Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1515 E. 2019/55 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1515 Esas
KARAR NO : 2019/55 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2016
NUMARASI : 2015/149 E., 2016/240 K.
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/01/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 2010 yılında kurulup … markası ile yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinde faaliyet gösterdiğini, …adlı bir kafe restoranı işlettiğini, müvekkilinin … tescil numaralı markalarının 30, 35 ve 43 sınıflarındaki mal ve hizmetleri kapsadığını, davalı markası ile müvekkili markasının aynı olup, aynı/benzer sektörde faaliyet gösterdiklerini, davalının … ismi ile aylık dergi yayınladığını, bu kullanımın müvekkili markaları ile karışıklığa sebep olduğunu, davalının … ibaresini 20.09.2012 tarihli başvuru ile marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkili markalarının başvuru tarihlerinin daha eski olduğunu, müvekkilinin markasının varlığından haberdar olan davalının marka başvuruları gerçekleştirmekte kötüniyetli olduğunu, dergi çıkaran birçok restoran bulunduğunu belirterek MarkaKHK m.7 ve 42 uyarınca davalının … tescil numaralı markasının hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, 500TL maddi, 500TL manevi zararın tazmini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketlerin saygın ticari teşebbüsler olduğunu, müvekkillerinin çekişmeli markayı medya sektöründe kullanmak istediğini, davacının Rumelihisarında bir restoran işlettiğini, müvekkili şirketin ise dergi yayınladığını, davacının lüks tüketim kitlesine hitap ettiğini, müvekkili şirketin dergisinin ise ülkenin dört bir yanındaki marketlerde satışının yapıldığını, müvekkillerinden … şirketinin dava konusu markanın sahibi olmadığını ve söz konusu dergiyi de yayınlamadığını, bu sebeple davalı sıfatının bulunmadığını, taraf markalarının potansiyel müşteri kitlelerinin birbirinden farklı olduğunu, ayrıca markaların tescil edildiği mal ve hizmetlerin de birbirinden farklı olduğunu,… kelimesinin davacının sektörü bakımından ayırt edici bir ibare olmadığını, taraf markalarının görsellerinin birbirinden farklı olduğunu, müvekkilinin davacının markasının tanınmıslığından haksız kazanç sağladığı iddiasının yersiz olduğunu, davacının markasının tanınmış marka olmadığını, müvekkili markasının ilgili sektörde tanınmış olduğunu belirterek davanın reddini talep etmektedir.
Davacının … tescil nolu 04.11.2011 tescil tarihli … ibaresi ile 30, 35, 43. sınıflarda tescillidir. 2011 38416 06.05.2011 tescil tarihli …+ şekil ibareli markası 30, 35, 43 sınıflarda tescillidir. 2012 14505 nolu 14.02.2012 tarihli Lokma +şekil markası 43. sınıfta tescillidir.
Davalı markası ise … tescil nolu 20.09.2012 başvuru tarihli 08.11.2013 tescil tarihli lokma ibareli marka olup 16, 38, 41 sınıflarda tescillidir.
İlk derece mahkemesince dosyada alınan 05/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalının markasını tescil ettirdiği 41.sınıfta yer alan; “eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri” ile davacının … numaralı tescil numaralı markalarını tescil ettirdiği 35.sınıfta yer alan “reklamcılık pazarlama ve halkla ilişkiler gibi hizmetler (ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil)” hizmetlerinin benzer olduğunu beyan etmişlerdir.
Davacı vekili ve davalı vekili tarafından kök rapora itiraz üzerine bilirkişi heyetinden 10/06/2016 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda; davacı tarafın davalının restaurant hizmetine yönelik yayın yapmasının müvekkilinin marka hakkının ihlal ettiğinin ileri sürüldüğünü, ancak marka tescil başvurusu sırasında dergi yayıncılığının hangi alanda yapılacağı bilinmediğinden bir sınırlama getirilemeyeceğini, markaların tescilli olduğu hizmetlerin bir ölçüde birbirleriyle ilintili olduğunu ancak aralarında doğal bir bağlantı bulunduğu ve birbirinden ayrı düşürülemeyeceğinin söylenemeyeceğini, davalının … kelimesinin esas unsur olmadığına yönelik itirazının incelenmesinde ise … ibaresinin esas unsur olduğunu, davacı markalarında diğer unsurların güçlü bir ayırt ediciliği bulunmayan yan unsur niteliğinde olduğunu beyan etmişlerdir.
