Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1632 E. 2018/1047 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1632 Esas
KARAR NO : 2018/1047
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/11/2016
NUMARASI : 2015/47 E. – 2016/194 K.
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ : 19/04/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 10.03.2015 tarihli dava dilekçesinde,” müvekkilinin …(LOGO), … (LOGO), … (LOGO) ve … markalarının bulunduğu, davalı tarafın ise herhangi bir yasal dayanağı olmadığı halde … markasının İstanbul Büyükçekmece ADM Plaza’da kullandıklarını, davalının eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğunu, markanın itibarının da zarara uğradığını,” iddia ile tedbir talebi dışında, davalıların markaya tecavüz fiillerinin durdurulmasını, 5.000 TL fiili zarar, 5.000 TL yoksun kalınan kâr olmak üzere toplam 10.000 TL maddi tazminatın, 5.000 TL itibar tazminatının 5.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde, ” bu davanın dayanağı olan Büyükçekmece 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 29.12.2010 tarih ve 2010/2691 sayılı arama kararı uyarınca açılan davanın Bakırköy 2. FSHHM’nin 2013/30 E. sayılı dosyasıyla görüldüğü, dosyanın Yargıtay’da olduğunun, aynı olay nedeniyle iki defa yargılama yapılamayacağını, müvekkillerinin ADM Plaza No… sayılı yerde faaliyet göstermediklerini, bu nedenle müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, belirtilen arama kararı uyarınca yapılan arama sonucunda açılan dava olan Bakırköy 2.FSHHM’nin 2013/30 Esas, 2014/183 Karar sayılı dosyada gerekli cevapları verdiklerini, davacının, o davadaki davalı … Ltd. şirketine 18.08.2010 tarihinden itibaren mal sattığını, dolayısıyla zımmen de olsa markanın kullanılmasına izin verildiğini,”savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme marka tescil belgelerini, tespit dosyasını, ilgili dava dosyalarını ve ceza evrak örneğini celbederek, bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle rapor ve ek rapor aldıktan sonra 17.11.2016’da, “davalılardan …’nun marka kullanımına ilişkin somut bir delil sunulmadığından,” bu davalı hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, diğer davalı hakkındaki davanın ise, ” Bakırköy 2.FSHHM’nin 2015/171 Esas, 2015/128 Karar sayılı dosyasının tespitle tecavüzüne ilişkin kararından sonra davalının bir kullanımının tespit edilemediğinden,” reddine karar vermiş, bu red kararına karşı davacı vekili 17.02.2017 harç tarihli istinaf dilekçesi ile istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinafında, “her ne kadar bilirkişilerin raporlarında davalıların kullanımlarının ispatlanamadığı belirtilmiş ise de, en önemli ispatın Büyükçekmece 1.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 29.12.2010 tarih ve 2010/2631 sayılı arama kararına istinaden davalılarca işletilen adreste Etiler Marmaris markasının kullanımının tespit edilmiş oluşu olduğunu, bu kullanım nedeniyle Bakırköy FSH Ceza Mahkemesi’nin 2015/183 Esas, 2016/120 Karar sayılı kararı ile davalı …’nun beraatine, davalı …’nun mahkumiyetine karar verildiği, her ne kadar hukuk hakimi ceza mahkemesi beraat kararı ile bağlı değil ise de, maddi vakalar ile bağlı olduğunu, davalılardan birisinin beraat etmesinin şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği olduğunu, ceza davasında diğer sanığın mahkumiyetine karar verildiğini,” iddia ile kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü istemiştir.
Dosya da davalı tarafça verilmiş bir istinafa cevap dilekçesine rastlanmamıştır.
Davalı, Bakırköy 2.Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın davalısı şirketin yönetici ortağıdır. Eldeki davada, o davada yöneticisi olduğu şirkete karşı açılan dava konusu fiillere ilişkindir. O davada bu fiiller nedeniyle davalı ile birlikte sorumlu olan şirketten maddi, manevi tazminat tahsil edilmiş olup, TBK’nın 166.maddesine göre müteselsil borçlulardan birinden tahsili değerleri de borçtan kurtarır, davacının aynı olay için mükerrer tazminat hakkı bulunmadığı gibi o dönemde şirketin tecavüzünün önlenmesine karar verilmiş olup, gerçekleşen tecavüz fiilleri şirketi ad ve namına gerçekleşmiş olup, davalı şirket yöneticisi sıfatıyla hareket ettiğinden davalının kendi hesabına yönelik gerçekleştirdiği tecavüz bulunmadığı tecavüzlerde diğer davada durdurulduğundan davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından Bakırköy 2.FSHHM’nin daha önce yargılaması yapılan 2013/30 E. sayılı davaya, konu marka kullanımlarından ve belirtilen dava tarihinden sonra, davalı gerçek kişilerce başkaca bir markasal ve ihlal oluşturabilecek türden bir kullanım da ispat edilemediğinden ilk derece mahkemesinin kararında herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
-Yukarında açıklanan gerekçe ile, davacı taraf vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Yargılama duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
dair, dosya üzerinden, yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve iş bu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay Temyiz açık olmak üzere 19.04.2018 tarihinde karar verildi.