Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1633 E. 2019/814 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1633 Esas
KARAR NO : 2019/814
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2016
NUMARASI : 2013/122 2016/781
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili ile davalı banka arasında 06/08/2010 tarihli sözleşme ile müvekkili adına vadesiz ticari mevduat hesabı açıldığını, bu hesabın açılış amacının müvekkili ile diğer davalı … A.Ş arasındaki LPG ürünlerinin müvekkiline satışından doğan fatura alacaklarının tahsili için açıldığını, müvekkilinin davalı bankaya 16/04/2012 tarihinde başvurarak bu hesabın kapatılmasını istediğini, ancak davalı bankanın hesabı kapatmaması üzerine 19/04/2012 tarihide tekrar başvuru yaparak bu hesaptan hiçbir şekilde ödeme yapılmamasının yazılı olarak bildirildiğini, bu bildirimde diğer davalı ile müvekkili arasındaki bayilik sözleşmesinin feshedildiğinin ve bu şirkete ödeme yapılmaması hususunun özellikle belirtildiğini, ancak davalı bankanın çalışanlarının müvekkilinin talebini yerine getirmediklerini, hesabı kapatmak bir yana bu hesaptaki 10.564,07 TL’yi diğer davalıya verdiklerini, müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını, bu zararın karşılanması için başlattıkları icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş vekili, davacı ile müvekkili arasında 25/08/2010 tarihli ve 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davacıya bir kısım malzemelerin ariyet olarak bırakıldığını, sözleşmenin feshedilmesi üzerine davacıya ariyet malzemelerin müvekkiline teslim edilmesinin ihtar edildiğini, müvekkilinin de malzemeleri söküp nakil işlemlerini gerçekleştirdiğini, ancak LPG tesisat bedelinin ve söküm ve nakliye giderlerinin müvekkiline ödenmediğini, bu tutarın da davacının hesabından tahsil edildiğini, davacının borcun olmadığı yolundaki iddialarının gerçeği yansıtmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … Bankası A.Ş vekili ise; davacının müvekkiline verdiği 06/08/2010 tarihli ödeme talimatı ve taahhütnamesinde … A.Ş tarafından vadeli mal alımı nedeniyle düzenlenen fatura bedellerinin ödenmesinin istendiğini, bu konuda bankaya virman yapma konusunda tek taraflı yetki verildiğini, ayrıca hesabın müsait olmaması durumunda müvekkilince kredi dairesinde tutarların karşılanacağını, dolayısıyla müvekkilinin bu sözleşme ve eki talimat hükümlerine uygun davrandığını, davacının tacir olup imzaladığı sözleşme ve talimatlarda basiretli davranması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının hesabından 19/04/2012 tarihinde davalı şirkete 10.564,07 TL’lik ödeme yapıldığı, bu ödemenin davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının yaptığı demirbaş söküm ve nakliyesine ilişkin olarak toplam 10.777,65 TL’lik masrafı olduğunu, bunu faturalandırıp defterlerine kaydettiği, davacının bu masraflardan sorumlu olduğu, davacı tarafın iş bankasındaki hesabından bu tutarın tahsil edildiği, davacının talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; kararın dosya içeriğine aykırı olduğunu, kararın deliller ve gerekçe bölümünde sadece icra dosyasının incelendiğini, diğer delillerin incelenmediğini, hemen akabinde bilirkişi raporundan alıntı yapılarak hüküm fıkrasına geçildiğini, beyanlarının incelenmediğini, mahkemenin dosyayı incelemediğini, davalılardan … Bankasına ilişkin hiçbir incelemenin yapılmadığını, yine davalı bankanın sözleşmesel sorumluluğunun irdelenmediğini, davalı bankanın sözleşme ve talimata aykırı davranışları bulunduğunu, buna rağmen bu talimatın dikkate alınmadığını, bilirkişi incelemesinin usule ve kanuna uygun yapılmadığını, bayilik sözleşmesi konusunda sektör bilirkişisinin heyete dahil edilmediğini, buna göre LPG dispenserinin sökümü ve teslimine ilişkin uygulamanın tespitinin yapılmadığını, davalılardan … A.