Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1471 E. 2019/207 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1471 Esas
KARAR NO : 2019/207
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2016
NUMARASI : 2014/919 2016/792
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 31/01/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkilleri … ve …’ın oğlu diğer davacıların da kardeşi olan …’ın 10/09/2011 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu vefat ettiğini, kazaya sebebiyet veren aracın davalı … tarafından kullanıldığını, bu aracın işleteninin diğer davalı … olduğunu, aracın diğer davalı … tarafından trafik sigortasının yapıldığını, sürücü davalı …’ın 100 promil alkollü olduğunu, kazanın aşırı sürat ve dikkatsizlikten meydana geldiğini, zaten bu sebeple davalı … hakkında asliye ceza mahkemesinde kamu davası açıldığını, müteveffanın ailenin en küçük bireyi olup anne ve babasına destek olduğunu, ayrıca tüm aile bireylerinin manevi yönden zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla baba … için 2.000 TL, anne … için 2.000 TL olmak üzere 4.000 TL maddi tazminatın, yine defin ve cenaze giderleri karşılığı 2000 TL’nin faiziyle birlikte tüm davalılardan, ayrıca her bir müvekkili için 20,000 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın da davalılar … ve …’ten faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 02/10/2015 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini davacı … yönünden 4.249,68 TL, davacı … yönünden ise 6.189,11 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili; manevi tazminatın teminat kapsamı dışında olduğunu, davacıların ve sigortalının müvekkiline ihbarda bulunmadığını, davacıların iddialarını ispat etmesi gerektiğini, kazada kusur durumunun belli olmadığını, kamu davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini bildirmiştir. Davalı … vekili, gerek olay sırasında tutulan trafik raporlarında, gerekse asliye ceza mahkemesinde alınan raporda ölen kişinin kazada asli kusurlu olduğunun belirlendiğini, ölenin otoyola tedbirsiz bir şekilde çıktığını, kazanın bu nedenle önlenemez durumda olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili, olayın yayaya kapalı transit yolda meydana geldiğini, müteveffanın olayda alkollü olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; 05/12/2016 tarihinde “1-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 2-Davacılardan …’ın 2.000 TL maddi tazminatın 27/07/2012 dava tarihinden ve ıslahla artırılan 2.249,68 TL maddi tazminatın 02/10/2015 ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile alacaklı olduğuna ve davalılardan müteselsilen tahsiline,
3-Davacılardan …’ın 2.000 TL maddi tazminatın 27/07/2012 dava tarihinden ve ıslahla artırılan 4.189,11 TL maddi tazminatın 02/10/2015 ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile alacaklı olduğuna ve davalılardan müteselsilen tahsiline,
4-Dava dilekçesinde defin ve cenaze giderleri için 2.000 TL talep edildiğinden bu talebin 472,50 TL lik kısmının kabul edilmesine ve sorumlu olan davalılardan müteselsilen tahsil edilerek tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacılara ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine,
5-Olayda her iki tarafında farklı düzeylerde ancak yasal sınırın üzerinde alkollü oldukları gözetilerek ve davalılardan sürücünün vefat edene kusuru ile çarptıktan sonra olay yerinden ayrılması ve olay yerini terk ettiği ve bu itibarla borçlar kanunu md. 56 hükümleri dikkate alınarak 1 ve 2 nolu gerçek kişi davalılardan 10.000’er TL manevi tazminat alacaklısı olduklarına, bu davalılardan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, bu suretle 5 adet davacı lehine ayrı ayrı 10.000’er TL hükmedilen manevi tazminatın dava tarihi olan 27/07/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsil edilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin olayın gerçekleştiği yolun yayaya kapalı oluşu ve vefat edenin de alkollü olması dikkate alınarak olayın özellikleri gözetilerek reddine,
