Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1464 E. 2018/51 K. 22.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1464 Esas
KARAR NO : 2018/51 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2017
NUMARASI : 2016/103 E., 2017/24 K.
DAVANIN KONUSU : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/01/2018
İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nden verilen 31/01/2017 tarihli kararına karşı davacı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, incelendi.
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili “davalının tescil ettirdiği… nolu endüstriyel tasarımın müvekkilinin daha önce tescil ettirdiği …. nolu tasarımlarıyla aynı ve kötü niyetli olduğunu, davalının iş yerinin hemen müvekkilinin iş yerinin yakınında olduğunu, davalının müvekkilinden görerek taklit ederek tescil elde ettiğini, dava tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığını” iddia ile tasarımın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevaben, “her ikisinin de omuz şalı olmaları dışında davacı tasarımı ile müvekkilinin tasarımı arasında hiçbir benzerlik olmadığını, müvekkilinin tasarımının yeni ve ayırt edici olduğunu, müvekkilinin tasarımında omuz kısımlarına ait bölümde kısa bir şerit halinde kürk bulunduğunu, ön bölümlerde de kürk bezemeleri yer aldığını, nükleer silahlanma kampanyasının barış sembolünden esinlendiklerini, dokuma sisteminin iplik esnekliğinin farklı olduğunu, düğmeleme sistemi açısından da farklılık bulunduğunu” savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özelliği bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu tasarımın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinafında önceki savunmalarını tekrar etmiş ve “itirazlarının değerlendirilmediğini, hatalı bilirkişi raporunun bir noter vazifesi görülerek onaylandığını, halbuki mahkeme önüne getirilen hususlar değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği, mahkemelerin bilirkişi raporlarını tasdik mercii olmadığını” beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili raporun hüküm kurmaya elverişli olduğunu ve kararın doğru olduğunu beyanla istinaf isteminin reddini istemiştir.
İstinaf konusu kararın “Dava” başlıklı ilk paragrafının, “Cevap” başlıklı ikinci paragrafın, “gerekçe” başlıklı bölümde yer alan “554 sayılı” ibaresiyle başlayıp, “fiillere dahildir” ibaresiyle biten 3.paragrafın hemen sonrasında yer alan ve “KHK” ibaresiyle başlayan paragrafın tamamının, “Davalı” ibaresi ile başlayan 5.paragrafın tamamının, “Davacı” ibaresi ile başlayan 6.paragrafın tamamının ve “Tasarımların” ibaresiyle başlayan 7.paragrafın tamamının, bilirkişi raporunun birebir kopyası olduğu, o kadar ki bilirkişi raporundan aynen karara aktarılan 5.paragraftaki “cahnel” biçimindeki yazım hatasının bile, aynen kararda yer aldığı görülmektedir.
Böylece kararın bilirkişi raporundan kopyala-yapıştır yöntemiyle oluşturulduğu açık olduğu gibi, rapora yapılan itirazlarda bilirkişilerin uzman olduğu gerekçesiyle gerçek hukuki gerekçe gösterilmeden reddedilmiştir. Ayrıca HMK 266.maddesiyle yasaklanmasına rağmen heyete hukukçu bilirkişi dahil edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3.maddesi tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılmasını emretmektedir. Mahkeme kararlarının gerekçesiz olması Anayasa’nın 141/3 maddesi’ne aykırı olduğu gibi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nn 6.maddesinde yer alan “Adil yargılanma hakkı”na da aykırılık teşkil etmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 297.maddesine göre de “gerekçe hükümde bulunması zorunlu hususlardan birisidir.
Somut olayda istinafa konu kararın büyük bölümü, bilirkişi raporunun birebir kopyası olup, rapordaki imla hatasının dahi gerekçeli karara aktarılmış olduğu da dikkate alındığında, istinaf konusu kararın, Anayasanın aradığı anlamda gerekçeden yoksun olduğu, bu haliyle denetlemeye elverişli bir kararın ve gerekçenin bulunmadığı sonucuna varılmış olup HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince tarafların gösterdikleri deliller hiç değerlendirilmediğinden karar verildiğinden davalı tarafın istinaf istemi bu nedenle yerinde görülerek yeniden ve denetlenebilir bir gerekçeli karar yazılarak dosya tekrar dairemize gönderilmek üzere kararın kaldırılarak dosyanın geri çevrilmesi gerektmiştir.
KARAR:
Davalı tarafın istinaf isteminin kabulü ile,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3 maddesi ve 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 31/01/2017 tarih ve 2016/103 Esas, 2017/24 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden ve denetlenebilir bir gerekçeli karar yazılarak taraflara tebliğ edildikten sorna yeniden dairemize gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
İstinaf incelemesi yapılmadığından bu aşamada harç hususunda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 22/01/2018