralandığını, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesinden alınan 08.08.2016 tarihli sağlık raporuna göre maluliyet oranının %16.2 olarak belirlendiğini, sigorta şirketine 20.08.2016 tarihinde yaptığı başvurunun yetersiz olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, iddia ile şimdilik 6.000 TL beden gücü kaybı ve iş göremezlik tazminatının, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte .. Sigorta şirketinden tahsilini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili cevaben, “müvekkilinin … plakalı araçla ilgili olarak ZMMS poliçesi yaptığını, sorumluluğun ancak sigortalının kusuru ve maddi zararın ispatı durumunda söz konusu olabileceğini, kazada 27 kişinin zarar gördüğünü, bu kazada yaralananlardan …’ün maluliyeti nedeniyle müvekkili aleyhine İstanbul 12.Ticaret Mahkemesi’nde 2016/131 E.sayılı dava açıldığını, yargılamanın derdest olduğunu, aynı şekilde yaralanan…’ın açtığın davanın İstanbul 6.Ticaret Mahkemesi’nin 2016/119 E.sayılı dosyasında, ….’ın vefatı nedeniyle açılan davanın ise İstanbul 14.İş Mahkemesi’nde 2016/292 E. dosyanın da derdest olduğunu, kazada çok sayıda zarar gören kişi olduğundan, ödenecek tazminatlar bakımından teminat limitlerinin aşılmaması gerektiğini, kazanın bir iş kazası olduğunu ve SGK tarafından yapılmış bir ödeme varsa bunun da indirilmesi gerektiğini, maluliyet raporunun Adli Tıp 3.İhtisas Dairesinden alınması gerektiğini ve avans faizi talebini de kabul etmediklerini, olayın haksız fiil olduğunu, avans faizi istenemeyeceğini” savunarak talebin reddini istemiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti 12.12.2016 tarihinde, “başvurunun kabulüne, 246.187,33 TL’nin 27.09.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermiş, bu karara karşı … Sigorta vekili itirazda bulunmuş, bu itiraz Hakem Heyeti tarafından 02.02.2017’de reddedilmiş, bu karara karşı … Sigorta şirketi vekili Yargıtay 17.HD’ne hitaben 22.02.2017 harç tarihli temyiz dilekçesini vermiştir.
… şirketi vekili temyiz dilekçesinde, “SGK tarafından başvuru sahibine ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, başvuru sahibinin polis memuru olduğunu ve kazanın görev yerine servis ile gidilmesi sırasında meydana geldiğini, bir iş kazası olduğunu, kaza iş kazası olduğundan yapılan ve ileride yapılacak ödemelerin müvekkiline rücu edebileceğini, ödemeler tazminat rakamlarından düşülmez ise mükerrer ödemenin söz konusu olacağını, İHH’nın 5510 sayılı kanuna göre değerlendirme yaptığını, oysa araç sürücüsünün İETT şoförü olduğunu ve kazanın, polis memurlarını miting alanına götürülmesi sırasında meydana geldiği, 5510 sayılı yasanın 21.maddesinin 5.fıkrasına göre değerlendirme yapılmasının yanlış olduğunun, Sigortacılıkta Tahkim’e ilişkin Yönetmeliğin 16/13.maddesi gereğince karşı taraf lehine 1/5 vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği oysa tamamına hükmedildiğini, bunun Yargıtay 11.HD’nin 2016/64 E., 2016/1453 K.sayılı içtihadına da aykırı olduğunu” iddia ile tehir-icra kararı verilerek kararın bozulmasını istemiştir.
Dosyada, davacının istinafa cevabına rastlanmamıştır.
GEREKÇE:
Davacı vekilinin müvekkilinin 20/09/2015 tarihinde içinde bulunduğu .. plakalı aracın seyir halindeyken alt geçide çarpması sonucu meydana gelen kazada yaralandığını % 16,2 oranında malul olduğunu beyanla beden gücü kaybı ve iş göremezlik tazminatının davalı … şirketinden tazminini talep ettiği, uyuşmazlık hakem heyetinin 12/12/2016 tarihli kararıyla “başvurunun kabulüne 246.187,33 TL’nin 27/09/2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verdiği, itiraz üzerine itiraz hakem heyetinin 02/02/2017 tarihli kararla davalı … şirketinin itirazını reddettiği görülmüştür.
Davalı … şirketinin istinaf dilekçesinde SGK tarafından başvuru sahibine ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, 5510 sayılı Kanun’a göre değerlendirme yapıldığını ancak araç sürücü İETT şoförü olduğundan ve kazanın polis memurlarını miting alanına götürmesi sırasında meydana geldiğinden 5510 sayılı Yasanın 21/5 maddesinin uygulanamayacağını ve sigortacılıkta tahkime ilişkin yönetmeliğin 16/5 maddesi gereğince 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam hükmedildiğini beyanla istinaf talebinde bulunduğu görülmüştür.
İstinaf dilekçesinde hesaplamaya yönelik itiraz bulunmakla, Dairemizce, aktüer bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişinin 25/10/2018 tarihli raporunda; “davacının maluliyet oranı ve araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu göz önüne alınarak bilinen dönem yönünden tazminatın 23.727,01 TL bilinmeyen dönem tazminatı 273.230,98 TL olmak üzere toplam 296.957,99 TL olarak ” hesaplanmış, SGK Genel Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabından davacıya 23/09/2015 tarihinde geçirdiği kaza nedeniyle kurumca ödeme yapılmadığı tespit edildiğinden mahsup edilmesi gereken bir miktar bulunmadığı, davacı tarafça istinaf isteminde bulunulmadığı, uyuşmazlık hakem heyeti kararında tahsiline karar verilen 246.187,33 TL’nin davalı yönünden usuli kazanılmış hak teşkil ettiği göz önüne alınarak tazminat miktarına yönelik istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf isteminin yerinde olduğu; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesinde “talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti …Ü.T’de belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.”,
Sigortacılıkta tahkime ilişkin yönetmeliğin 16/13 maddesinde “tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde taraflar aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti her iki taraf için …A.Ü.T’de yer alan Asliye Mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan ücretin beşte biridir.”hükmü gereğince 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle, davalı vekilinin diğer istinaf istemlerinin reddiyle, vekalet ücretine yönelik istinaf isteminin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılarak tazminata yönelik kararın muhafaza edilerek, davacı lehine 1/5 oranında vekalet ücretine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2017 gün ve 2017/773 E., 2017/773 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın KABULÜNE,
246.187,33 TL’nin 27/09/2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
İlk derece yargılaması yönünden;
16.817,05 TL nispi harçtan peşin yatırılan 3.693 TL başvuru harcının mahsubu ile bakiye 13.124,33 TL harcın davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Davalı tarafça yapılan 3.693 TL başvuru harcı 780 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.473 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Sigortacılık Kanunu 30/17 ve Tahkime İlişkin Yönetmelik 16/13 fıkrası gereğince 1/5 oranında 4.144,25 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
Davalı tarafından istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırılan 4.205 TL nispi karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan toplam 200,00 TL bilirkişi, 157 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 357 TL’den davanın kabul red oranına göre 178,50 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalanının davalı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/12/2018