6- 492 sayılı harçlar kanunu gereğince gerek maddi ve gerekse manevi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 4.160,90 TL.nispi karar harcının davacılar tarafından mahkeme veznesine yatırılan 308,90 TL peşin, 118,68 TL tamamlama (ıslah) harcının toplamı olan 427,58 TL.den mahsup edilerek bakiye kalan 3.733,30 TL nin 668,30 TL sinin maddi tazminat yönünden sorumlu olan tüm davalılardan, 3.065,00 TL sinin ise hükmün 5. md.göre manevi tazminat yönünden sorumlu olan davalılar … ve …Sigorta A.Ş.den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, ” şeklinde karar verilmiş, kararı davacılar vekili ile davalı … vekili istinaf etmiştir. Davacılar vekili istinaf sebebi olarak; bilirkişi tarafından eksik hesaplama yapıldığını, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının isabetli olmadığını, zira müteveffanın otomotiv sektöründe çalışan bir iş adamı olduğunu, vefatına kadar şirket kurup çalıştığını, şirketin kayıtlarında zarar görünse de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, kaldı ki tanıklardan …’un müteveffanın gelirin 15.000 TL, diğer tanık …’in ise müteveffanın aylık gelirinin 12.000-13.000 TL’nin üzerinde olduğunu beyan ettiğini, müteveffanın desteğinin yitirilmesi nedeniyle anne ve babanın hayat standardının düştüğünü, Yargıtay kararları uyarınca da gerçek gelirin esas alınması gerektiğini, gelirin düşük gösterilmesinin vergi mevzuatını ilgilendiren bir husus olduğunu, buna göre gerçek gelirin ortaya konması gerektiğini, bilirkişi raporunda gelirin tespit edilemediğinden bahisle asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hakkaniyete aykırı sonuçlar doğuracağını, ayrıca müteveffanın ölümüyle müvekkillerinin maddi ve manevi anlamda artık eskisi gibi olamayacaklarını, annesi …’ın yaşadığı derin üzüntü nedeniyle ve mevcut şeker hastalığının tetiklemesiyle bir gözünden görme kaybına uğradığını, yine yakın bir tarihte kalp krizi geçirdiğini, hükmedilen manevi tazminatın caydırıcı olmadığını bildirmiştir. Davalı … istinaf sebebi olarak; kusurun hangi taraf ya da taraflarda ne ölçüde olduğunun tespiti gerektiğini, özel ve teknik bilgiye sahip olmayan bilirkişiler tarafından verilen rapora dayalı olarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesi ya da İstanbul Üniversitesi Makine Fakültesi yahut karayollarından rapor alınması gerektiğini, 06/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda; hem … hem de müteveffada bulunan alkol miktarının yasal sınırın çok üzerinde olduğunu, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde alkolün yüksek etkisinin olduğu ancak münhasıran alkolün etkisinden bahsedilemeyeceği kanaatinin belirtildiğini, bu tespite rağmen kusur tespiti noktasında 27/07/2015 tarihli rapor ve kusur oranları birebir alınarak tespit yapıldığını, 244 promil alkollü yaya …’ın trafik kurallarına uymadığı, alkol oranının yüksekliği, bilinç kaybı seviyesine yakınlığı ve somut olaya ilişkin bu konuda değerlendirme bulunmadığını, raporun bu yönden eksik ve hatalı olduğunu, yine 21/10/2015 tarihli ve diğer dilekçelerinde kamu davasının sonucunun beklenmesi gerektiği, kusur oranının kesinleşmesi gerektiği ve murislerin kurumlardan olayla ilgili sağladıkları maddi menfaatlerin tespiti gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemenin kamu davasıyla ilgili hususu dikkate almadığını, raporların da bu yöne dikkat etmediğini, yine raporların itirazlarını giderici mahiyette olmadığını, bilirkişi raporunda aktüerya uzmanı bulunmayıp aktüer hesabının ehil olmayan bilirkişi tarafından yapıldığını, Yargıtay kararlarına göre aktüerler siciline kayıtlı aktüerya uzmanı tarafından hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilinin trafik sigortacısı olup genel şartlar 4/d maddesi gereğince araç sahibi ve araç işleteninden ödeyeceği paranın rücuen tahsili için onlara başvuracağı, bu nedenle usul ekonomisi açısından iki ayrı davaya sebebiyet vermemek adına müvekkili hakkındaki davanın reddi gerektiğini, davacının davasını ve taleplerini ispat etmesi gerektiğini, kaza tarihi itibariyle müteveffanın gelirinin bulunmadığını, dolayısıyla davacı tarafın gelirinin yüksek olduğuna ilişkin iddia ve beyanların haksız olduğunu, kararın 5.bendinde 1 ve 2 nolu davalılardan 10.000’er TL manevi tazminatın tahsiline karar verildiği, oysa kararda 2 nolu davalı olarak müvekkili sigorta şirketinin gösterildiğini, oysa genel şartlar A.3 maddesine göre manevi tazminatın teminat dışında kaldığını, kararın haksız olduğunu, yine her bir davacı adına vekalet ücreti belirlemesinin de hatalı olduğunu, ölenin kazada kusurlu olması nedeniyle kusur oranında indirim yapılması gerektiğini, meydana gelen kazada müteveffanın tam kusurlu olduğunu, buna göre davacıların müvekkiline işletene karşı ileri sürebilecekleri miktar kadar talepte bulunabileceklerini, 6098 Sayılı BK’nun 51-52 maddeleri uyarınca kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim uygulanması gerektiğini, kimsenin kendi kusuru ile hak elde edemeyeceğini, yine