İstanbul 2. FSHHM’nin 29/12/2016 tarihli 2015/149 Esas 2016/240 Karar sayılı kararıyla; “toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bilirkişi kök ve ek raporları kapsamında, 41. sınıfta yer alan eğitim ve öğretim hizmetleri, sempozyum, konferans kongre ve seminer düzenleme, idari hizmetleri ile davacının markalarını tescil ettirdiği 35. sınıftaki reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil hizmetlerinin benzer olduğunu, sergi, konferans, fuar gibi faaliyetlerin eğitim öğretim hizmetleri ve halkla ilişkiler hizmetleri gibi alanlar ile de doğrudan bağlantılı ve etkileşim halindeki alanlar olduğu belli bir bilginin paylaşılmasına yönelik organizasyonların farklı isimler altındaki hizmetler altında sunulabileceği, bu hizmetlerin birbiri ile bağlantılı ve tamamlayıcı nitelikte olduğu, bu nedenle davalının markasının tescil edildiği ve bilginin paylaşımına yönelik organizasyonları ifade eden hizmetlerin davacı markasının aynı alanda tescil edilmiş hizmetleri ile benzer olduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı … AŞ nin TPE nezdinde tescilli … tescil nolu … ibareli markanın 41 sınıfta eğitim ve öğretim hizmetleri, sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalı yanın tescilli markasını kullanması nedeniyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet maddi ve manevi tazminat ve hükmün ilanına ilişkin taleplerinin reddine karar vermiştir.
Davalılar vekilinin istinaf dilekçesinde; davacının markasının tescilli olduğu, 35.sınıftaki hizmetlerin “bilginin paylaşımında ticari olarak değerlendirilebilen sınıflar iken, müvekkilinin markasını tescil ettirdiği 41.sınıftaki hizmetlerin ise ticariden ziyade bilginin ticari olmayan amaçlar ile aktarımı ve bu organizasyonların düzenlenmesine ilişkin olduğunu, hizmetlerin birbirini tamamlayıcı olduğunun kabulü için “biri diğerinin kullanımı için gerekli ve önemli olan alt sınıfların var olması gerektiğini, müvekkilinin 41.sınıfta yer alan hizmetler olmaksızın ve hakları ihlal edilmeksizin davacının reklamcılık pazarlama ve halkla ilişkiler hizmetlerini markası altında gerçekleştirebileceğini, hizmetler arasında benzerlik bağlantı ve tamamlayıcılık ilişkisinin bulunmadığını, davalı … AŞ yönünden de davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevap vermediği görülmüştür.
GEREKÇE:
Davacı vekilinin davalı adına tescilli… sayılı … markasının kısmen hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat talepli dava açtığı, mahkemenin davanın kısmen kabulüne karar verdiği ve davalı markasının 41. sınıfta eğitim ve öğretim hizmetleri, sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalı yanın tescilli markasını kullanması nedeniyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet maddi ve manevi tazminat ve hükmün ilanına ilişkin taleplerinin reddine karar verdiği görülmüştür.
