Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1622 E. 2019/103 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1622 Esas
KARAR NO : 2019/103 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2016
NUMARASI : 2014/301 E., 2016/724 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 17/01/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı sigorta şirketine ZMM sigortası ile kayıtlı olan sürücüsü …’in sevk ve idaresindeki … Plakalı aracın 30/07/2011 tarihinde yapmış olduğu kazada müvekkilinin murisi …’in vefat ettiğini, mirascılarına sigorta tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak destekten yoksun kalma tazminatı ödenmemekte olduğunu ancak Yargıtayın içtihatları ile bu hususun yeniden düzenlendiği ve davacı murisinin ölümünden dolayı mirascı olan davacının destekten yoksun kalma tazminatını talep edebileceği, zira kendi kusuru ile ölen araç sürücüsünün yakınlarının Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında olduğunun kabul edildiğini, bu nedenle delillerin toplanarak davacı müvekkili yönünden 1000 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, masraf ve ücreti vekalete hükmedilmesi talep ve dava olunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; kazaya karışan aracın trafik poliçesinin müvekkili tarafından düzenlendiğini, daha sonra bu poliçenin araç satışı nedeni ile 19/02/2011-03/09/2011 tarihlerini kapsayan ek belge ile iptal edildiğini, kazanın 30/07/2011 tarihli olup, poliçe kapsamı dahilinde bulunmadığını, bu nedenle haksız davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesini istenmiştir.
İncelenen hasar dosyasında sunulan poliçe incelenmiş, poliçe tarihinin dava konusu araç ile ilgili olarak 31/05/2011- 31/05/2012 tarihleri arasını kapsar nitelikte olduğu, yani kazanında söz konusu poliçenin yürürlükte olduğu dönem içerisinde bulunduğu görülmüştür.
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/12/2016 tarihli 2014/301 Esas 2016/724 Karar sayılı kararıyla; olayın davacı miras bırakanının kusuru nedeni ile meydana geldiği, araç sürücüsü ve maliki sıfatı ile murisin direksiyon hakimiyetini kaybederek kazanın olup, ölümün gerçekleştiği, davacıya ödenebilir tutarın bilirkişilerce 101.679,84 TL olarak hesaplama tabloları çerçevesinde yapıldığı, poliçe limitenin 200.000 TL olmakla bu miktarın poliçe limiti dahilinde bulunduğu, kaza tarihinde poliçenin yürürlükte bulunduğu bu nedenle teminat dahilinde olduğu gerekçesiyle, davanın ıslah edilen değer ile birlikte kabulü ile ancak dava tarihinden itibaren 1.000 TL sine ıslah edilen kısma ise ıslah tarihi 03/03/2016 tarihi itibariyle avans faizine hükmedilmesine , karar verildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunmadığı görülmüştür.
Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümlerinde açıkça belirtildiği üzere borçlunun fiili öğrendiği tarihte temerrüde düşmüş sayıldığını, KTK’da da borçlu sigortanın temerrüdüne ilişkin esasların belirlendiğini ve başvuru var ise borcun 8 iş günü içinde ödenmesini, aksi halde temerrüde düşeceğini düzenlediğini, davada sigorta şirketinin borçtan dava ile haberdar olduğunu, müvekkilinin zararını karşılamadığını, davanın tamamı için dava tarihinden itibaren faize hükmetmesi gerektiğini, ıslah edilen kısmı için ıslah tarihinden faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02/06/2016 tarihli 2015/8012 Esas 2016/6763 Karar sayılı içtihadının da bu yönde olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevap vermediği görülmüştür.
GEREKÇE:
Davacı vekili müvekkilinin murisinin 30/07/2011 tarihli kazada vefat ettiğinden bahisle 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği, mahkemenin yargılama sırasında aldığı bilirkişi raporuyla davacının destek tazminatının 101.679,84 TL olarak hesaplanması üzerine davacı vekilinin ıslah talebiyle tazminat miktarını arttırdığı, mahkemenin kararında davayı kabul ettiği ancak dava tarihinden itibaren 1.000 TL’lik kısma 03/03/2016 ıslah tarihinden itibaren de ıslah edilen 100.679,84 TL’ye faiz yürütülmesine karar verdiği, davalı vekilinin istinaf talebinde bulunmadığı, davacı vekilinin ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin yerinde olmadığı dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği, ıslah dilekçesiyle talebini arttırdığı, davalı sigorta şirketinin dava ile temerrüde düşürüldüğü, dava tarihi itibariyle haksızlığı anlaşılan davalı sigorta şirketinin zararın tamamını ödemekle yükümlü olduğu, mahkemenin dava dilekçesi ve ıslah dilekçesiyle talep edilen miktar yönünden faizin başlangıcı konusunda ayrıma gitmesinin yerinde olmadığı kanaatiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının faiz başlangıç tarihleri yönünden kaldırılmasına, hükmün tazminat miktarlarına yönelik kısmının korunmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince istinaf isteminin KABULÜNE,
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarih ve 2014/301 E., 2016/724 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın ıslah edilen değer ile birlikte kabulü ile; 101.679,84 TL nin davalıdan dava tarihi olan 12/09/2014 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek tahsiline,
Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 6.945,75 TL karar harcından peşin alınan 369,07 TL’nin mahsubu ile geri kalan 6.576,68 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacının yaptığı 1.274,07 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 10.884,39 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
İstinaf yargılaması yönünden:
İstinaf aşamasında peşin olarak alınan 31,40 TL’nin karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 35,00TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 120,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/01/2019