Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1508 E. 2018/387 K. 26.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1508 Esas
KARAR NO : 2018/387 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2016
NUMARASI : 2015/82 E., 2016/120 K.
DAVANIN KONUSU : Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ : 26/02/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “müvekkilinin manto-pardesü tasarım, üretim ve satışı yaptığını, TPE’den tasarım tescil belgesi aldığını, davalı tarafın ise bu tasarımları taklite ettiğini, İstanbul 2. FSHHM’nin 2014/42 Değ. İş. sayılı dosyasında bu hususun tespit edildiğini, davalı ürünlerinin malzeme ve üretim kalitesinin de düşük oluşu nedeniyle müvekkilinin itibarının da zedelendiğini” iddia ile 1.000 TL maddi 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, verilecek kararın ilanını, dava konusu ürünlerin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, bu kabul olmadığı takdirde imhasını talep ve dava etmiştir. 02.09.2016 tarihli ıslah ile maddi tazminat talebini 1.203,77 TL’sına yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, “dava konusu ürünlerin yüz yıldır bayan giyiminde kullanılan anonim ürünler olduğunu, benzer olduğu iddia edilen ürünlerin, davacının tescilinden önce üretilip satıldığını, bu nedenle davanın zamanaşımına uğradığını, bilirkişi raporunda izinsiz çekilen birkaç fotoğrafa göre değerlendirmede bulunulduğunu, müvekkilinin ürününün davacınınkinden farklı olduğunu, Bolero adlı modelin zaten başka biçimde olamayacağını, aksi takdirde Bolero ürün olmayacağını” savunarak davanın reddini istemiştir.
İstanbul (4) numaralı FSHHM bilirkişi raporu ve ek rapor aldıktan sonra, 01.12.2016 tarihinde, “davanın kısmen kabulüne, ıslaha göre 1.203,77 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 5.000 TL manevi tazminatın da davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dava konusu olan ve muhafaza altına alınmış ürünlerin imhasına,” karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili 09.01.2017 harç tarihli istinaf dilekçesinde, “davacı ürünlerinin anonim olduğuna dair savunmalarının bilirkişilerce incelenmediğini, Türkiye’de tesettür giyiminde birçok bayanın jile üzerine bolero giydiğini, dava konusu modelin anonim olduğunu, müvekkilinin ürününün ceket değil Bolero olduğunu, taklidin söz konusu olmadığıı, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının 23.03.2014 tarihinde tescil başvurusunda bulunduğunu, 04.07.2014 tarihinde ise tespit istediğini, on bir gün içinde davacıyı zarara uğratacak ürünlerin üretilmesinin mümkün olmadığını, mahkemenin maddi tazminatın dört katı manevi tazminata hükmettiğini, manevi tazminatın reddi gerektiğini ya da maddi tazminatı geçmemesi gerektiğini, ürünlerde davacı marka ya da logosu görünmediği halde manevi tazminata hükmedilmesinin yanlış olduğunu, sadece maddi tazminat talebiyle açılan davada, ıslah yoluyla manevi tazminat talep edilemeyeceğini” savunarak kararın kaldırılmasını, davanın reddini talep etmiştir.
Dosyada, davacının istinafa cevabına rastlanmamıştır.
Her ne kadar davalı taraf dava konusu ürünün davacının tasarım hakkına tecavüz oluşturmadığını, tasarımın anonim bir model olduğunu, ürünün Bolero adı verilen bir model olup, bunun ceket olmadığını iddia etmiş ise de, dosyada bulunan bilirkişi raporu, davacının 2014/04606 sayılı çoklu tasarım temel belgesinde yer alan 2.1 sayılı tasarım görseli ve davalının ürününe ait 2014/42 Değişik İş sayılı dosyadaki fotoğraflar ve tüm dosya kapsamına göre davalı tarafa ait ürünlerin, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 554 sayılı KHK’nun 48.maddesi anlamında tasarım hakkına tecavüz oluşturduğu, tasarım hakkına tecavüz iddiasıyla açılan davalarda, karşı dava olarak hükümsüzlük davası açılmadığı takdirde, davaya dayanak tasarımın tescil edilebilirlik koşullarının tecavüz davasında incelenemeyeceği gözetilerek davalının istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekili manevi tazminat miktarına da itirazda bulunmuş ise de, takdir edilen 5.000 TL manevi tazminatın fahiş olmadığı, bu rakamın ihlalin niteliği ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik büyüklükleri, mali devirler ile uyumlu olduğu gözetilerek bu yöne ilişkin istinaf isteminin de reddi gerekmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Davalıdan peşin olarak alınan 106,00 TL harçtan 35,90 maktu istinaf karar harcının mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde kendisine iadesine,
Davalı tarafından istinaf incelemesi sırasında yapılmış yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiyesinin talebi halinde kendisine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi.
26/02/2018