Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1659 E. 2019/806 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1659 Esas
KARAR NO : 2019/806
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2017
NUMARASI : 2017/401 2017/401
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 11/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin 07/12/2014 günü meydana gelen tek taraflı ve yaralamalı trafik kazası sonucunda yaralandığını, kazaya davalının sigortacısı olduğu … plakalı aracın karıştığını, kaza sonucu müvekkilinin %22 oranında çalışma gücünden kayba uğradığını, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsünün %100 kusurlu bulunduğunu, davalı tarafa başvurduklarını, davalının 17/03/2016 tarihinde 44.181,00 TL ödeme yaptığını, ancak bu ödemenin eksik olduğunu belirterek fazlaya dair alacakları ile munzam zarar ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.050,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının başvurusu üzerine hasar dosyası açtıklarını, başvuru sahibi adına başvuru yapan firma tarafından maluliyet tazminatı hesabının %11 maluliyet oranı üzerinden yapılması talebinde bulunulduğunu, ayrıca başvuran kişinin bu oranda sakatlandığını kabul ettiğine ilişkin imzalı beyanın da müvekkiline ulaştığını, bu nedenle 55.227,00 TL tazminat hesaplandığını ve bu tazminattan %20 hatır taşıması indirimi yapılarak 16/03/2016 tarihinde 44.184,60 TL ödeme yaptıklarını, davacının maluliyet oranının %22 olduğuna ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, zira kendisinin bu oranı kabul ettiğini, dolayısıyla talebin yerinde olmadığını, şayet tazminat hesabı yapılacak ise tazminatın aktüer sıfatına haiz bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, yine olayda yasal faiz uygulanması ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini bildirmiştir. Uyuşmazlık hakem heyeti tarafından alınan bilirkişi raporu gerekçe yapılarak ve davacının %22 oranında malul kaldığı gerekçesiyle 13/08/2016 tarihinde davanın kabulüne, 108.347,00 TL’nin 16/03/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara davalının itirazı etmesi üzerine itiraz hakem heyetince yapılan değerlendirme sonunda 29/12/2016 tarihinde itirazın kısmen kabulüne, uyuşmazlık hakem heyeti kararının değiştirilmesine, davanın kısmen kabulüne, 78.412,63 TL’nin davalıdan 16/03/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararı davalı sigorta şirketi istinaf etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili istinaf sebebi olarak; hatır indirimi itirazlarının dikkate alınmadığını, bu nedenle kararı kabul etmediklerini, dava konusu kazada hatır taşıması bulunduğunu, hatır taşımasının teminat dışı hallerden olmayıp takdiri indirim sebebi olduğunu, sürücü ile davacının arkadaş olması nedeniyle hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, Yargıtay 17.HD’nin 2014/6168 Esas – 2016/1403 Karar sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, yine davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de fahiş olduğunu, 5684 Sayılı Kanunun 30/17 maddesi gereğince hükmedilecek vekalet ücretinin AAÜT’de belirlenen vekalet ücretinin 1/5 olması gerektiğini, bu maddeye dayanılarak hazırlanan Sigortacılıkda Tahkime ilişkin Yönetmeliğin 16.Maddesinde; 19/01/2016 tarihli değişiklikle eklenen 13.fıkrasında her iki tarafı için de hükmedilecek vekalet ücretinin AAÜT’de yer alan Asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i olacağının düzenlendiğini, Yargıtay 11.HD’nin 2016/64 Esas – 2016/1453 Karar sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, dolayısıyla davacı lehine 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tamamına hükmedilmesinin doğru olmadığını bildirmiştir. Olayla ilgili düzenlenen kaza tutanağının incelenmesinde; 07/12/2014 günü sürücü … idaresindeki … plakalı aracın Edirne istikametinden Lüleburgaz istikametine seyrederken direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüje çarptığı ve aracın takla attığı, kazanın meydana gelmesinde sürücünün KTK’nun 52/1-a ve 1-b maddelerindeki kuralları ihlal ettiğinden kusurlu olduğu kanaatinin belirtildiği görülmüştür. Davacının hazırlıktaki beyanında … arkadaşı olduğunu, kaza yaptıklarını ve yaralandığını, sanıktan davacı olduğunu beyan ettiği görülmüştür. Davacının sigorta şirketine başvuru yaptığı sırada trafik kazasından dolayı