Davalılar vekilinin istinaf dilekçesinde; 35.sınıftaki hizmetler ile müvekkilinin markasının tescil ettirildiği 41.sınıftaki hükümsüzlüğüne karar verilen hizmetlerin birbirinden farklı olduğunu beyan ettiği anlaşılmışsa da; TPE tarafından benimsenen marka ve hizmetlerin sınıflandırılmasına ilişkin tebliğin, … sınıflandırmasına dayandığı, ancak TPE tarafından yapılan sınırlandırmanın mahkemeler yönünden bağlayıcılığının bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07/06/2006 tarihli 2006/11-338 Esas, 2006/338 Karar sayılı kararında “farklı alt gruplarda yer alan ürünler yönünden sınıf benzerliği incelemesinde, ürünlerin piyasa anlayışı benzer alıcı çevresine hitap etmeleri, benzer ihtiyaçları gidermede kullanmaları, son kullanıcıları, birbiri yerine ikame edilebilmeleri, rekabet etme olanaklarının bulunması, kullanım amaçları, birinin diğerini tamamlama imkanının bulunması, dağıtım kanalların ortak olması, kullanım yöntemleri ve hedeflenen halk kitlesinin” dikkate alınacağına işaret edildiği, Hukuk Genel Kurulu kararında işaret edilen kriterler dikkate alındığında davacı adına tescilli 2011/90389 tescil numaralı ve 2011/38416 tescil numaralı… markasının 35.sınıfta ” reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil) ” tescilli olduğu, davalının kısmen hükümsüzlüğü istenen 2012/80024 sayılı … markasının ise 41. sınıfta “eğitim ve öğretim hizmetleri, sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri” yönünden benzer oldukları, birbirini tamamlama, birinin diğerini ikame etme özelliğinin bulunduğu, benzer alıcı çevresine hitap ettikleri ve benzer ihtiyaçları giderdikleri kanaatiyle mahkeme kararının yerinde olduğuna, davalılar vekilinin davalı … AŞ yönünden istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; markanın davadan önce davalı …Ş. tarafından diğer davalı şirkete devredildiğini, ..AŞ’nin davalı sıfatının bulunmadığını beyanla bu davalı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesini istediği anlaşılmış, dosya kapsamına celp edilen TPE kaydından hükümsüzlüğü istenen… sayılı markanın davalı … Yayıncılık AŞ adına kayıtlı olduğu, dosyaya sunulan “…” isimli derginin davalı … Yayıncılık AŞ tarafından yayınlandığı anlaşılmakla davacı tarafça … AŞ’nin tecavüz iddiasına konu başka bir fiilinin de bulunmadığı ileri sürülmediğinden davalı sıfatının bulunmadığına, istinaf talebinin kabulüne, bu davalı yönünden mahkeme kararının kaldırılarak davalı … AŞ yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, kararın diğer kısımlarının muhafaza edilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince davalılar vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/12/2016 tarih ve 2015/149 E., 2016/240 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davalı … AŞ yönünden davanın husumet yokluğundan REDDİNE,
Davalı … AŞ yönünden davanın Kısmen Kabulü ile,
Davalı … AŞ nin TPE nezdinde tescilli 2012 80024 tescil nolu … ibareli markanın 41 sınıfta eğitim ve öğretim hizmetleri, sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet , maddi ve manevi tazminat ve hükmün ilanına ilişkin taleplerinin reddine,
İlk derece yargılaması nedeniyle;
Reddedilen davalar yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan ayrı ayrı 4 adet 44,40 TL maktu karar harcı olmak üzere toplam 177,60 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca, marka hükümsüzlüğü davası yönünden 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 27,70 TL’nin mahsubu ile kalan 16.70 TL bakiye karar harcının davalı … AŞ ‘den tahsiline Hazine’ye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hükümsüzlük ve sicilden terk talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 3.931,00TL vekalet ücretinin davalı … AŞ’den alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın husumet yönünden reddi nedeniyle, davalı … AŞ lehine 3.931,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen maddi tazminat yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı … AŞ’ye verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen manevi tazminat yönünden davalı yararına hesap olunan 500,00 TLvekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı … AŞ’ye verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen markaya tecavüz ve haksız rekabet yönünden davalı yararına hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı … AŞ’ye verilmesine,
Davacı tarafça ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.700,00 TL bilirkişi ücreti, 403,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.103,00 TL’nin ret ve kabul oranına göre takdiren hesaplanan 525,75 TL ve (başvuru+peşin) 55,40 TL harç olmak üzere toplam 581,15 TL yargılama giderinin davalı … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf yargılaması nedeniyle;
İstinaf aşamasında davalılar vekili tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde kendisine iadesine,
İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan 20,00 TL posta masrafından istinaf isteminin kabul red oranına göre 15,00 TL ve 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 100,70 TL’sinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, kalan giderin davalılar üzerinde bırakılmasına,
İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/01/2019