Ş’nin genel merkezinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiğini, taraflara hiçbir bildirim yapılmadığını ve tamamen mali bilirkişinin tek başına ve keyfi şekilde yaptığı bir inceleme sonunda rapor yazıldığını, LPG ünitesinin incelenmediğini, demirbaşların sökümü hususlarının sözleşmeye ve ticari örflere göre değerlendirilmediğini, afaki olarak rapor yazıldığını, yanlış tespitlerde bulunulduğunu, davacının demirbaşları teslim sorumluluğu olmasına rağmen bu konudaki beyanlarının ve delil olarak bildirdikleri İstanbul 10 ATM’nin 2015/352 Esas sayılı dosyasındaki delillerin özellikle intifa senedinin incelenmediğini, istasyonda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadığını, 06/08/2010 tarihli ödeme talimatının ve taahhütnamenin incelenmediğini, taraf ticari defterlerinin karşılaştırmalı incelemesinin yapılmadığını, davalı … A.Ş’nin düzenlediği faturanın müvekkili şirketi kayıtlarına girmediği gibi tebliğ dahi edilmediğini, tek taraflı yapılan kayıtların karşı tarafı bağlamayacağını, yine faturanın tebliğ edilip edilmediğinin araştırılmadığını, davalı bankanın müvekkilinin talimatına rağmen ödeme yaparak müvekkilini zarara uğrattığını, gerek hesabın kapatılması gerekse ödeme yapılmamasına ilişkin talimatların yerine getirilmediğini, dava konusu tahsilatın sözleşme ilişkisi bittikten sonra yapılan bir tahsilat olduğunu, demirbaşların 09/03/2012 ve 18/03/2012 tarihlerinde davalı … personelleri tarafından bizati sökülerek teslim alındığını, dolayısıyla LPG tesisat bedeli 2673,60 TL’nin alınamayacağını, yine davalının gerek bu 2.673,00 TL, gerekse söküm bedeli adı altında müvekkilinden hiçbir talebi olmadığını, bayilik sözleşmesinde demirbaş bedeli ödenmesinin taraflarca kararlaştırılmadığını, davalının bu tahsilatı taahhütname adlı belgeye dayandırmasına rağmen bu belgede müvekkilinin imzasının bulunmadığını, yine faturanın müvekkilien tebliğ edilmediğini ve müvekkili defterlerinde yer almadığını, faturanın doğru olmadığını, yine müvekkilinin demirbaşları iade yükümlülüğünün bulunmadığını, İstanbul 10 ticaretteki dosyasda bulunan intifa senedinin tüm demirbaşların müvekkiline bırakıldığının yazılı olduğunu, dolayısıyla iade ile yükümlü olmadıkları bir malla ilgili olarak masrafın kendilerinden istenemeyeceğini, müvekkilinin cari hesaptan mal borcu bulunmadığını, tüm ticari ilişki sona erdikten 2 ay sona yapılan tahsilatın haksız olduğunu bildirmiştir. Davaya konu İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının 04/03/2013 tarihinde davalılar aleyhine 10.564,00 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 11.871,47 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, davalıların ayrı ayrı süresinde borca itiraz ettikleri, davalı .. Bankası’nın ayrıca Didim İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiği görülmüştür. Davacı ile davalılardan … A.