Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1625 E. 2019/104 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1625 Esas
KARAR NO : 2019/104 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 2015/1203 E., 2016/1033 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/01/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kefil olduğu 6 adet toplam bedeli 330.427,00 USD ye ilişkin K.Çekmece …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, senetlerde borçlunun davalı … olduğunu, müvekkilinin yalnız başına yaşadığını, tüm ihtiyaçlarını kendisinin giderdiğini, eşinin vefatı üzerine evlenmek istediğini, tüm aile fertlerinin buna karşı çıktığını, kendisi adına kayıtlı taşınmazların el değiştirmesini önlemek için zayıf türkçesi ve bilgisizliğinden yararlanılarak takibe konu senetlerin düzenlendiğini, davalı … nın dava konusu senetlerdeki borçlanmayı sağlayacak ticari ve mali gücü bulunmadığı, sadece müvekkilinin tasarruf hakkını engellemek için senetlerin düzenlendiğini, ayrıca vesayet altına alınması için dava açıldığını belirterek senetler dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; babasına baskı yaptığının doğru olmadığını, 1986 yılından beri Zeytinburnu ve Mahmutpaşa da deri ve konfeksiyon ticareti yaptığını, 9 sene Rusya da değişik firmalarda çalıştığını, işlerin iyi gitmemesi nedeniyle borçlarını ödeyemediğini, alacaklıların çoğu ile anlaşıp senetler verdiğini, diğer davalı “…”ye de ticari ilişki nedeniyle borcu bulunduğunu, babasının da borcu bulunduğunu belirterek senetleri verdiğini, şuan ki vergi dairesi ve SGK ya 1.000.000 TL nin üzerinde borcu bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı …. Ltd. Şti’nin davacı … ve davalı … aleyhine 330.427 USD asıl alacak ve 1.843 USD işlemiş faizinin Merkez Bankası’nın USD’ye uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte tahsili talebiyle icra takibi başlattığı, takibin davacı hakkında kesinleştiği görülmüştür.
K.Çekmece 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/2843 esas sayılı dosyasında davacının vesayet altına alınması için açılan davada davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına celp olunan Bakırköy 7.ATM nin 2014/764 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının dava konusu senetlere ilişkin menfi tespit davası açtığı, dosyanın 3 aydan fazla işlemsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği ve 21/01/2016 tarihinde kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına celp olunan Bakırköy 6.ATM nin 2015/822 esas sayılı dosyasında davacı … tarafından aynı davalılara karşı menfi tespit istemine ilişkin açılan davada davanın 3 aydan fazla işlemsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği ve temyiz süresinin dolduğu fiilen kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarihli 2015/1203 Esas 2016/1033 Karar sayılı kararıyla; davacının iddiasını ispat edemediğinden senetlerin kambiyo vasfında olup illetten mücerret olduğu anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; davalı …’nın davacının oğlu olduğunu, evlenmek isteyen babasını engellemek ve bu suretle taşınmazların evlilik yoluyla el değiştirmesini engellemek amacıyla Türkçe bilmeyen babasına dava konusu senetleri imzalattırdığını, senetlerin çok yüksek meblağda olduğunu, alacaklı ve borçlu olarak görülen kişiler arasında böyle bir borç ilişkisinin mümkün olmadığını, bunun ticari defterlerin tetkikiyle anlaşılacağını, mahkemenin hiçbir araştırma yapmadan red kararı verdiğini, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olmasının bu senetlerin hile ve muavazaa yoluyla düzenlenmiş olmaları konusunda yapılacak tetkikleri engellemeyeceğini, alacaklının alacağına kavuşmak için hacz ettiği taşınmazın paraya çevrilmesi hususunda ciddi bir girişimde bulunmayışının da iddialarını desteklediğini, kararın hukuka aykırı olduğunu beyanla kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, davacı ve oğluna ödeme emri tebligatları yapılarak takibin yıllar önce kesinleştiğini, hatta davacıya 103 davetiyesi tebliğ edildiğini, davalının bonolardaki imzayı, yazılı tutarları ve içeriğini inkar etmediğini, senet düzenleyen diğer davalının imzalattırdığını ileri sürdüğünü, takibin devam ettiğini, satışın istenmemesinin muavazaaya dayanak gösterilemeyeceğini, müvekkilinin Pakistanda deri fabrikaları bulunduğunu, 9 yıl sonra asılsız iddialarla dava açıldığını beyanla istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davacı vekilinin müvekkilinin kefili olduğu 6 adet toplam bedeli 330.420,00 USD olan bonoların hile ve muvazaa ile alındığını, müvekkilinin Türkçe bilmediğini, davalı oğlu tarafından taşınmazlarının evlilik yoluyla el değiştirmesini engellemek amacıyla imzalattırıldığını, ileri sürerek müvekkilinin Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası dayanağı bonolardan dolayı borçlu bulunmadığının tespitini talep ettiği görülmüştür.
Davacının vesayet altına alınması için davalı oğlu tarafından Küçükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/2843 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, mahkemenin almış olduğu sağlık kurulu raporunda; psikiyatrik muayenesinde akıl ve zihin yönünden sağlıklı olduğu, tapu ve noter işlemleri yapabileceği, vasiyetname düzenleyebileceğinin beyan edildiği, mahkemenin davanın reddine karar verdiği görülmüştür.
Davacı vekilinin hile ve muavazaa ile müvekkilinin iradesinin sakatlandığını ileri sürerek menfi tespit davası açtığı, bonoların tanzim tarihinin 01/06/2005 tarihli olduğu, 818 sayılı BK 31/1 maddesi ve dava tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK 39/1 maddesi gereğince irade sakatlığının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmesi gerektiği, davacı tarafça aynı hukuki ve maddi vakıalara dayalı olarak 03/09/2015 tarihinde açılan 2015/822 Esas sayılı dava ve 23/06/2014 tarihinde açılan 2014/180 Esas sayılı davaların nispi harç tamamlanmadığından açılmamış sayılmasına karar verildiği, bir yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcından itibaren 18/12/2015 dava tarihine kadar 10 yıldan fazla bir zaman geçtiğinden, irade sakatlığı hukuki sebebine dayanılamayacağı, kaldı ki irade sakatlığının da davacı tarafça ispatlanamadığı göz önüne alınarak mahkeme kararının yerinde olduğuna, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/01/2019