prof. …’den alınan mütalaada da belirtildiği üzere kusursuz sorumluluk olması müterafik kusurun hiçe sayılacağı anlamına gelmeyeceği ve kusur oranında indirim ve kusur illiyet bağının kesilmesine sebebiyet veriyorsa tazminat ödeme durumunun ortaya çıkmayacağının belirtildiğini, bu yönlerden de mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu bildirmiştir. Davanın başlangıçta Büyükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı ancak mahkemece davanın ticari nitelikte olduğu ve Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verildiği ve yargılamaya Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam edildiği görülmüştür. Dosyada bulunan ticaret sicil gazetesi örneğinden, müteveffa …’ın dava dışı … A.Ş’nin yönetim kurulu başkanı olduğu görülmüştür. Asliye ceza mahkemesinde açılan dava sonucunda sanık … hakkında taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan mahkumiyet hükmü verildiği, söz konusu kararın Yargıtay 12.Ceza Dairesi’nce ceza uygulaması yönünden 12/03/2015 tarihinde bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası verilen kararın ne olduğu ve kesinleşip kesinleşmediğinin dosyaya yansımadığı anlaşılmıştır. SGK’dan gelen 14/07/2015 tarihli cevabi yazıda; …’ın dosyasının incelendiği, kurum tarafından uzun vadeli sigorta kollarından herhangi bir aylık gelir bağlanmadığı ve cenaze yardımı yapılmadığının bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 27/07/2015 tarihli üç kişilik bilirkişi raporunda; dava dışı şirketin 12/2010 dönemi itibariyle resen terkin işlemlerinin yapıldığı, kazanın 09/10/2011 tarihinde meydana geldiği, şirketle ilgili ticaret sicilinde en son 2010 yılında tescil yapıldığı ve şirketin 03/01/2013 tarihinde İstanbul ticaret sicilindeki üyeliğinin askıya alındığının belirtildiği, dosyaya sunulan 11/09/2013 tarihli borç dökümüne göre müteveffanın ortak ve yetkili olduğu şirketin 2006 yılı sonrasına ilişkin borçlarının 11/09/2013 tarihi itibariyle faizli karşılığının 474.595,85 TL olduğunun belirtildiği, kazanın olduğu tarih itibariyle şirketin ticari faaliyetinin bulunmadığı, dolayısıyla herhangi bir gelirinin olmadığı, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın yola kontrolsüz şekilde geçtiği ve trafik kazasının meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, …’in ise 2918 Sayılı KTK’nun 85.maddesi uyarınca kusursuz sorumluluğunun olduğu, araç sürücüsü …’ın ise aşırı hızla seyrettiğinden tali kusurlu bulunduğu, müteveffanın %65, …’ın ise %35 oranında kusurlu oldukları, davacı …’ın toplam net zararının 4.249,68 TL, annesi …’ın gerçek zararının ise 6.189,11 TL olduğu, büyükşehir belediyesinin cenaze ve defin giderleri toplamının 1.350,00 TL olup bundan kusur indirimi yapıldığında istenebilecek defin ve cenaze giderinin 472,50 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan ve heyete nöroloji uzmanın da dahil edildiği 06/01/2016 havale tarihli raporda ise; sürücü…’in kanındaki alkol miktarının 100 promil olup yasal sınırın üzerinde olduğu, yaya …’ın 244 promil alkollü olup yasal sınırın çok üzerinde olduğu, olayın oluş saati nedeniyle aynı şartlar altında kanında alkol bulunmayan bir kişinin/kişilerin de trafik kurallarına uymadığı takdirde böyle bir kazaya sebebiyet verebileceği, bu yüzden dava konusu olayın meydana gelişinde alkolün etkisinin olduğu, ancak kazanın münhasıran alkol etkisi altında gerçekleştiğinin bahsedilemeyeceği, kusur oranlarında herhangi bir değişiklik olmadığı, dolayısıyla hesaplamalarda da bir değişiklik yapılmasına gerek duyulmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Olayla ilgili düzenlenen 10/09/2011 tarihli olay yeri inceleme raporu formu başlıklı belge düzenlendiği görülmüştür. Büyükçekmece 6.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/882 Esas sayılı dosyasına sunulan yüksek mühendis bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; sanık sürücü …’ın tali kusurlu, müteveffanın ise asli kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Olay tarihi olan 10/09/2011 tarihinde 100 promil alkollü olduğu anlaşılan davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otobüsle D100 karayolunda Büyükçekmece istikametinden Avcılar istikametine seyir halindeyken seyir yönüne göre taşıt yolunun sağından soluna doğru davacıların çocuğu ve kardeşi olan ve olay sırasında 244 promil alkollü olduğu anlaşılan …’ın yaya olarak yola çıktığı ve otobüsün sağ ön kısmı ile …’a çarparak ölümüne sebebiyet verdiği, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın %65 