Ş arasında bayilik sözleşmesi bulunduğu görülmüştür. Davacı tarafından sunulan 18/03/2012 tarihli teslim tutanağında; 7 adet malzemenin söküldüğü, bir adedin istasyona bırakıldığı, diğerlerinin teslim alındığı ve yine montaj tespit formu başlıklı belgede de kurumsal kimlik giydirmelerinin eksiksiz teslim alındığının belirtildiği görülmüştür. Davacı tarafından davalı bankaya hitaben 16/04/2012 tarihli yazıyla hesabın kapatılmasının istendiği, yine 19/04/2012 tarihli yazıda ise davacının … ile aralarındaki sözleşme feshedilmiş olması dolayı bu hesaptan ödeme yapılmamasını talep ettiği görülmüştür. Davacı tarafından davalı bankaya verilen 06/08/2010 tarihli ödeme talimatı ve taahhütname başlıklı belgede; şubede bulunan … numaralı vadesiz ticari mevduat hesabından davalı … A.Ş’nin bankaya bildirilecek tarihlerde ve meblağlarda fatura bedellerini virman yapma konusunda bankanın tek taraflı yetkili olduğunun kabul edildiği görülmüştür. Davalı banka tarafından diğer davalıya 19/04/212 tarihinde 10.564,07 TL ödeme yapıldığı görülmüştür. Davalı … A.Ş tarafından davacıya 18/04/2012 tarihinde KDV dahil 10.777,65 TL’lik fatura düzenlendiği, fatura içeriğinin LPG tesisatı söküm ve toprak altı LPG tesisi olduğu görülmüştür. Davalı … A.Ş tarafından davacıya düzenlenen 27/03/2012 tarihli KDV dahil 707.622,80 TL bedelli faturanın LPG demirbaşları söküm ve nakliye bedeline ilişkin olduğu görülmüştür. Davalı … A.Ş tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan ariyet olarak alınan demirbaşlara ilişkin taahhütname başlıklı belgede; ekte zikredilen demirbaş malzemenin ariyeten teslim alındığı, mülkiyetin …A.Ş’ye ait olduğu, iadesi istendiği takdirde en geç 15 gün içinde malzemenin sökümü ile … tarafından tayin olunacak yere nakliye işlemlerinin her türlü gideri tarafına ait olmak üzere süresinde ikmal edileceğinin taahhüt edildiği, bunlar için gerekli tüm vergi, resim ve inşaa tesisi ve bakım masraflarının tarafından ödeneceğinin kabul edildiği, bu taahhütnamenin taraflar arasındaki ticari sözleşmenin eki olduğunun kabul edildiği, ekteki belgede ise 3 adet malzemenin verildiği görülmüş, ekte bulunan malzemelerin yazılı olduğu kısmın davacı şirket tarafından imzalandığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 08/06/2015 tarihli 3 kişilik bilirkişi raporunda; davalı … A.Ş’nin 2012 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliği bulunduğu, davalı defterlerine göre davacı şirkete herhangi bir borcu ya da alacağının bulunmadığı, davalı tarafından düzenlenen 18/04/2012 tarihli 10.777,65 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının 28/02/2012 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiği, bayilik sözleşmesinin 28/05/2010 tarihinde 25/08/2015 tarihine kadar geçerli olmak üzere akdedildiği, davacının 28/02/2012 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin görülen lüzum üzerine tek taraflı feshedildiği ve ihtarname ile davalı … A.Ş’nin demirbaşları sökerek teslim alınmasının ihtar edildiği, davalı şirketin de 09/03/2013 ve 17/03/2013 tarihlerinde istasyondaki demirbaşları iade aldığı ve taraflar arasında alacak borç ilişkisinin kalmadığı, davalı şirket tarafından düzenlenen faturanın davacı tarafından teslim edilen ekipman ve demirbaşların söküm ve nakliye ilişkin giderler ve davalı … A.