Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1576 E. 2019/604 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1576 Esas
KARAR NO : 2019/604
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2016
NUMARASI : 2014/2183 2016/797
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili,davalının müvekkilinden elektrik malzemesi aldığını, ancak davalının bu malzemelere ilişkin borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının takibe isnat ettiği borca sebep ödemelerin davacının iddia ettiğinin aksine zamamında ve tam olarak yapıldığını, davacının haksız olarak ileri sürdüğü borcun geçmişte davalı ile davacı arasında mevcut kira sözleşmesi çerçevesinde mahsup edildiğini , böyle bir borcun bulunmadığını, takip konusu borcun kira bedeli ile mahsuplaşıldığını, davacının uzun süre davalının kiracısı olarak faaliyette bulunduğunu bildirmiştir. Mahkemece, toplanandelillere göre; ispat külfetinin davacıda olduğu, davacı vekiline davasını ispat için takdir edilen bilirkişi ücretini verilen kesin süre içerisinde yatırmadığı, kendisine de süresinde ücretin yatırılmaması halinde bu delille dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, ancak süresinde ve sonrasında yatırılmadığı, bu nedenle bilirkişi incelemesi yapılamadığı, davacı vekilinin yeniden inceleme günü ve bilirkişi ücreti yatırmak için süre talep etmiş ise de davalının buna muvafakat etmediği, davalının takas mahsup savunmasının taraflar arasında geçmişten gelen ticari ilişkiye istinaden kabul anlamına gelmemek kaydıyla belirtildiği, dolayısıyla ispat külfetinin yer değiştirmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davalının cevap dilekçesiyle birlikte takip konusu borcu ödediğini beyan ettiğini, bu nedenle ispat külfetinin davalıya geçtiğini, davalının dosyaya kira sözleşmesi sunduğunu, zaten cevap dilekçesinin son kısmında malzeme bedellerinin kira bedeliyle mahsuplaşıldığının belirtildiğini, yine dosyaya sunulan kira örnekleri ile bu davanın tarflarının birbirini tutmadığını, davalının ikrarının gözardı edildiğini, kararın doğru olmadığını, yine hakimin davayı aydınlatma ödevi gereğince esasa girilmesi gerekirken mahkemenin bu konuda yargılama yapmadığını, gerekçedeki kabul anlamına gelmemek kaydıyla yapılan davalı savunmasının ispat yükünü değiştirmeyeceği şeklindeki hususun da doğru olmadığını bildirmiştir. Davacının davalı aleyhine İstanbul Anadolu …..İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında 19/02/2014 tarihinde 14.725,86 TL alacağın tahsili için ilamsız takip başlattığı, davalı vekilinin borcun bulunmadığı yolunda itiraz ettiği, takibin dayanağı olarak faturaya dayalı cari hesap alacağının gösterildiği görülmüştür. Davalı tarafından dosyaya sunulan kira sözleşmelerinin incelenmesinde; iki sözleşmede kiraya veren olarak …, diğer bir sözleşmede ise … Ltd. Şti ve … geçtiği görülmüştür. Davacı vekilinin 04/05/2016 tarihli dilekçesi ekinde faturalar sunduğu, mahkemece 08/12/2015 tarihli duruşmada; bilirkişi ücreti yatırılması için davacı tarafa iki hafta kesin süre verildiği, kesin süreye uyulmadığı takdirde bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayılacağının kendisine ihtar edildiği, ancak davacı vekilinin ücreti yatırmadığı, 05/04/2016 tarihli duruşmada müvekkilinden bilirkişi ücretini temin edemediğini, bu nedenle yeniden süre talep ettiklerini beyan ettiği, davalı vekilinin ise süre talebine muvafakat etmedikleri yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf müvekkilinin davalıya elektrik malzemesi sattığını ancak davacının borçlarını ödemediğini iddia etmiş, davalı taraf ise davacının icra takibine isnad ettiği, borca sebep olan bir takım elektrik malzemelerine ait ödemelerin davacının iddia ettiğinin aksine zamanında ve tam olarak yapıldığını bildirmiştir. Somut olayda ispat külfeti borcun ödendiğini savunan davalı tarafa düşer. Her ne kadar mahkemece davalının cevap dilekçesinde kabul anlamına gelmemek kaydıyla takas mahsup savunmasında bulunduğu ve bu nedenle ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği şeklinde bir gerekçeye yer verilmiş ise de cevap dilekçesinin 2.bendinde “davacı şirketin, dava dilekçesindeki talebine ve başlattığı icra takibine isnad ettiği, borca sebep bir takım elektrik malzemelerine ait ödemeler davacının iddia ettiğinin aksine zamanında ve tam olarak yapılmıştır.” denildiği 3.bendinde ise “kabul anlamına gelmemekle birlikte …. Davacının haksız olarak ileri sürdüğü borç, davalı müvekkil ile davacı arasında mevcut olan kira sözleşmesi çerçevesinde mahsup edilmiştir.” denildiği, 4.bendinde ise “…. Takip konusu borcun kaynağı iddia edilen malzemelerin bedelleri kira bedeli ile mahsuplaşılmıştır…” denilmiştir. Görüldüğü üzere davalı vekili cevap dilekçesinin 3.bendindeki mahsupla ilgili olarak kabul anlamına gelmemek kaydını koymuştur. 2.bendinde ise bu şekilde kayıt konmadan takip konusu elektrik malzemelerine ait ödemelerin zamanında ve tam olarak yapıldığı savunulmuş olup bu beyan ödeme savunması olup somut olay bakımından ispat külfeti davalıya geçmiştir. Dolayısıyla mahkemenin ispat külfeti konusundaki gerekçesi yerinde değildir. Bu yöne ilişkin davacı istinafı isabetlidir. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin ispat külfetinin tayininden hataya düşülerek yazı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece yapılacak iş, davalıya ödeme savunmasını kanıtlama imkanı sunularak ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesine bir karar vermekten ibarettir. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/12/2016 tarih, 2014/2183 esas, 2016/797 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıdaki gerekçede belirtildiği üzere yargılamaya kaldığı yerden devam edilip bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 13,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 98,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/03/2019