oranında, davalı …’ın %35 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Davacılar vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; müteveffanın otomotiv sektöründe çalışan bir iş adamı olduğu belirtilerek asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının doğru olmadığı ileri sürülmüş ise de, müteveffanın yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin 12/2010 dönemi itibariyle re’sen hakkında terkin işlemleri yapıldığı, şirketin 03/01/2013 tarihinde üyeliğinin askıya alındığı ve bu şirketin 2006 yılı sonrasına ilişkin borçlarının 11/09/2013 tarihi itibariyle faizli karşılığının 474.595,85 TL olup kaza tarihi itibariyle şirketin ticari faaliyetinin bulunmadığı, dolayısıyla herhangi bir gelir olmadığı gözetildiğinde, bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Yine manevi tazminatın düşük olduğu ileri sürülmüş ise de, olayın meydana gelmesinde müteveffanın asli kusurlu olduğu gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminat miktarları düşük değildir. Açıklanan bu sebeplerle davacılar vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Davalı … şirketinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; kusur oranlarına itiraz edilmiş ise de, gerek bilirkişi heyetinin uzmanlığı, gerekse olayın oluşu ve dosya kapsamı gözetildiğinde, söz konusu kusur raporunun yerinde olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan 06/01/2016 havale tarihli bilirkişi raporu içeriği gözetildiğinde, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşmediği görülmüştür. Yine Büyükçekmece 6.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/888 esas sayılı dosyasında alınan raporda …’ın tali kusurlu, müteveffanın asli kusurlu olduğunun belirtilmesi karşısında ayrıca Yargıtay 12.Ceza dairesi’nin 12/03/2015 günlü bozma ilamı içeriği gözetildiğinde, kamu davasının sonucunun beklenmesi gerektiğine ilişkin davalı vekilinin istinaf talebi de yerinde değildir. Öte yandan gerek SGK tarafından verilen cevaptan ve gerekse dosya içeriğinde davacıların dava dışı kurumlardan menfaat temin ettikleri yolunda bilgi ve belge dosya içeriğinde bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar dosya kapsamına, olayın oluşuna ve Yargıtay uygulamalarına uygun bulunduğundan bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Yine olayda müteselsil sorumluluk söz konusu olduğundan davalı … şirketinin kendi haklarında hükmedilen tutar yönünden diğer sorumlulara rücu edileceği gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Ayrıca ölenin kusuru oranında indirim yapılması gerektiğine ilişkin istinaf sebebi de destekten yoksun kalma tazminatının niteliğine uygun olmadığından bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde değildir. Öte yandan davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından her bir davacı için ayrı vekalet ücreti takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Ne var ki mahkemece hüküm yerinde 2 nolu davalı … olduğu halde hükmün 5.bendinde manevi tazminatın 1 ve 2 nolu gerçek kişilerden tahsili şeklinde karar verilmesi hükmün infazında duraksamaya yol açabileceği gibi, davacı tarafın davalı … şirketinden manevi tazminat talebi de bulunmadığı ve manevi tazminatın trafik sigortası kapsamında olmadığı gözetildiğinde bu yöne ilişkin istinaf talebi yerindedir. Yine hükmün 6. ve 7.bentlerinde de davalı … şirketinin manevi tazminattan sorumlu olduğu belirtilerek yargılama gideri ve harçlardan ayrıca sorumlu tutulması da doğru olmadığından ve hükmün yazılışında karışıklık bulunduğundan re’sen bağlamında gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Hal böyle olunca davacılar vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı …Ş vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve istinaf edilmeyen hususlar ile kazanılmış haklar gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE,
2-Davalı …Ş vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
3-Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2016 gün, 2014/919 Esas, 2016/792 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,
5-Davacılardan … için 2.000 TL maddi tazminatın 27/07/2012 dava tarihinden ve ıslahla artırılan 2.249,68 TL maddi tazminatın 02/10/2015 ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiliyle bu davacıya verilmesine,
6-Davacılardan … için 2.000 TL maddi tazminatın 27/07/2012 dava tarihinden ve ıslahla artırılan 4.189,11 TL maddi tazminatın 02/10/2015 ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiliyle bu davacıya verilmesine,