Ş’ye teslim edilmeyen topraklı LPG tesisat bedelinden oluştuğunun anlaşıldığı, taahhütnamede davacının istenilen demirbaşları 15 gün içinde teslim etmeyi taahhüt ettiği, buna göre davacının dava konusu faturayı düzenlediği, nakliye bedelinin 7.622,80 TL olup bunun 27/03/2012 tarihli faturayla düzenlendiği, LPG tesisat bedelinin 25/08/2010 tarihli sözleşmeye göre ariyet olarak teslim alınan demirbaş içinde bir adet tank, bir adet LPG dispenseri ve bir adet mekanik ve elektrik tesisat bulunduğu, bu parçaların LPG tesisatının ana kalem parçaları olup LPG transfer pompası ile tank arasındaki boru hatları, tank ile dispenser arasındaki boru hatları ve bazı bağlantı parçaları elektrik kablolama ve bağlantıları ve havadanlık gibi diğer tesisat unsurları sökülse dahi tekrar bir başka yerde kullanılamayacak tesisat parçaları olduğu, ancak LPG tesisatı bir bütün olarak bu boru hatları ve elektirik kablo ve bağlantıları ile çalışır vaziyete gelebildiği, dosyadan LPG tesisatının … tarafından yapıldığının anlaşıldığı, dolayısıyla ana kalemler dışında kalan söz konusu kalemler için 2.763,60 TL’nin … tarafından talep edilebileceği belirtilmiştir. Yargılama sırasında alınan 16/08/2016 tarihli ek raporda ise; kök rapordaki görüşlerin değişmediği yolunda görüş bildirilmiştir. Davacı vekilinin ek rapora da itiraz ettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, itirazın iptali davasıdır. Davacı ile davalılardan … A.Ş arasında bayilik sözleşmesi, diğer davalı ile arasında ise bankacılık sözleşmesi vardır. Davacı ile davalı …. A.Ş arasındaki bayilik ilişkisi sona ermiş, davalı … A.Ş tarafından verilen ariyet mallar bu davalı tarafından davacıya ait istasyondan sökülmüş ve bu davalının söküm ve nakliye gideri ile toprak altı LPG tesisatına ilişkin fatura düzenlediği görülmüştür. Uyuşmazlık, davalı …A.Ş’nin davacıdan alacaklı olup olmadığı ve diğer davalı bankanın davalı … A.Ş’ye ödeme yapması nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığına ilişkindir. Ariyet mallara ilişkin verilen taahhütnamede verilen malların mülkiyetinin … A.Ş’ye ait olduğu, iadesinin istenilmesi halinde nakliye işlemlerinin giderlerinin davacı tarafından ikmal edileceğinin hüküm altına alındığı görülmüştür. Her ne kadar davacı tarafça bu taahhütnamede imzalarının bulunmadığı belirtilmiş ise de, dosyaya sunulan taahhütname örneğinde imzanın bulunduğu görüldüğünden, davacının bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Her ne kadar davalı … A.Ş tarafından yukarıda bahsedilen fatura davacı tarafa gönderilmemiş ve tebliğ edilmemiş ise de, önemli olanın davalı … A.Ş’nin fatura nedeniyle alacaklı olup olmadığıdır. Dosyaya alınan bilirkişi raporları içeriğinden de anlaşılacağı üzere ariyet mallar davalı tarafından söküldüğünden ve yine yukarıda değinilen taahhütname içeriğinden söküm ile ilgili giderlerin davacıya ait olduğu hüküm altına alındığından ve LPG tesisatı da alınıp götürülmediğinden, davalı … A.Ş’nin bu fatura nedeniyle alacaklı olduğuna ilişkin mahkeme tespiti yerinde olduğundan davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde değildir. Öte yandan davacı taraf bankaya karşı hesabı kapatması ve hesaptan ödeme yapılmaması yönünde talimat vermiş ise de, dosya içeriğinden davalı bankanın diğer davalı … A.Ş’ye 19/04/2012 tarihinde ödeme yaptığı, yine ödeme yapılmamasına ilişkin talimatın da 19/04/2012 tarihinde verildiği görülmüş olup hangisinin daha önce yapıldığı net olan ortaya konulmamış olmakla birlikte gerek davacı tarafından bankaya verilen taahhütname içeriğinde davalı bankaya ödeme konusunda yetki verilmesi, gerekse bu ödemenin davalının sorumluluğunda olan bir borca ilişkin ödeme olması nedeniyle davacının bu ödeme nedeniyle zarara uğradığı iddiası ispatlanamamıştır. Dolayısıyla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.11/04/2019