Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1644 E. 2019/374 K. 25.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1644 Esas
KARAR NO: 2019/374
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2016
NUMARASI: 2015/124 E. – 2016/260 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/02/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “….” markasının TPE nezdinde özel/00251 no ile kayıtlı olduğunu, müvekkilinin rakibi olan bir firma tarafından üretilen ve kendisi tarafından dekorlattırılan ürünlerin içinde yer aldığı ve pencereli olarak tabir edilen ambalaj üzerinde, kırmızı elips içinde beyaz el yazısı ile yazılan markasını aynen kullanmak suretiyle “… sade ürünleri kullanılmıştır” ifadesine yer verildiğini, müvekkilinin marka hakkına tecavüz edildiğini ve haksız rekabette bulunulduğunu, tüketicinin yanıltıldığını iddia ederek, markalarına vaki tecavüzün ve haksız rekabetin men’ini, durdurulmasını, müvekkilinin markasını taşıyan ürünlerin satışının durdurulmasını, piyasada ki ürünlerin toplatılmasını, 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın avans kredi faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini ve verilecek kararın ilanını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin uzun yıllardır davacı … ile birlikte çalıştığını, …. ürün aldığını, davacı firma ile 2014 yılında yapmış olduğu ticaretin büyüklüğünün yaklaşık olarak 7.000.000,00 TL + KDV olduğunu, bugüne kadar davacı ile aralarında fikri sınai hakları ihlal edecek bir problem olmadığını, müvekkilinin davacı firmadan aldığı ürünleri iki şekilde değerlendirdiğini, birincisi doğrudan aldığı ürünü hiçbir şeyine dokunmadan satmak şeklinde, ikincisi ise davacı firmadan ürünlerin üzerinde boyama yapmak sureti ile katma değer yapılabilecek şekilde satın almasının gerçekleştirdiğini ve ürün üzerinde çeşitli boyama, kaplama vb. çeşitlerde değişiklikler yapıldığını, üründe değişiklik yapılabilmesi için ürünün ambalajından çıkartılarak yeni bir ambalajda satılması koşulu gerektiğini, müvekkilinin yaptığı ambalajlarda … ibaresini hiç kullanmadığını, şirketinin kendi logosunu kullandığını, davacı şirketi anımsatacak hiçbir ibare kullanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. TPE Markalar Dairesi Başkanlığından gelen kayıtlardan, 195716 sayılı … + Şekil ibareli markanın 11,21 ve 34.sınıflarda 28.07.1198 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davacı adına tescil edildiği, süresinde yenilendiği gibi özel/01478 sayısı ile tanınmış marka statüsü verildiği tespit edilmiştir. İstanbul 3. FSHHM’nin 20/12/2016 tarihli 2015/124 Esas 2016/260 Karar sayılı kararıyla; dosyaya sunulan 06.05.2015 tarihli ve 0300 nolu fişten dava dışı … Tic.Ltd.Şti’nden alındığı anlaşılan …. çay bardakları ile görsellerin incelendiğinde ambalajlarının üzerinde kuş cenneti çay bardağı yazılı olduğu, bardaklar arasındaki ambalaj bölümünde … markasının logo kısmının içerisine aynı yazı karakteri yazı ile …. yazılmış olduğu gibi …. markası ile satışa sunulan çay bardaklarının ambalajının üst bölümünde “…. sade ürünü kullanılmıştır” İbaresinin yazıldığı, dolayısıyla davacı yanca piyasada satılan çay bardağı ürünlerinin ambalaj bilgileri üzerine bu ürünleri tüketen ortalama düzeydeki tüketicilerin söz konusu ürünlerin …. markasını taşıdığı yada …. markası ile bağlantılı olduğu düşüncesini yarattıklarını, davacı markası ile davalı ürünlerinin karıştırılabileceği, iltibas oluşabileceği, davalı cevap dilekçesinde nerede satıldığına ilişkin dosyada bilgi olmadığını ileri sürmüş ise de, mevcut satış fişinde satış yapan firmanın şirket ünvanı ve adresi açıkca yazılı olup, davalı yanca bunun aksini gösterir delil ve belge sunulmadığından savunmaya ve dolayısıyla rapordaki bu görüşe itibar edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacının tescilli …. ibareli markasının davalının ürün ambalajında kullanmak sureti ile markaya tecavüzde ve haksız rekabette bulunulduğunun tespiti ile men ve refine, davalıda …. markasının kullanıldığı kuş cenneti markası adı altında sunulan çay bardağı mevcut ise toplatılmasına, takdiren 3.000,00 TL maddi ve takdiren 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, karar kesinleştiğinde özetinin masrafı davalıdan tahsil edilmek sureti ile Türkiye genelinde yayın yapan tirajı yüksek 3 büyük gazeteden birinde bir kez ilanına karar verildiği görülmüştür. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda davalının davacı iddiasını reddettiği, anılan şekil ve ibareyi hiçbir üründe kullanmadığı yolunda savunmada bulunduğu, bu durumda davacının iddia ettiği ambalajların davalıya ait olduğunun ve davalı tarafından piyasaya sürüldüğünün somut olarak kanıtlanmasının gerektiği, bu çerçevede dosyadaki ambalaj fotoğraflarında; barkod numarası görünmekte olduğundan bu ambalajın kime ait olduğunun Ticaret Odasından sorulmak suretiyle öğrenilmesi gerektiği beyan edilmesine rağmen mahkemece bu hususun sorgulanmadığını, -Müvekkilinin fiilini gösterecek herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığını, raporda da belirtildiği üzere müvekkilinin davacı iddiasını reddederek, anılan şekil ve ibareyi hiçbir üründe kullanmadığı yolunda savunmada bulunduğunu, davacının iddiasını somut delillerle kanıtlaması gerektiğini, Ticaret Odasından barkod numarasının hangi şirkete ait olduğunun sorulması gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; müvekkiline ait olmayan ürünlerin tasarlandığı kutuların üzerinde müvekkilinin markasına yer verilmesinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, haksız rekabet oluşturduğunu, bu davranışın tüketicinin müvekkiline ait olmayan ürünleri … markasının itibarına güvenerek satın almasına neden olduğunu, tüketiciyi yanılttığını, -Dava dilekçesi ekindeki fotoğraflarda … ve ibaresi adres, telefon “www…..com” web adresinin barkodun ve en altta “… Sade ürünleri kullanılmıştır” ifadesinin bulunduğunu, ambalajın yan tarafında iki adet “….” logosunun bulunduğunu, davanın kanıtlandığını, ambalajların davalıya ait olduğunu gösterdiğini beyanla istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı tarafın ürün ambalajında müvekkili adına tescilli tanınmış …. markasının aynen kullanıldığını “….bahçe sade ürünleri kullanılmıştır” ifadesine yer verildiğini beyanla markalarına tecavüzün ve haksız rekabetin men’i, refi ile maddi tazminata ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği, İstanbul 3. FSHHM’nin 20/12/2016 tarihli 2015/124 Esas 2016/260 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.Davalı vekilinin cevap dilekçesinde ve yargılamanın tüm aşamalarında davacı tarafça mahkemeye sunulan ürünün kendisine ait olmadığını savunduğu, bu hususu istinaf sebebi yaparak, ürün üzerindeki barkod numarasının Ticaret Odasından sorulmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da ürünün altında bulunan barkod numarasının Ticaret Odasından sorularak yada başka şekilde ürünün ambalajıyla birlikte kimin tarafından üretilip piyasaya sürüldüğünün, davalı tarafından üretilip üretilmediğinin belirlenmesinin mahkemenin taktirinde olduğunun belirtildiği, mahkeme tarafından bu hususta araştırma yapılmadığı, anlaşılmıştır.Dosyaya sunulan ürün ambalaj fotoğraflarından, ambalajın üzerinde …. logo ve ibaresi adresi, “www……com” web adresinin, barkodun ve en altta “… Sade ürünleri kullanılmıştır” ifadesinin bulunduğu ambalajın yan tarafında iki adet “….” logosunun bulunduğu görülüyorsa da, ürünün satış fişinden, ürünün davalı tarafından satılmadığı, davalının adresinde ele geçirilmediği, dava dışı üçüncü bir şahıs olan “…. Tic.Ltd.Şti.” tarafından satıldığı anlaşılmakla, Dairemizce satış fişi üzerindeki adrese ve daha sonra şirketin Ticaret Sicil kaydında adrese müzekkere yazılarak “ürünün hangi kişi yada firmadan alındığı” sorulmuş ancak yazılan müzekkereler bila tebliğ iade edilmiştir. Barkod numarasının Ticaret Odasından kime ait olduğu sorulduğunda ise barkod numarasının kaydının bulunmadığının bildirildiği, davacı tarafça sunulan ürün ve ürün ambalajının davalıya ait olduğunun ve markanın davalı tarafça kullanıldığının ispatlanmış kabul edilemeyeceği, ürünün davalıya aidiyetinin saptanamadığı kanaatiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılarak, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:Davalı vekilinin istinaf isteminin esastan KABULÜ ile, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince İstanbul 3. FSHHM’nin 20/12/2016 tarihli 2015/124 Esas 2016/260 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Davanın reddine, İlk derece yargılaması yönünden : Markaya tecavüz, haksız rekabet, maddi tazminat ve manevi tazminat davaları yönünden ayrı ayrı 44,40 TL maktu red harcı alınmak suretiyle toplam 177,60 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 170,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,80 TL harcın davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına.Davacı tarafça ilk derece yargılaması sırasında yapılan 2.140,08 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına.Davalı tarafça yapılan 10,00TL giderin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine.Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. ne göre Markaya tecavüz, haksız rekabet, maddi tazminat ve manevi tazminat davaları yönünden ayrı ayrı 3.931,00 TL olmak üzere toplam 15.724 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine.İstinaf yargılaması yönünden :İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,İstinaf yargılaması sırasında, tebligat ve posta giderleri davacı avansından karşılandığı anlaşılmakla, davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 25/02/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.