7-Dava dilekçesinde defin ve cenaze giderleri için 2.000 TL talep edildiğinden bu talebin 472,50 TL’lik kısmının kabul edilmesine ve bu tutarın tüm davalılardan müteselsilen tahsil edilerek tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacılara ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine,
8-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; her bir davacı lehine 10.000’er TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan dava tarihi olan 27/07/2012 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle tahsili ile davacılara ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine,
9- 492 sayılı harçlar kanunu gereğince gerek maddi ve gerekse manevi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 4.160,90 TL nispi karar harcının davacılar tarafından mahkeme veznesine yatırılan 308,90 TL peşin, 118,68 TL tamamlama (ıslah) harcının toplamı olan 427,58 TL den mahsup edilerek bakiye kalan 3.733,30 TL nin 668,30 TL’sinin maddi tazminat yönünden sorumlu olan tüm davalılardan, 3.065,00 TL’sinin ise hükmün 5. md.göre manevi tazminat yönünden sorumlu olan davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
10- Davacılar tarafından yatırılıp, karar harcı olarak mahsup edilen 308,90 TL peşin, 118,68 TL tamamlama (ıslah), 21,15 TL başvuru harçları ile, 2.300,00 TL bilirkişi ücreti, 407,60 TL. tebligat ve müzekkereden ibaret davacı tarafından yapılan toplam 3.156,30 TL. yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.710,70 TL’nin 306,21 TL’sinin tüm davalılardan, geri kalan 1.404,49 TL’nin ise maddi ve manevi tazminattan sorumlu davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, yargılama giderinin red olunan kısma isabet eden 1.445,60 TL.nin ise davacılar üzerinde bırakılmasına,
Maddi Tazminat Yönünden;
11- Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden ve aralarında ihtiyati dava arkadaşlığı bulunduğundan, avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan;
a) Davacı … yönünden 2.725,00 TL. ücreti vekaletin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,
b) Davacı … yönünden 2.725,00 TL ücreti vekaletin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,
c) Defin ve cenaze giderleri için kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 472,50 TL. ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
d) Defin ve cenaze giderleri için red edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.527,50 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
Manevi Tazminat Yönünden;
12) Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden ve aralarında ihtiyati dava arkadaşlığı bulunduğundan, avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan;
a) Davacı … yönünden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …Ş dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,
b) Davacı … yönünden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …Ş dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,
c) Davacı … yönünden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …Ş dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,
d) Davacı … yönünden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …Ş dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,
e) Davacı … yönünden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …Ş dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,
13- Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden kısmen kabulüne karar verilen manevi tazminat yönünden avukatlık asgari ücret tarifesinin 10/1-2 maddesi uyarınca hesaplanan;
a) 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …Ş dışındaki diğer davalılara verilmesine,
b) 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …Ş dışındaki diğer davalılara verilmesine,
c) 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …Ş dışındaki diğer davalılara verilmesine,
d) 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …Ş dışındaki diğer davalılara verilmesine,
e) 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …Ş dışındaki diğer davalılara verilmesine,
14-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı …Ş’ye iadesine,
15- İstinaf aşamasında davalı davalı …Ş tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 11,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 96,70 TL’nin davacılardan alınarak davalı …Ş’ye verilmesine,
16-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
17-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
18-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.31/01/2019