Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1553 E. 2019/506 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1553 Esas
KARAR NO: 2019/506
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2017
NUMARASI : 2015/675 2017/7
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili tarafından Almanya’da yaşayan ve orada işyeri açacak olan oğlunun işyerine uygun malzemeler üreten davalı firmada bir takım malzemelerin alınması ve oğlunun Almanya’daki işyerine götürülüp orada teslim edilmesi hususunda davalı ile şifahi anlaşmaya vardıklarını, anlaşma neticesinde müvekkilinin teslim edilecek malzeme karşılığında davalı şirket hesabına 27.165,40 TL ile 9.000 EURO olmak üzere iki adet ödeme yaptığını, aradan geçen 1,5 yıllık zamana rağmen davalı tarafın malzemeleri müvekkiline ya da oğluna teslim etmediğini, faturaların gönderilmediğini, davalının yazışmalarda ödemeleri kabul ettiğini, ancak bir türlü faturaları göndermediğini belirterek müvekkili tarafından yapılan ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, Almanya’da bulunan …….. firmasının müvekkilinin satıcı firması olduğunu, müvekkilince bu firmaya düzenlenen 12 adet faturadaki ürünlerin bu firma tarafından …….teslim edildiğini, ….. yapılan teslimden sonra faturaların düzenlendiğini, Almanya’da önce malların teslim edildiğini, ürün tesliminden sonra 15 gün sonra itiraz edilmemesi halinde fatura düzenlendiğini, teslimattan sonra müvekkilinin …… firmasından olan alacağına mahsuben davacı tarafından ….. adına müvekkili hesabına ödeme yapıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının hangi ürünler için bu ödemeyi yaptığı hususunun belirlenemediği, davalının sunduğu delillerden dava dışı ……. isimli şirket tarafından davacının oğlu …….. anlaştıklarını beyan ettikleri ürünlerin teslim edildiği ve bu teslimin Alman mevzuatına uygun olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, davalının herhangi bir fatura düzenlemediğini, davalının Almanya’da iş yaptığı firmanın müvekkilinin oğluna dava açtığını ve Türkiye’de davalıya yapılan ödemeyi kabul etmediğini, bu ödemelerin kendisiyle alakası olmadığını ileri sürdüğünü, davalının bilirkişi incelemesinde defter ve belge sunmadığını, raporun müvvekkili lehine olduğunu, davalının tanıt deliline dayanmasına rağmen dinletmediğini, haksız zenginleştiğini, yemin deliline dayanmalarına rağmen mahkemenin ne karşı tarafa ne de müvekkiline yemin verdirdiğini, kararın müvekkilinin mağduriyetine yol açtığını, teslim olgusunun gerçekleşmediğini, buna rağmen teslim edilmediğine dair hususun taraflarından ispatlanmasının istenmesinin doğru olmadığını, davalı tarafın teslime dair hiçbir belge ispat vasıtası sunmadığını, davalı ile iş yaptığı dava dışı şirketin iç sorunlarının müvekkiline yüklenemeyeceğini, dosyaya …….’nin açmış olduğu dava ile ilgili belge tercümelerini sunduklarını ve burada adı geçen firmanın bu ödemeyi kabul etmediğinin görüleceğini, mahkemenin ispat yükünü kanuna aykırı şekilde değiştirdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı tarafından ödemeye ilişkin sunulan dekont örneğinde her iki ödemeyle ilgili olarak “Almanya’daki dükkan masrafı” şeklinde açıklama olduğu görülmüştür. Davalı tarafından 21/05/2015 tarihli ilgilinin dikkatine başlıklı yazıda ödemeyi yapan … ile aralarında alacak ya da verecek bulunmadığı, ödemelerin …… adına yapılmış ödemeler olduğunun belirtildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacının, davalıya ödeme yaptığı , dosyada davacı adına düzenlenen faturaların bulunmadığı, dosyada bulunan faturaların …… adına düzenlendiği, davalı yanın davacı yana söz konusu bedellerin karşılığındaki malzemeleri teslim edip etmediği hususunun belirlenemediğinin belirtildiği görülmüştür. Dosyaya sunulan fatura tercümelerinden dava dış …… tarafından …………. adına düzenlenen faturaların 30/12/2013 tarihli olduğu ve içinde bir işyeri için kullanılacak malzemeler ve özel eşyalara ilişkin olduğu ve tutarının KDV dahil 64.950,20 EURO olduğu, faturanın son sayfasında ödemesi gereken tutarın 36.600,20 EURO olduğunun belirtildiği görülmüştür. Davacı tarafından 09/12/2015 havale tarihli dilekçe ekinde sunulan ve Almanca’dan çevrildiği belirtilen ve bir avukat tarafından verilen belgede; Marburg Asliye Hukuk Mahkemesi’ne hitaben yazılan dilekçelerde dava dışı ………… arasında bir dava olduğu ve ….. fatura bedellerini ödemediğinin iddia edildiği, …… adına yapılan ödemelerin ise kendileriyle ilgisi olmadığı yolunda beyanlarda bulunulduğu, ….. şirketine yapılan ödemelerin bilgileri dışında olduğu yolunda beyanlar olduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Davacı, Almanya’da işyeri açacak olan oğlunun işyeri için alınacak malzemelerin bedeli olarak davalıya ödeme yaptığını iddia etmiş, davalı taraf ise taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, Almanya’da bulunan dava dışı ……. firmasının ürünleri ……….teslim ettiğini, müvekkilinin .. …..’den olan alacağına mahsuben davacının ödeme yaptığını savunmuştur. Dava dosyasında bulunan dekont örneğinde davacının yaptığı her iki ödemede “Almanya’daki dükkan masrafı” şeklinde bir açıklama bulunduğu görülmüştür. Ödemeler 23/11/2013 tarihli olup davalı tarafından teslimle ilgili sunulan faturaların tarihi ise 30/12/2013’dür. Bu durum davaya konu bedelin teslim edilecek mallar karşılığı verildiğini gösterir. Bu durumda davalının malları davacı ya da onun gösterdiği kişiye teslim ettiğini ispatlaması gerekir. Ne var ki davacı bu malların neler olduğunu da açıklamamıştır. Bu durumda mahkemece davacıya, gönderdiği paranın hangi malzeme ya da işler için olduğunu açıklattırılması, daha sonra da davalıya malın teslimini kanıtlama imkanı tanınması ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, ayrıca malın teslimine ilişkin gerekçenin maddi dayanaklarının da karar yerinde açıkça gösterilmemesi isabetsiz olup davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/01/2017 tarih, 2015/675 esas, 2017/7 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıdaki gerekçede belirtildiği gibi yargılamaya devam edilip karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 27,40 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 113,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/03/2019