Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1619 E. 2018/478 K. 05.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1619 Esas
KARAR NO : 2018/478 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2016
NUMARASI : 2014/1469 E., 2016/873 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/03/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, “yaptıkları ticaret neticesinde davalı şirket yekilisi …’e talep konusu çek’i verdiğini, kendisine ayıplı mal verilmesine rağmen çekin ödemesini davalı şirket yetkilisi …’e yaptığını, böylece bu çek’den dolayı herhangi bir borcunun kalmadığını, ancak ödemeye rağmen çek’in iade edilmediğini, davalının sürekli geçiştirdiğini, ve bu çek’i takibe koyduklarını, davalı vekilinin borç olmasa dahi vekalet ücreti alacağı nedeniyle takibe devam edeceklerini, 10.000 TL ödenmesi durumunda çek’i iade edeceklerini söylediğini, daha sonra ise vekaletnamedeki tüm şirketlerin sahibi ve yetkilisi …. adlı bir kimsenin İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde avukatlığını yaptığını ve vekalet ücretini alamadığı için icra takip dosyasındaki alacağın tamamını vekalet ücretine karşılık tahsil edeceğini, icra dosyasına sunduğu belgede belirttiğini, daha sonra ise istifa ettiğini, çek bedelinin ödendiğini, icra dosyasına buna ilişkin ibraname sunulduğunu, bu ibranamenin….. Şirketi yetkilisi … tarafından düzenlendiğini, esasen …..ve …r Ltd.şirketlerinin aynı kişiye ait olduğunu, ödenen bir çekten dolayı başka şirket alacaklı gösterilerek mükerrer tahsilat yapılmaya çalışıldığını, davalının kötüniyetli olduğunu” iddia ile icra takibinden ve talep konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini, satışın ve takibin tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, “çek alacaklısının bir tüzel kişi olan ….. Ltd.olduğunu, davalının beyanları bir an için doğru kabul edilse bile bunun müvekkilini bağlayan bir ödeme olmadığını, .. isimli şahsın hiçbir zaman şirkette yetkili kişi olmadığını, dava konusu talepten, ünvan benzerliği olan farklı bir şirket vekaletnamesi kullanılarak feragat edileceğini, durumu öğrenince son anda dosyanın infazını durdurduklarını, davacının zaman kazanmaya çalıştığını” savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme 27.12.2016 tarihinde, “Van Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yoluyla davalının defterlerinin incelenmesinin istendiği ancak davalı vekilinin, müvekkilinin Van’da ticari defterlerinin olmadığını, talimatın ikmal edilemediği yönünde cevap verildiği, ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde, …’in davalı şirketin temsilcisi olmadığının anlaşıldığını, dava dışı şahsa yapılan ödemenin ve o kişiden alınan ibra belgesinin davalı alacaklıyı bağlamayacağı, yemin deliline de dayanılmadığı, davacının borcu ödediğini ispat edemediği” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinafıdna, “dava konusu çek her ne kadar lehdar Değişim . … Ltd tarafından, ….’e ciro edilmiş ise de, ciroda …. Ltd.ile, müvekkilinin ödeme yapıp ibra belgesi aldığı … A.Ş arasında organik bir bağ bulunduğunu, bu organik bağ nedeniyle çek bedelini ..A.Ş.yetkililerinden …’e ödediğini, bu şirketlerin aynı kişiye ait şirketler olduğunu, mahkeme eğer ….’i dinleseydi, aralarındaki organik bağı ortaya çıkaracak olduğunu, İstanbul 7. Vergi Mahkemesi’nin 2015/2187 Esas, 2016/1316 Karar sayılı kararıyla da … A.Ş’nin sahte belge düzenleyerek amacıyla kurulan bir şirket olduğunun belirlendiğini, bu nedenle…’e ödeme yaptıklarını, takip alacaklısının şirket ile diğer grup şirketlerinin tek ve esas yetkilisinin …. olduğunu, hepsinin aynı vekaletname ile vekil tayin ettiklerini, çek’e ilişkin ibraname, İstanbul 7. Vergi Mahkemesi tarafından verilen müşteki ifadesi birlikte değerlendirilip, bunları bir yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilerek, HMK 102.maddesi tanık dinleneblieceğini” iddia ile kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir. 14.03.2017 tarihli dilekçe ile de …. A.Ş ile ilgili sicil kayıt örneği ibraz etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevabında, “iki şirketin ayrı tüzel kişilikler olduğunu, aralarında bağlantı bulunmadığını, davalının ödeme beyanı doğru kabul edilse bile, bunun müvekkilini bağlamadığını, bahsi geçen… isimli kişinin hiçbir ünvanla müvekkili şirkette çalışmadığını, kendisine hiçbir şekilde yetki verilmediğini, dava konusu alacakla ilgili 2010 yılından bu yana birçok dava görüldüğünü, davacının dava açmak için 5 yıl beklediğini, açılan davalar nedeniyle davacının 7 yıl zaman kazandığını, bu davalarda haksız olduğunun ortaya çıktığını, …’in savcılık şikayetinde, borca ilişkin başka bir çek aldığını söylerken, ibranamede çek bedelini nakden tahsil ettiğini söyleyerek yalan beyanda bulunduğunu, dava konusu icra takibinden usulsüz feragat girişiminin son anda önlendiğini, istinaf dilekçesine eklenen dekontun dava ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, ne hesap sahibi firmanın ne de çek numaralarının dava ile bir ilgisi olmadığını, …’in alacaklı firm ile bir ilgisi olmadığının davacı beyanıyla da kabul edilmiş olduğunu, HMK 200.maddesi gereği tescille ispat zorunlu olduğunu, red kararının doğru olduğunu” beyanla istinaf isteminin reddini istmemiştir.
Her ne kadar 08.05.2014’te …Bankası Laleli Şubesine ait …. numaralı, 28.04.2010 keşide tarihli ve 30.000 TL bedelli, lehdarı … Tic. Ltd Şirketi olan ve İstanbul … İcra Müdürlüğü .. numaralı dosyada takibe konu olup İstanbul …İcra Müdürlüğü 2014/1580 sayılı dosyada satış işlemleri dosyasındaki …. borcu için …’e ödeme yapıldığı ve bu dosyalar için ….’in borcu kalmadığı 08.05.2014 tarihli “İbranamedir” başlıklı belgede yazılı ise de, bu belgeye göre kendisine ödeme yapılan ..’in, tahsilatı ….ve Tic Ltd. Şirketi adına değil dava dışı …A.Ş. Adına olduğu, bu iki şirketin farklı tüzel kişiler olduğu, dolayısıyla yapıldığı iddia edilen bu ödemenin, dava konusu borcu sona erdirmeyeceğini, ödemenin ispatlanamadığı, …ve Tic Ltd. Şirketi ve … A.Ş.arasında organik bağ bulunduğu iddialarının da sonuca etkili olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının ve gerekçelerinin yerinde olduğu anlaşılmakla istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
KARAR:
Davacı vekilinin istinaf isteminin yukarıda açıklanan gerekçe ile ve HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesince alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile, bakiyesinin davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından istinaf incelemesi sırasında yapılmış yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 05/03/2018