daimi sakatlığının %11 oranında olduğunu kabul ettiği görülmüştür. Uyuşmazlık Hakem Heyeti yargılaması sırasında aktüer bilirkişi tarafından alınan 02/06/2016 tarihli raporda; davacının %22 oranında sürekli iş göremez olduğu, araç sürücüsünün %100 kusur oranı üzerinden PMP-1931 tablosuna göre sürekli sakatlık tazminatının 153.339,00 TL olduğu, davalı şirketin ödemesinin düşülmesi sonucu ek tazminat miktarının 108.347,00 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. İstinafa konu itiraz Hakem Heyeti kararında; davacının diğer iki arkadaşı ve sürücü ile birlikte gezmek amacıyla aynı araç içinde olduklarının anlaşıldığı gerekçesiyle hatır taşımasına ilişkin itirazın yerinde bulunmadığı ve yine vekalet ücreti yönünden davacı lehine 8.975,39 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olup buna gerekçe olarak itiraz edilen uyuşmazlık hakem heyeti kararındaki hukuki yargının sonlandığı tarihte yürürlükte bulunan AAÜT ve 5684 Sayılı Kanunun 30/17 maddesi dikkate alınarak davacı yararına tam vekalet ücretine hükmedildiği belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan bedensel zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı taraf öncelikli olarak uyuşmazlık hakem heyetine başvurmuş, uyuşmazlık hakem heyeti kararına davalı sigorta şirketince itiraz edilmesi üzerine itiraz hakem heyetince yapılan yargılama sonunda verilen karar davalı sigorta şirketi tarafından istinaf edilmiştir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık somut olay bakımından hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmayacağına ve vekalet ücretinin miktarına yöneliktir. Her ne kadar davalı vekili hatır taşıması nedeniyle indirim yapılmasını istemiş ise de, dosya arasında bulunan hazırlık soruşturmasındaki ifadelerden davacı ile diğer iki arkadaşının yine dava dışı sürücü ile birlikte gezmek amacıyla aynı araç içinde trafiğe çıktıkları anlaşılmış olup bu gezintide sürücünün de menfaatinin bulunduğu, araçta bulunan kişiler arasında arkadaşlık ilişkisi bulunduğu, olayın meydana geldiği bölge, bu bölgenin özellikleri, gelenek ve adetleri dikkate alındığında bu tür gezinti amacıyla çıkan yolculuklarda arkadaşlardan ücret alınmasının hoş karşılanmayacağı ve alışık bir durum olmadığı, dolayısıyla somut olay bakımından hatır taşıması nedeniyle indirim yapılamayacağı gözetildiğinde, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Davalı vekilinin diğer istinaf sebebi vekalet ücretine ilişkin olup itiraz hakem heyetince AAÜT üzerinden tam vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa 5684 Sayılı Kanun’un 30/17 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücreti AAÜT’de belirlenen vekalet ücretinin 1/5’idir. Bu husus sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesinde de aynen düzenlenmiştir. Dolayısıyla AAÜT uyarınca belirlenen vekalet ücretinin 1/5’ine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücreti takdiri usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerindedir. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve istinaf edilmeyen hususlar ile kazanılmış haklar da gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İtiraz Hakem Heyeti’nin 29/12/2016 gün, 2016/İHK-3563 sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kısmen kabulü ile; 78.412,63 TL’nin 16/03/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, 4-Alınması gereken 5.356,36 TL harçtan, peşin alınan 1.770,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.586,16 TL harcın davalı … A.Ş’den alınarak hazineye irad kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.770,20 TL başvuru harcı ve 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.670,20 TL yargılama giderinden kabul red oranına göre belirlenen 1.932,48 TL’nin davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı lehine 5684 Sayılı Kanun’un 30/14 ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesi uyarınca hesaplanan 1.795,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı … lehine 718,42 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 9- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 154,30 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 31,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 185,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 11-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/04/2019